İstanbul'da Mayıs'ta toplu taşıma yolculuk oranı yüzde 67,8 arttı

İstanbul'da Mayıs'ta toplu taşıma yolculuk oranı yüzde 67,8 arttı
TT

İstanbul'da Mayıs'ta toplu taşıma yolculuk oranı yüzde 67,8 arttı

İstanbul'da Mayıs'ta toplu taşıma yolculuk oranı yüzde 67,8 arttı

İstanbul’da yeni tip korona virüs önlemleri kapsamında normalleşme adımlar ile birlikte Mayıs ayında ulaşım yoğunluğunda ve sokağa çıkan insan sayısında yükseliş kaydedildi; nüfusun yüzde 23,8’i sokağa çıktı.
Toplu taşımada yolculuk sayısı yüzde 67,8; 60 yaş üstü yolcularda ise yüzde 78 artış görüldü. İki yaka arasındaki geçişler yüzde 37,4 artmasına rağmen, Covid-19 öncesinin gerisinde seyretti. 29 Mayıs Cuma, en yüksek yaka geçişinin gerçekleştiği gün oldu. Ana arterlerdeki araç sayısı, Mayıs ayı sonunda Nisan ayı seviyesine gerilerken, araçların hafta içi günlük ortalama hızında yüzde 6 düşüş gerçekleşti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstatistik Ofisi, İstanbul ulaşımında yaşanan gelişmeleri, Mayıs 2020 İstanbul Ulaşım Bülteni'nde değerlendirdi. Bültende, Türkiye'de ilk Covid-19 vakasının tespit edildiği 11 Mart tarihi öncesi ve sonrası ile Nisan ve Mayıs ayı değerleri karşılaştırıldı.
Mart ayının son haftasında, İstanbul'da nüfusun yüzde 16,1'i sokağa çıkmışken bu oran Nisan ayının son haftasında yüzde 30,4 artarak yüzde 20,1'e, Mayıs ayında yüzde 23,8'e yükseldi. 1-5 Haziran tarihleri arasında ise İstanbulluların 34,4'ü sokağa çıktı.
4-8 Mayıs tarihleri arasında ortalama 1 milyon 289 bin 244 adet olan akıllı bilet kullanıcı sayısı, 25-29 Mayıs tarihleri arasında yüzde 2,5 azalarak 1 milyon 256 bin 347 oldu. Yolculuk sayısı, 29 Mayıs tarihinde, yüzde 67,8 artışla 2 milyon 168 bin 866'ya yükseldi. 60 yaş üstü yolcularda ise artış oranı yüzde 78 oldu. Sokağa çıkmanın yasak olmadığı günlerde en yoğun saatler genellikle 17.00 olurken yasağın uygulandığı günlerde yoğunluk 18.00'da oluştu.
Hafta içi ve sokağa çıkma yasağının olmadığı günlerde Nisan ayında iki yaka geçişi yapan araç sayısı günlük ortalama 238 bin 875 iken, Mayıs ayında 328 bin 220 olarak gerçekleşti. Mayıs ayında en yoğun geçiş, 11-17 Mayıs haftasında yaşandı; en yoğun gün ise 29 Mayıs Cuma günü oldu. Yaka geçişlerinin yüzde 49,5'i 15 Temmuz Şehitler, yüzde 38,2'i FSM, yüzde 6,4'ü YSS köprülerinden; yüzde 6'sı Avrasya Tünelinden gerçekleşti.
Ana arterlerdeki araç geçişleri incelendiğinde, 11-15 Mayıs tarihleri arasında saatlik ortalama geçiş sayısı Nisan ayına göre yüzde 37,1 artmasına rağmen, 25-29 Mayıs tarihleri arasında Nisan ayı seviyesine geriledi. Mayıs ayında trafik yoğunluğu indeksi, Covid-19 öncesi trafik yoğunluğu indeksine göre yüzde 58 azalarak ortalama 13 olarak ölçüldü. Şubat ayında 30, Mart ayında 21(Covid-19 öncesi 31 ve Covid-19 sonrası 16) olan indeks, Nisan ayında sokağa çıkma yasaklarının da etkisiyle 10, Mayıs ayında ise 13 olarak gerçekleşti.
Yoğunluğun en fazla olduğu saat 18.00'da ölçülen indeks değeri, Covid-19 öncesi 66 iken, Mayıs ayında ortalama 43 olarak ölçüldü.Etütlerin yapıldığı 3 bin 110 kilometre uzunluğundaki ana karayolu şebekesinde, sabah, öğle ve akşam zirve saatlerinde araçların ortalama hızlarında, Nisan ayına göre yüzde 6 düşüş kaydedildi. Hafta içi ortalama sürede ise yüzde 0,4 oranında düşüş gözlemlendi.
Okulların tatil edilmesi ile karayolu şebekesi üzerinde artış gösteren ortalama hızlar, Mayıs ayındaki normalleşme sürecinin başlamasıyla birlikte düşüşe geçti. Buna rağmen, hala Mart ayı başındaki ortalamaların üstünde hız değerleri görüldü.
Mart ayı başında 54 kilometre/saat olarak gözlemlenen hafta içi sabah zirve saat ortalama hızı, Mayıs ayında sokağa çıkma yasağı olmayan hafta içi günlerde ortalama 67 kilometre/saat olarak hesaplandı. Aynı şekilde, hafta içi akşam zirve saati ortalama hızın ise 46 kilometre/saatten 55 kilometre/saate yükseldiği görüldü.

