Coğrafi olarak ortadan kaldırılmasının ardından DEAŞ örgütü mensuplarının geleceği

Haseke Merkez Hapishanesi’ndeki DEAŞ'lılar (Şarku'l Avsat)
Haseke Merkez Hapishanesi’ndeki DEAŞ'lılar (Şarku'l Avsat)
TT

Coğrafi olarak ortadan kaldırılmasının ardından DEAŞ örgütü mensuplarının geleceği

Haseke Merkez Hapishanesi’ndeki DEAŞ'lılar (Şarku'l Avsat)
Haseke Merkez Hapishanesi’ndeki DEAŞ'lılar (Şarku'l Avsat)

Bir yıl önce ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonun Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yaptığı işbirliğiyle Suriye’nin kuzeybatısındaki DEAŞ valığı ortadan kaldırıldı. 2014 yılından bu yana Suriye ve Irak’ta DEAŞ terör örgütü tarafından kontrol edilen tüm alanlar böylece kurtarılmış oldu.
O dönem DEAŞ’lı erkekler Fırat’ın doğusundaki hapishanelerde tutulup, 10 yaşın altındaki çocuk ve kadınlar ise Haseke’deki el-Hol ve Roj kamplarına transfer edildi.10 yaş üstü çocuklar ise Suriye’nin kuzeyindeki Kamışlı şehrinde bulunan Tem Maruf köyündeki çocuk hapishanelerine nakledildi.
Şarku’l Avsat, radikal yanlısı örgütün üyesi 5 bin kişinin kaldığı ve dünyanın en büyük gözaltı merkezi olan Haseke Merkez Hapishanesi’nden 3 bloğun yanı sıra çocuk cezaevlerinde örgüt mensubu kimselerin çocukları hakkındaki yürütülen soruşturmaları yayınladı.
Soruşturmalarda, İngiltere, İsveç, Finlandiya, Belçika ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nden elçi ve diplomatların pozisyonlarının yanı sıra cezaevlerindeki radikallerin ailelerinin ifadeleri yer alıyor.
Bu dosyaları daha da karmaşıklaştıran şey ise çoğu Batı ve Arap ülkelerinin Suriye’de bulunan vatandaşlarını ülkelerine kabul etmeyi reddetmesi. İngiltere DEAŞ’lı vatandaşlarını vatandaşlıktan çıkarırken, Fransa vatandaşlarının Irak mahkemesinde yargılanmasına izin verdi. Yargılanmalar arasında idam da bulunuyor. Fas, Uluslararası Koalisyondan (İngiltere, Fransa, Almanya, Finlandiya, İsveç, Belçika, Hollanda ve Danimarka)  resmen Suriye'deki tüm Faslıların vatandaşlığını iptal etmesini talep ederken, vatandaşlarını Suriye’deki rehabilitasyon merkezlerine yollama çağrısı yaptı.

Dünyanın en ünlü cezaevindeki 5 bin terörist



Azerbaycan, çatışmalar tamamen durmadığı sürece Gazze'ye barış gücü göndermeyecek

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de enkazın ortasında Filistinli çocuklar (Reuters)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de enkazın ortasında Filistinli çocuklar (Reuters)
TT

Azerbaycan, çatışmalar tamamen durmadığı sürece Gazze'ye barış gücü göndermeyecek

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de enkazın ortasında Filistinli çocuklar (Reuters)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de enkazın ortasında Filistinli çocuklar (Reuters)

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak dün Reuters'a yaptığı açıklamada, Azerbaycan'ın İsrail ile Filistin Hamas hareketi arasındaki çatışmalar tamamen durmadığı sürece Gazze Şeridi'ne barış gücü göndermeyi düşünmediğini söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze savaşını sona erdirme planı kapsamında, yaklaşık 20 bin askerden oluşan uluslararası bir istikrar gücü kurulması için Azerbaycan, Endonezya, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Katar ve Türkiye ile olası katkıları konusunda görüşmeler yürütüyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre kaynak, "Güçlerimizi riske atmak istemiyoruz. Bu ancak askeri operasyonlar tamamen durursa gerçekleşebilir" dedi.

Kaynak, böyle bir kararın parlamento onayı gerektireceğini belirtti. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Parlamento Güvenlik Komitesi Başkanı yaptığı açıklamada, komiteye henüz konuyla ilgili bir yasa tasarısı ulaşmadığını söyledi.

ABD tarafından Birleşmiş Milletler'de kaleme alınan taslak karar, istikrar gücüne, Gazze'de güvenlik ve istikrarı sağlama görevini yerine getirmek için gerektiğinde güç de dahil olmak üzere "gerekli tüm önlemleri kullanma" yetkisi veriyor.

Hamas, daha önce reddettiği Gazze'yi silahsızlandırma ve silah bırakmayı kabul edip etmeyeceğini henüz açıklamadı.


İsrailli bakan: Trump'ın reddetmesine rağmen Batı Şeria'nın "fiili ilhakına" devam ediyoruz

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (EPA)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (EPA)
TT

İsrailli bakan: Trump'ın reddetmesine rağmen Batı Şeria'nın "fiili ilhakına" devam ediyoruz

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (EPA)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (EPA)

İsrail Ulaştırma Bakanı Miri Regev, ABD Başkanı Donald Trump'ın sağcı İsrail hükümetinin Batı Şeria'yı resmen ilhak etme planını engellemesine rağmen, bakanlığının Batı Şeria'yı "fiili olarak ilhak etme" yönünde adımlar atmaya devam ettiğini söyledi.

İsrail'in 12. Kanalına verdiği röportajda Regev, "Sonuçta Batı Şeria'da İsrail egemenliğinin olacağına inanıyorum" dedi ve Trump'ın Batı Şeria'nın ilhakına karşı olduğunu defalarca dile getirmesine rağmen, Amerikan yönetiminin "başka bir yol olmadığını anladığını" belirtti.

Regev, "Maalesef şu an doğru zaman değil ama olacak. Her halükarda, Ulaştırma Bakanlığı olarak Batı Şeria'da fiili egemenliğimizi kullanıyoruz. Oraya bakarsanız, (yerleşimciler için) inşa ettiğimiz yol ve aydınlatma sayısını görürsünüz" ifadelerini kullandı.


Uydu görüntüleri, Sudan'ın el-Faşir kentinde ‘toplu mezarlar’ olduğunu ortaya koydu

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)
TT

Uydu görüntüleri, Sudan'ın el-Faşir kentinde ‘toplu mezarlar’ olduğunu ortaya koydu

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)

Yale Üniversitesi’nin Halk Sağlığı Fakültesi’ne bağlı İnsani Araştırmalar Laboratuvarı’na göre, uydu görüntüleri, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) kontrolünü ele geçirdiği Sudan'ın batısındaki Darfur eyaletinin kuzeyinde bulunan el-Faşir şehrinde ‘toplu mezarlar’ ve ‘ceset imha faaliyetlerinin’ izlerini ortaya çıkardı.

Sudan ordusunun Darfur'daki son büyük kalesi olan el-Faşir'in HDK tarafından ele geçirilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM), katliamlar, tecavüzler, yağmalamalar ve halkın toplu olarak yerinden edildiğini bildirdi.

HDK'nin sosyal medyada yayınladığı videolarla desteklenen çok sayıda tanık ifadesi, iletişimden tamamen kopuk olan şehirde yaşanan zulmü gözler önüne serdi.

s
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)

Dün yayınlanan İnsani Araştırmalar Laboratuvarı raporunda, el-Faşir'deki eski bir hastane ve caminin yakınında ‘toplu mezar olduğu düşünülen en az iki bölgede toprak bozulmaları’ olduğu belirtildi.

Raporda, ‘şu anda HDK tarafından gözaltı merkezi olarak kullanılan’ bir doğum hastanesinin dışında daha önce tespit edilen hendeklerin ve nesne yığınlarının ortadan kaybolduğu ifade edildi.

Raporda ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 450 hasta ve personelin öldürüldüğünü bildirdiği Suudi hastanesine yakın bir caminin yakınında ‘yaklaşık 7 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğinde bir hendekten’ bahsedildi.

İnsani Araştırmalar Laboratuvarı raporunda, HDK'nin bir yıldan fazla süren kuşatma sırasında inşa ettiği toprak bariyerin yakınında toplu infazlara dair kanıtlar olduğu kaydedildi.

yu
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) pazartesi günü, ‘el-Faşir'de işlenen zulümlerin kanıtlanması halinde, Roma Statüsü uyarınca savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil edebileceği’ uyarısında bulundu.

HDK şehri ele geçirdikten sonra on binlerce kişi şehirden kaçtı. AFP'ye konuşan tanıklar, bu güçlerin kaçmaya çalışan yüzlerce sivili gözaltına aldığını, ayrıca onlara şiddet uyguladığını ve öldürdüğünü söyledi.

BM bugün, saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısının yüzlerce olabileceğini bildirdi. Ordu destekli hükümet ise HDK’yi 2 bin sivili öldürmekle suçluyor.

BM'ye göre, Nisan 2023'te Sudan'da patlak veren çatışma on binlerce kişinin hayatını kaybetmesine ve yaklaşık 12 milyon kişinin yerinden edilmesine neden olarak dünyanın en büyük yerinden edilme ve açlık krizine yol açtı.