Kaddafi'den Serrac'a Türkiye-Libya ilişkileri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Reuters-Arşiv)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Reuters-Arşiv)
TT

Kaddafi'den Serrac'a Türkiye-Libya ilişkileri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Reuters-Arşiv)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Reuters-Arşiv)

Hürriyet gazetesinde 2011 tarihinde yer alan bir makalede, emekli Büyükelçi Taner Baytok’un, Libya eski lideri merhum Muammer Kaddafi’nin Kıbrıs Barış Harekatı’ndan hemen sonraki günlerde Türkiye’ye verdiği desteği hatırlatan anılarına yer verildi.
Söz konusu habere göre, 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’ndan hemen sonraki günlerde Türkiye ciddi silah eksikliği çekerken, Kaddafi kapatmış olduğu ABD üssünde bulunan bol miktardaki silah ve füzeyi kendilerine gönderebileceklerini bildirdi.
İlgili makalede, kısa bir süre sonra 4 uçak dolusu silah ve malzemenin Türkiye’ye gönderildiği ve Kaddafi’nin bu silahların parasını almayı reddettiği bilgisi de yer aldı.
O dönemde NATO’da görevli bir diplomat olan Baytok anılarını şu ifadelerle anlattı:
“Ben bir diplomat olarak Türkiye’nin çok zor günlerinde Kaddafi’nin gösterdiği bu dostluğu hiç unutamam. Bunu bir vefa borcu olarak anlatıyorum”
Bloomberg’e göre Baytok’un anıları, Libya liderinin devrildiği ve ülkenin yeni bir kaos dönemine girdiği 2011 yılında basında yer aldı.  
Devran değişti: Türkiye yükselişte, Libya bölündü
Şimdi ise Türkiye bir yükseliş yaşıyor ve Libya iç savaş ile bölünmüş durumda. Bununla birlikte, aradaki bağlar yeniden canlanıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) yardım etmek üzere Türk birliklerini Libya'ya göndermek üzere verdiği söz, bölge ülkelerinin büyük gaz ve petrol kaynakları üzerinde çekiştiği bir zamanda Doğu Akdeniz'deki hassas güç dengesine yönelik bir tehdit olarak algılandı.
Türkiye’nin geçtiğimiz Kasım ayında UMH ile imzaladığı Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'in bazı bölgelerinde haklara sahip olduğu konusunda elini güçlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamasında UMH ile imzalanan mutabakat kapsamında yakında doğal gaz ve petrol arama ruhsatı vermeye başlayacaklarını bildirerek, “Hedefimiz ülkemizi küresel enerji merkezlerinden biri haline getirmektir. Türkiye olarak kesinlikle bölgesel gerilim peşinde değiliz, asla da olmadık” dedi.
UMH ile varılan mutabakata gelen tepkiler
Doğu Akdeniz'de keşfedilen en büyük gaz rezervine sahip olan Mısır ise Kıbrıs'ın kaynakları üzerinde egemenlik haklarını ihlal eden veya bölgede güvenlik ve istikrarı tehdit eden her türlü adımın sonuçları hakkında uyarıda bulundu.
Kıbrıs Rum Yönetimi, bu konuda Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Fransa'nın desteğine sahip.
Bölgeye geçtiğimiz yıl fırkateyn gönderen Fransa, önümüzdeki günlerde de uçak gemisi Charles De Gaulle'u göndermeyi planlıyor.
Kıbrıs Rum Kesimi’nden bir yetkiliye göre Suudi Arabistan da Türkiye'nin yayılmacı hırslarının etkileri konusunda endişelenerek, Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yakın duruyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz'deki herhangi bir doğal gaz arama faaliyeti veya boru hattı projelerinde söz sahibi olması gerektiğini söyledi.
Kıbrıs Rum Kesimi’nden bir yetkili ise Doğu Akdeniz'de şu an şahit olunan nüfuz mücadelesinin, ABD'nin Ortadoğu ve Afrika'dan çekilmesinin yarattığı boşluğun bir sonucu olduğunu öne sürdü.
Rusya’nın güçlenen varlığı Türkiye’ye yaradı
ABD denizaşırı varlığını azaltırken, Rusya bölgedeki varlığını güçlendiriyor.
Bu değişiklik de, yeni ve güçlü müttefik Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile birlikte Erdoğan’a Doğu Akdeniz'deki eski Türk nüfuzunu yeniden canlandırma fırsatı tanıdı.
Erdoğan, Rusya gazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyacak Türk Akımı doğal gaz boru hattının açılış töreni vesilesiyle 8 Ocak'ta Putin’i ağırladı.
Bu arada, Erdoğan ve Putin, Libya’da çatışan iki taraf arasında ateşkes yapmaya çalışsa da söz konusu çatışmada her ikisi de farklı tarafları destekliyor.
Türkiye kazanırsa Rusya hiçbir şey kaybetmez
Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi'nde Libya uzmanı olan Grigoriy Lukyanov, Erdoğan’ın UMH ile varılan mutabakat konusunda Rusya'nın desteğini beklediğini, bu yüzden Putin'den Trablus hükümetini yenilgiden kurtarmak için yardım istediğini öne sürdü.
Lukyanov, “Türkiye kazanırsa Rusya hiçbir şey kaybetmez. Bölgedeki hareketleri nedeniyle Türkiye'ye herhangi bir yaptırım uygulanacak olursa da, bu Erdoğan'ı Moskova'ya daha da yakınlaştıracak. Bu yüzden söz konu durum her halükarda Rusya için faydalı” yorumunda bulundu.
EastMed doğal gaz boru hattının etkileri
İsrail gazını Türkiye'yi by-pas ederek Avrupa'ya taşımayı amaçlayan EastMed doğal gaz boru hattı projesi de tarihsel ve bölgesel çatışmalara yeni bir boyut kazandırdı.
İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ABD destekli EastMed anlaşmasını imzalaması, Erdoğan'ın Türkiye'yi uluslararası bir enerji ticaret merkezi yapma hayallerine darbe niteliğinde oldu.
Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi, söz konusu anlaşmanın Türkiye ile Libya UMH arasında varılan mutabakata yanıt verme amacı taşıyan başarısız bir girişim olduğu yorumunda bulundu.
ABD Kongresi, geçtiğimiz Aralık ayında EastMed boru hattı projesine destek de dâhil Doğu Akdeniz bölgesinde enerji ve güvenlik işbirliğinin artırılmasını öngören yasa tasarısını onayladı.
Söz konusu tasarı, ABD yönetiminin hem Kıbrıs Rum Yönetimi, hem de Yunanistan'a askeri yardım sağlamasına izin veriyor.
Ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın Erdoğan ve Putin'e karşı yumuşak tutumları nedeniyle Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi ABD’nin desteği konusunda tam olarak emin olamıyor.
Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, Trump ile bu ayın başında Beyaz Saray’da yaptığı görüşmede, Türkiye’nin ‘kabul edilemez’ adımlarını gündeme getirdi.
Öte yandan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD ve NATO’nun açıkça ‘Rus karşıtı bir şekilde’ bölgedeki askeri varlıklarını güçlendirdiğini dile getirdi.



Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

TT

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

İsrail ordusu bugün, aynı bölgede Hamas'a ait üç kilometreden uzun büyük bir tünelin imha edildiğini duyurduktan bir gün sonra, kuvvetlerinin “Majin Oz” adı verilen yeni bir eksenin açılışını tamamladığını açıklayarak Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri, özellikle de Han Yunus sakinlerini şaşırttı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, “188. Tugay ve Golani Tugayı güçleri Han Yunus'un doğusu ve batısını ayıran Majin Oz ekseninin açılışını tamamladı. Eksen yaklaşık 15 kilometrelik bir mesafe boyunca uzanıyor.”

Yeni “Majin Oz” ekseni Han Yunus'un doğusunu batıdan ayıracak ve Han Yunus'un Refah'tan ayrılmasını “Morag” ekseniyle de devam ettirecek.

Resim  İsrail ordusu tarafından yayınlanan, soldan sağa çapraz olarak uzanan ve Morag ekseni ile bir noktada kesişen Magen Oz ekseninin görüntüsü

Han Yunus bölgesindeki son hamleler, İsrail'in “insani şehir” olduğunu iddia ettiği ve Refah'taki (Gazze Şeridi'nin güneyi ve Han Yunus) yüz binlerce Gazzeli’nin bir çadır alanına tıkıştırılmasına yol açacak planla aynı zamana denk geliyor.

İsrail ordusuna göre bu yeni eksen, Hamas üzerindeki “baskının” ve Han Yunus Tugayı'na karşı yürütülen savaşın çözümünün merkezi bir parçası.

Bir parçalama politikası

Ancak İsrail, Gazze'yi parçalamak ve Doha'da devam eden dolaylı müzakerelerde İsrail'in Şerit'ten tamamen çekilmesinde ısrar eden Hamas üzerinde baskı kurmak için tesadüfi coğrafi eksenler dayatma politikası izliyor.

