DEAŞ Karşıtı Uluslararası Koalisyon Sözcüsü Şarku’l Avsat’a konuştu: Irak’taki üslerden geri çekilme kararı ABD üslerine yapılan saldırılarla bağlantılı değil

​ABD kuvvetleri Kerkük’teki K1 Üssü’nden çekilirken üssü Irak kuvvetlerine teslim etti (DPA)
​ABD kuvvetleri Kerkük’teki K1 Üssü’nden çekilirken üssü Irak kuvvetlerine teslim etti (DPA)
TT

DEAŞ Karşıtı Uluslararası Koalisyon Sözcüsü Şarku’l Avsat’a konuştu: Irak’taki üslerden geri çekilme kararı ABD üslerine yapılan saldırılarla bağlantılı değil

​ABD kuvvetleri Kerkük’teki K1 Üssü’nden çekilirken üssü Irak kuvvetlerine teslim etti (DPA)
​ABD kuvvetleri Kerkük’teki K1 Üssü’nden çekilirken üssü Irak kuvvetlerine teslim etti (DPA)

ABD liderliğindeki DEAŞ Karşıtı Uluslararası Koalisyon, ABD birliklerinin karargâhı olan Kerkük’teki K1 Hava Üssü’nü Irak güvenlik güçlerine teslim ettiğini duyurdu. ABD kuvvetlerini Kerkük’teki K1 Hava Üssü’nden çekilmesi, Bağdat’ın 400 km kuzeyindeki Ninova’da bulunan Kayyâra Askeri Üssü’ndeki çekilmeden günler sonra gerçekleşti. Bu çekilme, Uluslararası Koalisyon’un (Birleşik Ortak Görev Gücü-Doğal Kararlılık Harekâtı) Irak kuvvetlerini eğitme görevini dondurma kararı almasından sonra Fransız, İngiliz, Alman ve diğer milletlerden olan askerlerin benzer şekilde geri geçilmeleri hakkındaki raporlar doğrultusunda kararlaştırıldı.
Şarku’l Avsat, Uluslararası Koalisyon Sözcüsü Albay Myles Caggins’e, DEAŞ’ın kendisini yeniden toparlamaya çalıştığı dağlık bölgelere yakın önemli bir konuma sahip olmasına rağmen, ABD birliklerinin Kerkük’teki K1 Üssü’nden çekilme sebeplerini sordu. Albay Caggins bu soruya, “Bu askeri harekât uzun zaman önce Irak hükümetiyle koordineli olarak planlandı. Üssün Irak kuvvetlerine nakledilmesi önceden planlamıştı. Çekilmenin koalisyon güçlerine ev sahipliği yapan Irak askeri üslerine yönelik son zamanlardaki saldırılar ya da Irak’taki yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla bir alakası bulunmuyor” şeklinde cevap verdi.
Kerkük Askeri Hava Üssü’nün tahliyesinin, Koalisyon güçlerinin, örneğin Hemrin Sıradağları’nda yuvalanan DEAŞ unsurlarını takip etme yeteneğini olumsuz yönde etkileyip etkilemeyeceği sorulduğunda ise ABD’li Albay, “Üslerin Irak güvenlik güçlerine devredilmesi, Koalisyon kuvvetlerinin desteğiyle kazandıkları başarı ve artan güç seviyesini gösteriyor. Çok sayıda kişiyi ele geçirerek veya öldürerek, ayrıca düşmanının sahip olduğu onlarca silahı imha ederek savaşı düşmanın sahasına taşıyan Irak kuvvetlerinin gerçekleştirdiği “Zafer İsteği” ve “Irak’ın Kahramanları” gibi son operasyonlarda görmek mümkündür. DEAŞ, Irak güvenlik güçleri ve Suriye’deki Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) uyguladığı sürekli baskı sonucunda, artık somut olarak terörizm uygulayabilecek komumda görülmüyor” yanıtını verdi.  
Askeri üslerden çekilmenin, Irak’taki Uluslararası Koalisyon askerlerinin genel varlığında bir azalma anlamına gelip gelmeyeceği sorusuna Caggins, “Koalisyon güçlerinin bir kısmı, Irak ve Kuveyt hükümetleriyle koordinasyon içinde bu ülkelerdeki başka yerlere taşınacak. Bunların küçük bir bölümü kendi ülkesine dönecek. Bu konu, DEAŞ ile mücadele operasyonlarımız çerçevesinde planlanmış bir adımdan ibarettir” şeklinde cevap verdi. Caggins ayrıca, “İnsan unsuru ve imkanlarının entegrasyonunu teşvik etmek suretiyle DEAŞ’ı kalıcı bir surette yenilgiye uğratmak ve güvenlik ortaklarımızı desteklemek için, elimizdeki temel imkanlarımızı yönlendirmeye odaklanabiliriz” ifadelerini kullandı.
Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte Albay Caggins, Irak’ta şu anda 5 bin 200 kişilik ABD gücünün bulunduğunu açıklarken, bunların birkaç bin tanesinin Uluslararası Koalisyon’a tabi diğer ülkelerin eğitmen ve danışmanlarından oluştuğunu ifade etti. Ayrıca, Irak’taki üslerini terk eden bazı birliklerin ülkelerine geri dönerken diğer bir kısmının ise bölgedeki diğer üslere nakledileceğini belirtti.
İran bağlantılı Şii grupların ABD’lilerin konuşlandığı üslere saldırılarını Irak hükümetinin önleyip önleyemeyeceği sorusuna Caggins,  Bağdat’taki ABD Büyükelçiliğinin bulunduğu “Yeşil Bölge”ye yapılan füze saldırıları konusunda Irak hükümetine bağlı “Güvenlik Medya Hücresi” tarafından 26 Mart 2020’de yayınlanan açıklamaya atıfta bulunarak, “Irak hükümeti bu füze saldırılarını şiddetle kınadı” ifadelerini kullandı. Yaptığı açıklamada Caggins, “Irak hükümetiyle Uluslararası Koalisyon arasında devam eden müzakerelere dayanarak Uluslararası Koalisyon’un, Irak’taki askeri üslerden çekilmeye ve eğitmen sayısını azaltmaya çalıştığı bir zamanda bu yasadışı eylemlerin evrakları karıştırdığını ve pozisyonları kötüleştirdiğini” ifade etti.
Irak kuvvetleri, Bağdat’ın kuzeyindeki Ninova ilinde bulunan Kayyara Askeri Üssü’nü birkaç gün önce teslim almıştı. Geçen hafta ise, Irak’ın batısındaki Suriye sınırı üzerinde bulunan el-Kâim Üssü’ndeki yabancı birlikler bölgeden ayrıldı.



