Avrupa ve Orta Asya’da resesyon beklentisi

Bazı analistler küresel bir resesyon ihtimalinden söz ediyor. Bu, 2008'deki mali krizden bu yana görülmemiş bir şey (Reuters)
Bazı analistler küresel bir resesyon ihtimalinden söz ediyor. Bu, 2008'deki mali krizden bu yana görülmemiş bir şey (Reuters)
TT

Avrupa ve Orta Asya’da resesyon beklentisi

Bazı analistler küresel bir resesyon ihtimalinden söz ediyor. Bu, 2008'deki mali krizden bu yana görülmemiş bir şey (Reuters)
Bazı analistler küresel bir resesyon ihtimalinden söz ediyor. Bu, 2008'deki mali krizden bu yana görülmemiş bir şey (Reuters)

Koronavirüs pandemisinin etkisiyle 2020 yılında Avrupa ve Orta Asya’da bölgesel büyümenin resesyona girerek yüzde eksi 4,4 ile yüzde eksi 2,8 arasında daralacağı öngörülüyor.
Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya bölgesi için hazırlanan İlkbahar 2020 Ekonomik Güncelleme Raporu’nun sonuçları açıklandı. Rapora göre, sağlık sistemlerine yapılacak yatırımlara öncelik veren ve özellikle en kırılgan gruplar olmak üzere insanlar için güvenlik ağları sağlayan kararlı politika önlemleri bölgede Kovid-19 (Koronavirüs) pandemisinin etkilerini azaltmada kritik önem taşıyor.
Ayrıca, bölge ülkeleri geçici işletme kredileri, vergi indirimleri veya vergi ödemelerindeki ertelemeler yoluyla özel sektörü destekleyerek ekonomik faaliyetin sürdürülmesine yardımcı olabilirler. Etkilenen küçük ve orta büyüklükteki işletmeler, hedefli kamu sübvansiyonlarından önemli ölçüde yararlanabilirler.

2020 yılında resesyon beklentisi
Pandemi sonucunda ortaya çıkabilecek büyüme sonuçlarının hangi aralıklarda olabileceğini göstermek için simülasyon uygulamaları hazırlanan raporda, senaryolar koronavirüs pandemisinin etkisiyle bölgesel büyümenin 2020 yılında resesyona girerek yüzde eksi 4,4 ile yüzde eksi 2,8 arasında daralacağını gösteriyor. Sonrasında ise politika önlemlerinin uygulamaya konulması, küresel emtia fiyatlarının kademeli olarak toparlanması ve ticaretin güçlenmesi ile birlikte 2021 yılında yükselişe geçeceği bekleniyor.
Raporda görüşlerine yer verilen Dünya Bankası’nın Avrupa ve Orta Asya Bölgesinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Cyril Muller konu ile ilgili olarak şunları belirtti: “Bu olağan dışı derecede zorlu zamanlarda, politika yapıcıların kararlı davranmaları zorunludur. Bu amaçla, sağlık sistemlerinin ve güvenlik ağlarının güçlendirilmesi, özel sektörün desteklenmesi, finansal istikrarın ve güvenin korunması için hızlı bir şekilde harekete geçmek gerekiyor. Bunların her biri insan hayatı için kritik önem taşıyor.”
Raporda görüşleri bulunan Dünya Bankası’nın Avrupa ve Orta Asya Bölgesi Baş Ekonomisti Aslı Demirgüç-Kunt “Sosyal mesafe ve gerekli olmayan işletmelerin ve okulların kapatılması pandeminin kontrol altına alınması ve hayatların kurtarılması için gerekli önlemlerdir. Aynı zamanda, uygulanacak politikaların bu önlemlerin ekonomik maliyetlerini düşürmeyi ve pandemi sona erdikten sonra uzun bir toparlanma süreci yerine hızlı bir toparlanma sağlaması hedeflemesi gerekiyor.”

Destekleyici önlemler krizin etkilerini hafifletmede kritik öneme sahip
Rapora göre, kırılgan kişilere ve ailelere yardımcı olmaya yönelik nakit transferleri ve işletmelere sağlanacak geçici işletme kredileri ve vergi indirimleri gibi destekleyici önlemler krizin etkilerini hafifletmede ve işlerin korunmasında kritik önem taşıyacak.



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal