İsrail ordusu Lübnan sınırındaki askerlerinin sayısını azaltıyor

İsrail ordusuna mensup askerler (Arşiv-Reuters)
İsrail ordusuna mensup askerler (Arşiv-Reuters)
TT

İsrail ordusu Lübnan sınırındaki askerlerinin sayısını azaltıyor

İsrail ordusuna mensup askerler (Arşiv-Reuters)
İsrail ordusuna mensup askerler (Arşiv-Reuters)

İsrail toplumunda Beyrut felaketi karşısındaki tutum ve Lübnan halkının acısını paylaşmak ya da onların sıkıntısını gidermek ile ilgili yoğun tartışmalar sürerken İsrail ordusu, dün Lübnan sınırındaki asker sayısını azaltmaya ve teyakkuzda olma durumunu birkaç derece düşürmeye başladı. Bu adımın ayrıntılarını açıklayan Tel Aviv’deki bir askeri yetkili, güvenlik kurumlarının ve birimlerinin çoğunun Hizbullah’ın yakında İsrail’e karşı bir misilleme operasyonu gerçekleştirmeyeceği görüşünde olduğunu belirtti.
Arap medya kuruluşlarına açıklama yapan yetkili sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ordu yönetimi ve istihbarat servisleri, Lübnan’ın Beyrut Limanı’nda meydana gelen büyük patlama, yaraları sarma, olay hakkında soruşturma yapma ve bölgeyi yeniden imar etme çalışmaları ile meşgul olmasından ötürü Beyrut’un başındaki felaketin şu anki dönem için Hizbullah’ın motivasyonunu düşürüp İsrail hedeflerine yönelik operasyon yürütme gücünü büyük ölçüde kıracağını düşünüyor. Bu yüzden ordu, durumu değerlendirmek ve Lübnan’daki gelişmeleri takip etmek üzere kuzeydeki askerlerin sayısının azaltılmasına ve her gün tekrar toplantı yapılmasına karar verdi.”
Toplantı sırasında İsrail Jeoloji Araştırmaları Kurumu tarafından bir rapor sunuldu. Söz konusu raporda kurumun sismograflarının yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesine ve binlerce kişinin yaralanmasına yol açan Beyrut Limanı’nda meydana gelen patlamayı kaydettiği bildirildi. Aynı zamanda raporda, kurumda çalışan araştırmacılar tarafından patlamanın ülkenin dört bir yanındaki etkisinin izlendiğine ve patlamadan çıkan enerjinin 3.5 şiddetinde bir depreme denk geldiğine ilişkin ifadelere yer verildi.
İstihbarat raporlarına göre şu anda yapılan analizler, patlamanın amonyaktan ve havai fişek bileşenlerinden oluşan büyük patlayıcı maddeler yüzünden çıktığına işaret ediyor ve patlamanın Hizbullah’ın limandaki faaliyetleri ile bir ilişkisi bulunuyor. Bununla birlikte, İsrailli yetkililerin soruşturmanın sonuçları çıkmadan ve bunun şeffaf ve profesyonel bir şekilde yürütülüp yürütülmediği netleşmeden bu konu hakkında konuşmak için acele etmemeleri yönünde bir karar alındı.
İsraillilerin Lübnan’daki durumun gelişmelerini yakından takip ettiği ve bu olaya ne derece yakınlık gösterecekleri konusunda ikiye bölündükleri belirtiliyor. Bazıları hükümetin Lübnan’a insani yardımda bulunmasını desteklerken, bazıları da Lübnan’ı düşman olarak kabul edip buna karşı çıkıyor. Bağış toplayan ve tıbbi ve sivil savunma ekipleri göndermeyi teklif eden dernek ve hareketler tarafından kitlesel ve sivil girişimler başlatıldı. Tel Aviv Belediyesi, binasını Lübnan bayrağı ile aydınlatarak dünyanın ilgisini çeken sembolik bir