Lübnan hükümetinin krize bir çözüm bulamaması, ‘güvenlik bozuluyor’ endişelerini artırdı

Trablusşam’daki güvenlik güçleri, yangın çıkan bir bankanın yanında (AP)
Trablusşam’daki güvenlik güçleri, yangın çıkan bir bankanın yanında (AP)
TT

Lübnan hükümetinin krize bir çözüm bulamaması, ‘güvenlik bozuluyor’ endişelerini artırdı

Trablusşam’daki güvenlik güçleri, yangın çıkan bir bankanın yanında (AP)
Trablusşam’daki güvenlik güçleri, yangın çıkan bir bankanın yanında (AP)

Lübnan’da 28 Nisan’da protesto gösterileri artarken, Lübnan lirası da (LBP) değer kaybetmeye devam etti. Beyrut, Lübnan’ın kuzeyinde ve diğer bölgelerde gösterilerin yeniden patlak vermesi, ‘ateş topunun yuvarlandığı’ ve ‘protestoların genişlediği’ yönündeki uyarılar ortasında ülkede kötüleşen güvenlik koşullarına dair korkuları da artırdı.
Protestoların patlak vermesinin en önemli nedenleri arasında ‘yoksulluk, işsizlik ve Lübnan lirasının dolar karşısında değer kaybetmesi’ yer alırken, Başbakan Hassan Diyab hükümetinin de bu zorlukları hafifletmek için herhangi bir adım atmadığı belirtildi.
Öte yandan Başbakan Diyab, 28 Nisan’da yaptığı açıklamada, “İnsanların, yolsuzlukla mücadele taleplerine yanıt vermeyi sürdürüyoruz” diyerek, istikrara yönelik olumsuz eylemlerin de yasak olduğunu belirtti. Lübnan Başbakanı, “Bazı bölgelerde mülkiyete yönelik saldırlar nedeniyle yaşananlar ve ordunun hedef alınması; güvenlik istikrarını sarsmak için sahnenin ardında kötü niyetli unsurların olduğunu ve ateşle oynandığını gösteriyor” dedi.
Trablusşam’da eylemciler ve ordu arasındaki çalışmalar sırasında eylemciler arasında ölüm ve yaralanma vakaları yaşanırken, bazı güvenlik güçleri de yaralandı. Ordu liderliği, pazartesi günü düzenlenen protesto gösterileri sırasında şehit düşenler dolayısıyla derin bir üzüntü duyduğunu açıklayarak, çatışmalar hakkında soruşturmaların başlatıldığını belirtti. Ordu liderliği, yayınladığı bir bildiride, vatandaşlara güvenlik tedbirlerine uyma çağrısında bulundu.
Askeri kaynaklar da Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, ordunun ifade özgürlüğünü güvence altına aldığını söylerken, “Ancak kamu ve özel mülkiyetin ihlali, ordunun hedef alınması yasaktır. Ayrıca güvenliğe ve unsurlarına dokunulmayacaktır” dedi.
Trablusşam’daki halk protestoları sırasında hayatını kaybeden Fevaz es-Seman adlı gencin cenaze töreni sonrasında da çatışmalar yeniden patlak verdi. Ordu, bazı bankaların el-Tal bölgesindeki şubelerine saldırıda bulunmaları sonrasında eylemcileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz bombası kullandı. Bazı eylemciler, ordunun göz yaşartıcı gaz bombası kullanmasına taşlarla karşılık verdi.
Öte yandan gelişmeleri takip eden Lübnanlı kaynaklar, güvenlik durumuna dair uyarı yaparken, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Güvenlik raporları, açlığın, yoksulluğun ve ihtiyaçların artması nedeniyle güvenlik koşullarının da kötüleşmesinden endişe duyuyor” ifadelerini kullandı. Kaynaklar, çözüm sağlayabilecek ekonomik ve siyasi bir ufkun ve mevcut ekonomik ikilemleri çözecek göstergelerin yokluğunda şiddet düzenin de artabileceğine dikkati çekti.
