Van'da çığ altında kalanları arayanların üzerine çığ düştü: Ölü sayısı 33'e yükseldi

Türkiye'nin doğusunda meydana gelen çığ bölgesindeki yardım görevlileri (AP)
Türkiye'nin doğusunda meydana gelen çığ bölgesindeki yardım görevlileri (AP)
TT

Van'da çığ altında kalanları arayanların üzerine çığ düştü: Ölü sayısı 33'e yükseldi

Türkiye'nin doğusunda meydana gelen çığ bölgesindeki yardım görevlileri (AP)
Türkiye'nin doğusunda meydana gelen çığ bölgesindeki yardım görevlileri (AP)

Van-Bahçesaray kara yolunda meydana gelen çığ faciasında hayatını kaybedenlerin sayısı 33’e yükseldi.
Dün akşam saat 17.00 sıralarında üzerine çığ düşen minibüste bulunan 5 kişinin cansız bedenine ulaşılırken, 6 kişi ise sağ olarak kurtarılmıştı. Minibüste olduğu değerlendirilen ve sabah saatlerinden itibaren devam eden 2 kişiyi kurtarma çalışmaları sürdürülürken ikinci defa çığ düştü. 33 kişinin cansız bedenine ulaşılırken, yaklaşık 70 kişi de yaralı olarak kurtarılarak çeşitli hastanelere sevk edildi.
Bölgede zorlu hava koşulları altında arama kurtarma çalışmaları devam ederken, dünkü çığ faciasında ise 5 kişi hayatını kaybetmişti.

AFAD: Çığda 33 kişi hayatını kaybetti 53 kişi yaralandı
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Van'da yaşanan ikinci çığda aralarında güvenlik görevlilerinin de bulunduğu 33 kişinin hayatını kaybettiğini, 53 kişinin ise yaralandığını açıkladı.
AFAD, Van'ın Bahçesaray ve Çatak ilçeleri arasındaki bölgeye düşen ikinci çığda hayatını kaybedenlerin sayısının 33'e yükseldiğini bildirdi. Yapılan açıklamada, "Çığ altında kalan AFAD Van İl Müdürü ile Birlik Müdürü hastanede tedavi görüyor. Olaya müdahale için bölgedeki AFAD il müdürlüklerinden 67 arama kurtarma uzmanı 11 araçla alana sevk edildi. Ayrıca 75 kişilik Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ve 10 kişilik AFAD arama kurtarma ekibi ile 2 araç, Ankara'dan askeri uçakla bölgeye gönderiliyor. Haberleşmenin aksamaması için alanda bir mobil baz istasyonu kuruldu. 3 mobil baz istasyonu daha bölgeye doğru yola çıkarıldı. Bir AFAD Mobil Koordinasyon Merkezi, Elazığ'dan bölgeye gönderildi. Türk Kızılayı, 350 kişilik kumanyayı bölgeye sevk etti. AFAD İzmir, Bursa ve Samsun arama kurtarma birlikleri olası bir ihtiyaç için teyakkuz durumuna geçirildi. Olaya müdahale edilmesi için bölgeye aralarında Şırnak İtfaiyesi'nden 4 kişinin de bulunduğu toplam 156 arama kurtarma personeli ve 18 araç sevk edildi. Bölgeye ayrıca 28 ambulans ve 10 Sağlık Bakanlığı UMKE ekibi gönderildi. AFAD İl Müdürü'nün görevi sırasında çığ altında kalması nedeniyle Van İl Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi'nin koordinasyonu için AFAD Muş İl Müdürü ve ekibi Van'a ulaştırıldı. Van Bahçesaray ve Çatak arasındaki karayoluna 4 Şubat 2020 günü 17.45'te çığ düşmüştü. AFAD Van koordinasyonundaki arama kurtarma ekipleri, çığ altında kalan minibüs ve iş makinesinden 8'i sağ olmak üzere 13 vatandaşımızı çıkarmıştı. Ulaşılamadığı değerlendirilen 2 kişi için AFAD Van ve koordinasyonundaki Jandarma, UMKE, 112 Acil Sağlık, Karayolları, Büyükşehir Belediyesi ile itfaiye ekiplerinin çalışmaları sürerken 12.00 sularında ikinci çığ düştü. Alanda çalışan ekiplerden bir kısmı çığ altında kaldı" denildi.
MSB'den çığ açıklaması
Milli Savunma Bakanlığı'ndan (MSB) yapılan açıklamada ise "Van'da yaşanan çığ felaketi nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerimize ait bir uçak, arama-kurtarma çalışmalarına destek verecek olan 75 kişilik AFAD ve Jandarma personeli ile gerekli teçhizatı Ankara'dan Van'a ulaştırmak üzere görevlendirildi" ifadeleri kullanıldı.
Facianın olduğu bölge çığ riskine karşı boşaltıldı
Van-Bahçesaray kara yolunda meydana gelen ve 33 kişinin hayatını kaybettiği çığ bölgesi olası bir faciaya karşı boşaltıldı.
Bölgede zorlu hava koşulları altında arama kurtarma çalışmaları devam ederken, üçüncü bir çığ uyarısı daha yapıldı. Buna karşılık ekipler bölgeden yaklaşık 10 kilometre uzaklaştırılırken, çığ tehlikesinin bertaraf edilmesi bekleniliyor.

Minibüste olduğu değerlendirilen ve sabah saatlerinden itibaren devam eden 2 kişiyi kurtarma çalışmaları sürdürülürken ikinci defa çığ düştü. İlk bilgilere göre çığ altında araçlar ve kurtarma ekibinin kaldığı bildirildi. Çığ faciasından bazı kurtarma ekibi görevlileri ve bölgeye desteğe giden vatandaşlar kendi imkanlarıyla kurtulurken, arama kurtarma çalışmalarının yoğun şekilde devam ettiği belirtildi.
Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, arama kurtarma faaliyeti yürüten ekibin üzerine çığ düştüğünü söyledi.

Çığ bölgesinde​n görüntüler (İHA)

Erdoğan'ın danışmanı yaralı kurtarıldı
Van'da meydana gelen ikinci çığ faciasında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan'ın da çığ altında kaldığı ve yaralı olarak kurtarıldığı bildirildi.
Van-Bahçesaray kara yolunun 33. kilometresinde üzerine çığ düşen minibüste bulunduğu değerlendirilen 2 kişiyi arama çalışmaları devam ederken ikinci çığ düştü. Bölgede incelemelerde bulunan ve Bahçesaraylı olan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve AK Parti Van eski Milletvekili Gülşen Orhan'ın da çığ altından yaralı olarak kurtarıldığı belirtildi. Hemen Çatan Devlet Hastanesine kaldırılan Gülşen Orhan'a ilk müdahalenin yapıldığı bildirildi.
Facianın olduğu bölgede üçüncü çığ uyarısı
Van-Bahçesaray kara yolunda meydana gelen ve 33 kişinin hayatını kaybettiği çığ bölgesinde üçüncü çığ uyarısı yapıldı.

Çığ bölgesinden görüntüler (İHA)

Bölgede zorlu hava koşulları altında arama kurtarma çalışmaları devam ederken, üçüncü bir çığ uyarısı daha yapıldı. Arama kurtarma çalışmalarına destek vermek için gelen vatandaşlar bölgede uzaklaştırılırken, kurtarma çalışmaları ise aralıksız sürdürülüyor.
Van AFAD Müdürü çığ felaketinden yaralı kurtarıldı
Van-Bahçesaray kara yolunun 33. kilometresinde meydana gelen ikinci çığ faciasında Van Afet ve Acil Durum (AFAD) İl Müdürü Usman Uçar yaralı olarak kurtarıldı.
Dün akşam saat 17.00 sıralarında üzerine çığ düşen minibüsteki 5 kişinin cansız bedenine ulaşılırken, 6 kişi ise sağ olarak kurtarılmıştı. Minibüste olduğu değerlendirilen ve sabah saatlerinden itibaren devam eden 2 kişiyi kurtarma çalışmaları sürdürülürken ikinci bir çığ daha düştü. Bölgede arama kurtarma çalışmalarına katılan Van AFAD İl Müdürü Osman Uçar çığ altından yaralı olarak kurtarılarak Van Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.
Meteorolojiden ‘Bahçesaray’ açıklaması
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, çığ bölgesindeki hava durumuyla ilgili açıklama yayınladı.
Yapılan açıklamada, “Çığ bölgesinde bugün akşam saatlerine kadar orta ve zamanla hafif kuvvette kar yağışlarının devam edeceği tahmin ediliyor. Yarın (Perşembe) bölgede yağış beklenmiyor. Cuma günü başlayacak kar yağışlarının öğleden sonra etkisini arttırması ve pazar sabah saatlerine kadar kuvvetli rüzgârla birlikte tipi şeklinde yoğun olarak devam edeceği tahmin ediliyor. Bölgede çığ oluşma riskine karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır” denildi.
Çığ bölgesine Muş AFAD İl Müdürü Veysi As görevlendirildi
İkinci çığ faciasında arama kurtarma faaliyetlerini koordine ettiği sırada çığ altında kalan Van AFAD İl Müdürünün yerine Muş AFAD İl Müdürü Veysi As bölgeye gönderildi.
Olayda arama kurtarma faaliyetlerini koordine ettiği sırada çığ altında kalan Van AFAD İl Müdürü Osman Uçar'ın yerine Muş İl AFAD Müdürü Veysi As, çığ bölgesine görevlendirildi. AFAD Muş İl Müdürlüğünden yapılan açıklamada, bölgeye Muş AFAD Müdürlüğü olarak tam donanımlı 2 arama kurtarma aracı, 6 arama kurtarma personeli, 1 enformasyon memuru ve il müdürünün intikal ettiği kaydedildi.
Van AFAD Müdürü Uçar yaşadığı dehşeti anlattı 
Van Afet ve Acil Durum (AFAD) İl Müdürü Osman Uçar, yaralı olarak kurtulduğu ikinci çığ faciasında yaşadığı dehşeti anlattı.
Dün akşam saat 17.00 sıralarında üzerine çığ düşen minibüsteki 5 kişinin cansız bedenine ulaşılırken, 6 kişi ise sağ olarak kurtarılmıştı. Minibüste olduğu değerlendirilen ve sabah saatlerinden itibaren devam eden 2 kişiyi kurtarma çalışmaları sürdürülürken ikinci bir çığ daha düştü. Bölgede arama kurtarma çalışmalarına katılan Van AFAD İl Müdürü Osman Uçar çığ altından yaralı olarak kurtarılarak Van Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan Osman Uçar, yaşadığı dehşeti anlattı.

Çığ bölgesinden görüntüler (İHA)

Uçar, “Son iki kişiyi çıkarmak istedik. Minibüsün altında ve çevresinde olabilir diye arama yapıyorduk. Minibüs baya aşağıda olduğu için iş makinesiyle aşağıya indirmemiz gerekiyordu. İş makinesi yol açarken biz de ona yolu tarif etmeye çalışıyorduk. O an bir gürültü duyduk. Sonra kar altında kaldık. Baya bir sürüklendik. Üstte bir kepçe daha çalışıyordu, üstteki kepçe devrildi ve bizleri önlerine alıp savurup götürdü. Derinliklere kadar bizi götürdü. Ben yarıya kadar kar içerisindeydim. Kendi imkanlarımla çıktım. AFAD, sağlık ekipleri, jandarma, itfaiye ve vatandaş vardı. Allah’a şükür ki biz çalışma alanını o an boşalttık. Bütün vatandaşları bölgeden uzaklaştırdık. Etraftan uzaklaştırdık ve ikinci aramayı biz yapacağız dedik. Sakin bir ortam oluşturduk. Vatandaşlar ve oradaki personellerin tamamı orada çalışmış olsalardı çok daha kötü bir durum olurdu. Çığ alanında sadece bizler ve jandarma vardık, diğerleri yukarıda onlar da sürüklendi” dedi.
Çığ faciası için 5 savcı görevlendirildi
Van Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, “İlimiz Bahçesaray ilçesinde çığ düşmesi sonucu hayatını kaybeden ve yaralanan vatandaşlarımızın adli işlemleri yönünden konu bizzat Van Cumhuriyet Başsavcısı Oğuzhan Dönmez tarafından titizlikle takip edilmekte olup, 5 cumhuriyet savcısı adli işlemler yönünden görevlendirilmiştir” denildi.



İran ve müzakereler öncesinde kartları toplama

Fotoğraf: İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)
Fotoğraf: İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)
TT

İran ve müzakereler öncesinde kartları toplama

Fotoğraf: İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)
Fotoğraf: İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)

Hasan Fahs

Tahran ve Moskova arasında pozisyon ve hedeflerde bir ayrışma veya uzaklaşma olduğunu düşündüren atmosfere ve Rusya'nın ihaneti, İsrail saldırılarına karşı koymak için gerekli desteği sağlamayı reddetmesi nedeniyle İran sokaklarını saran hayal kırıklığı hissine rağmen, iki taraf arasında perde arkasında yaşananlar bu hissin ve görüntüye dayalı tutumların ötesine geçiyor. Zira Tahran'ın düşüşü, her şeyden önce Moskova'yı kuşatma, hatta devirme yolunun artık açık olduğu anlamına geliyor. Bu durum, özellikle Rus mevkidaşı Vladimir Putin'in tutumundan duyduğu derin rahatsızlığı dile getiren Başkan Trump başta olmak üzere, ABD yönetiminin tutumlarındaki tırmandırma ile birlikte netleşmeye başladı. Trump son olarak Washington'un bunların bedelini ödemeyeceğini vurgulayarak, Ukrayna'ya silah sevk etme kararı ile birlikte Rusya'ya yönelik vergileri artırma kararı aldı.

Tahran'ın düşmesi, ikinci olarak, Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi’ne trajik bir şekilde son verecek ve Trump'ın Çin'i kuşatma ve ekonomik ve siyasi emellerine nokta koyma hedefini daha gerçekçi ve ulaşılabilir kılacaktır. Zira İran toprakları, Batı Asya’daki kara bağlantısı projesindeki en önemli ve jeo-ekonomik bağlantıyı oluşturuyor. Buradan yola çıkarak, Çin'in Şanghay İşbirliği Örgütü Dışişleri Bakanları Konferansı kapsamında Çin'in başkenti Pekin'de İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov arasında bir görüşme gerçekleşmesini kolaylaştırma çabası anlaşılabilir. Bu görüşme, Arakçi'nin Çinli mevkidaşı Dışişleri Bakanı Wang Yi ile yaptığı ön görüşmenin akabinde, Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ile yaptığı görüşmenin ardından gerçekleşti.

Rus bakanın belirli bir tutum benimsememe konusundaki ısrarı -veya başka bir deyişle, İran-Amerikan nükleer krizi konusunda açık ve net bir tavır beyan etme konusundaki isteksizliği- ile Lavrov'un Rusya'nın barışçıl nükleer enerji hakkı konusunda İran'ın yanında durduğu açıklaması göz önüne alındığında, Lavrov, ülkesinin İran'ın kendi topraklarında zenginleştirme faaliyetlerinde bulunma hakkı talebine ilişkin tutumunu bir şekilde belirsiz bıraktı. Bu durum, Moskova'nın bu ilişkiyi, Washington ile yaşanan krize çözümler ve çıkış yolları sunmak için kullanmasına olanak tanıyor. En azından İran'ın zenginleştirilmiş uranyum stoku ve Rusya'ya nakledilerek İran'ın gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere elektrik üretimi için yakıta dönüştürülmesi olasılığı konusunda.

Ancak, her iki yöndeki bu ikili görüşmeler, yeni bir diplomatik çerçeve oluşturabilir. Söz konusu çerçevenin de 16 Ekim'de, BM Güvenlik Konseyi'nin 2231 sayılı kararının sona ermesinden, 7. Bölüm kapsamında İran'a karşı uluslararası yaptırımların yeniden devreye alınmasına yönelik “tetik mekanizmasının” çökmesinden önceki üç ay boyunca, bir sonraki aşamanın şekillenmesine katkıda bulunması bekleniyor.

Her iki tarafın, yani Amerikalılar ile İranlıların, bu sefer doğrudan müzakere masasına döneceğine şüphe yok. Bu nedenle, her iki taraf da müzakere masasına oturmadan önce gücünü pekiştirecek kartları toplamaya çalışıyor. Washington askeri eyleme başvurmakla tehdit ederken ve askeri seçeneğe geri dönebileceğini deklare ederken, aynı zamanda Güvenlik Konseyi'ne başvurma ve tetik mekanizmasını aktifleştirme hakkına sahip olan Avrupa “troykası”ndaki (üçlüsü) müttefiklerinin nüfuzuna güveniyor.

Buna karşılık, Tahran'ın elindeki seçeneklerden biri, bir ay önce 13 Haziran'da şafak vaktinde düzenlenen saldırıda olduğu gibi hazırlıksız yakalanmamak için olası bir askeri çatışmaya hazırlık seviyesini yükseltmektir. Tahran ayrıca, Avrupa üçlüsünün Washington ile koordinasyon halinde başvurabileceği herhangi bir kararı engellemek için diplomatik seçeneği de aktifleştirecektir. Yani hem Moskova'yı hem de Pekin'i 5 Ağustos'tan önce nükleer anlaşmadan çekildiklerini açıklamaya ikna etmek için çalışması gerekecektir. Bu durumda iki ülke, 2015 anlaşmasına bağlı kalmaları halinde kaybettikleri veto haklarını geri kazanacak, böylece Washington ve üçlünün alabileceği herhangi bir karara karşı bu hakkı kullanabileceklerdir.

Tahran, eşzamanlı füze kabiliyetlerini yeniden değerlendirerek askeri hazırlıklarının seviyesini yükseltiyor ve bu kabiliyetleri müzakere masasında görüşmeye zorlayabilecek herhangi bir baskıyı kabul etmeyi reddediyor. Bununla birlikte bakım ve muharebe kabiliyetleri açısından, gelişmiş SU-35 savaş uçaklarının kendi istediği koşullar altında tedariki konusunda Moskova ile yaşadığı mevcut anlaşmazlığı, ihtiyaçlarını karşılayabilecek Çin savaş uçaklarına yönelerek aşmaya çalışıyor. Zira Çin'in koşulları daha az karmaşık ve daha dinamik. Bu hazırlıklar veya Tahran'ın deyimiyle “parmağını tetikte tutmak”, özellikle de güçlü bir konumda olduğunu hissettiği için diplomatik sürece geri dönmeyi reddettiği anlamına gelmiyor. Eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'in, rejimin ve İran'ın tarihindeki bu kritik anda Dini Lider'in diplomasinin rolü hakkındaki sözlerini tekrarlaması, İran rejiminin diplomatik ve siyasi seçeneği destekleme ve askeri seçeneğe geri dönme ihtimalini savuşturma arzusunun birçok göstergesini taşıyor olabilir. Zarif'in de dediği gibi, Dini Lider diplomatik çabaları İran’ın gücünün temel taşlarından biri olarak nitelendirdi ve bunlara başvurmanın diğer tüm seçeneklerin veya güç yapılarının yokluğu veya kaybı anlamına gelmediğini belirtti. Çünkü “diplomasiyle elde edilebilecek bir şey savaşla elde edilmemelidir ve diplomatik seçenek kesinlikle daha az maliyetlidir.” Bakan Arakçi de tüm temaslarında, Şanghay İşbirliği Örgütü, BRICS ülkeleri ve hatta Avrupa üçlüsündeki mevkidaşlarıyla yaptığı çeşitli toplantı ve istişarelerde bu seçeneğe bağlı kalıyor. Washington ile müzakere masasına dönme olasılığını, Güvenlik Konseyi ve Avrupa üçlüsü tarafından İran nükleer tesislerine yönelik ABD-İsrail ortak saldırısının açıkça kınanmasına ilave olarak, yaptırımların yeniden uygulanması seçeneğinin, yani “tetik mekanizmasının” geri çekilmesi koşuluna bağlıyor. Zira tetik mekanizmasının aktifleştirilmesi “troyka” ülkelerini müzakerelerin dışında bırakabilir. Bu durum da İran'ı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ve müfettişleriyle iş birliğini askıya alma kararının ardından tansiyonu daha da yükseltecek adımlar atmaya zorlayabilir.

Arakçi'nin belirgin sert tutumu, İran'ın müzakereler konusunda isteksiz olduğu anlamına gelmiyor. Aksine, İran’ın müzakerelere güçlü bir konumda katılmaya çalıştığını gösteriyor. Çünkü İran, herkese güç ve kudrete sahip olduğunu ve bu gücü kullanabileceğini kanıtladığına, ABD-İsrail saldırısına verdiği yanıtla da bunu gösterdiğine inanıyor. Dolayısıyla, diplomatik fırsat, bu gücü ve elde ettiği başarıları pekiştirmek için en uygun yol ve en etkili mekanizmadır.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.