Ürdün'de koronavirüs ücretli işçi krizini derinleştiriyor

​Ürdünlü işçilerin büyük bir kısmı 11’inci gününe girilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle gelirlerini kaybetti (EPA)
​Ürdünlü işçilerin büyük bir kısmı 11’inci gününe girilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle gelirlerini kaybetti (EPA)
TT

Ürdün'de koronavirüs ücretli işçi krizini derinleştiriyor

​Ürdünlü işçilerin büyük bir kısmı 11’inci gününe girilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle gelirlerini kaybetti (EPA)
​Ürdünlü işçilerin büyük bir kısmı 11’inci gününe girilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle gelirlerini kaybetti (EPA)

Ürdün'de 11’inci gününe girilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle iş sektörlerinde yaşanan aksamaların olumsuz etkileri görülmeye başladı. Ülkede ücretli çalışan işçilerin büyük bir kısmı günlük gelirlerinden oldular.
Gözlemcilerin aktardığına göre sosyal dayanışma kurumları, krizin üstesinden gelecek hükümet programlarının yokluğunu telafi etmeye çalışıyor.
Ürdün hükümeti önceki gün çıkardığı 4 No’lu Sivil Savunma Kararnamesiyle, bağış fonunun bir kısmını ‘işçilerin kayıt dışı istihdam sektörlerini desteklemek, günlük ücretlerine katkıda bulunmak ve koronavirüs salgını dolayısıyla Sağlık Bakanlığı'nı desteklemek için’ tahsis etti. Bu bağlamda sayıları yüzbinleri aşan yoksul aileler ve günlük çalışanlar için ‘ulus himmeti’ adı altında bir bağış hesabı açıldı.
Hükümet tarafından çıkarılan Sivil Savunma Kararnamesi, milletvekillerinin ve hukukçuların yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) nedeniyle ortaya çıkan olumsuz koşullardan çok fazla zarar gören kesimlerin korunması adına yoğun taleplerde bulunmalarının ardından geldi.
Ürdün’deki hukuk ve sendika çevreleri, ülkedeki kayıt dışı işçileri etkileyen ekonomik sıkıntının devam etmesinin getireceği sorunlar konusunda uyarıda bulunarak, özel ve kamu kurumlarında çalışan işçilerde olduğu gibi söz konusu kayıt dışı işçilerin de korunması adına adımlar atılmasını talep ettiler.
Sosyal Güvenlik Kurumu daha önce, kamu veya özel sektörde çalışması fark etmeksizin bütün işçilerin bir ay boyunca gıda ihtiyacını temin edecek bir girişim başlatmıştı. Ancak girişim, işçi haklarını savunan parlamenterler ve akvitistler tarafından yaşanan sorunların köklü bir çözümü olarak görülmedi.
Parlamento Çalışma Komitesi Başkanı Halid Ebu Hasan, hükümetin virüs krizini takip edecek sonuçları henüz kontrol altına almadığı bir zamanda, ulusal ekonominin ‘gerçek felaket’ olarak nitelendirdiği bir durumla karşı karşıya gelebileceği konusunda uyarıda bulundu.
Mevcut koşullar altında bu işçilerin büyük bir kısmı, ellerinde numaralarının yazılı olduğu kağıtları gıda ve sebze dükkanlarının, eczanelerin ve diğer çeşitli mağazaların kapılarına bırakıyor. Ayrıca bu kişilerin çoğu ailelerinin geçimini sağlamak için sokağa çıkma yasağın rağmen işyerlerine yürüyerek gidiyor.
Diğer yandan ülkede yaşanan kriz özel sektörün geniş bir kesimini de etkisi altına aldı. İşverenler, ağır mali kayıplar vermelerinin ardından işçileri çıkarmaya ve kalanların maaşlarının ise yarısını ödemeye başladıklarını açıkladılar.
Parlamento Çalışma Komitesi, yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) salgını krizinin yol açtığı zararları ele alması için hükümete önerilerde bulunmak üzere bugün bir toplantı düzenleyeceğini duyurdu. Şarku’l Avsat’ın kaynaklardan edindiği bilgilere göre hükümet, özel sektörü desteklemek adına yeni savunma kararları çıkaracak. Bu kararlar, ücretlerin azami dörtte bir oranında düşürülmesi ve özel sektördeki işçilerin işten çıkarılmaması yönünde talimatlar içerek. Hükümet böylece krizin başlangıcından bu yana özel sektörün maruz kaldığı kayıpları azaltmaya azaltacak.
Milletvekili Ebu Hasan, özel sektördeki işçilere maaşlarının yarısı ödenerek takip edilecek söz konusu haksız politikaların, ailelerin ciddi bir gelir sıkıntısı yaşamalarına ve bunun ülkenin yoksulluk ve işsizlik rakamlarına yönelik yansımaları konusunda uyarıda bulundu. Resmi raporlara göre 2019 yılı sonunda ülkedeki işsizlik oranı yüzde 19'a ulaştı.
Ürdün’de salgından dolayı 2 Nisan itibariyle 278 vaka tespit edildi. 5 hasta ölürken 36 kişi taburcu edildi. 237 hasta ise halen tedavi altında.



Tunus’ta polis şiddeti iddiası sokakları karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Tunus’ta polis şiddeti iddiası sokakları karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.