Halk hareketinin herhangi bir sponsoru olup olmadığına ilişkin herhangi bir bilgi mevcut değil. Bu çerçevede eski Adalet Bakanı Eşref Rifi, Trablusşam’daki koşulların karmaşıklaştığını söylerken, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada da protesto eylemlerinin açlığın bir sonucu olduğunu ifade etti. Rifi, “Güvenlik tecrübemden yola çıkarak, açlığın gizli planlardan daha fazla olduğunu söyleyebilirim. Ancak kim yakarsa, kırarsa, saldırırsa ve şiddete başvurursa, şüphesiz organize eden de odur” dedi.
“Şu an, eskilerden farklı bir aşamaya ulaştık. Açların ve suçsuzların sayıları artıyor. Onlar, şu an yaşam koşullarına bir çözüm bulmak için hareket ediyor” diyen Eşref Rifi, “İyi bir yaşam sağlamak, ekonomik krizlere çözüm bulmak ve İran’ın elini Lübnan’dan uzaklaştırmak dışında herhangi bir çözüm ufku yoktur. Lübnan, İran’ın yörüngesinde döndüğü sürece, ülkenin Arap tarihi eklemlerinin kesilmesinden kaynaklandığı göz önüne alındığında kriz, daha da kötüleşecektir” değerlendirmesinde bulundu.
Trablusşam’daki protestolar, şiddetli bir şekilde genişlerken, protesto eylemlerinde 17 Ekim’den farklı yeni yüzlere tanık olundu. Öyle ki 28 Nisan’da öğleye kadar da liderlik rolü oynayan herhangi bir eski yüze rastlanmadı. Aynı zamanda bu eski yüzlerin birçoğu da protestolarda görünmedi. Trablusşam’daki yerel kaynakların Şarku’l Avsat’a belirttiğine göre eylemlere katılım çemberi de diğer bölge ve tarafları içerecek şekilde genişledi.
Protestolara katılanlar, eylemlerin organize bir eylem olduğu gerçeğini gizlemezken, siyasi bir eylem olmadığını da vurguluyor. Öyle ki bir aktivist, hareketin hazırlığının 4 aydır sürdüğünü belirterek, “Bahsedilen yüzler yenidir. Ancak organize eylem, her birinin yerinde hareket etmesini gerektiriyor” dedi. Aktivist, “4 hedefe yönelik çalışıyoruz; temiz, adil ve siyasallaştırılmamış bir yargı, erken parlamento seçimleri, devlet kurumlarını yeniden inşa etmek için teknokratlar hükümeti kurulması, gaz- petrol sondajı ve yağmalanan malın yeniden sağlanması” ifadelerini kullandı.
Trablusşam’ın yanı sıra Beyrut’ta da yeni protestolar patlak verdi. Şehirde ayrıca Beyrut’taki bir bankanın hedef alınmasının ardından bankaların hedef alınmaya devam edeceği bilgileri ortasında bankalar caddesinde yoğun güvenlik önlemleri ortaya koyuldu.
Lübnan’ın resmi Ulusal Bilgi Ajansı, bir grup protesto eylemcisinin, yaşam koşullarını, ekonomik ve mali bozulmayı protesto etmek için bankalar caddesine yönelik bir yürüyüşe hazırlanmak üzere, Beyrut şehir merkezindeki Şehitler Meydanı’nda toplandığını duyurdu. Orduya bağlı, askeri araçlarla desteklenen bir birlik, Şehitler Meydanı’na konuşlanırken, bazı eylemciler de orduya taşlarla karşılık verdi.



