Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, Rusya ve Türkiye’nin bölgedeki tansiyonu düşüremedikleri takdirde durumun daha da kötüleşeceği uyarısında bulundu ve İdlib'de derhal ateşkes yapılması çağrısında bulundu. Bununla birlikte Batılı ülkeler Astana sürecine ve garantör ülkelerin Suriye'de devam eden şiddeti durdurma gücüne güvenmediklerini ifade ederek, BM’nin rolüne geri dönmesi ve Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararının uygulanması çağrısında bulundular.
BM Suriye Özel Temsilcisi, Güvenlik Konseyi'nin Suriye'deki durumla ilgili düzenlediği oturumun başında, Cenevre'den video konferans yoluyla New York'taki Güvenlik Konseyi üyelerine brifing verdi. İlk olarak BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in kuzeybatı Suriye'deki insani durumun hızla bozulmasına ilişkin ciddi endişelerini hatırlatan Pedersen, devam eden askeri operasyonların Aralık ayından bu yana yaklaşık 900 bin sivilin yerinden olmasına neden olduğunu söyledi. Yüzlerce kişinin bu operasyonlar sırasında öldüğüne ve çocukların soğuktan hayatlarını kaybettiğine dikkat çeken Pedersen, insanların güvende olmak için dondurucu soğuklara katlanmak zorunda kaldıklarını belirtti. BM Suriye Özel Temsilcisi ayrıca, bir kez daha askeri çözümün mümkün olmadığını ve derhal ateşkes ilan edilmesi gerektiğini vurguladı.
Pedersen’den Rusya, Türkiye ve İran vurgusu
Pedersen, hükümet güçlerinin ve müttefiklerinin M5 karayolunun doğusundaki tüm alanı ve Halep'in batı kırsalları da dahil olmak üzere otoyolun batısındaki birçok alanı kontrol altına aldığına dikkat çekti. Türkiye ve Suriye hükümet güçleri arasındaki şiddetli çatışmalara değinen Pedersen, Rusya'nın Suriye hükümetinin askeri operasyonlarını desteklemeye aktif olarak katıldığını sözlerine ekledi. Ayrıca Münih Güvenlik Konferansı'nda Rusya ve Türkiye'nin yanı sıra Tahran’dan da üst düzey yetkililerle yaptığı son toplantılarda dile getirdiği hususlara dikkat çeken Pedersen, Türkiye ve Rusya’nın İdlib'de tırmanışı önlemenin garantörleri olmaları dolayısıyla halihazırda bölgedeki tansiyonun düşürülmesinde kilit bir rol oynamaları gerektiğini vurguladı.
Rus-Türk toplantılarında henüz anlaşmaya varılamadığını belirten Pedersen, yapılan açıklamalara atıfta bulunarak, durumun daha da kötüleşebileceğini söyledi. Bu bağlamda Güvenlik Konseyi kararlarına, önceki anlaşmalara, uluslararası hukuka ve ülke egemenliğine saygıya dayalı ciddi uluslararası işbirliği çağrısında bulunarak, terör gruplarının yarattığı ciddi ve sürekli tehdidin de üstesinden gelineceği bir çözüm bulunması gerektiğini belirtti. Diğer bazı bölgelerde de rahatsız edici gelişmelerin yaşandığına dikkat çeken Pedersen, güney Suriye'deki durumun hala endişe kaynağı olduğunu dile getirdi. Bununla birlikte temsilci, sivil kayıplara ilişkin raporlara da dikkati çekti.
DEAŞ endişesi
Pedersen, ülkenin kuzeydoğusundaki ve Humus'un çevresindeki çöl bölgesinde tekrarlanan saldırılara işaret ederek, DEAŞ’ın ortaya çıkışının oldukça endişe verici bir durum olduğunu söyledi. Hükümet ve muhalifler arasında oluşturulan anayasa komitesinin ‘taraflar arasında güven inşası için bir kapı olacağı’ yönünde umutlu olduğunu dile getiren Pedersen, fakat şimdiye kadar bunun sağlanamadığını kaydetti.
BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock, geçen hafta sonu boyunca çoğunluğunu Atarib ve Darat Izza bölgelerinden kimselerin oluşturduğu 160 bin kişinin çatışmalar nedeniyle bölgeden kaçtığını söyledi. Aralık'tan bu yana yaklaşık 900 bin kişinin yerinden edildiğine ve bunların 500 binden fazlasının çocuk olduğuna dikkati çeken Lowcock, insanların korkunç koşullar altında kaçmaya çalıştıklarını dile getirdi. Yaklaşık 50 bin kişinin ağaçlık alanlara veya diğer açık yerlere sığındığını kaydeden Lowcock, bebek ve çocukların soğuktan öldüğüne ilişkin günlük raporlar aldığını söyledi.
ABD, Almanya ve İngiltere’den İdlib mesajı
ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Kelly Craft, şu anda Suriye'de yaşananların kabul edilemez olduğunu dile getirdiği açıklamasında, Rusya ve Türkiye'ye İdlib'deki tansiyonu düşürmeleri için çağrıda bulundu. Uzun süredir ateşkes için Rusya’ya ve Astana modeline güvenildiğini ifade eden Craft, “Daha önce durum net değildi. Ancak şimdi şiddeti sona erdirmek için Astana grubuna güvenmek kesinlikle doğru değil. Suriye'nin kuzeybatısındaki şiddete derhal son vermenin en açık yolu, yeni bir ateşkes girişimi için BM’nin tüm sorumluluğu üstlenmesidir” diyerek sözlerini sürdürdü.
Almanya'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Christoph Heusgen ise Craft’ın sözlerine destek vererek, bölgedeki durumu “kabus” olarak nitelendirdi. Astana formülünün artık geçerli olmadığını ve BM’nin müdahale etmesi gerektiğini belirten Heusgen, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) olarak burada yaşananlara bir son vermek adına büyük bir sorumluluğumuz var” dedi.
İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Karen Pierce, Astana yolunun terk edilmesi ve BM ile çalışarak siyasi sürecin başlatılması gerektiğini söylerken, Fransız mevkidaşı Nicolas de Revere ise Astana'daki mevcut krizin Suriye savaşının başlangıcından bu yana yaşanan en kötü kriz olduğunu belirtti.
BM Suriye Özel Temsilcisi İdlib'de derhal ateşkes yapılması çağrısında bulundu
BM Suriye Özel Temsilcisi İdlib'de derhal ateşkes yapılması çağrısında bulundu
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة