Atina'nın sembollerinden Akropolis tapınağı yeniden açıldı

Atina'nın sembollerinden Akropolis tapınağı yeniden açıldı
TT

Atina'nın sembollerinden Akropolis tapınağı yeniden açıldı

Atina'nın sembollerinden Akropolis tapınağı yeniden açıldı

Yunanistan'da yeni tip korona virüs (Covid-19) ile mücadele kapsamında tedbirlerin hafifletilmesiyle Akropolis tapınağı yeniden ziyarete açıldı.
Çin'de ortaya çıkarak 4 milyon 800 binden fazla kişiye bulaşan ve 316 binden fazla kişinin ölümüne neden olan yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınıyla mücadele kapsamında birçok ülkede alınan tedbirler gevşetildi. Normale dönüş sürecinin 4 Mayıs'ta başladığı Yunanistan'da bugün Akropolis başta olmak üzere tüm arkeolojik yerler yeniden kapılarını ziyaretçilere açtı. Başkent Atina'da bulunan ve dünyanın en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden biri olan Akropolis'te maske ve yüz siperliği takan işçiler, ziyaretçilerin sosyal mesafeye uyması konusunda uyarılarda bulundu.

Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropoulou yeniden açılan Akropolis'e ziyaret gerçekleştirerek, "Bugün Akropolis'i ziyaret ettim. Güneşin altında parlayan mermerleri ile ilham vermeye devam eden bir dünya anıtı" ifadelerini kullandı.

Kültür Bakanı Lina Mendoni ise yaptığı açıklamada, "Yunanistan, korona virüs krizini ele alma şekliyle güvenilirlik kazandı. Turizm sezonunun dinamik bir şekilde açılmasını sağlayacak değerli bir başarı" şeklinde konuştu.

Öte yandan korona virüs nedeniyle şu ana kadar 163 kişinin hayatını kaybettiği Yunanistan'da toplam 2 bin 834 Covid-19 vakası kayıtlara geçti. Virüsü yenerek iyileşenlerin sayısı bin 374 olarak açıklanırken 22 kişinin sağlık durumunun kritik olduğu belirtildi.



Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology