İsrail'den koronavirüsün yayılmasını engellemek için 'teknolojik zırh'

İsrail Sağlık Bakanlığı
İsrail Sağlık Bakanlığı
TT

İsrail'den koronavirüsün yayılmasını engellemek için 'teknolojik zırh'

İsrail Sağlık Bakanlığı
İsrail Sağlık Bakanlığı

"Mesih'in gelmesini umuyor ve dua ediyoruz. Mesih gelecek ve dünyayı tüm sorunlarından kurtaracak"
Yukarıdaki sözler İsrail Sağlık Bakanı Yaakov Litzman'a ait.
Litzman'ın Kovid-19 ile mücadele kapsamında sarf ettiği bu açıklama ülkede tartışma yarattı. 
Ülkenin önde gelen gazetelerinden Haaretz "Sağlık Bakanı'nın Kovid-19 kürü Mesih mi?" başlığıyla sunduğu haberde aynı zamanda  Agudat Yisrael partisi lideri olan Litzman sert eleştirilere maruz kaldı.
Vaka sayısının 2 bini aştığı İsrail bir yandan Sağlık Bakanı'nı tartışadursun öte yandan yeni tip koronavirüs ile mücadelesine pek çok ülke gibi devam ediyor.
Son olarak İsrail Sağlık Bakanlığı, koronavirüsün yayılmasını engellemek için bir akıllı telefon uygulaması geliştirdi.
Uygulamanın adı Hamagen.
İbranicede "zırh" anlamına geliyor.
Hamagen, hizmet sunduğu kullanıcılarına Kovid-19 teşhisi konulan kişilerin bilinen konumlarını söylüyor ve bulunulan yer ile karşılaştırma imkanı veriyor.

Hamagen uygulaması / Görsel: Google Play Store
Önceki 14 gün içinde koronavirüs pozitif olan vakaların bulunduğu yerler ile kişinin o anki konumunu karşılaştırmaya yardımcı oluyor.
Sağlık Bakanlığı yeni telefon uygulamasını pazar günü duyurdu.
Tüm akıllı telefonlarda kullanılabilen uygulama ile amaç ölümcül virüsün yayılmasını engellemek.
Uygulama ile ilgili çalışmalar İsrail'de Kovid-19 vaka sayısının bine yükselmesinin ardından devreye sokulmuştu.
İsrail Sağlık Bakanlığı'nın açık kaynak koduyla ürettiğini duyurduğu uygulama ile birlikte Kovid-19 hastalarıyla aynı mekanı paylaşan kişilerin hızlı bir şekilde tespiti amaçlanıyor.
Hamagen'in sloganı "Koranavirüsü sadece birlikte yenebiliriz".
Hastaların geçmişi ve hangi lokasyonlarda bulunduğuna dair bilgi paylaşılıyor
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, İsrail Sağlık Bakanlığı daha önce yaptığı açıklamada Kovid-19 hastalarının epidemiyolojik hastalık geçmişini açıklamış, hastalığa yakalanan kişilerin hangi lokasyonlarda bulunduğunu duyurmuş, aynı yerlerde bulunan kişilere 14 gün boyunca evde kişisel izolasyon uygulamaları gerektiğini ifade etmişti.
Bakanlık, herkesin kullanımına açık Telegram hesabından her gün ülkede kaç test yapıldığını, kaç kişinin şüpheli olduğunu, karantinadaki kişi sayısını, vakaları, vakaların konumlarını, risk unsurlarını duyuruyor.

İsral Sağlık Bakanlığı Telegram mesajlaşma grubu / Görsel: Telegram
Sosyal medya hesapları üzerinden yayılan yanlış bilgiler yine Telegram hesabından yalanlanıyor.

