ABD’de Beyaz Saray’a yürümek isteyenlere polis şiddetini artırdı, ırkçılığa karşı öfke büyüyor

Washington'da George Floyd'un öldürülmesini protesto eden göstericiler (Reuters)
Washington'da George Floyd'un öldürülmesini protesto eden göstericiler (Reuters)
TT

ABD’de Beyaz Saray’a yürümek isteyenlere polis şiddetini artırdı, ırkçılığa karşı öfke büyüyor

Washington'da George Floyd'un öldürülmesini protesto eden göstericiler (Reuters)
Washington'da George Floyd'un öldürülmesini protesto eden göstericiler (Reuters)

ABD’nin Minnesota eyaletine bağlı Minneapolis polis departmanında görevli memur Derek Chauvin'in diziyle boynuna bastırarak öldürdüğü siyahi genç George Floyd cinayeti sonrasında başlayan protesto gösterileri Beyaz Saray’a sıçradı. Floyd için Washington’da düzenlenen protestoda göstericilerle polis arasında arbede yaşandı.

Minneapolis kentinde polis, tarafından boğularak öldürülen George Floyd için ülke genelinde birçok eyalette düzenlenen protestolar başkent Washington’a sıçrarken, Beyaz Saray'a yürümek isteyen göstericilere polis engel olmak istedi. ABD gizli servisi, Beyaz Saray'ın karşısında Lafayette Park'ta bir protestocuyu gözaltına aldı.

Lafayette Park'ta toplanan protestocular Beyaz Saray’a yürümek istedi. Polis, ‘Terörist' ve 'Katil’ polislerini durdur, “ölmek istemiyoruz”, “adalet yoksa huzur yok” sloganları atan yüzlerce göstericinin, Beyaz Saray'ın önündeki La Fayette parkındaki demir parmaklıklara yaklaşmasına izin vermeyince arbede yaşandı. Duvarları aşmaya çalışan göstericiler, Gizli Servis elamanları ile çatıştı ve protestocular Amerikan bayrakları yaktı. Bir protestocu, duvarları aşmaya çalışırken Gizli Servis tarafından yaka paça gözaltına alındı.

Bir yağmacı vurularak öldürüldü
George Floyd'un öldürülmesinin ardından başlayan gösterilerin dördüncü gecesinde Minnesota eyaletinde akşam saat 20.00'den itibaren sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Minnesota Valisi Tim Walz, Minneapolis'te şüpheli şekilde bir yağmacının vurularak öldürüldüğünü ve bazı iş yerlerinin protestocular tarafından ateşe verildiğini açıkladı.

Protestoların şiddetlenmesi üzerine Beyaz Saray'ın tecrit altına alındığı bildirildi. George Floyd'un öldürülmesinin dördüncü gecesinde devam eden gösterilerin ardından tüm eyalette sokağa çıkma yasağı ilan edilerek gösterilerin önüne geçilmeye çalışılıyor.

Belediye Başkanı Frey, sokağa çıkma yasağı ilan etti
Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey, sokağa çıkma yasağının ilan edildiğini ve tüm kolluk kuvvetleri, itfaiyeciler ve tıbbi personel ile Minneapolis, St. Paul, Minnesota Kamu Güvenliği Departmanı, Minnesota Eyalet Devriyesi veya Minnesota Ulusal Muhafızları tarafından yetkilendirilen diğer personellerin sokağa çıkma yasağından muaf olduklarını açıkladı. Belediye Başkanı Frey, herkesin gece boyunca saat 8'den itibaren halka açık yerlerde bulunmasını yasaklayan bir sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini ve yasağın hafta sonu da uygulanacağını açıkladı.

Gösteriler New York ve Houston'a sıçradı
Protestocular öldürülen George Floyd'un memleketi Houston'da adalet isteyerek sokaklara döküldü. Göstericiler Houston eyaletinde polisin tutuklanmasının yeterli olmadığını gerekçe göstererek sokaklara indi. Protestocular gece boyunca sokakları ve iş yerlerini ateşe verdi. Şehirde gece boyunca yağmalamalar devam etti.

New York eyaletinde ise göstericilerle polis karşı karşıya geldi. Polis göstericileri biber gazı sıkarak dağıttı. Brooklyn kentinde göstericilerle polis yer yer çatışıyor. Protestolar New York’un bazı bölgelerinde halan devam ediyor.



