Bilgisayar faresinin mucidi hayatını kaybetti

Teknolojik çalışmalar, tabletlerin ve akıllı telefonların önünü açtı
Teknolojik çalışmalar, tabletlerin ve akıllı telefonların önünü açtı
TT

Bilgisayar faresinin mucidi hayatını kaybetti

Teknolojik çalışmalar, tabletlerin ve akıllı telefonların önünü açtı
Teknolojik çalışmalar, tabletlerin ve akıllı telefonların önünü açtı

Bilgisayar faresinin mucidi William English’in meslektaşlarından biri onun hakkında şunları söyledi:
“William English, bilgisayar sektörünün öncülerinden biriydi. Bize bilgisayar ara yüzünün neleri başarabileceğini ve nasıl bir görüntüye sahip olması gerektiğini gösterdi.”
William English, bilgisayar faresinin (mouse) ortaya çıkmasına yardımcı olan bir mühendis ve araştırmacıydı. 1968 yılında bugün dünyamızda var olan bilgisayarları, tabletleri ve akıllı telefonların ortaya çıkmasını sağlayan teknoloji çalışmalarına liderlik yaptı. English, 26 Temmuz'da Kaliforniya’nın San Rafael şehrinde 91 yaşındayken hayatını kaybetti. New York Times'ın haberine göre bir hastanede hayata gözlerini yuman William English’ın eşi Roberta English, ölüm nedeninin solunum yetmezliği olduğunu belirtti.
William English, 1950'lerde, ABD Donanması’ndan ayrıldıktan sonra Kuzey Kaliforniya'da S.R.I olarak bilinen Stanford Araştırma Enstitüsü (günümüzde SRI International olarak biliniyor) adlı bir araştırma laboratuarındaki çalışmalara katıldı. English burada, yeni bir bilgisayar oluşturma çalışmaları yürüten mühendis Douglas C. Engelbart ile tanıştı.
Sadece uzmanların bilgisayar kullanabildiği, bir dizi delikli kart, daktilo ve baskı ile bilgi girip alabildiği bir zamanda, Engelbart herkesin sadece ekran görüntüleri kullanarak kullanabileceği bir makine yapmayı umuyordu. Bu görüş zamanla, bilgi çağını şekillendirmeye başlayan genel bir özelliğe dönüştü. Fakat Engelbart, başkalarına bu görüşünü açıklamakta zorlandığını kendisi de kabul ediyordu.
Yakın çevresi tarafından Bill olarak çağrılan English, Engelbart’ın bu görüşünü anlayan az sayıdaki kişiden biriydi. Bu görüşü hayata geçirmek için gerekli mühendislik yeteneğine, sabra ve sosyal becerilere sahipti. 
O yıllarda English ile birlikte çalışan Bill Duvall bu konuda şunları söyledi:
“Her şeyi başarabilen oydu. Ona yapılması gereken şeyleri anlatırken, o bunun nasıl yapılacağını hemen anlardı.”
Öte yandan 2013 yılında 88 yaşındayken ölen Engelbart, diğer şeylerin yanı sıra, bir imleci ekran boyunca hareket ettirebilen ve belirli sembolleri veya görüntüleri seçerek farklı görevleri başarabilen mekanik bir cihaz yapmayı düşündü. English de ilk bilgisayar faresini oluşturarak bu düşünceyi gerçeğe dönüştürmeyi başardı. Bir dizi test sayesinde bu imlecin ekranda ‘oNLine System’ veya ‘NLS’ olarak adlandırılan sistemden hızla hareket edebileceğini gösterdi. 9 Aralık 1968'de araştırmacı ekip, San Francisco'da düzenlenen bir etkinlik sırasında geliştirdikleri bu yeni cihazı tanıttı.
Engelbart, Civic Auditorium'daki makineyi sahnede gösterdiğinde, arkasındaki duvara fare imleci ve bilgisayar ekranı arasındaki kesintisiz etkileşimi gösteren canlı bir video yansıtıldı. English ise bu ayrıntılı etkinliği, 30 mil uzaktaki Kaliforniya, Milno Park'ta bulunan laboratuardan kameralar ve mikrofonlar aracılığıyla salonun dışından yönetti.
English, 27 Ocak 1929'da doğdu. Babası, Doğu Kentucky ve Batı Virginia'da yerel maden işleten bir elektrik mühendisiydi. Annesi ise ev hanımıydı. Babasının, önceki evliliğinden John ve Robert adlı iki oğlu daha vardı.
English, 1940'ların başlarında, İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasından sonra Tucson yakınlarındaki bir yatılı okula kayıt olmak için Arizona'ya gitti.  Memleketine geri döndüğünde burada Kentucky Üniversitesi'nde elektrik mühendisliği bölümünden mezun oldu.



Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
TT

Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)

Harriette Boucher 

Yeni bir araştırma, yakınını kaybedip yoğun ve uzun süreli yas semptomlarından muzdarip olan kişilerin, sevdiklerinin ölümünden sonraki 10 yıl içinde ölme ihtimalinin, neredeyse iki kata ulaştığını ortaya koydu.

Danimarka'daki araştırmacılar, yakınını kaybedip sürekli yüksek düzeylerde yas tutanların, yasını daha düşük seviyelerde yaşayanlarla kıyasla, sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını ve ölme olasılığının yüzde 88 daha fazla olduğunu buldu.

Araştırmacılar, sevdiklerini kaybedenlerin yaşadığı 5 yas güzergahını tanımladı ve en ciddi şekilde etkilenenlerin daha erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Araştırma makalesinin yazarlarından Dr. Mette Kjærgaard Nielsen şu ifadeleri kullandı:

Yüksek yas semptomu seviyeleriyle; kalp damar hastalıkları, akıl sağlığı sorunları ve hatta intiharda görülen daha yüksek oranlar arasında bir bağlantı olduğunu daha önce bulmuştuk. Ancak ölümle ilişkisi daha fazla araştırılmalı.

Bilim insanı, "yüksek" bir yas güzergahına dair risk altında olan kişilerin erken fark edilebileceğini de söyledi:

Bir pratisyen hekim akıl sağlığına dair diğer ciddi rahatsızlıklar ve depresyonun eski belirtilerini arayabilir. Daha sonra bu hastalara kendileri özel takip sunabilir veya onları psikologların özel muayenehanelerine ya da ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirebilirler.

Dr. Nielsen, "Pratisyen hekimler ayrıca yakınını kaybedenlerin ruh sağlığına odaklanılacak bir takip randevusu da önerebilir" dedi.

Bilim insanları, 2012'den bu yana yakınlarını kaybetmiş, yaş ortalaması 62 olan 1735 adet kadın ve erkeği 10 yıl boyunca Danimarka'da izledi. Bu süre zarfında bu kişilere, semptomlarını ve deneyimlerini değerlendiren bir dizi anket gönderildi ve araştırmacılar bunlarla katılımcıların sürekli olarak hangi düzeyde keder yaşadığını belirledi.

Grubun yüzde 66'sı yakın zamanda partnerini, yüzde 27'si bir ebeveynini ve yüzde 7'si de çok sevdiği bir başka kişiyi kaybetmişti.

Sürekli olarak yüksek düzeylerde yas belirtileri yaşayan yüzde 6'lık kesimin 10 yıl içinde ölme olasılığı, sürekli olarak düşük yas belirtileri gösterdiğini bildiren yüzde 38'e kıyasla yüzde 88 daha yüksekti.

Yüksek güzergahta olanların, yakınlarını kaybetmesinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra sağlık hizmeti alma olasılıkları da daha yüksek çıktı.

Bu grubun konuşma terapisi veya diğer akıl sağlığı hizmetlerini alma ihtimalleri yüzde 186, antidepresan reçetesi yazılma olasılıkları yüzde 463, yatıştırıcı ya da kaygı giderici ilaç reçetesi alma ihtimalleri de yüzde 160 daha fazla.

 Independent Türkçe,independent.co.uk/news