Kimyasal silah kullanımı nasıl ortaya çıktı?

Dünya Savaşında anti-kimyasal maskeli İngiliz askerleri
Dünya Savaşında anti-kimyasal maskeli İngiliz askerleri
TT

Kimyasal silah kullanımı nasıl ortaya çıktı?

Dünya Savaşında anti-kimyasal maskeli İngiliz askerleri
Dünya Savaşında anti-kimyasal maskeli İngiliz askerleri

Eski çağlardan beri, devletler savaşlarda duman ve zehirli gazları silah olarak kullanıyordu. Daha fazla ‘kan dökmek isteyen’ ordular, okları ve mızrakları zehirlere batırıp düşmanlara düşmanı hedef alıyordu.
Ayrıca eski zamanda Çinlilerin kullandığı etkili bir zehirleme yöntemi vardı. Bu yöntemde zehirli bitkiler yakılıp ağız tüfekleriyle düşmana atılıyordu.
16. yüzyılda İtalyan bilim insanı Leonardo da Vinci, birden fazla düşmanı kısa sürede yok etme amacıyla arsenik gibi bazı zehirli maddeleri kullanıp ölümcül silahlar üretmeyi önerdi.

Gaz maskesi takılan İngiliz ordusuna ait bir köpek
Çağdaş dönemde, Almanya kimyasal silahların üretimi ve kullanımı alanında öncüydü. Hatta Birinci Dünya Savaşı’nın ortasında 22 Nisan 1915 tarihinde Alman İmparatorluğu, müttefiklerin saflarında ağır kayıplara sebep olan ve savaş kavramını tamamen değiştiren yeni tür silahlar kullandı.
Yirminci yüzyılın başlarında, dünya güçlerinin çoğu kimyasal silahların kullanımının tehlikeli olduğunun farkındaydı. Bu nedenle 1899 ve 1907 yıllarında yapılan Lahey konferanslarında resmi olarak savaşlarda bu tür silahların kullanılması yasaklandı.
Ancak Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcında, yasaktaki boşluktan faydalanan devletler uluslararası anlaşmalarda yasaklanmayan göz yaşartıcı gazı silah olarak kullandı.
Bu sırada, Almanya gizlice kimyasal silahları geliştirme programı üzerine çalışmaya başladı. Ocak 1915’e gelindiğinde, Almanlar ürettiği yeni zehirli silahları denemek için Polonya’daki Bolimow bölgesinin yakınlarında “xylyl bromide” gazıyla dolu bombaları hiç tereddüt etmeden Rus kuvvetlerine attı. Ancak soğuk hava nedeniyle zehirli gaz donarak az sayıda Rus askerin ölümüne neden oldu. Almanlar da amacına ulaşamamış oldu.

Hardal gazına maruz kalan Kanadalı asker​
Fransa ve İngiltere geri durmadı

22 Nisan 1915’te Almanlar, batı Belçika’da ikinci Ypres Muharebesinde İngiliz ve Fransız kuvvetlerine karşı büyük bir saldırı başlattı.
Saldırının başlarında Alman kuvvetleri, müttefik kuvvetlerin konuşlu olduğu noktaları top atışlarıyla vurmaya başladı. Almanların kullandığı yeni tür bomba, müttefik saflarında yıkıma neden oldu ve savaşın seyrini değiştirdi.
Karşılıklı bombardımanın sonlarına doğru müttefik devletler, Almanların bir sonraki hamlesini bekliyordu. Almanlar, bir sonraki saldırıyı zehirli klor gazı kullanarak gerçekleştirerek Fransızlara ait 2 no’lu tümeni ortadan kaldırdı.
Bu kimyasal saldırı, düşman noktalarından 6 kilometre uzakta olan Almanların yaklaşık 6 bin klor gazıyla yaptığı acımasız bombardımanla gerçekleşti.
Bombardımanın ardından müttefik kuvvetlerin saflarını sarı bir bulut kapladı. 5 bin asker, daha ne olduğunu bile anlamadan hayatını kaybetti. 10 binden fazla asker yaralandı. Olanlar karşısında şoka uğrayan binlerce asker, zehirli gazdan kaçmak için mevzilerini terk etti.

