3 ay önce Dünya Sağlık Örgütü (WHO), hastanelere dağıtması amacıyla Husilere yaklaşık 100 ambulans teslim etti. O dönemde de bu cömert yardımın akıbetinin ne olacağı tahmin edilebiliyordu.
Husilerin işgali altında bulunan bölgelerdeki Yemen Sağlık hizmetleri personellerinin çoğu, yardımların büyük çoğunluğunun grup ve liderlerinin ceplerinin çıkarına olduğunu biliyor.
Birleşmiş Milletler (BM), yardımlarının yanlış yönetimi ve Kovid-19 salgının görüldüğü Yemen sokaklarının öfkesi hususundaki suçlamaları güçlendirecek şekilde milislerin BM ambulanslarına el koyduğu fotoğrafları yayınlandı.
Yemenli aktivistler de sosyal medya organlarında WHO tarafından sağlanmış BM amblemli araçlardaki askeri kıyafetli Husi silahlıların fotoğraflarını yayınladı. Sağlık sektörü çalışanlarının Şarku’l Avsat’a aktardığına göre Yemen’de milislerin kontrolü altındaki çoğu hastane, hastaları transfer etmek için teçhizat ve ambulans eksikliğinden mustarip.
Durum, BM’nin birkaç ay önce mayınları sökmelerine destek vermek amacıyla Husilere onlarca araba sağladığı dönemi hatırlattı. Aynı şekilde akıllara, birçok eski BM personelinin ‘yolsuzluklarını’ getirdi.
Soruşturma vaatleri
Şarku’l Avsat, WHO yetkilileri tarafından yayınlanan fotoğraflara ilişkin bazı isimlerle röportaj yapmaya çalıştı. Bu çerçevede geçen cuma günü WHO’nun bölge ofisindeki (Doğu Akdeniz Ofisi) medya yetkililerine e-posta aracılığıyla 3 soru yönelttim. salı günü Suudi Arabistan’ın daveti üzerine düzenlenecek olan özel bağış konferansında Doğu Akdeniz bölge direktöründen ‘beklemem halinde daha fazla soruma cevap alabileceğim’ sözü aldım. Medya yetkilisi, bu hafta Yemen konulu bir bağış konferansı düzenleneceğini ve Yemen’deki Kovid-19 salgınıyla ilgili tüm meselelerin ele alınacağını belirterek, “Eğer bekleyip, soruları genişletebilirseniz, bölge direktöründen yeterli cevapları sunacağız” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte kuruluşun Yemen şubesi, Twitter hesabı aracılığıyla, WHO tarafından Husilere gönderilen araçlara ilişkin yayınlanan fotoğrafların gerçekliğini öğrenmeyi amaçlayan sorulara yanıt vermeye yoğunlaştı. Bu çerçevede Husilerin bu araçları ‘grup kontrolündeki bölgelerde bulunan sivillere yardım sağlanmadan savaş cephelerinde yaralananlara tedavi sunmak için’ kullanıp kullanması hususunda çeşitli sorular ortaya koyuldu.
WHO Yemen ofisi, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada bağışların başka amaçlar için kullanılmasını sert bir dille kınadı. Açıklamada, “WHO, Yemen’deki sağlık sektörü ve halk için hayat kurtarıcı ekipmanlar ve malzemeler sağlamıştır. Bağışların, sağlık sisteminin desteklenmesi ile ilgili olmayan amaçlar için kullanılmasını şiddetle kınıyoruz. Bu durum, uluslararası insan haklarının ihlalidir ve durumu soruşturmaktayız” ifadelerine yer verildi.
Husilere bağlı Sağlık Bakanı Taha el-Mutevekkil de dahil Husi grubun ‘korona’ vakalarını test etmek için geçersiz araçlar sağlandığına dair son suçlamalarına yanıt veren WHO, Twitter üzerinde yaptığı bir başka açıklamada da “Bu zor zamanda ve koronavirüs salgını ışığında odağımızın, vatandaşların sağlığını ön plana koymak yerinde WHO’ya karşı yapılan sahte suçlamalara kayması hayal kırıklığına eden oldu. Şu an bölünde değil, dayanışma zamanı” dedi. Açıklamada, “Yemenlilerin, onların yanında mücadele verdiğimizi gördüğünü umuyoruz. Kovid-19 vakalarını ele alarak, hastaları tedavi etmek üzere gerekli tedbirleri uygulayarak, laboratuvar yeteneklerini geliştirerek ve yeterli düzeyde kişisel koruyucu ekipman sağlayarak, sağlık personellerini eğitmek üzere 7/ 24 çalışıyoruz” ifadelerine yer verildi.
