Avrupa'nın en yaşanabilir şehirleri açıklandı

Kopenhag ECA International'ın 2019 ve 2018'deki listelerinde de listenin ilk sırasında yer almıştı (Reuters)
Kopenhag ECA International'ın 2019 ve 2018'deki listelerinde de listenin ilk sırasında yer almıştı (Reuters)
TT

Avrupa'nın en yaşanabilir şehirleri açıklandı

Kopenhag ECA International'ın 2019 ve 2018'deki listelerinde de listenin ilk sırasında yer almıştı (Reuters)
Kopenhag ECA International'ın 2019 ve 2018'deki listelerinde de listenin ilk sırasında yer almıştı (Reuters)

Yeni yapılan bir sıralamaya göre Kopenhag ve Bern, Avrupa'nın en yaşanabilir şehirleri.
Yerleşim hareketliliği danışmanlığı yapan ECA International, tüm dünyadan 480 şehri, sağlık hizmetleri, barınma, serbest vakitler için hizmetler, güvenlik, hava kalitesi ve siyasi gerilimler gibi faktörleri göz önünde bulundurarak değerlendirdi.
Temiz hava, hizmet kalitesi ve düşük suç oranı, Danimarka'yla İsviçre'nin başkentlerini sıralamanın zirvesine taşıyan nedenler arasındaydı.
Listenin ilk beşini Lahey, Cenevre ve Hollanda'danın Eindhoven şehri tamamladı. Eindhoven, 20 şehirlik listede yer alan 4 Hollanda kentinden biri oldu.
İlk 10'da ayrıca Stavanger, Amsterdam ve Dublin gibi şehirler yer buldu.
İlk 20'de yer alan tek Birleşik Krallık (BK) kenti olan Edinburgh, Stockholm'le birlikte 19. sırayı paylaştı. Londra, düşük güvenlik ve kirlilik notlarıyla 47. sırada yer aldı.
ECA International'ın üst düzey yerleşim yeri değerlendirme analisti Neil Ashman, "Kirlilik, suç oranı ve terör tehditleri, Londra, Manchester, Belfast ve Glasgow gibi büyük BK şehirlerinin yaşanabilirliğini etkileyen faktörler arasında" diye konuştu.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, Ashman sözlerine şöyle devam etti: "İş için başka şehirlere yerleşmek veya yurtdışına taşınmak isteyen Avrupalılar, sıralamamızda ilk 20'ye hakim olan ülkelerden İrlanda, İsviçre, Hollanda, Almanya veya Norveç'teki birçok yerde iyi bir yaşam kalitesi bekleyebilir."
Okyanusun öteki kıyısında Kanada'nın Toronto ve Vancouver şehirleri, Madrid, Berlin ve Londra gibi şehirlerin de önüne geçerek sıralamada Avrupa dışındaki en yaşanabilir kentler seçildi.
İşte en yaşanabilir 20 şehir:
1. Kopenhag, Danimarka
1. Bern, İsviçre
3. Lahey, Hollanda
3. Cenevre, İsviçre
5. Eindhoven, Hollanda
5. Stavanger, Norveç
7. Amsterdam, Hollanda
7. Basel, İsviçre
9. Dublin, İrlanda
9. Lüksemburg, Lüksemburg
9. Göteborg, İsveç
12. Aarhus, Danimarka
12. Rotterdam, Hollanda
14. Zürih, İsviçre
15. Bonn, Almanya
15. Münih, Almanya
17. Viyana, Avusturya
17. Hamburg, Almanya
19. Stokholm, İsveç
19. Edinburgh, İskoçya



Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology