Sevgililer gününe özel rotalar

Sevgililer gününe özel rotalar
TT

Sevgililer gününe özel rotalar

Sevgililer gününe özel rotalar

Sevgililer Günü, romantik tatil planları için beraberinde tatlı bir telaş getirerek yaklaşıyor. Online otobüs ve uçak bilet satış sitesi obilet.com, sevgililere özel unutulmaz anılar biriktirebilmeleri için hem Avrupa’nın hem de Türkiye’nin en romantik adreslerini sıraladı.
14 Şubat’ta sevgilinize verebileceğiniz en güzel hediyelerin başında birlikte geçireceğiniz romantik bir tatil yer alıyor. Bu yıl cuma gününe denk gelen Sevgililer Günü, özellikle 3 gün süren uzun hafta sonu tatili yapmak isteyenler için fırsat oluştururken farklı konseptlerle birleştirilecek seyahat planları için hem Avrupa’da hem de Türkiye’de birbirinden güzel seçenekler bulunuyor.
Web sitesi ve mobil uygulaması üzerinden hızlıca uçak ya da otobüs bileti alma fırsatı sunan site, aşk dolu seyahatler için yurt içi ve yurt dışında en güzel 14 Şubat rotalarını ve önerilerini şu şekilde sıralıyor;
Avrupa’da aşk bir başka
Verona, İtalya

Shakespeare'in unutulmaz Romeo ve Juliet eserinin geçtiği ünlü İtalyan şehri Verona, dünyanın en romantik yerlerinin başında geliyor.
Her yıl Sevgililer Günü’nü “Verona in Love” festivaliyle kutlayan şehir, sokaklara yayılan süslemeler ve etkinliklerle buram buram aşk kokuyor. Konserlerin, festivale özel şehir turlarının, yemek pazarlarının yanı sıra düzenlenen maratonla da çiftlere alternatif bir tatil programı sunuyor.
İtalya’nın kendine has mimarisiyle romantizmi buluşturan Verona, aradığınız romantik tatil için ilk tercihiniz olabilir.
Paris, Fransa
En romantik filmlere ev sahipliği yapmış, en tutkulu aşk romanlarına konu olmuş bir şehirde sevgilinizle romantik bir tatil geçirmek istiyorsanız, ışıl ışıl caddeleri ve tüm ihtişamıyla Paris sizi bekliyor.
Paris’i ziyaret ettiğinizde Eyfel Kulesi’ne çıkıp şehri tepeden izleyebilir, Montmartre’ın sanatla dolup taşan sokaklarında yürüyebilir, Saint Germain’de bir kafede oturup keyif yapabilirsiniz.
Romantik bir akşam yemeği için de birbirinden güzel alternatiflere sahip Paris’te unutulmaz bir 14 Şubat geçirebilirsiniz.

Brugge, Belçika
Sakinlik ve huzurun baş rollerde olduğu romantik bir tatil planlıyorsanız Brugge’e şans verebilirsiniz.
Dantel gibi işlenmiş rengarenk evleri, buram buram çikolata ve waffle kokan Arnavut kaldırımlı sokakları, dinginlik veren kanalları ile insanı kendine çeken şehirde dolaşırken kendinizi gerçekten bir masalın baş kahramanları gibi hissedeceksiniz.
Prag, Çek Cumhuriyeti
Kafka’nın şehri Prag; köprüleri, heykelleri ve tarihi yapılarıyla insana unutamayacağı bir görsel şölen yaşatıyor.
Sevgilinizle nehir kenarında yürüyüp, köprülerdeki sanatçıları izledikten sonra şehrin sımsıcak mekanlarında keyifli vakit geçirmek istiyorsanız romantizmin başkentlerinden biri olan Prag en güzel alternatiflerden biri olacaktır.
Her köşesi bir kartpostal karesini andıran şehirden, sevgilinizle ömür boyu saklayacağınız muhteşem fotoğraflarla döneceksiniz.
Lviv, Ukrayna
Taş sokakları, samimi kahve dükkanları ve eski model tramvaylarıyla sizi bir zaman makinesi gibi geçmişe götürüyor Lviv.
Sevgilinizle hem alternatif hem romantik hem de uygun bir tatil geçirmek istiyorsanız kaçabileceğiniz en güzel şehirlerden biri olan Lviv’de müzeler, enfes kokular yayan çikolatacılar ve eğlence mekanları da 14 Şubat tatilinizi renklendirmek için sizleri bekliyor.
Roma, İtalya
Aşıkların koruyucusu olarak bilinen Aziz Valentine’in yaşadığı şehir olan Roma için hem dünyanın en romantik şehri hem de aşkın merkezi demek mümkün.
İtalyan mutfağının karşı konulmaz lezzetleri, İtalyanların samimiyeti ve neşesi ile renklenen romantik bir destinasyon arıyorsanız rotanızı Roma’ya çevirebilirsiniz.
Herkesi büyüleyen Aşk Çeşmesi’ne giderek dilek dilemeyi ve aşkınızı tazelemeyi ihmal etmeyin.
Türkiye’nin en romantik adresleri
Sapanca, Sakarya

Sapanca Gölü, Marmara Bölgesi’nden çıkmadan Türkiye’de cenneti yaşamak isteyen İstanbullular için ilk akla gelen adreslerden biri.
Göl ve çevresinde son derece lüks ve konforlu konaklama imkanları mevcut olan Sapanca’da planlayacağınız 14 Şubat tatilinizde sevgilinize spa veya masaj da hediye edebilirsiniz.
Yılın bu en güzel döneminde biraz şımarmak ve biraz da doğaya yakınlaşmak için Sapanca’yı tercih edebilirsiniz.
Abant, Bolu
14 Şubat planları için oldukça popüler bir adres olan Bolu, gölleri ve doğasıyla her mevsim büyülü bir tatil bölgesi.
Bolu’nun en güzel bölgelerinden olan Abant ise beyazlar içinde sizi karşılayarak romantik tatiliniz için unutulmaz bir atmosfer sunuyor.
Otelinizin imkanları doğrultusunda hamam, sauna ya da şömine ile kendinizi şımartabileceğiniz tatiliniz için erkenden rezervasyon yaptırmakta fayda var.
Kapadokya, Nevşehir
Başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanından ziyaretçi alan Kapadokya, Sevgililer Günü’ne balon turuyla başlama fırsatı da veren eşsiz bir doğaya sahip.
Sabahın ilk ışıklarını gökyüzünün farklı renkleriyle karşılayabilir, akşam yemeğinizi Peri Bacaları manzarası eşliğinde yiyebilir, taş konaklarda ya da mağara tipi yerleşimlerde kalabilirsiniz.
Yurt dışına gitmeyerek kurtulacağınız vize ve seyahat masraflarını da dikkate alarak jakuzi ve şömineli odalar tercih edebilirsiniz.

Alaçatı, İzmir
Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı, kolay ulaşımının yanı sıra taş evleri ve şömineli butik otelleriyle 14 Şubat planlarınız için öne çıkıyor.
Rezervasyon yaptırmak için geç kalmamanız gereken yerlerin başında gelen Alaçatı’da neredeyse tüm oteller oda ve kahvaltı konseptinde hizmet verirken, kahvaltılar şıklıkta birbirleriyle yarışıyor.
Henüz bahar gelmeden sakin sokaklarıyla kalbinizi çalacak olan Alaçatı’nın sakinlerinin de sizi rahat ettirmek ve keyifli bir Sevgililer Günü geçirmenizi sağlamak için ellerinden geleni yapacaklarına emin olabilirsiniz.
Ağva, İstanbul
İstanbul’dan fazla uzaklaşmadan sevgilinizle baş başa bir tatil yapmak isterseniz Ağva şahane bir seçenek sunuyor.
Sessiz ve şirin atmosferiyle aşkınızı tazeleyebileceğiniz bu ilçe aynı zamanda doğası, otelleri ve yeme içme mekanlarıyla da romantik tatilinize eşlik ediyor.
Rezervasyon yaptırmadan önce Sevgililer Günü’ne özel programları da inceleyerek kendinize en uygun konseptle uzun bir hafta sonu tatili geçirebilirsiniz.

 


Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology