Son buzul çağının neden sona erdiği bulundu

(Wikimedia Commons)
(Wikimedia Commons)
TT

Son buzul çağının neden sona erdiği bulundu

(Wikimedia Commons)
(Wikimedia Commons)

Yeni bilimsel araştırma, son milyon yılda yaşanan buz çağlarının Dünya ekseninin eğim açısındaki artışla birlikte sonlandığını gösteriyor.
Dünya, diğer gezegenlerle birlikte Güneş etrafındaki bir düzlemde bulunuyor. Gezegenimiz bu düzlemle eksen eğikliği ismi verilen bir açı yapıyor ve bu da farklı aylarda farklı yarıkürelerin Güneş ışınlarını daha dik almasına yol açarak mevsimleri oluşturuyor.
Dünya’nın eksen eğikliği, yaklaşık 40 bin yıllık döngülerle 22’yle 24,5 derece arasında değişiyor. Şu anda 23,5 derece civarındaki eğim, giderek azalıyor.
Melbourne Üniversitesi’nin internet sitesindeki bilgiye göre araştırmacılar, sonuncusunu 11 bin yıl önce yaşadığımız en yüksek açıya (24,5) sahip dönemlerin yarattığı daha uzun ve güçlü yazların Kuzey Yarımküre’deki buz tabakalarını eriterek Dünya iklimini “buzul çağları arası” sıcak döneme sokabileceğini gösterdi.
Doktora öğrencisi Petra Bajo ve meslektaşlarının gerçekleştirdiği çalışmaya göre “buz çağı bitiricisi” ismi verilen bu dönemlerdeki yazlarda görülen enerji düzeyleri de buz tabakalarının ne kadar hızlı yok olacağını belirliyor. Bu döneme daha yüksek enerji seviyeleriyle girilirse buzulların yok oluşu da o kadar hızlı gerçekleşiyor.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, araştırmacılar bu farklı enerji seviyelerindeki döngülerin ne sıklıkla yaşandığı ve bir sonrakinin ne zaman gerçekleşeceği üzerine çalışmayı sürdürüyor.
Bilim insanları 1800’lerin ortalarından bu yana Dünya yörüngesindeki değişikliklerin buz çağlarının gelişi ve gidişinden sorumlu olduğundan şüpheleniyor. Ancak asıl soru hangi yörüngesel özelliğin bunlarda etkili olduğu.
13 Mart’ta hakemli bilim dergisi Science’de yayımlanan yeni araştırma, buz çağlarının nasıl sonlandığıyla ilgili bulguları ortaya koyarak sorunun bir kısmını yanıtlıyor ve çözüme yönelik önemli bir adım atıyor.
Ekip araştırma için İtalya’daki mağara dikitlerinden elde edilen verilerle Portekiz sahillerinde yapılan sondajlarda ortaya çıkarılan okyanus tabanındaki çökelti tabakalarının verilerini bir araya getirdi.
Araştırma ekibinden Doçent Russell Drysdale, “Cambridge Üniversitesi ve Portekiz Deniz ve Atmosfer Enstitüsü’nden (IPMA) meslektaşlarımız, buz tabakası çöküşlerinin Kuzey Atlantik’te yarattığı etkilerin ayrıntılı kayıtlarını bir araya getirdi” dedi ve ekledi:
"Dikit büyüme tabakalarında, okyanustaki çökeltilerde kaydedilenlerle benzer değişiklikler bulunduğunu belirleyebildik. Bu bize dikitlerdeki yaş bilgisini, okyanus çökelti kayıtları için de kullanma imkanı verdi.Bu çökeltileri söz konusu döneme tarihlemeyi başaramamıştık."
Radyoaktif tarihleme yönteminin en yeni tekniklerini kullanan uluslararası ekip, 960 bin yıl önceyle 875 bin yıl önce arasında gerçekleşmiş iki buz çağı bitişini belirledi. Bu iki buz çağının bitişinin başlangıcı, Dünya’nın eksen eğikliğindeki artışla uyumluydu. Buz tabakalarının bulunduğu bölgelerde daha uzun ve sıcak yazlara neden olan bu artışlar, tabakaların erimesine neden olmuştu.
Dr. Drysdale, “İki sonlanma (dönemi) de Kuzey Yarımküre’de buz tabakaları üzerindeki yaz enerjisinin tepe değerlerine yaklaştığı bir zamanda tamamlanmış” dedi ve ekledi:
"Bu bulguların önceden yayımlanmış daha yakın zamana ait bitişlerin verileriyle kıyaslanması, bu modelin son milyon yılda tekrarladığını gösteriyor."
Araştırma ekibi şimdi, ortalama buz çağı döngüsünün uzunluğunun aniden iki katına çıktığı ve 1,25’le 0,7 milyon yıl önce arasında gerçekleşen Orta Pleistosen Çağ Geçişi’ni yakından incelemeyi planlıyor.



Bilim insanları beklenmedik bir besinin bilişsel sorunları azaltabileceğini buldu

Araştırmada, beslenmeyle alınan bakır miktarındaki artışın bilişsel işlevi güçlendirebileceği bulundu (Unsplash)
Araştırmada, beslenmeyle alınan bakır miktarındaki artışın bilişsel işlevi güçlendirebileceği bulundu (Unsplash)
TT

Bilim insanları beklenmedik bir besinin bilişsel sorunları azaltabileceğini buldu

Araştırmada, beslenmeyle alınan bakır miktarındaki artışın bilişsel işlevi güçlendirebileceği bulundu (Unsplash)
Araştırmada, beslenmeyle alınan bakır miktarındaki artışın bilişsel işlevi güçlendirebileceği bulundu (Unsplash)

Tom Watling 

Beslenme yoluyla daha fazla bakır tüketen yetişkinlerin hafıza, dikkat ve dil gibi bilişsel testlerde daha iyi performans gösterme eğiliminde olduğu, bir araştırmada bulundu.

60 yaş ve üzeri 2 bin 400'den fazla Amerikalının katıldığı çalışmada, günde yaklaşık 1,4 mg bakır tüketenler, 0,8 mg'den daha az tüketenlere kıyasla bir dizi bilişsel değerlendirmede daha yüksek puan aldı.

Çok düşük miktarda gerekmesine rağmen bakır, sinir hücrelerinde enerji üretimine katkı sağlayarak, temel nörotransmitterlerin oluşumunu destekleyerek ve vücudun doğal antioksidan savunmasını güçlendirerek beyin sağlığında kritik bir rol oynuyor.

Kabuklu deniz ürünleri, tahıllar, fasulye ve kuruyemişler iyi bakır kaynakları fakat uzmanlar dengeli bir diyetin yeterli miktarda bakır sağlaması gerektiğini söylüyor.

Öte yandan yüksek miktarlar gastrointestinal sorunlara yol açabildiğinden bilim insanları, bakırın yaşlanan beyin üzerindeki etkilerinin genel olarak koruyucu mu yoksa zararlı mı olduğu konusunda tartışmaya devam ediyor.

Bakırın faydaları üzerine yapılan son araştırmayı yürüten ekip, katılımcılardan iki ayrı günde yedikleri her şeyi hatırlamasını istedi. Daha sonra bu rakamların ortalamasını alarak her bir kişinin günlük bakır tüketimini hesapladılar.

Bilişsel yetenekleri test eden, iyi bilinen 4 görev arasında hızlı sembol eşleştirmenin yanı sıra anında ve gecikmeli kelime hatırlama vardı ve tüm ölçümleri birleştiren genel bir "küresel" puan kullanıldı.

Sonuçlar net bir örüntü ortaya koydu: Bakır tüketimi arttıkça bilişsel performans iyileşti ve teste bağlı olarak günlük yaklaşık 1,2 ila 1,6 mg'da zirve yaptı.

Bu seviyelerin üzerine çıkıldığında daha fazla fayda sağlanmadı.

Bakır tüketiminde en üst çeyrektekiler, en alt çeyrekte yer alanlara göre eşleştirme testinde yaklaşık 4 sembol daha fazla bildi ve gecikmeli kelime hatırlama testinde yarım kelime kadar daha fazla hatırladı.

Daha önce felç geçirmiş kişilerin daha da fazla fayda sağladığı görüldü: Özellikle bu grupta yüksek düzeyde bakır tüketen kişilerin genel bilişsel puanlarında belirgin bir artış oldu.

Araştırmacılar bunun, bakır tüketiminin bilişsel işlevi geliştirdiğini söylemeye yetecek kadar kanıtı sunmadığını belirtse de bağlantının "biyolojik açıdan makul" olduğunu savunuyor.

Raporda şu ifadelere yer veriliyor: 

Beslenmeyle alınan bakır beyin sağlığı açısından kritik önemde ve antioksidan savunma, nörotransmitter sentezi ve enerji metabolizmasında oyndağu rolle bilişsel işlev üzerinde koruyucu etkiler sağlayabilir.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news