Ypres Muharebesinde klor gazı kullanan Alman askerleri
Almanların bitmeyen kimyasal saldırıları

Kimyasal saldırı ağır kayıp verdirse de Almanlar bununla yetinmeyip bir daha denemek istedi. Bu saldırıdan sadece iki gün sonra Ypres Muharabesi sırasında Kanada tümenine ikinci kimyasal saldırı gerçekleştirildi.
Almanya’nın kimyasal saldırı hamlesi, İngiltere ve Fransa’yı hiç tereddüt etmeden kimyasal silah geliştirmeye itti. Böylece Birinci Dünya Savaşı devletlerin ‘kimyasal silah’ mücadelesine sahne oldu. Almanya, resmi olarak hardal gazını da askeri amaçlar için kullandı.
1917 yılında, kimyasal silah hamlelerinden geri kalmayan ABD, kendi geliştirdiği kimyasal silahları batı cephesinde Alman kuvvetlere karşı yoğun bir şekilde kullandı.
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün istatistiklerine göre, Birinci Dünya Savaşı sırasında, savaşan taraflar yaklaşık 100 bin ton kimyasal silah kullanıp en az 100 bin kişinin ölümüne ve bir milyon kişinin yaralanmasına neden oldu.



İran polisi, İsrail ile savaş sırasında 21 bin şüpheliyi gözaltına aldığını açıkladı

24 Haziran'da Tahran'ın merkezindeki Devrim Meydanı'nda nöbet tutan bir Devrim Muhafızı (AP)
24 Haziran'da Tahran'ın merkezindeki Devrim Meydanı'nda nöbet tutan bir Devrim Muhafızı (AP)
TT

İran polisi, İsrail ile savaş sırasında 21 bin şüpheliyi gözaltına aldığını açıkladı

24 Haziran'da Tahran'ın merkezindeki Devrim Meydanı'nda nöbet tutan bir Devrim Muhafızı (AP)
24 Haziran'da Tahran'ın merkezindeki Devrim Meydanı'nda nöbet tutan bir Devrim Muhafızı (AP)

İran polisi, geçen haziran ayında İsrail ile İran arasında 12 gün süren hava savaşı sırasında 21 bin kişinin tutuklandığını duyurdu.

Devlet televizyonu, polis sözcüsü Tümgeneral Said Muntazır el-Mehdi'nin, vatandaşların şüphelileri ihbar etmede kilit rol oynadığını söylediğini belirtti. Associated Press'e (AP) göre sözcü, "12 günlük savaş sırasında 21 bin şüphelinin gözaltına alınması, halkın güvenliği artırma konusundaki yüksek farkındalığını ve aktif katılımını yansıtıyor," ifadelerini kullandı.

İranlı yetkili, tutuklanan tüm kişilere yöneltilen suçlamaların niteliğini belirtmedi, ancak 260'tan fazla kişinin casusluk faaliyetine karıştığından şüphelenildiğini, 172 kişinin ise yasadışı çekim yapmaktan gözaltına alındığını açıkladı.

Muntazır el-Mehdi, 13-24 Haziran tarihleri arasında süren çatışmalar sırasında polisin ülke genelinde 1.000'den fazla kontrol noktası kurduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre İran polisi savaş sırasında gerçekleştirdiği gözaltıların sayısını ilk kez açıkladı. Geçtiğimiz haftalarda da casusluk suçlamasıyla çeşitli tutuklamalar yapıldığını duyurmuştu.

Muntazır el-Mehdi, tutuklandıktan sonra serbest bırakılanların sayısına değinmedi.

Güvenlik suçlamalarıyla birçok kurumun, aralarında İstihbarat Bakanlığı ve Devrim Muhafızları'nın paralel istihbarat teşkilatı da dahil olmak üzere, gözaltılar gerçekleştirdiği için toplam gözaltı sayısı hala belirsizliğini koruyor.

İran güvenlik güçleri, İsrail ile 12 günlük savaş sırasında "casusluk" ve İsrail'i destekleme suçlamalarıyla yüzlerce kişinin tutuklandığını duyurdu.

20 Temmuz'da İran İstihbarat Bakanı İsmail Hatib, tutuklanan casusların sayısını "uygunsuz ve ulusal güvenliğe zararlı" bulduğu için tek seferde açıklamayı reddetti. Hatib, sayının ülkenin koşullarına göre yargı tarafından kademeli olarak açıklanacağını ifade etti.

Daha sonra Yargı Erki Başkanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei, savaş sırasında İsrail adına casusluk yaptıkları şüphesiyle yaklaşık 2 bin kişinin tutuklandığını duyurdu.

Geçen cumartesi günü yargı, İsrail istihbarat teşkilatı Mossad için çalışan 20 kişinin tutuklandığını açıkladı.

İran, haziran sonundan beri İsrail lehine casusluk yapmakla suçlanan 7 erkeğin idam cezasını infaz etti. Bu durum, yeni bir idam dalgasının başlamasından endişe duyulmasına neden oldu.

İsrail, İran'a bir dizi hava saldırısı düzenleyerek, aralarında çok sayıda askeri liderin de bulunduğu yaklaşık bin 100 kişiyi öldürdü. İran'ın misilleme saldırılarında ise İsrail'de 28 kişi hayatını kaybetti.