Filistin’in nüfusu Nekbe zamanındakinin 9 katı oldu

Filistin’in nüfusu Nekbe zamanındakinin 9 katı oldu
TT

Filistin’in nüfusu Nekbe zamanındakinin 9 katı oldu

Filistin’in nüfusu Nekbe zamanındakinin 9 katı oldu

Filistin Merkezi İstatistik Bürosu (PCBS) tarafından Nekbe'nin 72’inci 72. yıldönümü öncesinde arifesinde yayınlanan açıklamaya göre Filistinlilerin nüfusu 1948’den bu yana 9 kat arttı.
PCBS’nin açıklamasında, 1914 yılında Filistin nüfusunun 690 bin kişi olduğu ve yüzde 8’ini Yahudilerin teşkil ettiği belirtildi. 1948 yılındaki nüfus ise yüzde 31 buçuğunu Yahudiler oluşturacak şekilde 2 milyonu aşmıştı. Nitekim İngiliz mandası döneminde Yahudilerin Filistin’e göçü desteklenmiş ve teşvik edilmişti. 1948-1975 yılları arasında en az 540 bin Yahudi bu topraklara akın etti.
Açıklamaya göre, 1948’de 800 binden fazla Filistinlinin topraklarını terk etmesine ve Haziran 1967’de meydana gelen savaş sonrasında çoğu Ürdün’e gidecek şekilde en az 200 bin Filistinlinin yerinden edilmesine rağmen 2019 sonunda Filistinli sayısı yaklaşık 13 milyon 400 bine yükseldi. 1948’de nüfusun 9 katına tekabül eden bu rakamın yarısından fazlası (6 milyon 640 bin) tarihi Filistin’de, 1 milyon 600 bin kişi ise 1948’de işgal edilen topraklarda yaşıyor.
Nüfus tahminlerine göre 2019 sonundaki nüfus içerisinden yaklaşık 3,02 milyon kişi Kudüs dahil Batı Şeria’da, 2,02 milyonu da Gazze Şeridi’nde yaşıyor. Kudüs Valiliği’nde yaşayan yaklaşık 457 bin kişilik nüfusun ise yüzde 65’i (295 bin kişi) İsrail’in 1967’de Batı Şeria’da zorla işgal ettiği bölgelerde bulunuyor.
Nitekim tarihi Filistin topraklarındaki Filistinliler toplam nüfusun yüzde 49,7’sini, gerek kaynak gerek nüfusun yayılması bakımından bu toprakların en az yüzde 85’ini (27 bin kilometrekare) kullanan Yahudiler ise yüzde 50,3’ünü oluşturuyor. Yahudiler, geri kalan topraklar üzerinde de nüfuz ve kontrol empoze ediyor.
PCBS’nin açıklamaları Nekbe’ye da ışık tutuyor. Bu aşamada 774 farklı Filistin köyü ve şehrini kontrol altına alan İsrail, bunlardan 531’ini tamamıyla yakıp yıkmış, kalanlara ise kendi varlığını ve yasalarını dayatmıştı. Bu tasfiye sırasında Siyonist çeteler en az 70 katliam gerçekleştirilmiş, 15 binden fazla Filistinlinin ölümüne neden olmuştu.  
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) kayıtlarına göre 2019 yılında 5 milyon 600 bin Filistinli mülteci olduğunu ve bunlardan yüzde 28,4’ünün yine UNRWA’ya bağlı 58 kampta yaşadığı kaydedildi. Söz konusu kamplardan 10’u Ürdün, 9’u Suriye, 12’si Lübnan, 19’u Batı Şeria, 8’i de Gazze’de yer alıyor. Ancak UNRWA’nın açıklamalarına göre bu veriler, 1949’un ardından 1967’teki savaşla yerlerinden edilen Filistinlileri kapsamadığı için yalnızca sembolik sayılıyor.
Nitekim bu veriler, ABD ve İsrail’in bu sayıda mültecinin varlığını tanımadığı bir planın gündeme geldiği bir zamanda oluşturuldu.
Bu formülü reddeden Filistinliler bugüne kadar zamanaşımına uğramamış olan kutsal dönüş hakkını savunuyor.
PCBS’nin bildirisine göre Nekbe'den bu yana Filistin içinde ve dışında Filistinlilerden ve Araplardan ölenlerin sayısı yaklaşık 100 bin kişiye ulaştı. Aynı zamanda 1967'den beri yaklaşık bir milyon kişi de tutuklandı.
İsrail yerleşim yerleri ve askeri üslerinin toplam sayısı 2018 yılı sıonunda 448’e çıkmıştı. Bunlardan 150’sini yerleşim yerleri, 26’sını yerleşim yerlerine bağlı mahalleler olarak kabul edilen yerleşimler, 128’ini ise yerleşim merkezleri oluşturuyor. Batı Şeria’da 2018 yılı sonu itibariyle yerleşimci sayısı 671 bin 7’ye çıkmış, nüfus artış hızı ortalaması ise yaklaşık yüzde 2,7’ye yükselmişti. Yurt dışından getirilen Yahudiler, işgal devletinin net nüfus artış oranının en az üçte birini teşkil ediyor. Yerleşimcilerin yaklaşık yüzde 47'si, yani yaklaşık 312 bin yerleşimci Kudüs Valiliği’nde, 228 bin 614’ü de Kudüs’te yaşıyor,
Batı Şeria’da yerleşimcilerin Filistinlilere oranına bakıldığında burada her 100 Filistinli karşılığında 23 yerleşimcinin yaşadığı görülüyor. Kudüs’te ise her 100 Filistinliye karşı 70 yerleşimci yaşadığı belirtiliyor. Batı Şeria’da 2019 yılında İsrail yerleşim yeri inşası ve genişletilmesinde önemli bir artış yaşandı. Nitekim 13 yeni yerleşim merkezi ve yaklaşık 8 bin 457 yeni birimin inşası İsrail tarafından onaylandı.



