James Jeffrey: İsrail'i, Türkiye, Irak ve Lübnan gibi ülkeler için etkili önlemler alması adına her şekilde destekliyoruz

James Jeffrey: İsrail'i, Türkiye, Irak ve Lübnan gibi ülkeler için etkili önlemler alması adına her şekilde destekliyoruz
TT

James Jeffrey: İsrail'i, Türkiye, Irak ve Lübnan gibi ülkeler için etkili önlemler alması adına her şekilde destekliyoruz

James Jeffrey: İsrail'i, Türkiye, Irak ve Lübnan gibi ülkeler için etkili önlemler alması adına her şekilde destekliyoruz

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Franklin Jeffrey, ülkesinin gerek diplomatik gerekse de lojistik olarak İsrail'in Suriye'deki İran bölgelerine yönelik saldırılarını mümkün olan her şekilde desteklediğini söyledi. Jeffrey ayrıca, Tel Aviv hükümetini komşu ülkelere karşı her alanda desteklediklerini ifade etti.
Şarku’l Avsat’ın röportaj teklifini geri çevirmeyen Jeffrey, “ABD İsrail'in kendini savunmaya yönelik çabalarını destekliyor. İsrail, İran'dan gelen daimi varoluşsal bir tehditle karşı karşıya. İran'ın öncelikli görevinin İsrail'i yok etmek olduğunu defalarca söyledik. İran tarafı, İsrail'in güvenliğini tehdit etmek amacıyla Hizbullah'a uzun menzilli silahlar temin ediyor. Suriye içindeki İran yanlısı unsurları biliyoruz. İsrail, Suriye'deki insani kayıplar karşısında dikkatli olmakla birlikte bu konuda gerekli önlemleri alma hakkına sahiptir. Bu nedenle İsrail’i mümkün olan her şekilde desteklemeye devam ediyoruz” dedi.
Şarku’l Avsat’ın, “İsrail'e ne tür bir destek sağlıyorsunuz? Politik mi lojistik mi? Yoksa Irak sınırına yakın et-Tanf askeri üssü aracılığıyla mı?” sorusuna ise Suriye Özel Temsilcisi, “İsrail'in kendisini ve Ürdün, Türkiye, Irak ve Lübnan gibi tüm komşu ülkeler için etkili önemler alması adına her şekilde destekliyoruz” yanıtını verdi.

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey’den Şarku’l Avsat’a özel röportaj: Rusya Suriyeli müttefikinin doğasını biliyor, ilişkilerimiz ‘dar halkayı’ baskılıyor



İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
TT

İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)

İran bugün, Batı'nın Tahran'ın nükleer silah peşinde olabileceğine dair artan korkularına ve ABD ile görüşmelerin ertelenmesine rağmen uranyum zenginleştirme ‘hakkını’ savundu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi X platformunda yaptığı paylaşımda, “İran'ın tam nükleer yakıt döngüsüne sahip olmaya hakkı var” dedi ve Tahran'ın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın (NPT) imzacılarından olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Arakçi, “Nükleer silahları tamamen reddederken uranyum zenginleştiren pek çok NPT imzacısı ülke var” ifadesini kullandı.

NPT imzacısı ülkeler, nükleer stoklarını beyan etmek ve bunları Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) gözetimi altına almakla yükümlüdür.

ABD ve diğer Batılı ülkeler İran'ı nükleer silah elde etmeye çalışmakla suçlarken, Tahran bunu reddediyor ve nükleer programının sadece sivil amaçlı olduğunda ısrar ediyor.

İran ve ABD, 12 Nisan'dan bu yana Tahran'ın nükleer programına ilişkin görüşmeler yürütüyor.

Bu görüşmeler, Donald Trump'ın 2018'deki ilk başkanlık döneminde ABD'yi büyük güçlerin İran'la yaptığı anlaşmadan çekmesinden bu yana İran'ın nükleer programına ilişkin en üst düzey temas olma özelliğini taşıyor.

Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler (Arşiv-AFP)Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler(Arşiv-AFP)

Arabulucu Umman bu hafta başında yaptığı açıklamada, başlangıçta cumartesi günü (bugün) yapılması planlanan dördüncü tur görüşmelerin ‘lojistik nedenler’ ileri sürülerek ertelendiğini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü verdiği bir demeçte, İran'a uranyum zenginleştirmekten ‘vazgeçmesi’ çağrısında bulunarak, ‘dünyada uranyum zenginleştiren ülkelerin nükleer silah sahibi ülkeler olduğunu’ söyledi.

İran şu anda uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştiriyor. Bu oran anlaşmada öngörülen yüzde 3,67'lik oranın oldukça üzerinde, ancak askeri kullanım için gerekli olan yüzde 90'lık eşiğin halen altında.

Stoklar önde gelen Batılı ülkeler için endişe kaynağı. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Nool Barrot pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran'ın ‘nükleer silah edinmenin eşiğinde’ olduğunu söyledi ve Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin Avrupa güvenliğine bir tehdit olarak görülmesi halinde Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının yeniden devreye sokulabileceğini ifade etti.

Tahran, 2015 nükleer anlaşmasının imzacılarından biri olan Fransa'nın açıklamalarını ‘gülünç’ olarak nitelendirdi.

Arakçi daha önce İran'ın uranyum zenginleştirme hakkının ‘müzakere edilemez’ olduğunu söylemişti.

UAEA Başkanı Rafael Grossi çarşamba günü yaptığı açıklamada, zenginleştirilmiş malzemenin ‘kolayca eritilebileceğini’ ya da İran dışına ‘gönderilebileceğini’ söyledi.

Geçtiğimiz ay İran hükümet sözcüsü Fatma Muhacerani zenginleştirilmiş malzemenin transferinin ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtmişti.

Rubio, İran'ın nükleer tesislerinin ABD'li uzmanlar tarafından da denetlenmesine izin vermesi gerektiğini vurguladı.

Rubio ayrıca Tahran'a, İsrail'e ve Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırıları ABD'nin misilleme saldırılarına yol açan Yemen'deki Husilere verdiği desteği sona erdirmesi çağrısında bulundu.

Tahran, Washington ile görüşmelerin sadece nükleer program ve yaptırımların kaldırılması konularını ele almasında ısrar ediyor ve bölgesel nüfuzu ve askeri kabiliyetleri ile ilgili müzakereleri dışlıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz hafta, güvenilir bir anlaşmanın ‘İran'ın nükleer silahlar için uranyum zenginleştirme kabiliyetini ortadan kaldırması’ ve balistik füze geliştirmesini engellemesi gerektiğini söyledi. Arakçi ise Netanyahu'yu ABD politikasını ‘dikte etmekle’ suçladı.