Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) daha önce örgütün yönetici kadroları arasında yer alan Ebu Malik et-Telli kod adlı Cemal Zeyniyye’yi ‘isyan ve kaos çıkarmaya ve safları bölmeye teşvik etme’ suçlamasıyla dün İdlib’de tutukladı.
Bu gelişme, Türkiye ve Rusya’nın imzaladığı Moskova Mutabakatı’na karşı çıkan ve El Kaide bağlantılı militanların da aralarında yer aldığı HTŞ karşıtı muhalif bloğa indirilen üçüncü darbe olarak değerlendirildi.
Birinci darbe, HTŞ’nin, Ensaru'd-Din Cephesi saflarında bulunan ve INTERPOL tarafından aranan Ebu Salah el-Özbeki kod adlı Siracuddin Mahtaruf’u tutuklamasıyla gerçekleşmişti. İkinci darbe ise Hurras ed-Din yöneticisi Ebul Kasım el-Ürdüni kod adlı Halid el-Aruri’nin geçen hafta İdlib’de bir silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) düzenlenen bombardımanda ölmesiyle geldi. Bombardımanda kullanılan SİHA’nın ABD’ye ait olduğu yönünde değerlendirmeler var.
‘Radikal eşgüdüm’
Söz konusu üç ismin ortak özelliği, 2018 Soçi Anlaşmasından başlayarak 5 Mart Moskova Mutabakatı’na varana dek Türkiye ve Rusya’nın imzaladığı tüm anlaşmaları reddeden El-Kaide bağlantılı göçmenler ile HTŞ’den ayrılan isimleri bir araya getirerek HTŞ karşıtı muhalif bloğun kurulmasında rol almaktır.
Bu muhalif blok, 12 Haziranda 5 radikal grubun katılımıyla “Fesbitu” (Sebat edin) adı altında ortak askeri operasyon merkezi kurduğunu ilan etti.
Yeni kurulan operasyon merkezinde yer alan radikal grupların isimleri şöyle;
1- El Mukatilin el-Ensar Tugayı
2- Cihat Eşgüdümü
3- Ensar ed-Din Cemaati
4- Hurras ed-Din
5- Ensar el-İslam Cemaati.
Bu blok, 2018’de Ensar ed-Din Cephesi, Ensar el-İslam ve Hurras ed-Din gruplarının oluşturduğu 3’lü ittifakın genişletilmiş halidir. 3’lü ittifak, 2018’de Rusya ve Türkiye’nin imzaladığı Soçi Anlaşması’na karşı olduklarını ilan etmek için Harrid el-Müminin (Müminleri teşvik Et) Operasyon Merkezi kurmuştu. Eski 3’lü ittifak Soçi Anlaşması’na karşı çıkarken, yeni blok 5 Mart’ta yine Rusya ve Türkiye arasında imzalanan Moskova Mutabakatı’nı reddediyor ve Hama’nın batısında Sehl el-Gab bölgesinde Suriye rejim güçlerine saldırılar düzenliyor. Ankara ve Moskova arasında 2018 ve 5 Mart tarihli anlaşmalarda ‘BMGK kararlarıyla terör listesine alınan terör örgütüyle mücadele’ ibaresi yer almaktadır.
Eski ismi Nusra Cephesi olan HTŞ, terör örgütü listesine alınırken, Hurras ed-Din’in BMGK’nın terör listesine alınması hususunda Washington ve Moskova arasında derin görüş ayrılığının bulunması bir paradoks oluşturuyor.
Daha çok Lazkiye’nin sahil bölgeleri, İdlib’in batısı ve Cebel Zaviye’deki bölgelerde faaliyet gösteren bu blok, HTŞ içindeki muhalifleri kendi bünyesinde toplamayı hedefliyor. 2016 sonlarında Ahrar eş-Şam Hareketi’nden ayrılan Ebul Abd Eşidda, HTŞ saflarında yönetici oldu. Daha sonra HTŞ’den de ayrılan Eşidda, muhalif bloğun kuruluşunda rol aldı.
Şubat 2018’de HTŞ ile yollarını ayıran Ensar ed-Din Cemaati’ne Ebu Abdullah eş-Şami liderlik yapıyor.