Gazze ateşkesi: Atılım için geri sayım başladı mı?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katarlı mevkidaşı ile Doha'da basın toplantısı düzenledi. (AFP)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katarlı mevkidaşı ile Doha'da basın toplantısı düzenledi. (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Atılım için geri sayım başladı mı?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katarlı mevkidaşı ile Doha'da basın toplantısı düzenledi. (AFP)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katarlı mevkidaşı ile Doha'da basın toplantısı düzenledi. (AFP)

Arabulucuların Gazze Şeridi'nde ateşkesin yeniden başlamasıyla ilgili olarak tarafların tutumlarında ‘kısmi ilerleme’ kaydedildiğine dair güvencelerinin ortasında, Hamas ile İsrail arasında bir anlaşmaya varılmasının, özellikle ‘savaşın nasıl sonlandırılacağı’ konusunda bir anlaşma sağlanamaması nedeniyle ‘zor’ olduğu tahmin ediliyor.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani dün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Doha'da düzenlediği basın toplantısında, Gazze'de yeni bir ateşkese ulaşma çabalarında ‘bazı ilerlemeler kaydedildiğini, ancak İsrail ile Hamas arasında bir anlaşmaya varılmasının zor olduğunu’ söyledi. Al Sani, “Perşembe günü diğer toplantılara kıyasla bazı ilerlemeler kaydettik. Ancak en önemli soruya bir cevap bulmamız gerekiyor: Bu savaşı nasıl sona erdireceğiz? Tüm müzakerelerin odak noktası bu” ifadelerini kullandı.

Al Sani’ye göre Hamas, İsrail Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirirse kalan tüm İsrailli esirleri serbest bırakmaya hazır. Ancak İsrail, Hamas’ın ‘savaşı sona erdirmek için net bir vizyon ortaya koyulmadan esirleri serbest bırakmasını’ istiyor. Al Sani, “Taraflar arasında ortak bir hedef olmadığında, savaşı sona erdirme şansının çok zayıfladığını düşünüyorum” dedi.

Fidan, Türk yetkililerin Hamas'la yaptığı görüşmelerin, hareketin Gazze'deki ateşkesin ötesine geçen ve İsrail'le yaşanan krize iki devletli çözüm de dahil olmak üzere kalıcı bir çözüm getirmeyi amaçlayan bir anlaşmaya daha açık olacağını gösterdiğini söyledi.

Kapsamlı bir vizyon

Öte yandan Hamas, Gazze Şeridi'ne gönderilen yardım malzemelerinin azalmasının yarattığı baskı ve İsrail'deki sivil itaatsizlik çağrıları arasında ‘kapsamlı’ olmasını istediği ‘bir anlaşmaya varma çabalarının başarısını’ desteklemekten bahsediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın yaklaşık iki hafta sonra bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde yaşanan bu gelişmeler, ‘yakın bir ateşkes için geri sayımın her zamankinden çok daha olası hale geldiğini’ gösteriyor. Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre, kapsamlı mı yoksa geçici mi olduğu konusunda görüş ayrılıkları bulunan olası bir anlaşmayı, ziyaret öncesi ABD'nin baskısı çözecek gibi görünüyor.

Dün Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas'tan bilgili bir kaynağa göre, hareket cumartesi günkü toplantıda Mısırlı arabulucu aracılığıyla, entegre bir girişim de dahil olmak üzere savaşı sona erdirmek için kapsamlı vizyonunu sundu. Kaynak, “Hamas tarafından Mısır aracılığıyla sunulan bu girişim, geniş çapta memnuniyetle karşılandı” dedi.

zxscdfrg
İsrail'in dün Gazze'nin orta kesiminde yer alan el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırının ardından Filistinli bir adam yaralı bir çocuğu taşıyor. (AFP)

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak, girişimin ‘saldırganlığın durdurulması, işgal güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesi, Filistin halkına acil yardım sağlanması, beş ila yedi yıl arasında değişen uzun vadeli bir ateşkesin kabul edilmesi, Gazze Şeridi'nin bir toplum destek komitesi aracılığıyla yönetilmesi için Mısır vizyonuna bağlılık, yeniden inşa çabalarının desteklenmesi ve anlaşmanın uygulanmasını kolaylaştırmak için açık ve uygulanabilir garantiler sağlanması karşılığında tüm İsrailli esirleri içeren bir takas anlaşmasının uygulanmasını’ öngördüğünü söyledi.