İran balistik füzeleri ABD ve İsrail'in incelemesi altında

Yargı organlarına bağlı Mizan haber ajansının yayınladığı, füze tatbikatlarını gösteren bir fotoğraf
Yargı organlarına bağlı Mizan haber ajansının yayınladığı, füze tatbikatlarını gösteren bir fotoğraf
TT

İran balistik füzeleri ABD ve İsrail'in incelemesi altında

Yargı organlarına bağlı Mizan haber ajansının yayınladığı, füze tatbikatlarını gösteren bir fotoğraf
Yargı organlarına bağlı Mizan haber ajansının yayınladığı, füze tatbikatlarını gösteren bir fotoğraf

Bölgesel gerilimlerin artması ve İran içindeki askeri faaliyetlere ilişkin çelişkili raporlar nedeniyle ABD ve İsrail, İran'ın füze programını yoğun bir şekilde inceleme altına aldı. Batılı değerlendirmeler, Tahran'ın Haziran Savaşı'nın ardından füze ve nükleer yeteneklerini yeniden inşa etmeye çalıştığını öne sürerken, İran programının "tamamen savunma amaçlı" ve herhangi bir müzakerenin kapsamı dışında olduğunu savunuyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün yaptığı açıklamada, İran'ın son zamanlarda "tatbikatlar" yaptığının farkında olduklarını belirterek, İran'ın nükleer faaliyetlerinin ABD Başkanı Donald Trump ile yapacağı görüşmede ele alınacağını söyledi. İran'ın herhangi bir hamlesinin güçlü bir şekilde karşılanacağı uyarısında bulunan Netanyahu, İsrail'in bir çatışma arayışında olmadığını da vurguladı.

ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee ise Tahran'ın Haziran Savaşı sırasında Fordo tesisinin bombalanmasının ardından "mesajı tam olarak kavrayamadığını" söyledi. Tel Aviv'de Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, İran'a karşı saldırıları desteklediğini açıklayarak, füze cephaneliğini yeniden inşa etmesinin artık nükleer programıyla kıyaslanabilecek bir tehdit oluşturduğunu savundu.

Buna karşılık, İran Dışişleri Bakanlığı balistik füze programının "müzakere masasının dışında" olduğunu vurgularken, İran ordu komutanı Emir Hatemi, silahlı kuvvetlerin rakiplerinin hareketlerini "yakından izlediğini" ve herhangi bir saldırıya "kararlı bir şekilde" karşılık vereceğini vurguladı.

İran içinde, olası füze tatbikatlarına ilişkin haberlerde bir tutarsızlık yaşandı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre  Devrim Muhafızlarına yakın medya kuruluşları birkaç ilde hareket ve testlerden bahsederken, resmi televizyon herhangi bir tatbikat yapılmadığını ve dolaşan görüntülerin "yanlış" olduğunu vurguladı.


Meksika ordusuna ait bir uçağın ABD'de düşmesi sonucu 5 kişi hayatını kaybetti

Acil durum ekipleri, Teksas kıyılarındaki Galveston'a giden köprünün dibinde meydana gelen bir olaya müdahale ediyor (AP)
Acil durum ekipleri, Teksas kıyılarındaki Galveston'a giden köprünün dibinde meydana gelen bir olaya müdahale ediyor (AP)
TT

Meksika ordusuna ait bir uçağın ABD'de düşmesi sonucu 5 kişi hayatını kaybetti

Acil durum ekipleri, Teksas kıyılarındaki Galveston'a giden köprünün dibinde meydana gelen bir olaya müdahale ediyor (AP)
Acil durum ekipleri, Teksas kıyılarındaki Galveston'a giden köprünün dibinde meydana gelen bir olaya müdahale ediyor (AP)

Yetkililerin açıklamasına göre, Meksika Donanmasına ait küçük bir uçak, içinde genç bir hasta ve yedi kişiyle birlikte dün Galveston yakınlarında düştü. Kazada en az beş kişi hayatını kaybetti ve Teksas kıyıları açıklarında arama kurtarma operasyonu başlatıldı.

Olay, Meksika'da ağır yanık vakası olan çocuklara yardım amacıyla bir vakıf tarafından kiralanan uçağın, Teksas'taki Houston yakınlarında bulunan Galveston'a yaklaşırken denizde meydana geldi. Meksika Donanması, uçaktaki sekiz kişiden dördünün ölü, ikisinin ise sağ bulunduğunu açıkladı.

