Burkina Faso: Terörle mücadele gönüllüleri ‘ölüm mangaları’ kurmakla suçlanıyor

Burkina Faso’da terörle mücadele için oluşturulmuş “öz savunma” milis unsurları (AP)
Burkina Faso’da terörle mücadele için oluşturulmuş “öz savunma” milis unsurları (AP)
TT

Burkina Faso: Terörle mücadele gönüllüleri ‘ölüm mangaları’ kurmakla suçlanıyor

Burkina Faso’da terörle mücadele için oluşturulmuş “öz savunma” milis unsurları (AP)
Burkina Faso’da terörle mücadele için oluşturulmuş “öz savunma” milis unsurları (AP)

Burkina Faso Devleti’nde, ordunun güvenlik ve asayişi temin edememesinin ardından, ülkenin kuzeyinde ve doğusundaki terör tehdidine karşı koymak için hükümet eliyle sivil gönüllülerden oluşturulan “öz savunma” birimleri üzerine cereyan eden tartışmalar giderek yoğunlaşıyor. “Vatanı Savunma Gönüllüleri” adını taşımalarına rağmen bu birimler, savunmaları geren yöre halkına karşı işledikleri suçlar ve suikastlar sebebiyle ülkenin bazı sakinleri tarafından artık “ölüm mangaları” olarak isimlendiriliyor.
Söz konusu milis birimler, 2020 yılı başında ülkenin terörizme karşı verdiği mücadeleye katkıda bulunması amacıyla Burkina Faso Başkanı Roch Marc Christian Kaboré’nin önerisiyle kuruldu. Ülkede 2015 yılından bu yana terörizme karşı verilen savaş, bin 100’den fazla insanın ölümüne ve yaklaşık bir milyon nüfusun evlerini terk etmesine yol açarken, devlet ülkenin doğu ve kuzey bölgelerindeki kontrolünü kaybetti ve bu bölgeler el-Kaide ve DEAŞ’ın kontrolü altına girdi.
Ülke başkanının önerisi üzerine, Burkina Faso Parlamentosu teröristlerle işbirliği yapanlara karşı mücadele etmek üzere, silah ve haberleşme teçhizatlarını teslim etmeden önce 14 günlük seri bir eğitime tabi tutulacak gönüllülerden oluşan, “öz savunma birliklerinin” oluşturulması yönündeki kanun tasarısını kabul etti.
Öz savunma birimleri ordu ve güvenlik birimleriyle birlikte operasyonlar yürütüyor. Ancak bu birimler aynı zamanda herhangi bir kontrole tabi olmaksızın özel operasyonlar düzenlemek için büyük geniş yetkilerle donatılmış durumda. Yerel kaynaklar ve görgü tanıklarının ifadesine göre, sivil toplum kuruluşları, söz konusu birimlere verilen geniş hareket kabiliyeti ve özgürlüğün bu birimlerin yerel halka karşı suç işlemesine neden olduğunu iddia ediyor.
Fransız Haber Ajansı (AFP) bu birimlerde görev alan bir savaşçının, “Bizler güvenlik ve asayiş birimleriyle birlikte savaşıyoruz.” ifadelerini nakletti. Ülkenin kuzeyinde çiftçi olarak çalışan bir başka savaşçı ise, “İnsanları tavuk öldürür gibi öldürdük. Bu yüzden, ölümü beklemek yerine, en azından ailelerimizi ve köylerimizi kurtarmak ümidiyle savaşmayı tercih ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Savaşçı, girdikleri çatışmalarda yüzün üzerinde gönüllünün teröristler tarafından öldürüldüğünü, yine güvenlik güçleri ve asayiş birimleriyle işbirliği yaptıkları gerekçesiyle köylerindeki birçok gönüllünün teröristler tarafından öldürüldüğünü belirtti. Öte yandan, bu birimlerdeki gönüllülerin, teröristler tarafından kullanılan üsleri dağıtmayı başardığını ve öz savunma birimlerinin önemi hakkında cereyan eden tartışmayı hayretle karşıladıklarını ifade etti.
Öte yandan, eğitim, öğretim ve sadakatsizlik bu birimleri etnik gerginliğin tuzağına çekiyor. Özellikle de bizzat ordunun kendisi, Fulani kabilelerine karşı etnik temizliğe karışmakla suçlanıyor. İnsanlık Onuru Gözlemevi öğretim görevlisi olan Muhtar Diaw, “onlar terörle mücadele kisvesi altında yakıp yıkmaktan başka bir şey bilmeyen ‘ölüm mangalarıdır’” ifadelerine yer verdi.
Konunun uzmanları, “Bu gönüllülerin yalnız olduklarında ve güvenlik zafiyetinin bulunduğu bölgelerde kendi kanunlarını uyguladığını, şirketleri ve bölge sakinlerini fidye ödemeye zorladıklarını, hiç kimsenin şikayet etmesine fırsat vermeden sığırları yağmaladıklarını” belirtiyor. Öte yandan “Demokrasi ve İnsan Hakları Gözlemevi”, gönüllülerin silah altına alınmasının, sadece güvenlik güçleri ve asayiş birimlerinin  güvenliği sağlamada yetersiz kaldıklarını kabul etmek anlamına geldiğini düşünüyor.
Bunun gibi sivil toplum örgütleri, hükümetin özellikle gönüllülere yöneltilen suçlamalara ilişkin sessiz kalması ve onları silahlandırmaya devam etmesi dikkate alındığında, bu birimleri desteklediğini ve kolladığını itiraf etmeyen resmi bir eğilim olduğunu söylüyor. Öte yandan, gözlemciler hükümetin bu birimler aracılığıyla teröristlerle aynı şekilde savaşmaya çalıştığına inanıyor.



İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
TT

İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)

Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz ismin de bulunduğu 11 İsrailli bakan, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz’dan Hanuka Bayramı sırasında Gazze Şeridi’nde bayrak töreni düzenlenmesine izin verilmesini talep etti.

Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Nahala Hareketi tarafından başlatılan girişim kapsamında yayımlanan mesajda, “Gazze’nin İsrail topraklarının bir parçası olduğunu gururla teyit etmenin zamanı geldi. Bu bölge yalnızca Yahudi halkına aittir ve derhal İsrail devletinin bir parçası hâline gelmelidir” ifadeleri yer aldı.

Mesajda ayrıca, etkinliğin temel amacının ‘İsrail’in 2005’te bölgeden çekilirken boşalttığı, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki eski Nisanit yerleşiminin kalıntıları üzerinde İsrail bayrağını göndere çekmek’ olduğu belirtildi.

dfrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Mesajın imzacıları arasında, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile aralarında Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in de bulunduğu sekiz Likud’lu bakan yer aldı.

Ayrıca, toplam 120 sandalyeli Knesset’ten 21 milletvekili de metne imza attı. İmzacı vekiller Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi ile Likud’a mensup.

Nahala Hareketi, ‘Nisanit’te bayrak töreni’ olarak duyurduğu etkinliğin, Gazze Şeridi’nde hâlen İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede yapılacağını açıkladı.

Etkinliğin 18 Aralık’ta, sekiz gün süren Hanuka’nın beşinci gecesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bayram bu yıl pazar günü başlayacak.

İsrail Savunma Bakanlığı, konuya ilişkin AFP’nin yorum talebine henüz yanıt vermedi.

jbhj
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusu çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, ‘İsrail topraklarından Gazze Şeridi’ne geçen birkaç İsrailli sivilin gözaltına alındığını’ duyurdu.

Yerleşimciler ve Filistinlilere yönelik saldırılarla suçlanan aşırılık yanlılarına hukuki destek veren Honenu örgütü ise yaptığı açıklamada, ‘Çarşamba günü onlarca sağcı aktivistin, Nisanit’in kalıntıları üzerinde bir yerleşim kurulmasını talep etmek üzere Gazze sınır çitini aştığını’ belirtti.