Hafta içi trafikte geçen süre yüzde 15 oranında iyileşme gösterdi
Hafta içi akşam zirve saatte Fatih Sultan Mehmet Köprüsü geçiş süresi Mart başına göre (Bayrampaşa - Kozyatağı arası) ortalama 72 dakikadan 28 dakikaya, 15 Temmuz Köprüsü'nde ise (Halıcıoğlu - Kadıköy) ortalama 62 dakikadan 30 dakikaya düştü. Genel olarak, inceleme yapılan güzergâhlar üzerinde trafikte geçen hafta içi günlük ortalama süre Mart başı ile karşılaştırıldığında, Nisan ayındaki oran ile aynı kalarak, yüzde 15 oranında iyileşme gösterdi.



3I/ATLAS'a "uzaylı aracı" diyen gökbilimci geri adım attı

3I/ATLAS, Oumuamua ve Borisov'dan sonra Güneş Sistemi'nde saptanan ilk yıldızlararası cisim (Gemini Rasathanesi)
3I/ATLAS, Oumuamua ve Borisov'dan sonra Güneş Sistemi'nde saptanan ilk yıldızlararası cisim (Gemini Rasathanesi)
TT

3I/ATLAS'a "uzaylı aracı" diyen gökbilimci geri adım attı

3I/ATLAS, Oumuamua ve Borisov'dan sonra Güneş Sistemi'nde saptanan ilk yıldızlararası cisim (Gemini Rasathanesi)
3I/ATLAS, Oumuamua ve Borisov'dan sonra Güneş Sistemi'nde saptanan ilk yıldızlararası cisim (Gemini Rasathanesi)

Yıldızlararası bir cisim olan 3I/ATLAS'ın uzaylılar tarafından gönderildiğini savunan gökbilimci fikrini değiştirdi. Avi Loeb bunun "yüksek ihtimalle doğal" bir cisim olduğunu söyledi.

Bu yıl temmuzda keşfedilen 3I/ATLAS bilim dünyasında büyük bir heyecan yaratmıştı. Bugüne kadar Güneş Sistemi'nden geçen üçüncü yıldızlararası cisim olmasının yanı sıra kıyasla çok daha hızlı hareket etmesi de dikkat çekiyordu.

Dünya çapından gökbilimciler aylar süren gözlemlerle bu kuyrukluyıldız hakkında pek çok şey öğrendi. Yaşamın temel moleküllerini taşıması ve belki de saptanan en eski kuyrukluyıldız olması kritik bilgiler arasında yer alıyor.

Öte yandan 3I/ATLAS, bu bilimsel keşiflerin yanı sıra bazı spekülasyonlara da konu oldu.

Harvard Üniversitesi'nden fizikçi Avi Loeb'in başını çektiği teorilerde kuyrukluyıldızın, aslında uzaylıların Dünya'ya zarar vermek için gönderdiği bir araç olabileceği iddia ediliyordu. 

Bu süreçte gökcismi üzerinde çeşitli makaleler ve yazılar kaleme alan Loeb, temmuzdaki bir blog yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:

3I/ATLAS, Dünya'ya göre Güneş'in tam karşısındaki tarafta günberi noktasına ulaşıyor. Bu, cismin en parlak olduğu zamanlarda veya gizlendiği açıdan Dünya'ya cihazlar gönderdiğinde, Dünya'daki teleskopların ayrıntılı gözleminden kaçınmak için kasten yapılıyor olabilir.

Cisim, günberi veya Güneş'e en yakın noktasına 30 Ekim'de ulaştı ve herhangi bir hamle yapmadı. 

Gökbilimci ağustosta da 3I/ATLAS'ın kuyruğu olmamasına dikkat çekerek bunu bir anomali olarak tanımlamıştı.

Anak cisim daha sonra bir kuyruk ve Güneş'e doğru bakan bir "anti kuyruk" da geliştirmişti. Loeb bu ikincisini de anomali olarak değerlendirirken, gökbilimci Jason Wright şöyle diyor:

Evet pek çok kuyrukluyıldız bunu yapmaz ancak bu durum eşsiz de sayılmaz. Ayrıca Loeb bunun doğal yolla gerçekleşme nedenini açıklayan ilk kişi olduğu gibi yanlış bir iddia da ortaya atıyor ancak bu durum 50 yıldır biliniyor.

Bu tür iddialar bilim dünyasında belki pek yankı bulmasa da internette uzaylı tehlikesiyle ilgili temelsiz endişelere yol açabiliyor.

Loeb dışındaki bazı isimlerin de dile getirdiği "düşman uzaylı" teorileri, internette kaygılı tepkilere yol açtı. Örneğin bir Reddit kullanıcısı, "3I/ATLAS'ın yarattığı kaygıyla başa çıkmakta gerçekten zorlanıyorum" ifadelerini kullandı.

Gökcisminin 19 Aralık'ta, 270 milyon kilometre mesafeden Dünya'ya en yakın geçişini yaptığı zaman bu tür kaygılı ifadeler daha da arttı. IFLScience'ın belirttiği gibi eğer gezegeni gözetlemek veya yok etmek için gönderildiyse, bu mesafeden çok iyi bir görüş açısı elde edememiş demektir.

Bu geçişten sonra News Nation'a konuşan Loeb, "Şimdiye kadar her şey yolunda. 3I/ATLAS, Dünya'ya en yakın geçişinde herhangi bir manevra yapmadı veya olağandışı bir aktivite göstermedi" diyerek ekledi:

Şu anda sahip olduğumuz tüm veriler göz önüne alındığında, bunun yüksek ihtimalle doğal bir cisim olduğunu kabul ediyorum. Ama yine de anlamadığımız birçok şey var.

Aslında Loeb daha önce, Güneş Sistemi'nden geçen ilk yıldızlararası cisim 1I/'Oumuamua için de benzer iddialar ortaya atmıştı.

Uzmanlar güçlü verilere dayanmayan bu tür iddiaların, yarattığı endişenin yanı sıra uzun vadeli uzaylı arayışına zarar verebileceği uyarısı yapıyor.

Toronto Üniversitesi'nden gökbilimci Bryan Gaensler "Eğer uzaylıları bulursak (ki bence önümüzdeki 10-20 yıl içinde zeki olsun ya da olmasın bir tür yaşam tespit etme şansımız son derece yüksek) 'yalancı çoban' sorunuyla karşı karşıya kalacağız" diyerek ekliyor: 

Bunun gerçek kanıtını bulan kişiler muhtemelen hak ettikleri takdiri alamayacaklar çünkü bütün bunları daha önce de duyduk.