Flightradar24'e göre, uçak Meksika'nın güneydoğusundaki Yucatán eyaletinde bulunan Mérida Havalimanı'ndan 18:46'da kalktı. Saat 21:01'de Scholes Uluslararası Havalimanı yakınlarındaki Galveston Körfezi üzerinde iletişim kesildi.


CBS, Trump yönetiminin gerçekleştirdiği toplu sınır dışı etmelerle ilgili haberin yayınlanmasını engelledi

ABD askeri personeli, ABD hükümeti tarafından El Salvador'daki bir gözaltı merkezine teslim edilen Venezuela'nın Trin de Aragua ve MS-13 çeteleri olduğu iddia edilen üyelerine eşlik ediyor (Reuters)
ABD askeri personeli, ABD hükümeti tarafından El Salvador'daki bir gözaltı merkezine teslim edilen Venezuela'nın Trin de Aragua ve MS-13 çeteleri olduğu iddia edilen üyelerine eşlik ediyor (Reuters)
TT

CBS, Trump yönetiminin gerçekleştirdiği toplu sınır dışı etmelerle ilgili haberin yayınlanmasını engelledi

ABD askeri personeli, ABD hükümeti tarafından El Salvador'daki bir gözaltı merkezine teslim edilen Venezuela'nın Trin de Aragua ve MS-13 çeteleri olduğu iddia edilen üyelerine eşlik ediyor (Reuters)
ABD askeri personeli, ABD hükümeti tarafından El Salvador'daki bir gözaltı merkezine teslim edilen Venezuela'nın Trin de Aragua ve MS-13 çeteleri olduğu iddia edilen üyelerine eşlik ediyor (Reuters)

CBS News'in yeni baş editörü, Trump yönetiminin gerçekleştirdiği kitlesel sınır dışı etmelerin yol açtığı sonuçlarla ilgili bir haberin bu hafta sonu yayınlanmasını engelledi.

Bu olay, Trump'ın CBS'nin ana şirketinin sahiplerine yakınlığı göz önüne alındığında, Trump'ın yönetiminde gerçekleşen büyük Amerikan medya kuruluşları satın alımları dalgasının ortasında yaşandı.

Araştırmacı gazetecilik programı "60 Minutes"ın pazar akşamı, mart ayında ABD yetkilileri tarafından ülkelerine değil, El Salvador'daki büyük bir yüksek güvenlikli hapishaneye sınır dışı edilen Venezuelalıların ifadelerine yer veren uzun bir bölüm yayınlaması planlanmıştı. Ancak, planlanan yayından sadece birkaç saat önce CBS, raporun ileriki bir bölümde yayınlanacağını duyurdu.

Amerikan basınının ele geçirdiği bir iç e-postada, raporu hazırlayan gazeteci Sharen Alfonsi, uzun zamandır ilerici medyanın ideolojik uyumluluğunu eleştiren Barry Weiss'ın raporun yayınlanmasını engelleme kararı aldığını söyledi. Alfonsi, konunun "gerçeklere dayalı hassas bir konu" olduğunu belirterek, "Tüm titiz iç incelemelerden sonra, şimdi geri çekmenin editoryal bir karar değil, siyasi bir karar olduğuna inanıyorum" dedi. Daha önce duyurulan bir raporun yayınlanmamasıyla "izleyicilerin (...) kurumsal sansür göreceğini" ifade etti.

CBS ise New York Times'ın haberine göre yaptığı açıklamada, konunun "daha fazla çalışma gerektirdiğini" belirtti. "60 Minutes" programının yapımcısı Tanya Simon, meslektaşlarına başlangıçta Barry Weiss'in talebine karşı çıktığını, ancak "sonunda uymak zorunda kaldığını" doğruladı. Washington Post tarafından yayınlanan ekibiyle yaptığı bir yapım toplantısının tutanağına göre Simon, "Raporu savunduk ve direndik, ancak o değişiklikler istedi" dedi.

Weiss, Ellison ailesinin (ki bu aile Donald Trump'a yakındır) sahibi olduğu Skydance'in, CBS'in ana şirketi Paramount'u satın almasından üç aydan kısa bir süre sonra, ekim ayında CBS News'in baş editörü olarak atandı.