Gevşeklik suçlamaları
Öte yandan Husi darbesine karşı çıkan Yemen sokakları, BM’nin Husilere karşı gevşek davrandığı hususunda emin.
Yemenli akademisyen ve araştırmacı Dr. Fares el-Bayel, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Uluslararası örgütler, Husilerin felaketi ve kendi arzuları arasında yer alıyor. Bu kuruluşlar, işlerinin devam etmesini istiyor çünkü bu işlerden, büyük faydalar elde ediyorlar” dedi.
Bu kuruluşların daha kesin tedbirler ortaya koymadıklarını söyleyen Bayel, “Bağışçıları kaybetmekten ve hesap verebilirlikten korkmaları dolayısıyla şikayetten kaçınıyorlar. Bu nedenle hesap verebilirlikten uzak şekilde desteklerini artırarak, Husilerin yağma ve engellerinden faydalar sağlayıp faaliyetlerini sürdürüyorlar. Bu durum, bu örgütlerin başarısızlığını ve Husi milislerin onlara, yardım ve destek planlarına karşı faaliyetleri hususunda neden sessiz kaldıklarını da açıklıyor” ifadelerini kullandı.
Diğer Yemenliler gibi Dr. Bayel de Yemenlilerin hayatları hususunda bu kuruluşların rollerinin yararsız olduğunu belirtti. Akademisyen, “Şok edici gerçek şu ki, bu resmi kurum ve kuruluşlar milyarlarca dolar elde etti. Yemen sokakları, tüm bu paralara dair bir iz bulamıyor. Bu kuruluşlar, sayıları geometrik olarak güncellemekten de kaçınmıyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
Husilerin, bu kuruluşların varlığına ilişkin tavrına da değinen Dr. Fares el-Bayel, Husilerin bu kuruluşlar sayesinde büyük faydalar sağladığını belirtirken, “Husiler, savaşlarını finanse etmek için bir kaynak ve çirkinliklerini güzelleştirmek için manevi bir kaynak buldu” dedi.
Yeni ne var?
Bu olay, Husi milislerin uluslararası ve insani yardımları kendi savaş çabaları için kullandığı ilk durum değil.
Sana’daki sağlık kaynakları, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Husi liderlerin kendi kontrolleri altındaki vilayetler arasındaki faaliyetlerinde ve savaş cephelerinde BM’nin sağladığı ambulansları sık sık kullandığını ifade etti.
Husilerin kontrolü altındaki Hudeyde şehrinden bir görgü tanığı, Şarku’l Avsat’a “Husi Sağlık Bakanı Taha el-Mutevekkil ve diğer liderler, birçok defa BM amblemi taşıyan araçlarda görüldü” dedi.
Aynı şekilde Husilere bağlı askeri hastaneden sağlık kaynakları da Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, sivilleri bir şehirden diğerine transfer etmek için ambulans sıkıntısı yaşanırken, Husi yaralıların çoğunun, savaşın ön cephelerinden BM ambulanslarıyla nakledildiğini söyledi. Kaynaklar, ölen sivillerin defnedilmek üzere büyük miktarlarda paralar ödeyerek hastanelerdeki bazı mevcut arabaları kullandığını ifade etti.
Öte yandan WHO, geçen yıl Yemen’deki ofisinde mali ve idari yolsuzluk faaliyetlerinin olduğunu kabul etti. Durum, batılı kuruluşların konuya ilişkin yaptığı soruşturmalarda ortaya çıktı. Aynı şekilde UNICEF, Dünya Gıda Programı (WFP) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) da dahil olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluşlar da aynı suçlamalarla karşı karşıya kaldı.