Gazze'deki saha kaynakları Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, "Yeni eksen İsrail'in kontrolü altındaki birçok bölgeyi kapsıyor: Kizan en-Neccar, Curti el-Lut, Şeyh Nasır, Mean, Menara, Huza'a, Absan, al-Kara'a ve Beni Suheyla." Kaynaklar, “bu bölgenin, herhangi bir Filistinlinin sınıra yaklaşmasını önlemek için sınırdan 2 kilometreden daha uzağa ulaşan geniş tampon bölgeler oluşturmayı amaçladığını,

bunun da Han Yunus'un doğu bölgesinde yaşayan yüz binlerce kişinin İsrail güçlerinin orada kalması halinde, evlerine dönmesini engellemek anlamına geldiğini” belirtti.

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre yeni “Magen Oz” ekseninin ilan edilmesiyle Hamas üzerinde daha fazla baskı kurulması amaçlanıyor.

İsrail, Refah'ı Han Yunus'tan ayıran Morag ekseninden çekilmemekte ısrar ederken, İbrani medyasının Refah'ın yaklaşık 2 kilometreye kadar olan bazı bölümlerinde askeri kontrolü sürdürmesi koşuluyla “eksenden çekilmek için müzakerelerde esneklik önerdiği” yönündeki haberleri Hamas reddediyor. Hamas, tamamen çekilene kadar kademeli bir çekilme için harita ve belirli tarihler konusunda ısrar ediyor.

Hamas, özellikle geçtiğimiz ocak ayında gerçekleşen ateşkes sırasında İsrail ordusu tarafından kurulan Netzarim ekseninin (Gazze Şehri'nin güneyinde, Gazze Şeridi'nin kuzeyini merkezinden ve güneyinden ayıran) büyük bir kısmı ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde geçici olarak kurulan eksenlerin bir kısmını ortadan kaldırmayı başardıktan sonra, kademeli geri çekilme ve bu yeni eksenlerin ortadan kaldırılması taleplerinde ısrarcı görünüyor.

Büyük Tünel Yıkıldı

Bu arada İsrail ordusu dün, iki aydan uzun bir süre önce Han Yunus'ta yapılan operasyonlar sırasında keşfedilen büyük bir Hamas tünelini yıktığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, güçlerinin "merkezi bir yeraltı yolunda bulunan tüneli keşfettiğini ve tamamen yok ettiğini" belirterek, tünelin "yaklaşık 3,5 kilometre uzunluğunda olduğunu ve içinde birkaç sığınak bulunduğu" kaydedildi.

Şarku'l Avsat'a konuşan Filistinli saha kaynaklarına göre “bu tünel Hamas'ın askeri kolu olan El Kassam Tugaylarına ait en uzun tünellerden biri ve tünelden birçok tünel ve açılım bulunuyor, savunma tünelleri, komuta ve kontrol için kullanılan tüneller var.”

“Tünelin Mean, Al-Menara ve Han Yunus'un güneydoğusundaki diğer bölgelerde yer aldığını” belirten kaynaklar, “tünelin Kassam Tugayları savaşçıları için savaş düğümleri içerdiğine ve bu tüneli gerek bu bölgelerde gerekse büyük tünelin açıldığı yakın bölgelerde İsrail güçleriyle savaşmak için kullandıklarına” işaret etti.

Kaynaklar, son birkaç haftalarda bu bölgelerde çok sayıda operasyon gerçekleştirildiğini ve İsrail araçlarının patlayıcı düzenekler ve tanksavar füzeleriyle hedef alındığını belirtti.

Kaynaklar, savaşın belirli bir döneminde, büyük tünelin içinde, saha komutanlarının İsrail güçlerine karşı muharebeleri yönettiği, bu güçlerin hareketlerinin izlendiği ve onlara karşı saldırı planlamak için hareketlerinin belgelendiği komuta ve kontrol için özel tüneller bulunduğuna dikkat çekti.

rtgy6u
Gazze tünelinin içindeki bir İsrail askeri, Kasım 2023 (Reuters)

İsrail güçleri, savaşın başlangıcında ve Netzarim ekseninin kontrolünde duyurulduğu gibi, bazıları 2 ve 3 kilometre uzunluğa ulaşan, bazıları Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile merkezini birbirine bağlayan ve araçların geçtiği çeşitli büyüklükteki tünellerin imha edildiğini sık sık duyurdu.

İsrail güçleri Gazze Şeridi'nde 20 aydan fazla bir süredir faaliyet göstermelerine, Hamas'ın kabiliyetlerini önemli ölçüde yok etmeyi başardıklarını iddia etmelerine rağmen, Han Yunus örneğinde olduğu gibi girdikleri bölgelere her yeniden girişlerinde daha fazla tünel ortaya çıkarmakta ve bunları yok etmek için çalışmaktadırlar. Saha kaynakları İsrail ordusunun daha önce bu bölgede en az bir kez, bazı bölgelerde ise iki kez operasyon düzenlediğini vurguluyor.