Ülkedeki Sağlık Bakanlığı'nın bilgilendirme grubundan fısıltı gazetesinin haberleri yalanlanıyor / Görsel: Telegram
Ülkedeki vakaların konumu ve nerelerde bulundukları İsrail Sağlık Bakanlığı'nın resmi internet sayfasından sürekli güncelleniyor.
İsrail'in güneyindeki Beerşeba'da görülen Kovid-19 pozitif vakasının nerelerde bulunduğu bakanlığın sayfasında yer verilen yüzlerce bilgiden yalnızca biri.

Vakanın saat saat nerede bulunduğu ile ilgilş detaylar şöyle sıralanmış:
13 Mart saat 09.30 - 10.15 arası Holmes
13 Mart 10.15 - 10.30 arası Benzin İstasyonu ve market
13 Mart 13.00 - 13.15 arası Ha-Maşbir Ticaret Merkezi
13 Mart 14.30 - 15.00 Pirhei Tiv mağazası ve merkezi otobüs durağı
16 Mart 19.20 48 numaralı Dimona'dan merkezdeki otobüs durağına giden toplu taşıma aracı
Vaka sayısının artması sonrası İsrail'de akşam saat 8'den sonra toplu taşıma kullanımı yasak.

Ülkede sağlık-kişisel güvenlik-insan hakları tartışması
Hamagen adlı uygulamadan önce ülkede dikkat çekici bir polemik yaşandı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yurtiçi istibarat servisi Şin Bet'in ülkedeki vatandaşlar ile ilgili gizli veritabanı oluşturmasına Kovid-19 takibi gerekçesiyle onay vermesi beraberinde ciddi tartışmaları getirdi.
30 günlüğüne onaylanan yasayla istihbarat servisi Sağlık Bakanlığı'nın şüpheli kabul ettiği karantinadakilerin konumlarını telefonlarından izliyor.
Amaç onlarla temasa geçen kişileri karantinaya almak.
Times of Israel'in haberine göre ise Şin Bet'in tüm İsrail vatandaşlarının akıllı telefonlarına erişimi söz konusu.
İnsan hakları savunucuları söz konusu durumu "İsrail demokrasisinin bağışıklık sistemi çöktü" şeklinde yorumlamıştı.

2 bin 30 vaka, ev karantinasında 130 bin kişi
İlk resmi vakanın 21 Şubat'ta açıklandığı İsrail'de 2 bin 30 vakaya rastlandı.
Ortadoğu ülkesinde şu ana dek Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısı 5.
Enfekte olan kişilerden 58'i ise hastanelerden taburcu edildi.
Kovid-19 salgını sonrası İsrailliler gıda ve tıbbi acil ihtiyaçları dışında sokağa çıkamıyor.
Resmi sokağa çıkma yasağı olmasa da devletin belirlediği iş yerleri dışında hiçbir kurum hizmet veremiyor.
Toplamda resmi ev karantinasına alınan kişi sayısı yaklaşık 130 bin kişiyi buluyor.

İşsizlik maaşı uygulaması başlayacak
İsrail'de mart ayının başından bu yana yaklaşık 573 bin kişi işten çıkartılmıştı.
Yüzde 17.6'lık işsizlik oranının yüzde 30'ları bulacağı tahmin edilen ülkede aylık işsizlik maaşı uygulamasının yakında devreye gireceği ifade ediliyor.
Sadece 25 Mart itibarıyla 66 bin kişinin işten çıkartıldığı ülkede, saat başı 5 bin insan işini kaybetti.
İş ve İşçi Bulma Kurumu, ay sonuna kadar 400 bin kişinin daha işsiz kalacağını, nisan ayındaki işsizlik maaşlarının genel maliyetinin 2 milyar İsrail şekeli yani 523 milyon doları bulacağını öngörüyor.  



Estonya, Rusya yanlısı siyasetçileri vatana ihanetten suçlu buldu

NATO ülkesi yalnızca 1,4 milyon kişilik nüfusa sahip (AFP)
NATO ülkesi yalnızca 1,4 milyon kişilik nüfusa sahip (AFP)
TT

Estonya, Rusya yanlısı siyasetçileri vatana ihanetten suçlu buldu

NATO ülkesi yalnızca 1,4 milyon kişilik nüfusa sahip (AFP)
NATO ülkesi yalnızca 1,4 milyon kişilik nüfusa sahip (AFP)

Kasım 2023'te başlayan dava nihayet sonuçlandı ve Estonya yargısı, aynı yılın mart ayında tutuklanan politikacılar hakkındaki kararını verdi. 

Harju Bölge Mahkemesi'nde geçen perşembe görülen davada muhafazakar Koos partisinin kurucularından Aivo Peterson vatana ihanetten 14 yıl, Dmitri Rootsi ve Andrei Andronov ise 11'er yıl hapis cezasına çarptırıldı. 

Ekim 2022 - Mart 2023'te Estonya devleti ve toplumunun hilafına Rusya'nın politikalarını desteklemekle suçlanan üç siyasetçi bu iddiaları reddediyor. 

Moskova'dan aldıkları emirlerle hareket etme iddialarının hedefindeki üçlü, temyize başvuracaklarını açıkladı. 

Partiden yapılan açıklamada da savcıların Estonya'nın anayasal düzeni ve güvenliğine nasıl zarar verildiğine dair somut kanıt gösteremediği savunuldu.

Estonya'nın Ukrayna'ya yardımına karşı çıkan Koos partisi, bu yıl düzenlenen belediye seçimlerinde ülke genelindeki oyların yalnızca binde 8'ini alabilmişti. 

2022'de kurulan parti, Baltık ülkesinin NATO'dan çıkıp tarafsızlığını ilan etmesini ve yabancı askerlerin ülke topraklarından çekilmesini isterken, diğer ülkeler arasındaki askeri çatışmalara doğrudan ya da dolaylı olarak karışılmasına karşı çıkıyor. 

Öte yandan Aivo Peterson, Ukrayna'dan 2014'te tek taraflı bağımsızlığını ilan eden ve Eylül 2022'de Rusya'ya katılma kararı alan Donetsk Halk Cumhuriyeti'ni 2023'te ziyaret etmişti. 

55 yaşındaki siyasetçi, Şubat 2022'de başlayan Ukrayna savaşına dair bilgi almak için bölgeye gittiğini şu ifadelerle savunmuştu:

Estonya medyasından aldığımız bilgiler tek taraflı. Tüm gazetecilerimiz Kiev'i destekliyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova haziranda yaptığı açıklamada Estonya için "düşmanca davranan ülkeler arasında ilk sıralarda" ifadesini kullanmış, Tallin yönetiminin kendilerini yalanlarla bir tehdit gibi gösterdiğini öne sürmüştü. 

Independent Türkçe, ERR, RT


Barrack, Netanyahu’yu Gazze’de Türkiye’nin rolünü kabul etmeye ikna etmeye çalışıyor

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında Pazartesi günü gerçekleşen görüşmeden bir kare (İsrail hükümeti)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında Pazartesi günü gerçekleşen görüşmeden bir kare (İsrail hükümeti)
TT

Barrack, Netanyahu’yu Gazze’de Türkiye’nin rolünü kabul etmeye ikna etmeye çalışıyor

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında Pazartesi günü gerçekleşen görüşmeden bir kare (İsrail hükümeti)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında Pazartesi günü gerçekleşen görüşmeden bir kare (İsrail hükümeti)

İsrail basınında yer alan haberlerde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack ile pazartesi günü Kudüs’te yaptığı görüşmede, Trump yönetiminden “sert ve özel mesajlar” aldığı belirtildi. Görüşmenin, ay sonunda Florida’da yapılması planlanan ABD-İsrail zirvesi öncesinde gerçekleştiği aktarıldı. Barrack-Netanyahu görüşmesinin ana gündem maddelerinin Gazze, Suriye ve Trump’la yapılacak buluşma olduğu kaydedildi.