Husi milislerin uluslararası ve insani desteği ele geçirdiğinin bir diğer kanıtı da Yemen ordusunun, haftalar önce ‘Marib şehrinin batısındaki Sirvah şehrinde Husi milislerin pençelerinden kurtarılan alanlarda WFP amblemi taşıyan büyük erzak kolileri’ bulması oldu.
Kuruluşların Husi milislere destek sağladığı hususunda yerel ve uluslararası suçlamalar çerçevesinde Yemen hükümeti, ABD merkezli Associated Press (AP) ajansının ortaya koyduğu BM soruşturmalarının sonuçlarına ilişkin gizliliğin kaldırılması çağrısında bulundu.
Yemen hükümeti Enformasyon Bakanı Muammer er-İryani, o dönemde yaptığı resmi bir açıklamada, “BM iç soruşturma belgeleri ve AP ajansının ‘BM kuruluşlarının faaliyetlerine ilişkin olarak’ savaşçılardan topladığı bilgiler, Husilerin ihlalinin, siyasi ve mali yolsuzluğunun ve Yemen’deki yardım çabalarını kötüye kullanmasının boyutu çerçevesinde bu kurumun itibarını ve dengesini etkileyen bir skandalı ortaya çıkardı” ifadelerini kullanmıştı.
AP’nin raporu, mali yolsuzluklara katılımları ve Husilerin kişisel çıkarları için yardımları sömürmesiyle ilgili olarak BM’nin Yemen’deki kuruluşlarında çalışan çok sayıda personele ilişkin iç bir soruşturma yürüttüğünü ortaya koydu.
Yemenli Bakan, “Yolsuzluk, torpil, sahtekarlık, istihdam ihlalleri, çalışanların hesaplarına milyonlarca dolar para yatırılması, şüpheli sözleşmeler, tonlarca yiyecek, ilaç ve yakıtların saklanması, Husilere teslim edilmesi hususundaki bilgiler son derece tehlikelidir” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Yardım bahanesi olarak ‘koronavirüs’
Yemen sokakları, BM kuruluşlarını ‘son zamanlarda yapılan faaliyetleri durdurma tehditlerine rağmen Husi engelleri ve kısıtlamalarıyla bir arada yaşama aşaması ortaya koymakla’ suçluyor. Yemenli aktivistlere göre bu kuruluşlar, koronavirüs dönemini, bu desteğin doğru yere gideceğine dair herhangi bir güvence vermeden Husilerin kontrolleri altındaki alanlara yardımlarını artırma yolunda yeni bir kapı olarak görüyor.
Bu çerçevede Yemenli yazar ve gazeteci Vaddah el-Celil, “Bu durum şaşırtıcı değil. Aksine hiç kimsenin itiraz etmediği günlük bir gerçeklik haline geldi” dedi.
Celil, “Milisler ve uluslararası güçler arasında BM’nin çalışma ve faaliyetlerini kontrol eden karşılıklı hizmetler var. Husi milisler bunları başta Suudi Arabistan olmak üzere, birçok ülkeye şantaj yapmak amacıyla kullanıyor” ifadelerini kullandı.
Vaddah el-Celil, Husi milislerin uluslararası toplumu ve WHO’yu koronavirüs testleri hususunda suçlamaları karşısında şaşkınlığını dile getirirken, bu durumun Sana’ya yardımların akışının devam etmesini neden engellemediği sorusunu gündeme getirdi. Celil, WFP tarafından sağlanan 15 tonluk bir sevkiyattan 24 saat sonra UNICEF’ten de 11 tonluk tıbbi yardımın sağlandığına dikkati çekti.
Yemenli gazeteci, bu uluslararası kargoların ‘savaş çabalarını güçlendirmek, yardımları satarak daha fazla para elde etmek veya lider ve savaşçılara hizmet etmek için kullanmak amacıyla’ Husiler tarafından bir katkı ve destek olarak görüldüğüne dair endişelerini dile getirdi.
Vaddah el-Celil ayrıca, BM’nin daha önce kurumları için bağışçılardan daha fazla fon çekmek amacıyla Yemen’deki 41 programını askıya almakla tehdit ettiğine dikkati çekti.