Hamas'ın Kahire ziyareti, geçen hafta Türkiye'de Fidan ile yapılan görüşmenin ardından bir hafta içinde ikinci kez gerçekleşirken, hareketten iki kaynak o dönemde Şarku’l Avsat'a, Hamas’ın ‘aralarındaki iyi ilişkiler’ ışığında ‘kapsamlı anlaşma’ konusundaki vizyonunu Trump yönetimine iletmek için Türkiye'den destek istediğini doğruladı.

Büyük bir fırsat

Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi ve İsrail meseleleri konusunda uzman bir akademisyen olan Dr. Ahmed Fuad Enver, ‘üç ay önce göreve başlamasının arifesinde yaptığına benzer bir anlaşmayı tekrarlamak isteyen Trump'ın önümüzdeki ay bölgeye gelecek olması nedeniyle müzakerelerde somut ilerleme sağlamak için büyük bir fırsat olduğuna’ inanıyor. Enver, “Sadece insani ya da geçici bir ateşkes değil, savaşın sona erdirilmesi konusunda da iyi haberler gelmesi muhtemel” dedi.

Filistin'in eski Kahire Büyükelçisi Berekat el-Ferra, ‘Hamas'ın önerilen bu anlaşmayla seçeneklerini tüketmesinden sonra, bir atılım için geri sayımın artık kesin olduğuna’ inanıyor. El-Ferra, ‘bir sonraki anlaşmanın şu anda kapsamlı olmayacağını, daha ziyade kapsamlı bir anlaşmaya yönelik müzakereleri içerecek geçici bir anlaşma olacağını’ belirtti.

Hamas konusunda uzman bir Filistinli siyasi analist olan İbrahim el-Medhun, ‘hareketin girişimi ve ciddiyetinden sonra topun tamamen İsrail'in sahasında olduğu’ değerlendirmesinde bulundu. El-Medhun'a göre ‘İsrail işgali, kapsamlı ve nihai bir anlaşmaya varmayı reddederek oyalamaya devam edecek.’

cvdfg
İsrail'in dün Gazze'nin orta kesiminde yer alan el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırının ardından yıkılan evlerin enkazı arasında duran Filistinli bir kadın (AFP)

Medhun, “Hamas'ın, işgalin öldürme ve yıkıma geri dönmesine izin verecek herhangi bir kısmi ya da kırılgan geçici çözümü reddeden kesin tutumunda ısrar etmesi muhtemel. Hamas'ın kesin tutumu ışığında kısmi bir anlaşmaya varma olasılığı pek mümkün görünmüyor” ifadelerini kullandı.

Beyaz Saray'dan yapılan son açıklamaya göre Trump'ın 13-16 Mayıs tarihleri arasında Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) yapacağı ziyaret için geri sayım sürerken ve Binyamin Netanyahu hükümeti savaşın sona ermesini talep eden ve sivil itaatsizlik tehdidinde bulunan gösterilerle baskı altındayken, İsrail Hamas'ın gündeme getirdiği öneri hakkında yorum yapmadı.

Sivil itaatsizlik

İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet'in (Şabak) eski direktörü Ami Ayalon, cumartesi günü binlerce İsraillinin Netanyahu hükümetine karşı esirlerin iadesi talebiyle düzenlediği gösterilere katılımı sırasında yaptığı açıklamada, İsrail'i korumanın bir görev olduğunu düşünerek barışçıl sivil itaatsizlik çağrısında bulundu.

Mart ayının başından bu yana sınır kapılarının kapatılması, Gazze Şeridi'ne gıda ve insani yardım malzemelerinin girişinin engellenmesi ve İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını yeniden başlatmasıyla birlikte, Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) işgal altındaki Filistin topraklarındaki kıdemli insani işler görevlisi Jonathan Whittall dün yaptığı basın açıklamasında malzemelerin tükenmekte olduğunu doğruladı.

Enver, İsrail'in iç baskılarının arttığına ve Trump'ın baskısının Netanyahu'nun bir anlaşmayı kabul etmesiyle sonuçlanabileceğine inanırken, el-Medhun ‘ciddi ve kararlı bir ABD müdahalesinin denklemi değiştirebileceğini’ vurguladı. El-Ferra'ya göre bu baskılar ışığında Trump'ın ziyareti yakın bir atılımı kolaylaştırabilir ve önce kısmi bir anlaşmaya, ardından da bölgedeki çıkarlarını güvence altına almak için ciddi ve gerçek bir ABD baskısının ardından kapsamlı bir anlaşmaya varılabilir.