Halihazırda Jüpiter'e doğru yol alan 3I/ATLAS daha sonra Güneş Sistemi'ni terk edecek.

Independent Türkçe, IFLScience, News Nation, Medium, BBC


Hideo Kojima rekortmen animasyona hayran kaldı: "İki gözüm iki çeşme ağladım"

Aksiyon ve müzikal türlerini harmanlayan animasyon, daha önce platformun en çok izlenen filmi olan Red Notice'i geride bıraktı (Netflix)
Aksiyon ve müzikal türlerini harmanlayan animasyon, daha önce platformun en çok izlenen filmi olan Red Notice'i geride bıraktı (Netflix)
TT

Hideo Kojima rekortmen animasyona hayran kaldı: "İki gözüm iki çeşme ağladım"

Aksiyon ve müzikal türlerini harmanlayan animasyon, daha önce platformun en çok izlenen filmi olan Red Notice'i geride bıraktı (Netflix)
Aksiyon ve müzikal türlerini harmanlayan animasyon, daha önce platformun en çok izlenen filmi olan Red Notice'i geride bıraktı (Netflix)

Hideo Kojima, sosyal medyada film yorumları paylaşmayı sürdürüyor ve bu kez Netflix yapımı K-Pop: İblis Avcıları (KPop Demon Hunters) için övgü dolu sözler sarf etti.

62 yaşındaki Kojima, "K-Pop: İblis Avcıları'nı rasgele izlemeye başladım, kısa sürede kendimi kaptırdım ve finalde iki gözü iki çeşme ağladım" diye yazdı. 

Metal Gear, Boktai ve Death Stranding gibi serilere imza atan Japon oyun tasarımcısı, sözlerini şöyle sürdürdü: 

Gerçekten çok ama çok iyiydi.

Netflix tarihinin en çok izlenen filmi

Yönetmenler Maggie Kang ve Chris Appelhans'ın, Danya Jimenez ve Hannah McMechan'la birlikte kaleme aldığı K-Pop: İblis Avcıları, Huntr/x adlı bir kız grubunu merkezine alıyor. 

Bu müzik grubu, seslerinin gücünü kullanarak dünyayı şeytani varlıklardan koruyor. Ancak karşılarına, aslında iblis oldukları sonradan ortaya çıkan rakip erkek grubu Saja Boys çıkıyor. 

Filmin seslendirme kadrosunda Arden Cho, May Hong, Ji-young Yoo, Ahn Hyo-seop, Ken Jeong ve Lee Byung-hun gibi isimler yer alıyor.

K-Pop: İblis Avcıları, kısa sürede 365 milyon izlenmeye ulaşarak Netflix tarihinin en çok izlenen orijinal filmi olmuştu. 

Animasyon türündeki yapımın tarihi başarısının ardından Sony ve Netflix, hızla harekete geçerek devam filmi için anlaşmaya varmıştı. Ancak K-Pop: İblis Avcıları 2'nin izleyiciyle buluşması 2029'u bulacak.

"Bana yeniden cesaret verdi"

Video oyun dünyasının efsane isimlerinden biri olan Kojima, aynı zamanda sinema yorumları da yakından takip edilen bir figür. Bir filmi pek beğenmediğinde genellikle yalnızca "İzledim" ya da "İzliyorum" demekle yetinen Kojima'nın, Avatar: Ateş ve Kül (Avatar: Fire and Ash) hakkında yaklaşık 200 kelimelik bir yorum kaleme alması da bu nedenle dikkat çekmişti. 

Kojima, sözkonusu film için "Geleceğe bakarken bana yeniden gurur ve cesaret verdi" ifadelerini kullanmıştı.

K-Pop: İblis Avcıları, halen Netflix'te izlenebiliyor.

