Şırnak Cudi Dağında Yıldırım-1 Cudi Dağı operasyonu başladı

Şırnak Cudi Dağında Yıldırım-1 Cudi Dağı operasyonu başladı
TT

Şırnak Cudi Dağında Yıldırım-1 Cudi Dağı operasyonu başladı

Şırnak Cudi Dağında Yıldırım-1 Cudi Dağı operasyonu başladı

Şırnak’ın Cizre, Silopi ve Irak sınırlarında bulunan Cudi Dağı gölgesinde terör örgütü PKK’ya karşı Yıldırım-1 Cudi Dağı operasyonu başlatıldı. Operasyona 58 komando timi, 12 JÖH timi, 12 PÖH timi, 18 korucu timi ve 2 karma tim olmak üzere toplam 102 tim bin 485 personel katılıyor.
Yıllardır PKK'lı teröristlerin barınma yerleri olarak bilinen Cudi bölgesinde PKK'lı teröristlerin kış üslenmesi önlemek amacıyla Yıldırım-1 Cudi Dağı operasyonu başlatıldı. Operasyonu Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Ahmet Hacıoğlu harekat komutanı olarak arazide bizzat sevk ve idare ediyor. 15 Temmuz Darbesinde en genç şehidi olan Halil İbrahim Yıldım adı verilen operasyona İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Şırnak Valisi Ali Hamza Pehlivan, Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Ahmet Hacıoğlu, Çakırsöğüt Tugay Komutanı Tuğgeneral Alper Sır operasyon bölgesinde incelemelerde bulundu. İçişleri Bakan Yardımcısı Ersoy, beraberinde Şırnak Valisi Ali Hamza Pehlivan, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Ahmet Hacıoğlu ile terör örgütü PKK'ya yönelik 2017 rakımlı Cudi Dağında başlatılan Yıldırım-1 Cudi Dağı operasyonuna ilişkin Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Alper Sır'dan bilgi aldı.

“Terör unsurlarına karşı sınır içinde ve dışında topyekun bir mücadeleye girildi”
Operasyon ile ilgili konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Türkiye’yi bu beladan kurtarmak amacıyla, ikna çalışmalarına, teslim ol çağrılarına kulak vermeyerek, operasyonlardan ders almayıp, bu işin sonunun olmadığını görmeyerek, örgütün hain emellerine hizmet edenlere karşı önceki gün itibarıyla Yıldırım- 1 Cudi Dağı operasyonunu başlattıklarını söyledi. Bakan Yardımcısı Ersoy, terör örgütü PKK'nın bölge halkına yaptığı zulmün, uyguladığı şiddetin, küçücük çocukları dağlara kaçırarak terörist yapması ve istismar etmesinin, ailelere ve evlatlarına yaşattıklarının acımazsızca olduğunu ifade etti. Ersoy, "PKK'nın genç, yaşlı, kadın, erkek, çocuk, bebek demeden katliamlar yaptı, tarımdan hayvancılığa, sanayicilikten madenciliğe, turizme kadar her alanda bölge ekonomisine ağır darbeler vurdu, bölgenin masum insanlarına hizmet etmek için ülkenin dört bir yanından gelen gencecik kamu görevlilerine uyguladıkları alçak, kalleş saldırılarla acılar yaşattı. Ağır bedeller ödeyerek geldik ama terör örgütü bunca zulmüne, ihanetine, kalleşliğine, baskısına, bölge halkına ve ülkemize yaşattığı acılara rağmen bir arpa boyu yol alamamıştır. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra devletin, milletin büyük desteğiyle bütün terör unsur ve odaklarına karşı sınır içinde ve dışında topyekun bir mücadeleye girildi” dedi.

“Her yıl katılımdan 3 katı fazla dağdan inenler oldu”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun gayreti ve liderliği, terörle mücadele eden bütün kurum ve kuruluşları sergilediği uyum, iş birliği ve koordinasyon anlayışının, yerli ve milli teknolojiyle sağladıkları sağladığımız üstünlük, güvenlik güçlerinin azimli, cesaretli ve tecrübeli mücadelesiyle bölücü terör örgütünü bitirmeye yönelik önemli mesafeler kat ettiklerini vurgulayan Ersoy, “Bunu yanı sıra TSK Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve halen devam etmekte olan Pençe Kaplan operasyonunu yaparak örgütün dışarıdaki yapılarına, yönetimine destek aldığı alanlara büyük darbe vurdu. İçeride de çok büyük bir mücadele yürütüldüğüne, bu mücadelelerle yılda 5 binlerle ifade edilen örgüte katılım sayısının 2019 yılında sadece 130, bu yıl için de yalnızca 22 oldu. Her yıl katılanın 3 katından fazla dağdan inenler oldu. İkna çalışmalarına karşılık buluyor" diye konuştu.