10 Ekim’de İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe giren kırılgan ateşkes kapsamında, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında kontrol sağlamasına imkân veren bir hatta çekilmişti. Savaşın büyük yıkıma uğrattığı bölgede bu hat fiili kontrol sınırı olarak işliyor.

Geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından da desteklenen ABD’nin Gazze barış planı ise İsrail güçlerinin bölgeden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.


Trump: Ortadoğu'da daha önce hiç yaşanmamış büyük bir barış ortamımız var

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump: Ortadoğu'da daha önce hiç yaşanmamış büyük bir barış ortamımız var

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Ortadoğu'da büyük bir barış sağlandığını söyledi.

Trump dün, "Ortadoğu'da daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir barış var. Bence bu barış aslında çok güçlü" ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı gazetecilere yaptığı açıklamada, Amerika Birleşik Devletleri'nin bu bölgede çok çalıştığını ve anlaşmanın ikinci aşamasına hazırlandığını belirterek şunları söyledi: "Gazze meselesi üzerinde çok çalışıyoruz, evet, Gazze konusunda yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Ortadoğu'da zaten gerçek bir barış var, 59 ülke bunu destekliyor ve bu daha önce hiç yaşanmamış bir şey."

Şöyle devam etti: “Örneğin, Hamas'la mücadele etmek için müdahale etmek isteyen ülkeler var, bir başka örnek olarak da Lübnan'daki Hizbullah'la mücadele etmek için müdahale etmek isteyen ülkeler var. Ben de onlara diyorum ki: Şu anda buna gerek yok, belki daha sonra ihtiyacınız olabilir, ancak gönüllü olarak müdahale etmeyi ve her şeyi kelimenin tam anlamıyla devralmayı teklif eden ülkeler var.”


İngiliz Donanması, üç gün boyunca kanalda seyreden bir Rus denizaltısını tespit etti

Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
TT

İngiliz Donanması, üç gün boyunca kanalda seyreden bir Rus denizaltısını tespit etti

Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)

İngiliz Kraliyet Donanması dün yaptığı açıklamada, İngiliz Kanalı'nda bir Rus denizaltısını tespit ettiğini ve üç gündür izlediğini duyurdu. Donanma, bu tür tehditlere karşı İngiliz sularını koruma çabalarını yoğunlaştırıyor.

Donanma açıklamasında, Krasnodar denizaltısı ve Altay römorkörünü izlemek için helikopterle donatılmış bir İngiliz ikmal gemisinin görevlendirildiğini belirtti.

Rus denizaltısı ve römorkörü Kuzey Denizi'nden kanala girdi.

Açıklamada ayrıca, "Krasnodar'ın batması durumunda denizaltı karşıtı operasyonlara geçmek üzere özel bir hava mürettebatının hazırda bekletildiği" ifade edildi.

Olumsuz hava koşullarına rağmen denizaltının yüzeyde seyretmeye devam ettiği belirtildi.

İngiltere, Fransa'nın kuzeybatı kıyısındaki Ouessant Adası yakınlarında bulunan denizaltının izlenmesi görevini, kimliği açıklanmayan bir NATO müttefikine devrettiğini duyurdu.

İngiliz ordusu, Rus denizaltısı Novorossiysk'i kendi karasularında tespit ettikten sonra geçen temmuz ayında benzer bir izleme operasyonu gerçekleştirmişti.

İngiliz Savunma Bakanı John Healey pazartesi günü, "Rus deniz tehditleri" karşısında Kraliyet Donanması'nın yeteneklerini geliştirmek için milyonlarca sterlinlik bir programın başlatıldığını duyurdu.

Londra'ya göre, Rus denizaltılarının İngiliz sularındaki faaliyetleri son iki yılda yaklaşık üçte bir oranında arttı.

Aralık ayı başlarında İngiltere ve Norveç, Kuzey Atlantik'te bu denizaltılara karşı koymayı amaçlayan ortak bir fırkateyn filosu işletmek üzere bir iş birliği anlaşması imzaladı.