Hurras ed-Din örgütü ise HTŞ’nin El-Kaide ile bağlarını kopardığını ilan etmesinin ardından 2018 Şubat ayının sonlarına doğru kuruldu. Ahrar eş-Şam Hareketi’nin eski yöneticisi Ebu Cabir eş-Şeyh’in muhalif bloktaki rolünün boyutları bilinmiyor.
El Mukatilin el-Ensar Tugayı Komutanı Ebu Malik et-Telli, HTŞ yöneticileri ile en çok anlaşmazlık yaşayan figürlerin başında geliyor. Telli, daha önce birçok kez HTŞ’den ayrılma kararı aldı. Sözgelimi, Telli, Nisan ayında HTŞ’nin Moskova ve Ankara’nın İdlib’de imzaladığı ateşkes anlaşmasına karşı gösterdiği tavrı işaret ederek, ayrılma kararı aldı. Telli, karara gerekçe olarak, ‘örgütün bazı politikalarına karşı cahil ve bilgisiz olmasını ya da bu politikalardan memnun kalmamasını’ gösterdi. Ancak HTŞ yöneticisi Ebu Marya el-Kahtani’nin aktardığına göre, Telli, HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Cevlani ile yaptığı görüşmenin ardından örgüte geri döndü.
Ebu Malik et-Telli, Şam’ın kuzeydoğu kırsalında bulunan Batı Kelamun’da Nusra Cephesi’ne yıllarca liderlik yaptı. Telli, adını ilk kez 2014’teki Ortodoks rahibelerin kaçırılması krizinde duyurdu. Ağustos 2017’de Lübnan Hizbullahı ile HTŞ arasında imzalanan anlaşma gereğince İdlib’e geçti.
Para ve radikal söylem
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, HTŞ lideri Cevlani’nin talimatıyla örgüte bağlı güvenlik gücünün dün sabah saatlerinde Telli’yi tutuklamak için İdlib kırsalındaki evini kuşattığını bildirdi.
Gözlemevinden dün yapılan açıklamada, tutuklama gerekçesi olarak ‘isyan ve kaos çıkarma ve safları bölmeye teşvik etme’ suçlamaları gösterildi. ‘Teşvik etme’ ibaresi, Telli’nin HTŞ yöneticileri ve unsurlarını Fesbitu isimli muhalif bloğa dahil etme çabaları olarak değerlendiriliyor. Ayrıca HTŞ yayınladığı son genelgeyle, ‘Takip ve Denetleme Komitesi’nin onayı olmaksızın’ unsurların örgütten ayrılma ve başka gruba katılmalarını yasakladığını ilan etti.
Telli’nin özgeçmişine bakıldığında, 7 Nisan’da HTŞ’den ayrıldığı ve savaşçı grubu kurarak Fesbitu bloğuna katıldığı görülüyor. Telli’nin, 2018’de Ankara ve Moskova’nın Suriye’nin kuzeybatısında Gerginliği Azaltma Bölgeleri kurma konusunda imzaladığı anlaşmayı tanımadığı bilinen bir durum. Telli, anlaşmayı reddettiğini Kasım 2018’de ilan etmişti.
Gözlemevi’nin açıklamasında, Telli’nin Şam kırsalında kaçırdığı ve Mart 2014’te serbest bıraktığı Ortodoks rahibelere de işaret ediliyor.
Telli, rahibeleri serbest bırakma karşılığında çok büyük miktarda paralar aldı. Telli’nin bir oğlu İdlib’de uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetti.
Telli, 2014’te Arsal bölgesinde Lübnanlı askerleri kaçırarak ününü daha da artırdı. Söz konusu askerleri bir yıl sonra kardeşinin salıverilmesi karşılığında serbest bıraktı.
Kaynakların aktardığına göre, Telli’nin oğlu, 25 Ekim 2017’de İdlib içinde başka bir bölgeye seyahat halinde olduğu sırada kimliği belirsiz kişilerce uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü.
Uzmanların değerlendirmelerine göre, Telli’nin anlaşmalardan ve bağışlardan büyük miktarlarda para toplaması ve radikal unsurları kendi safına çekmeye başlamasının ardından Cevlani, kendisine rakip olacak ve oluşturduğu radikal söylemi çalacak güçlü bir ittifakı engellemek için Telli’yi tutuklama talimatı verdi.