İspanya, DEAŞ liderinin tutukluluk süresini uzattı

DEAŞ lideri Abdulmecid Abdulbari ve beraberindeki iki unsur, İspanya’nın güneyindeki Almeria kentinde gözaltına alındığı esnada (EPA)
DEAŞ lideri Abdulmecid Abdulbari ve beraberindeki iki unsur, İspanya’nın güneyindeki Almeria kentinde gözaltına alındığı esnada (EPA)
TT

İspanya, DEAŞ liderinin tutukluluk süresini uzattı

DEAŞ lideri Abdulmecid Abdulbari ve beraberindeki iki unsur, İspanya’nın güneyindeki Almeria kentinde gözaltına alındığı esnada (EPA)
DEAŞ lideri Abdulmecid Abdulbari ve beraberindeki iki unsur, İspanya’nın güneyindeki Almeria kentinde gözaltına alındığı esnada (EPA)

İspanya polisinin, DEAŞ’a mensup ‘en tehlikeli unsurlardan’ birini tutukladığını açıklamasının ardından ve onu yargıya teslim etmesinden saatler sonra Hakim Maria Tardon, sanık hakkında kefaletsiz şekilde hapis cezası kararı aldı. Sanığın dava dosyası ise tamamen gizli tutuldu.
İspanya güvenlik organları, geçen salı günü İngiliz vatandaşlığı da olan Mısırlı Abdulmecid Abdulbari’nin ve beraberindeki (kimlikleri açıklanmayan) iki unsurun ülkenin güneyindeki Almeria şehrinde yaşadığı evine baskın düzenledi.
İspanya güvenlik kaynakları, Avrupa terörle mücadele organlarının Suriye ve Irak’taki savaş cephelerinden ayrılması sonrasında uzun yıllardan bu yana Abdulbari’yi takip ettiğini açıkladı. Hakkında güvenlik hizmetlerinde yer alan bilgilere göre, 29 yaşındaki Abdulbari’nin yıllarca Suriye ve Irak'taki cephelerde aktif halde olduğu, medyada hakkındaki görsel ve yazılı belgelerle sabitlenmiş durumda. Öyle ki, İngiliz medyasında Abdulbari’nin Suriye’de bulunan Rakka’da kesilmiş bir kafanın yanında bulunduğu görüntüler mevcuttu.
İspanya medyasının belirttiğine göre, bir süredir terörle mücadele organları tarafından takip edilen söz konusu üç kişi, Afrika'dan göçmen taşıyan bir tekne ile birkaç gün önce Almeria’ya gelmişti.
Yargı kaynakları, Madrid’deki Ulusal Mahkeme’nin üç unsur hakkında terör örgütüne ait olma suçlaması yönelttiğini açıkladı. Kaynaklara göre Abdulmecid Abdulbari, kısa süre devam eden duruşmada kendisine yöneltilen sorulara yanıt vermeyi reddederken, daha sonra ise hücre hapsine yönlendirildi. Abdulbari’nin beraberindeki iki unsurun duruşması ise gelecek çarşamba günü görülecek. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre güvenlik kaynağı, “İspanya ve Avrupa’daki yargı ve güvenlik organları, uzun yıllardan bu yana Abdulbari’yi yakalamaya çalışıyordu. Ancak 2015 yılı sonlarında Türkiye’den ayrılması sonrasında hareketlerini takip edemedi. Cezayir’deki varlığı ve İspanya üzerinden yasadışı yollarla Avrupa’ya dönmeye hazırlandığı bilgisinin alınması sonrasında da takip süreci başladı” açıklamasında bulundu. Kaynak, İspanya makamlarının, İngiltere’den tutuklu hakkında yeterli düzeyde bilgi aldığını da belirtti.
Kaynak, İspanya istihbaratının ve polisinin, Almeria sahiline varışından ve ardından şehre ulaşmasından bu yana Abdulbari’nin faaliyetlerini takip ettiğini söylerken, aynı tekneyle gelen iki arkadaşıyla birlikte bir daireye yerleştiğini belirtti. Polis kaynaklarına göre söz konusu üç unsur, Kovid-19 salgını kapsamında alınan önlemlere adapte olarak dairelerini nadiren ve tek kişi halinde terk ederken, kimliklerini açığa vurmamak için virüsten korunmak adına takılan maskelerden yararlanıyordu. Almeria bölgesinin, o günlerde ise sebze ve meyve yetiştiriciliği sektöründe çalışan ve çoğu Kuzey Afrika ülkelerinden gelen binlerce mevsimlik işçi içerdiği biliniyor.
Kaynağa göre, İngiltere birimlerinin 2013 yılında Türkiye üzerinden Londra’dan Suriye’ye yöneldiği hakkında bilgi vermesinden bu yana Abdulbari, Avrupa terörle mücadele birimleri tarafından en çok arananlar listesinde yer alıyordu.
1990 yılında Mısır’da doğan Abdulbari, 6 yaşında İngiltere’ye taşınmıştı ve Londra’nın kuzeyinde yaşıyordu. Köktendinci çevrelerde radikalleşmeden önce ‘rapçi’ olarak tanınıyordu.
Abdulmecid Abdulbari, Mısır vatandaşlığının yanı sıra, terör listesine girdikten sonra İçişleri Bakanlığı tarafından dondurulmuş bir İngiliz vatandaşlığına da sahip. Mısır İslam Cihad örgütü liderlerinden olan babası Adil ise, El-Kaide örgütü üyelerinin 1998’de Kenya’nın Nairobi ve Darüsselam kentlerindeki ABD elçiliklerinin bombalanmasından sorumlu tutulması dolayısıyla ABD’deki bir hapishanede tutuluyor. Bombardımanlarda 123 kişi hayatını kaybetmişti.
İspanya birimleri tarafından yürütülen soruşturma dosyalarındaki bilgilere göre Abdulbari, Huelva ilindeki Almonte kasabasında Maria Angelis Cala Marquez isimli İspanyol bir kızla iletişim halindeydi. Marquez, Abdulbari ile evlenmek üzere Suriye’ye gitme kararı almıştı. Ancak Suriye’ye gitmek amacıyla İstanbul’a seyahat etmeye hazırlanan Marquez, polis tarafından sahte pasaport taşıdığı tespit edildikten sonra Madrid Havalimanı’nda gözaltına alındı. Maria Angelis Cala Marquez, Avrupa’ya dönebilmesi amacıyla Abdulbari’ye sahte bir pasaport ulaştırmaya çalışıyordu. Marquez, soruşturması sırasında söz konusu durumu itiraf etti. Ardından savcılık ile uzlaşı sağlaması sonrasında iki yıl hapis cezasına çarptırıldı.



Ukrayna’da Pokrovsk krizi: Askerler geri çekilecek mi direnecek mi?

Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)
Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)
TT

Ukrayna’da Pokrovsk krizi: Askerler geri çekilecek mi direnecek mi?

Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)
Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)

Rus askerleri, Ukrayna'nın doğusundaki stratejik Pokrovsk şehrinde ilerlemeye devam ediyor. 

New York Times'ın haberinde, bir yıldan fazla süren çatışmaların ardından şehrin büyük ölçüde enkaza dönüştüğü, savaş öncesi 60 bin olan nüfusun 1300'ün altına indiği belirtiliyor. 

Şehri savunan Ukraynalı askerler yoğun çatışmaların yaşandığını bildiriyor. Ukrayna lideri Volodimir Zelenski, pazartesi günkü açıklamasında şehirdeki durumun zor olduğunu kabul etmiş ancak direnişin sürdüğünü söylemişti. 

Kremlin şehrin kuşatıldığını öne sürerken Kiev yönetimiyse iddiaları reddetmişti. 

NYT'nin aktardığına göre Rus birlikleri şehir merkezine yakın bazı noktaları ele geçirdi. Rus ordusu Mayıs 2023'te yoğun çatışmaların ardından Bahmut'un kontrolünü sağlamıştı. Haberde, Pokrovsk'un düşmesi halinde Rus ordusunun Bahmut'un ardından bölgedeki en büyük şehri ele geçireceğine dikkat çekiliyor. 

Rus ordusu, Donetsk bölgesinde Pokrovsk'u ele geçirdikten sonra kalan iki büyük şehir Sloviansk ve Kramatorsk'a daha fazla yaklaşmış olacak. 

Ayrıca Rusya lideri Vladimir Putin'in "savaş alanında ilerleme kaydedildiğine" dair anlatısının kuvvetleneceğine dikkat çekiliyor. Moskova'nın Washington'ın ateşkes çağrılarını görmezden geldiği ve Kiev üzerindeki baskıyı artırmak istediği belirtiliyor. 

Wall Street Journal da Ukrayna birliklerinin sayıca dezavantajlı konumda kaldığını, Rus ordusuna ait drone'ların hava hakimiyetini sürdürdüğünü aktarıyor. 

Analizde, Pokrovsk cephesinde her iki tarafın da rakibi yıpratma stratejisi izlediğine işaret ediliyor. 

Ukrayna birliklerinin Pokrovsk'tan çekilmesi halinde, yakındaki Mironhrad kentinin de Rusların eline geçeceği ifade ediliyor. Zelenski'nin geri çekilme emri verip vermeyeceğiyse henüz belli değil.

Ukrayna ordusuna bağlı 68. Tugay'dan bir subay, şehirden çekilme zamanının geldiğini savunuyor:

Verdiğimiz kayıplar buna değmez. Bunlar manasız kayıplar. Çok sayıda takviye kuvvet gelse bile şehri geri alamayız.

Independent Türkçe, New York Times, Wall Street Journal


ABD, askeri yığınağı artırıyor: Savaş uçakları gönderildi

ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)
ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)
TT

ABD, askeri yığınağı artırıyor: Savaş uçakları gönderildi

ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)
ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)

Venezuela'ya askeri operasyon düzenlenme ihtimali dünya kamuoyunda konuşulurken ABD'nin El Salvador'a savaş uçakları gönderdiği ortaya çıktı. 

New York Times'ın (NYT) incelediği uydu görüntüleri ve uçak takip verilerine göre ABD ordusuna ait en az üç savaş uçağı, El Salvador'un başkenti San Salvador'daki uluslararası havalimanına konuşlandırıldı.  

Havalimanında AC-130J Ghostrider saldırı uçağı, P-8 Poseidon keşif ve istihbarat uçağı ve C-40 Clipper saldırı jeti yer alıyor. Haberde, çeşitli özelliklere sahip uçakların ekim ortasından beri havalimanında bulunduğu aktarılıyor. 

Kargo ve yolcu taşımak için kullanılan Boeing 737'nin askeri versiyonu olan C-40 Clipper hakkında çok az bilgi bulunduğu, aracın saldırı uçaklarıyla birlikte konuşlandırılmasının "epey sıradışı olduğu" yazılıyor.

P-8A'nın istihbarat toplama ve keşif özelliklerine ek olarak torpido ve gemisavar füzeleri ateşleyebildiği belirtiliyor. 

AC-130J Ghostrider'ın da füze ve makineli tüfeklerle donatıldığı, karada veya denizdeki hedefleri imha etmek için tasarlandığı ifade ediliyor. Bu uçağın ABD Hava Kuvvetleri Özel Harekat Komutanlığı tarafından hassas görevlerde kullanıldığı aktarılıyor. 

Haberde, uçakların ABD ordusunun Karayipler ve Pasifik'teki askeri yığınağının bir parçası olduğu ifade ediliyor. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla NYT'ye konuşan iki askeri yetkili, uçakların bölgedeki "uyuşturucuyla mücadele" operasyonları kapsamında konuşlandırıldığını doğruluyor. 

ABD ordusu, El Salvador'daki uluslararası havalimanı arazisinde Cooperative Security Location Comalapa adlı bir askeri karargaha sahip. Uçakların da uyuşturucuyla mücadele operasyonları için 2000'de kurulan bu karargaha gönderildiği aktarılıyor. 

ABD Başkanı Donald Trump, uyuşturucu kaçakçılığını durdurma gerekçesiyle Latin Amerika'ya askeri yığınak talimatı vermişti. Eylülün başından bu yana bölgede en az 17 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 69'dan fazla kişiyi öldürdü. 

NYT'nin aktardığına göre bu operasyon kapsamında ilk kez ABD ordusuna ait uçaklar başka bir ülkeye konuşlandırıldı.

Karayipler ve Pasifik'teki askeri yığınak Venezuela yönetimini hedef alıyor. Trump, Venezuela lideri Nicolas Maduro'nun uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu olduğunu savunmuş, CIA'e ülkede operasyon talimatı verdiğini duyurmuştu. Washington, Maduro'nun başındaki para ödülünü de 50 milyon dolara çıkarmıştı.

Venezuela lideriyse ABD'nin Karayipler bölgesindeki askeri hareketliliğine ilişkin "Dünyanın en büyük petrol rezervine sahip olduğumuz için bizi hedef alıyorlar" demişti.

Independent Türkçe, New York Times, Economist


Çin füze üretimini iki katına çıkardı: Silahlanma maratonuna hazırlanıyorlar

Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)
Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)
TT

Çin füze üretimini iki katına çıkardı: Silahlanma maratonuna hazırlanıyorlar

Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)
Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)

Çin'in füze üretim tesislerinde yoğun hareketlilik yaşandığı bildiriliyor. 

Amerikan medya kuruluşu CNN'in incelediği uydu görüntülerine göre Çin, 2020'den bu yana füze üretimiyle bağlantılı tesislerini büyük ölçüde genişletti. 

Çin'in füze üretimiyle ilişkili 136 tesisin yüzde 60'ından fazlasının geliştirildiği aktarılıyor. 

Aralarında fabrika, araştırma üsleri ve test merkezlerinin yer aldığı bu tesislerin toplamda 2 milyon metrekarelik inşaat alanıyla genişletildiği belirtiliyor. Bazı tesislerde yeni kuleler ve sığınaklar inşa edildiği de yazılıyor. 

ABD merkezli düşünce kuruluşu Pasifik Forumu'ndan William Alberque şunları söylüyor: 

Burada Çin'in kendisini küresel bir süper güç olarak konumlandırdığını görüyoruz. Yeni bir silahlanma yarışının ilk aşamalarındayız. Çin şimdiden depara geçti ve maratona hazırlanıyor.

Haberde, 2012'de göreve başlayan Çin lideri Şi Cinping'in, Çin Halk Kurtuluş Ordusu'nu (ÇHKO) "dünya standartlarında" bir savaş gücü haline getirme hedefiyle büyük yatırımlar yaptığına dikkat çekiliyor. 

ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait tesislerin de genişletildiğine işaret ediliyor. Çin'in nükleer başlıkları, stratejik ve taktik füzeleri Roket Kuvvetleri'ne bağlı geliştiriliyor. Bu birim, sesten 5 kat daha hızlı gidebilen ve seyir halindeyken şekil değiştirdiği öne sürülen bir füze de tasarlamıştı.

CNN'in konuştuğu uzmanlar, yeni tesis ve füzelerin Çin'in olası Tayvan işgalinde önemli rol oynayabileceğini söylüyor.

Böyle bir senaryoda füzelerin, ABD Donanması'nı bölgeden uzak tutma stratejisinin merkezinde yer alacağı ifade ediliyor. Bu sayede ABD'nin Tayvan'a yardımının engellenmesi amaçlanıyor. 

ABD merkezli araştırma ve analiz kuruluşu CNA'dan Decker Eveleth, Pekin yönetiminin "Tayvan'ın işgali için gerekli koşulları oluşturmak istediğini" öne sürüyor. 

Pekin yönetimi bu yıl savunma bütçesini yüzde 7,2 artırmıştı. Böylelikle askeri harcamalarda üst üste 4 yıl boyunca yüzde 7'nin üzerine artışa gidilmişti. Ancak bazı uzmanlar, gerçek oranların resmi rakamlardan çok daha yüksek olabileceğini savunuyor.

Diğer yandan Çin'in füze üretiminin, Rusya'nın 2022'de başlattığı Ukrayna işgalini takip eden iki yılda neredeyse iki katına çıktığına dikkat çekiliyor. Alberque, "Çin, Ukrayna'da olup biten çok yakından takip ediyor" diyor. 

Pentagon ve Çin Savunma Bakanlığı, CNN'in yorum taleplerine yanıt vermedi. 

Independent Türkçe, CNN, SCMP