​Irak’ta Kazimi hükümetinin bakanlık dağılımı kota engeliyle karşı karşıya

Iraklı protestocular dün Bağdat’daki Tahrir Meydanı'nda hep birlikte iftar yaptılar (Reuters)
Iraklı protestocular dün Bağdat’daki Tahrir Meydanı'nda hep birlikte iftar yaptılar (Reuters)
TT

​Irak’ta Kazimi hükümetinin bakanlık dağılımı kota engeliyle karşı karşıya

Iraklı protestocular dün Bağdat’daki Tahrir Meydanı'nda hep birlikte iftar yaptılar (Reuters)
Iraklı protestocular dün Bağdat’daki Tahrir Meydanı'nda hep birlikte iftar yaptılar (Reuters)

Irak’ta hükümeti kurmakla görevli Başbakan aday Mustafa el-Kazimi, çalışma usulü veya siyasi bloklarla istişareleri konusunda sessiz kalmaya devam ediyor. Kazimi, selefleri Muhammed Tevfik Allavi ve Adnan ez-Zurfi'nin aksine iç veya dış siyasi taraflarla resmi toplantılar gerçekleştirmezken ekibini basın açıklamaları yapmamaya, hatta hiçbir açıklamada bulunmamaya zorluyor.  Buna karşın siyasi bloklar tarafından yayınlanan tüm görüşler, pozisyonlar ve açıklamalar, bakanlık kotalarının dağılımıyla ilgili farklı tutumları ortaya koyuyor.
Bunlar arasında sessiz kalan tek taraf, Kazimi’ye karşı olumsuz tutumlar sergilemeyen Kürtler oldu. Kürtlerin bu sessizliği, başta Şii partiler olmak üzere diğer taraflar içinde Maliye Bakanı Fuad Hüseyin'i görevde tutmak için Kazimi ve Kürtler arasında bir anlaşma yapıldığına dair komplo teorisine benzer şüpheler uyandırdı.
Bu kez anlaşmazlıklardaki yenilik, temsiliyetleri çoğunlukla marjinal olan azınlıklar (Hıristiyanlar ve Türkmenler) oldu. Bu azınlıklardan birine önemi açısından daha az öneme sahip bir bakanlık veriliyor. Örneğin, Adil Abdulmehdi hükümetinde Hıristiyanlara Göç ve Göçmen Bakanlığı verildi. Mustafa el-Kazimi hükümetinde Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın kurulması ve Abdulmehdi hükümetinde temsil edilmeyen Türkmenlere bu bakanlığın verilmesi planlanıyor.
Türkmenler ve Hristiyanlar, azınlık olsalar bile genellikle kota sisteminde yer alıyorlar. Ancak Şiiler, Sünniler ve Kürtlerin arasındaki anlaşmazlıklardan da şikayetçiler. Çünkü bu üç taraftan biri, Göç ve Göçmen Bakanlığı'nın Hıristiyanlara verilmesine karşı çıktı. Genellikle Şiilerle arasında mezhep farklılığı olan Sünni Türkmenlere gelince, bu kez temsil ya da bakanlık için bir aday belirleme mekanizması açısından görüş birliği içindeler. 
Türkmenler, Kazimi hükümetinde Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı pozisyonunun sahibi oldular. Ancak Şarku’l Avsat’a konuşan Irak Türkmen Cephesi Başkan Yardımcısı Hasan Turan, ‘Irak'taki en yoğun üçüncü nüfusa sahip Türkmenlerin hükümette zayıf bir temsiliyete karşı çıktığını’ söyleyerek bu bakanlığın fikirleri alınmadan kendilerine tahsis edildiğini ve bunu reddettiklerini kaydetti. Turan, “Neden Türkmenlere sadece marjinalleştirme politikasının devamı olan bir devlet bakanlığı veriliyor? Eğer yeni kabine oylanırsa, Kerkük gibi bölgelerimizle ilgili önemli konuları tartışılacaktır. Bu nedenle zayıf bir temsiliyet bize hizmet etmiyor” şeklinde konuştu.
Türkmen Milletvekili Ahmed Haydar el-Beyati ise bir gazeteye verdiği demeçte, Kazimi kabinesinde Türkmenlerin temsiliyeti sorunu ile ilgili bir öneride bulunarak Vilayet İşleri Bakanlığı kurulması teklifinde bulundu. Beyati, “Bu bakanlık, federal hükümet ve vilayetler arasındaki birçok önemli sorunun yönetilmesi açısından oldukça önemlidir. Ancak yanıt her zaman bakanlıklarda doyumsuz olan siyasi bloklardan geldi. Halk tarafından reddedildiği gerekçesiyle herhangi bir bakanlığın kurulmasının mümkün olmadığını belirttiler.
Bununla birlikte Kazimi konusundaki anlaşmazlıklarını belirleyen büyük Şii bloklarıdan bazıları, özellikle Hadi el-Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu, Kazimi tarafından seçilen yönteme göre bileşenler arasında bakanlıkları dağıtma mekanizmasına karşı çıkıyor. Kazimi’nin seçtiği yönteme göre kabinenin üçte biri siyasi güçlere tahsis edilecek, üçte biri göstericilere tahsis edilecek, üçte biri de bazı bakanlıklarda inisiyatifi olmasını isteyen Kazimi’de kalacak. Kazimi'nin silahlıların devlet kontrolüyle sınırlamak da dahil olmak üzere bazı zor dosyalarla başa çıkmak için kendi planına sahip olacak olması, silahlı kanadı bulunan bazı güçler için endişe kaynağı haline gelmiş durumda. Kapalı kapılar arkasında konuşulanlara göre Kazimi'nin Sünniler ve Kürtlerle ilgilenme şekline karşı bir itiraz söz konusu. Protestocuların çağrılarına kulak veren Kazimi, Sünnilere ve Kürtlere Dışişleri ve İletişim Bakanlığı gibi önemli bakanlıklarında dahil olduğu istedikleri bazı bakanlıkları verdi.
Kürtler, bazı adaylarının reddedilmesi durumunda uygun alternatifler sunmak da dahil olmak üzere bakanlıklar konusunda Kazimi’ye tam bir esneklik gösteriyorlar. Öte yandan Kazimi ve Sünniler arasındaki anlaşmazlıklar, özellikle Kazimi'nin izlediği yol, bakanlıkların kota ilkesine göre dağıtılma yolunda adeta şok etkisi yarattığından bileşen içindeki farklılıkların ortaya çıkmasından sonra nispeten azalmaya başladı.
Bazı bilgilere göre Şii olan Kazimi, bazı Şii blokların sunduğu bazı isimlerin kabine dışında tutulması talebine yanıt verecek. Böylece Kanun Devleti Koalisyonu Milletvekili Aliye Nasif’in de dediği gibi Kazimi’nin bloklara sunduğu son listeye çok sayıda aday eklenecek.
Sünni politikacı ve eski Milletvekili Şalan el-Kerim Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Anlaşmazlıklar, belirli bir bileşen veya blokta değildir. Aksine ikna olmadıkları ve hatta belki de birbirlerini anlamadıklarından neredeyse blokların çoğunu kapsıyor. Kazimi ile Sünniler arasındaki anlaşmazlıklar, önümüzdeki dönemde ittifakların kurulma şeklini etkileyebilecek bakanları ve diğer uygulamaları seçme yöntemi de dahil olmak üzere bir tarafın bir başka taraf üzerindeki hegemonyası nedeniyle içsel anlaşmazlıklar kadar göze batmıyor” ifadelerini kullandı.



İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalına girdi

Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
TT

İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalına girdi

Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)
Golan Tepeleri'ndeki İsrail tankları (Reuters - Arşiv)

İsrail güçleri Suriye'nin güneyindeki Dera vilayeti kırsalında yer alan Yermuk Havzası'ndaki çeşitli noktaları işgal etti.

Suriye devlet televizyonu, ‘İsrail güçlerine ait altı aracın Dera'nın batısındaki Yermuk Havzası'nda bulunan Saysun köyüne girdiğini’ duyurdu.

Ahrar Horan Topluluğu internet sitesi, ‘üç araçtan oluşan bir İsrail kuvvetinin Yermuk Havzası'ndaki Ayn Zikr köyünün eteklerinde bulunan devrik rejim güçlerinin 112. Tugayı’na ait eski bir askeri alana girdiğini’ bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, İsrail güçlerinin söz konusu bölgeye girmesi, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından gerçekleşen ikinci ihlal. Zira daha önce de askeri bölgeye girmişler ve içinde sabotaj ve buldozer operasyonları gerçekleştirmişlerdi.

Suriye devlet televizyonunun haberine göre İsrail güçleri, 2 Temmuz'da Kuneytra'nın güneyindeki Mezraa el-Basali'de gözaltına aldıkları üç Suriye vatandaşını birkaç saat sonra serbest bıraktı.

İsrail ordu güçleri çarşamba günü güney Kuneytra kırsalındaki bir çiftliğe saldırı düzenleyerek üç vatandaşı gözaltına aldı; Tel Aviv bu kişilerin İran'la bağlantılı olduğunu iddia etti.

28 Haziran'da bir İsrail ordu gücü güney Kuneytra kırsalındaki Ruveyhine köyünü işgal ederek evlerde arama yaptı ve evlerin içini tahrip etti.

Dera 24 televizyon kanalı, iki tank ve iki araçtan oluşan bir İsrail gücünün köye girdiğini ve bazı evlerde arama yaptığını bildirdi.

İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırıları Esed rejiminin devrilmesinden sonra önemli ölçüde arttı. İsrail ordusu Suriye ordusuna ait askeri mevzileri hedef alarak buraları imha etti. İsrail ayrıca, Şam, Kuneytra ve Dera kırsalında kara saldırılarıyla eş zamanlı olarak tampon bölgeyi kontrol altına aldı, ardından sınır bölgelerinde operasyonlar düzenlemeye başladı.