Independent Türkçe, GamesRadar, ScreenRant


Charlie Chaplin'in yeni Avatar'da oynayan torunundan soyadı itirafı

Avatar serisine Ateş ve Kül'le katılan 39 yaşındaki Oona Chaplin, volkanlarda yaşayan Mangkwan kabilesinin lideri Varang'ı canlandırıyor (20th Century Studios)
Avatar serisine Ateş ve Kül'le katılan 39 yaşındaki Oona Chaplin, volkanlarda yaşayan Mangkwan kabilesinin lideri Varang'ı canlandırıyor (20th Century Studios)
TT

Charlie Chaplin'in yeni Avatar'da oynayan torunundan soyadı itirafı

Avatar serisine Ateş ve Kül'le katılan 39 yaşındaki Oona Chaplin, volkanlarda yaşayan Mangkwan kabilesinin lideri Varang'ı canlandırıyor (20th Century Studios)
Avatar serisine Ateş ve Kül'le katılan 39 yaşındaki Oona Chaplin, volkanlarda yaşayan Mangkwan kabilesinin lideri Varang'ı canlandırıyor (20th Century Studios)

Avatar: Ateş ve Kül'de (Avatar: Fire and Ash) kötü karakter Varang'a hayat veren Oona Chaplin, sinema tarihinin efsane ismi Charlie Chaplin'in torunu. 

Game of Thrones'daki rolüyle de tanınan Chaplin, kısa süre önce The Times of London'a verdiği röportajda, Kraliyet Dramatik Sanatlar Akademisi'nden (RADA) mezun olduktan sonra oyunculuk kariyerine başlarken soyadını değiştirmeyi düşündüğünü anlattı.

"O noktaya layık olduğumu hissetmek benim için bir yolculuk oldu çünkü bu kadar parlak bir isimle anılmasaydım bazı kapılar bana belki de hiç açılmayacaktı" diyen Chaplin, sözlerini şöyle sürdürdü: 

Bulunduğun yeri hak etmediğini düşünmek gerçekten zorlayıcı bir his.

Ancak daha sonra bu fikrinden vazgeçtiğini söyleyen oyuncu, bakış açısının "suçluluk duygusundan minnettarlığa" evrildiğini belirtti:

Ne kadar çalışırsam çalışayım dedemin yaptıklarıyla asla kıyaslanamayacağını kabul ederek bu noktaya geldim. Eğer bu dünyadaki tek amacım insanların 'Aa, Charlie Chaplin'in torunu' deyip onu Google'da araması ve bir filmini izlemesiyse, buna da razıyım. Çünkü o gerçek bir dâhi.

Oona Chaplin'in annesi Geraldine Chaplin de Charlie Chaplin'in kızıydı ve kendisi de oyunculuk kariyerine sahipti. 

2007'den beri kamera önünde

Avatar: Ateş ve Kül, Chaplin'in Hollywood'daki ilk büyük gişe filmi olsa da oyuncu, 2007'den bu yana profesyonel olarak kamera karşısına çıkıyor. Filmografisinde Taboo ve Black Mirror gibi yapımlar da yer alıyor.

Chaplin, The Times of London'a verdiği röportajda dedesinin Avatar filmlerini seveceğini düşündüğünü de söyledi: 

James Cameron, aralarındaki tüm farklılıklara rağmen bugün Chaplin'e en yakın isimlerden biri gibi geliyor bana. Ne yaptıklarını biliyorlar ve bu yüzden insanlar onları dinliyor.

"Mutlak cesaretiyle beni şaşırttı"

James Cameron ise Avatar'ın basın turu sırasında geçen hafta IndieWire'a yaptığı açıklamada, Chaplin'i seçme sürecini şöyle anlatmıştı: 

Tanıdık yüzlerden ve isimlerden vazgeçmek zor bir karardı ama Oona, karaktere bakışı, hareket biçimi ve mutlak cesaretiyle beni şaşırttı. Üstelik son derece hazırlıklıydı; sahneyi ezbere biliyordu ve metin 7-8 sayfa uzunluğundaydı.

Avatar: Ateş ve Kül, sinemalarda gösterimde.

Independent Türkçe, The Times of London, Variety, IndieWire