Gazze’de “kabul edilemez” açıklamalar

Gazze dosyasında, Ekim ayında başlayan kırılgan ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesi ele alınırken, Yedioth Ahronoth gazetesi Barrack’ın, Netanyahu’nun Türkiye’nin rolüne ilişkin kaygılarını gidermeye çalıştığını ve Türkiye’nin Gazze’de kurulması öngörülen uluslararası güce katılmasına ikna etmeye çalıştığını yazdı. Haberde, Barrack’ın Türkiye’nin Hamas üzerinde en fazla etkiye sahip ülke olduğunu ve silahsızlanma konusunda Hamas’ı ikna edebilecek en güçlü aktör konumunda bulunduğunu vurguladığı belirtildi.

frt
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şarm el-Şeyh Ortadoğu Barış Bildirgesi'ni imzalarken (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth’tan aktardığı habere göre Barrack, Türkiye’nin Trump planını imzaladığını ve Hamas adına silahların teslimini içeren maddeye taahhüt verdiğini Netanyahu’ya hatırlattı. Türkiye’nin katılımının, şu aşamada çekimser olan birçok ülkeyi de uluslararası güce katılmaya teşvik edeceğini savundu.

Haberde, Barrack’ın “Türkiye’nin dışlanmasının diğer ülkelerin de geri adım atmasına yol açtığını, Başkan Trump’ın bu planın başarısız olmasına izin vermeyeceğini” söylediği aktarıldı. Ayrıca Netanyahu’nun “Hamas’ın silah bırakacağına güvenmediği” yönündeki açıklamalarının ve İsrail’in bunu zorla sağlayabileceğine dair ifadelerinin “kabul edilemez” olduğu ve planı tehdit ettiği uyarısında bulunduğu kaydedildi.

Bu bilgiler, İsrail Kanal 12 televizyonunun aktardıklarıyla da örtüştü. Kanal 12, Beyaz Saray’ın Netanyahu’ya “özel ve sert” bir mesaj gönderdiğini ve Hamas’ın üst düzey askeri isimlerinden Raid Saad’ın öldürülmesinin, Trump arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasının ihlali olarak görüldüğünü bildirdi.

Kanal ayrıca, Gazze savaşını sona erdirmeyi amaçlayan anlaşmanın ikinci aşamasına geçiş konusundaki görüş ayrılıkları ve İsrail’in bölgedeki genel politikaları nedeniyle Trump yönetimi ile Netanyahu hükümeti arasında artan bir gerilim yaşandığını aktardı.

ABD’li iki yetkili, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Beyaz Saray Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Başkan Trump’ın damadı Jared Kushner’in Netanyahu’nun tutumundan “son derece rahatsız” olduğunu söyledi. Üst düzey bir ABD’li yetkiliye göre Netanyahu’ya verilen net mesajda şu ifadelere yer verildi: “Eğer itibarını zedelemek ve anlaşmalara uymayan bir lider olarak görünmek istiyorsan bu senin tercihin. Ancak Trump’ın arabuluculuğunda sağlanan Gazze anlaşmasının itibarını zedelemene izin vermeyiz.”

Batı Şeria ve bölgesel gerilim

Batı Şeria konusunda da Beyaz Saray’ın, Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik şiddetinden ve “Arap dünyasında provokasyon olarak algılanan” İsrail adımlarından giderek daha fazla endişe duyduğu belirtildi. ABD’li bir yetkili, Washington’un Netanyahu’dan İsrail’in güvenliğini tehlikeye atmasını değil, İbrahim (Abraham) Anlaşmaları’nın genişletilmesine zarar verecek adımlardan kaçınmasını istediğini söyledi.

Aynı yetkili, Netanyahu’nun son iki yılda uluslararası alanda giderek yalnızlaştığını savunarak, “Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin neden onunla görüşmeyi reddettiğini ve Abraham Anlaşmaları’nın üzerinden beş yıl geçmesine rağmen neden BAE’ye davet edilmediğini kendisine sorması gerekir” dedi. Yetkili, Netanyahu’nun tansiyonu düşürmeye hazır olmaması halinde Washington’un Abraham Anlaşmaları’nı genişletme çabalarına zaman ayırmayacağını da ifade etti.

Beyaz Saray’da Netanyahu’ya öfke

Trump’ın, son dönemde Netanyahu’nun sert eleştirilerine maruz kalan Barrack’ı Kudüs’e göndermesi dikkat çekti. Netanyahu, Barrack için “Amerika’daki Türk büyükelçisi gibi davranıyor” ifadesini kullanmıştı. Barrack’ın İsrail demokrasisine ilişkin sözleri de Netanyahu’nun tepkisini çekmiş, Barrack bu açıklamalar için özür dilemişti.

Yedioth Ahronoth yazarı Nahum Barnea, ABD’li kaynaklara dayandırdığı yazısında, Washington’un Netanyahu’nun Trump’ın barış planını hayata geçirme konusunda samimi olmadığı ve İsrail’in sürekli savaş halinde kalması için çaba gösterdiği kanaatine vardığını yazdı. Barnea, Beyaz Saray’da Netanyahu’ya yönelik sert ve ağır ifadeler kullanıldığını, bunların bir kısmının doğrudan Netanyahu’ya da iletilmiş olabileceğini belirtti.

Suriye’de “kırmızı çizgiler”

İsrail basınına göre Barrack, Netanyahu’ya Suriye konusunda da “kırmızı çizgiler” iletti. Trump yönetiminin, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’yı Washington’un bir müttefiki olarak gördüğü ve ülkenin istikrarı için desteklenmesi gerektiği görüşünde olduğu aktarıldı. ABD’nin, İsrail’in yoğun askeri operasyonlarının Suriye’de yönetimin çökmesine yol açmasından endişe duyduğu ve güvenlik anlaşmasına varılmasını istediği belirtildi.

Lübnan konusunda ise Trump’ın, İsrail’in Hizbullah’a karşı sınırlı baskıyı sürdürmesini desteklediği, ancak geniş çaplı bir savaşa onay vermediği ifade edildi.

İsrailli analistler, Netanyahu’nun Barrack’ın tüm taleplerini reddetmeyeceğini, ancak kesin taahhütlerden kaçınarak Trump’la 29 Aralık’ta Florida’da yapacağı görüşmenin önünü açmaya çalıştığını öne sürdü. Buna karşın Netanyahu’nun, Barrack’ın ofisine ulaşmasından hemen önce Suriye’ye hava saldırısı düzenlenmesi talimatı vererek bağımsız hareket ettiği mesajını da vermekten geri durmadığı kaydedildi.

vgt
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu Pazartesi günü bir araya geldi (İsrail hükümeti)

Türkiye’ye mesaj olarak yorumlanan bir adımda ise Netanyahu’nun, Yunanistan Başbakanı ve Kıbrıs Rum Yönetimi lideriyle üçlü bir zirve düzenleme kararı aldığı belirtildi. İsrail’de bu toplantı, Türkiye’ye yönelik doğrudan siyasi mesaj olarak değerlendirildi. Barrack ise görüşme sonrasında, temasların “bölgesel barış ve istikrarı hedefleyen yapıcı bir diyalog” olduğunu söyledi.


Bondi Plajı saldırganına müdahale ederken yaralanan Ahmed el-Ahmed, ameliyat edildi

TT

Bondi Plajı saldırganına müdahale ederken yaralanan Ahmed el-Ahmed, ameliyat edildi

Bondi Plajı saldırganına müdahale ederken yaralanan Ahmed el-Ahmed, ameliyat edildi

Bondi Plajı’ndaki saldırganlardan birini etkisiz hâle getirerek silahını alan manav Ahmed el-Ahmed’in, saldırı sırasında yaralanmasının ardından ameliyata alındığı bildirildi. El-Ahmed’in ailesi, oğullarını “kahraman” olarak nitelendirirken, hastanedeki tedavisi sürerken kendisi için başlatılan bağış kampanyasına yoğun destek geldi.