ABD’de göçmenler ölü olmadıklarını kanıtlamaya çalışıyor

Trump, göreve geldiğinden beri göçmenleri sınır dışı etmek için tartışmalı yöntemler kullanıyor (Reuters)
Trump, göreve geldiğinden beri göçmenleri sınır dışı etmek için tartışmalı yöntemler kullanıyor (Reuters)
TT

ABD’de göçmenler ölü olmadıklarını kanıtlamaya çalışıyor

Trump, göreve geldiğinden beri göçmenleri sınır dışı etmek için tartışmalı yöntemler kullanıyor (Reuters)
Trump, göreve geldiğinden beri göçmenleri sınır dışı etmek için tartışmalı yöntemler kullanıyor (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkeden sınır dışı etmek için sosyal güvenlik numaralarını sistemden sildiği göçmenler hak mücadelesi veriyor.

New York Times’ın (NYT) 10 Nisan’da yayımlanan haberinde, göçmenlerin sosyal güvenlik numaralarının, sosyal yardımdan faydalanırken hayatını kaybetmiş kişilerin bilgilerinin yer aldığı “ölüler” veri tabanına kaydedildiği aktarılmıştı.

Ülkede yasal olarak bulunma hakkına sahip yabancı uyruklu kişilerin banka hesaplarına, kredi kartlarına ve devlet yardımlarına erişimini kesmek için bu yönteme başvurulduğu belirtilmişti.

Washington Post’un (WP) bugün yayımlanan haberinde, bu yöntemle çoğu Latin Amerika kökenli en az 6 bin kişinin bilgilerinin “ölüler” veri tabanına transfer edildiği yazılıyor. Bu işlemlerin İç Güvenlik Bakanlığı ve Elon Musk’ın başında olduğu Hükümet Verimliliği Bakanlığı (DOGE) tarafından gerçekleştirildiği aktarılıyor.

Göçmenler ise “hayatta olduklarını” kanıtlayan belgelerle ABD Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvurarak kayıtların değiştirilmesini talep ediyor. WP’nin incelediği belgelere göre geçen hafta 30’dan fazla kişinin kayıtları itiraz üzerine düzeltildi. 

Beyaz Saray Sözcüsü Elizabeth Huston, göçmenlerin teknik anlamda “ölü olarak” gösterilmediğini savunuyor. Sözcü, veri transferinden önce “ölü kişiler” veritabanının adının değiştirildiğini, buna göre işlem yapıldığını iddia ediyor.

Ancak Beyaz Saray ve Sosyal Güvenlik’ten yetkililerin WP’ye geçen hafta yaptığı açıklamalarda, sınır dışı edilmeleri için göçmenlerin bilgilerinin “ölü kişiler” veri tabanına aktarıldığı belirtilmişti.

Buna ek olarak Huston, 10 Nisan’da NYT’ye yaptığı açıklamada veritabanının adının değiştirildiğinden bahsetmemiş, “Trump’ın göçmenleri ülkeden gönderme vaadini yerine getirdiğini” söylemişti.

Independent Türkçe, Washington Post, New York Times