"Örgüt artık telsizle bile konuşamaz hale gelmiştir”
Örgütün telsiz kestirmelerinin 2016 yılında 14 bin 582 iken bu yıl ancak 201 olduğunu vurgulayan Ersoy, “Yani örgüt artık telsizle bile konuşamaz hale gelmiştir. 2019 yılında Kıran operasyonlarını başarıyla tamamladık ve bunu takiben mağaralara, barınaklara gizlenen örgüt elemanlarının tasfiyesine yönelik Kapan operasyonlarını icra ettik. Bu her iki operasyon serisinde de etkili sonuçlar aldık. Bütün bu çalışmalar sayesinde bugün artık sınırlarımızın içindeki terörist sayısı 400 civarına kadar inmiş durumda. Bakanımızın da dediği gibi bölücü terör örgütü bu yıl yapacağımız, önümüzdeki süreçteki mücadelelerle bitirilecek ve marjinal bir örgüt haline getirilecektir. Başta bölge halkımız olmak üzere ülkemizi bu beladan kurtarmak amacıyla, ikna çalışmalarımıza, teslim ol çağrılarımıza kulak vermeyerek, yaptığımız operasyonlardan ders almayarak, bu işin sonunun olmadığını görmeyerek, örgütün hain emellerine hizmet edenlere karşı önceki gün itibarıyla Yıldırım- 1 Cudi operasyonunu başlatmış bulunuyoruz” şeklinde konuştu.
Bu operasyonların seri bir şekilde devam edeceğini vurgulayan Ersoy, Cudi Dağından başlamak üzere terörle anılan bütün hassas noktalara operasyonların devam edeceğini dile getirdi.

“85 milyonun huzur içinde yaşamasını tesis edeceğiz”
Huzurun tesis edilemediği, vatandaşın özgürce dolaşamadığı hiçbir alan ve tek bir terörist kalmayıncaya kadar mücadelenin devam edeceğini belirten Ersoy, 15 Temmuza değinerek, terör örgütlerine karşı topyekun mücadele edildiğini aktardı. Ersoy, şu ifadeleri kullandı:
“15 Temmuz ve bu toprakların vatan kalması için canlarını feda eden bütün şehitlerimizin anısına bu operasyonun adını 'Yıldırım' koyduk. Bu vesile ile 2016’dan bu yana başlattığımız stratejik büyük terörle mücadele operasyonlarımıza, kararlı duruşumuza, bize inanarak ve güvenerek destek veren aziz milletimize, devletimizin Cumhurbaşkanından başlayarak bize inanan bütün kurumlarımıza ve yine her taziye görüşmemizde vatan sağ olsun diyerek asil bir duruşla bizlere destek olan aziz şehitlerimizin kıymetli ailelerine minnet ve şükranlarımızı sunuyorum. Hepsi müsterih olsunlar, onlara verdiğimiz sözleri tutacağız ve bu ay yıldızlı bayrağın altında 85 milyonun huzur içinde yaşamasını mutlaka ama mutlaka tesis edeceğiz. Cudi Dağındaki operasyona katılan kahramanlarımıza ve bundan sonraki operasyonlara katılacak kahramanlarımıza canı gönülden başarılar diliyorum. Rabbim ayaklarına taş değdirmesin."



Şili'de aşırı sağcı aday başkanlık seçimini kazandı

Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
TT

Şili'de aşırı sağcı aday başkanlık seçimini kazandı

Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)
Jose Antonio Kast, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyunu kullandıktan sonra bir seçim merkezinin dışında konuşuyor (AFP)

Şilililer dün, Augusto Pinochet'nin diktatörlüğünün sona ermesinden 35 yıl sonra, en sağcı cumhurbaşkanını seçti. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun resmi sonuçlarına göre Jose Antonio Kast oyların yüzde 58'ini alırken, rakibi yenilgiyi kabul etti.

10 milyondan fazla oy sayıldıktan sonra, toplam oyların yaklaşık yüzde 70'ini temsil eden sonuçlarla, Kast, geniş bir sol koalisyonun başında bulunan Komünist Parti üyesi Janet Jara'ya karşı açık bir üstünlük sağladı.

51 yaşındaki Jara, yenilgiyi kabul ederek sosyal medya paylaşımında seçmenlerin yüksek sesle ve açıkça konuştuğunu ve cumhurbaşkanı seçilen kişiye tebriklerini ve en iyi dileklerini ilettiğini söyledi.

Muhafazakâr Katolik Cast, kampanyasını Şili'deki suçlarla mücadeleye odakladı ve çoğu Venezuelalı olmak üzere yaklaşık 340 bin belgesiz göçmeni sınır dışı edeceğine söz verdi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği nilgiye göre Kast, askeri diktatörlüğün açık bir destekçisi ve Pinochet hayatta olsaydı ona oy vereceğini söylemişti.

16 Kasım'da yapılan ilk turda, her iki aday da oyların dörtte birini aldı ve sol kanat az bir farkla öndeydi. Ancak, tüm sağcı adaylar birlikte oyların yüzde 70'ini topladı.


Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.