Sudan'ın kuşatma altındaki el-Faşir kentinde ilkel malzemeler ve şifalı bitkilerle ilk yardım

Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)
Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)
TT

Sudan'ın kuşatma altındaki el-Faşir kentinde ilkel malzemeler ve şifalı bitkilerle ilk yardım

Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)
Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)

Sudan'ın batısındaki el-Faşir kentinde yaşayan 8 yaşındaki Muhammed, kolu şarapnel parçalarıyla delik deşik olmasına rağmen tedavi edilebildiği için şanslı kişilerden biri. Diğer savaş yaralıları ise kentin kuşatılmış olması ve tıbbi ekipman eksikliği nedeniyle tedavisi zor olan daha ciddi yaralanmalardan mustarip.

İki yıldır orduya karşı savaşan Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) geçtiğimiz hafta, sağlık sisteminin de çöktüğü Kuzey Darfur'un başkenti ve çevresinde kanlı bir saldırı başlattı. HDK'nin geniş Darfur bölgesinin başkentine yönelik tekrarlanan saldırıları sivillerin her türlü hareketini riskli hale getirdi. Ayrıca tüm sağlık tesisleri bombalandı ya da saldırıya uğradı.

cdfrgt
Hartum Uluslararası Havalimanı'nda hasarlı bir uçak (AFP)

Muhammed'in babası 27 yaşındaki İsa Said, bölgedeki iletişim tamamen kesildiği için Starlink aracılığıyla AFP'ye yaptığı açıklamada, “Eski bir hemşire olan komşumuzun yardımıyla kanamayı durdurduk, ancak Muhammed’in eli şişti ve ağrı nedeniyle geceleri uyuyamıyor” dedi.

Mayıs 2024'ten bu yana HDK tarafından kuşatma altında bulunan el-Faşir'in diğer sakinleri gibi İsa da oğlunu hiçbir hastanenin acil servisine götüremiyor. Bu hafta el-Faşir'e kaçan insani yardım koordinatörü Muhammed, yüzlerce yaralının şu anda şehirde mahsur kaldığını bildirdi.

Tedavi için şifalı bitkiler

Muhammed, HDK'nin el-Faşir'in 15 kilometre güneyindeki Zemzem Kampı’na düzenlediği ölümcül saldırı sırasında kalçasından vuruldu. Güvenlik nedeniyle tam adını açıklamaktan kaçınan Muhammed, “İnsanlar evlerinde özel olarak tedavi görüyor” dedi.

İnsani yardım kaynaklarına göre yüz binlerce insan Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kıtlık yaşandığı ilan edilen Zemzem Kampı’ndan kaçarak el-Faşir şehrine sığındı.

El-Faşir'de insanlar, ilkel malzemeler ve şifalı bitkilerle, kurşun ve mermi parçalarından kaynaklanan yanık ve yaraları tedavi etmeye ve ilk yardım sağlamaya çalışıyor.

29 yaşındaki Muhammed Ebkar, bacağından vurulduğunda ailesi için su getirmeye çalıştığını anlattı. Ebkar, “Komşularım beni evin içine taşıdı. Yine komşularım, vücudumdaki kırıkları tedavi etmesi için tahta ve bez parçaları kullanarak atel tedavisi yapan diğer komşumuzu aradı. Sorun şu ki, kırık tedavi edilse bile kurşun halen bacağımda” ifadelerini kullandı.

Muhammed, şehirde tıbbi malzeme son derece sınırlı olsa da, parası olsaydı gazlı bez veya ağrı kesici almak için birini göndermenin mümkün olabileceğini, ancak genellikle malzeme bulunmadığını, bu nedenle tedavinin mevcut imkanlarla yapıldığını söyledi.

Dezenfektan olarak tuz

Birleşmiş Milletler (BM) pazartesi günü, HDK’nin el-Faşir ve çevresindeki göçmen kamplarına yönelik son saldırılarında 400'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) göre en az 825 bin çocuk dünyadaki cehennemde sıkışıp kaldı. UNICEF, el-Faşir’i kuşatmış olan HDK tarafından gerçekleştirilecek geniş çaplı bir saldırının yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini kaydetti.

dfgrthy
El-Faşir'deki insani durum felaket boyutuna ulaştı. (Arşiv – Şarku’l Avsat)

11 ay süren kuşatma ve iki yıl süren savaşın ardından el-Faşir sakinlerinin çoğu, bombardımandan korunmak için genellikle aceleyle çukurlar kazıp üzerlerini kum torbalarıyla örterek doğaçlama barınaklar inşa etti.

Çarşamba günü Hana Hamad'ın evine isabet eden bir top mermisi kocasını karnından yaraladı. AFP'ye konuşan 34 yaşındaki kadın, “Komşumuzun yardımıyla kanamayı durdurmaya ve yarayı antiseptik olarak sofra tuzuyla tedavi etmeye çalıştık. Ama ertesi sabah kocam öldü” dedi.

Yatalak olan bir başka hasta ise ‘insanları kurtarabilecek herkesin acil müdahalede bulunması’ çağrısında bulundu.

Sınır Tanımayan Doktorlar, insani yardım çağrısında bulundu. Misyon Başkanı Rasmani Kabore, “El-Faşir'e giden yollar kapalı. Ne olursa olsun orada mahsur kalarak açlık çeken bir milyon insana gıda ve ilaç ulaştırmak için hava operasyonları başlatılmalıdır” şeklinde konuştu.