El-Ahmed’in, Avustralya yayın kuruluşu ABC’ye konuşan anne ve babası, oğullarının omzundan dört ila beş kurşunla vurulduğunu, vücudunda hâlâ çıkarılmamış mermiler bulunduğunu söyledi. Ailesi, Ahmed el-Ahmed’in 2006 yılında Avustralya’ya geldiğini, kendilerinin ise Suriye’den Sidney’e yalnızca birkaç ay önce ulaştıklarını ve uzun süredir oğullarından ayrı olduklarını belirtti.

Kuzeni Hozay el-Kenc, pazartesi günü basına yaptığı açıklamada, Ahmed el-Ahmed’in ilk ameliyatının başarıyla tamamlandığını söyledi. El-Kenc, “İlk ameliyatını geçirdi. Durumuna bağlı olarak iki ya da üç ameliyat daha gerekebilir” dedi.

Aileden hükümete çağrı

El-Ahmed’in anne ve babası, yaşlarının ilerlemesi nedeniyle oğullarının iyileşme sürecinde yeterli destek verememekten endişe duyduklarını ifade ederek, Başbakan Anthony Albanese hükümetinden yardım talep etti. Aile, Almanya’da ve Rusya’da yaşayan iki kardeşin Avustralya’ya gelerek destek olabilmesi için vize kolaylığı istediklerini belirtti.

sdfg
Ahmed Al-Ahmed'in babası Muhammed Fateh Al-Ahmed (Videodan alınan ekran görüntüsü).

Anne, “Şu anda yardıma ihtiyacı var çünkü engelli kaldı. Diğer çocuklarımızın buraya gelmesini istiyoruz” dedi. Ahmed el-Ahmed’in, saldırganın mermileri bittiğinde silahını elinden aldığı sırada vurulduğunu da aktardı.

Başbakan Albanese, Ahmed el-Ahmed’in cesaretinin hayatlar kurtardığını söyledi. ABD Başkanı Donald Trump da el-Ahmed’i “çok, çok cesur bir kişi” olarak nitelendirdi.

Bağışlar 750 bin dolara yaklaştı

Reuters’ın aktardığına göre, 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed için başlatılan bağış kampanyasında toplanan miktar yaklaşık 750 bin ABD dolarına ulaştı. GoFundMe üzerinden başlatılan kampanya, bir gün içinde 1,1 milyon Avustralya dolarını (yaklaşık 744 bin ABD doları) aştı.

Ailesinin anlattığına göre el-Ahmed, Bondi’de bir arkadaşıyla kahve içerken silah seslerini duydu. Ağaç arkasına saklanan silahlı kişiyi fark eden el-Ahmed, saldırganın cephanesi tükendiğinde arkadan yaklaşarak silahını almayı başardı.

Hanuka Bayramı dolayısıyla düzenlenen etkinlikte gerçekleşen silahlı saldırıda en az 15 kişi hayatını kaybederken, 42 kişi yaralandı. Saldırının Navid Akram (24) ile babası Sajid Akram (50) tarafından gerçekleştirildiği açıklandı.

Başbakan Chris Minns, hastane ziyaretinin ardından yaptığı paylaşımda, “Ahmed’in gösterdiği cesaret olağanüstüydü. Hayatını büyük bir riske atarak saldırganı etkisiz hâle getirdi” dedi.

El-Ahmed’in, silahlı saldırgana arkadan koşarak uzun namlulu tüfeğini aldığı anlara ait görüntüler dünya genelinde medya kuruluşları tarafından yayımlandı ve sosyal medyada 22 milyondan fazla kez izlendi.