adım attı. Ancak İsrail’in Lübnan’ı işgal ettiği (1982-2000) ve İsrail’in Lübnan’la savaştığı (1978, 1982 ve 2006) dönemlerden bir grup engelli asker ve subay, herhangi bir yardım sağlanmasına karşı çıkan bir kampanya yürüttü. İsrail’deki sağcı Zehut (Kimlik) Partisi Başkanı ve eski Meclis Başkan Yardımcısı Moshe Feiglin ise patlama hakkında yorum yaparken “sevgililer gününde (İbrani takviminde 4-5 Ağustos), beni mutlu eden bir havai fişek gösterisi” ifadelerini kullandı.
Buna karşılık Lübnan halkıyla yakın aile bağları ve soyları bulunan İsrail’deki Arap vatandaşları (1948 Filistinlileri) özellikle de el-Celil sakinleri, Lübnanlıları bu zor günlerinde yalnız bırakmamak için Filistin, Arap ve uluslararası kesimler tarafından gösterilen çabalara katılıyor. Bu kapsamda 48 Filistinlileri dün kiliselerde, camilerde ve sosyal, hayır ve siyasi kurumlarda bağış kampanyaları başlattılar. Yüksek profesyonel standartlara sahip yetenekli tıbbi personele sahip oldukları bilinmekle birlikte yaralıların tedavisine yardımcı olmak üzere Lübnan’a sağlık ekipleri gönderme teklifinde bulundular. Arap hastane yöneticileri, yaralıları hastanelerinde kabul edeceğini açıkladı. Nasıra şehrinde kiliselere bağlı üç Arap hastanesi ve Safed ve Nehariye şehirlerinde İsrail hükümetine bağlı iki Arap doktor tarafından yönetilen iki hastane daha bulunuyor.
Arap Vatandaşları İzleme Yüksek Komitesi Başkanı Muhammed Bereke yaptığı açıklamada Filistin’in Beyrut Büyükelçisi Eşref Tebbur aracılığıyla Lübnan halkı ile temas kurduğunu, yaşanan felaketin karşısında Lübnan halkının yanında olduğunu ve onları destekleyeceğini ilettiğini duyurdu. Dün komite tarafından özel olarak bu konu için Nasıra şehrinde düzenlenen acil bir toplantıda konuşan Bereke, onlarca Arap sağlık ekibinin Lübnan’a ellerinden gelen her türlü yardımı sağlamak istediğini ve toplantıda  Lübnan’ı desteklemek için tüm çabaların tek bir çatı altında toplanmasına ve bunun komite tarafından yapılmasına karar verildiğini söyledi.
Bereke’ye İsrail’in Lübnan’a insani yardım sağlama tutumu hakkında ne düşündüğü soruldu. Buna karşılık Bereke “İsrail hükümeti, üzerinde inandırıcılık emaresi bulunmayan değişken bir tavır sergiliyor. Bir taraftan sadece birkaç gün önceye kadar Lübnan’ı tehdit ediyordu, diğer taraftan Gazze Şeridi’ndeki insanlarımızı abluka altına alıp oradaki hastaların tedavi almasını engelliyor. Şimdi ise insanlık çağrısında bulunup yardım teklifinde bulunuyor. Buna hiç kimse inanmıyor” şeklinde cevap verdi.



Texas, Filistin yanlısı göstericilere yönelik suçlamaları düşürdü ve polisi eleştirdi

Teksas Üniversitesi'nde Filistin'i desteklemek için gösteri yapan öğrencilerle güvenlik görevlileri çatıştı  (AP)
Teksas Üniversitesi'nde Filistin'i desteklemek için gösteri yapan öğrencilerle güvenlik görevlileri çatıştı  (AP)
TT

Texas, Filistin yanlısı göstericilere yönelik suçlamaları düşürdü ve polisi eleştirdi

Teksas Üniversitesi'nde Filistin'i desteklemek için gösteri yapan öğrencilerle güvenlik görevlileri çatıştı  (AP)
Teksas Üniversitesi'nde Filistin'i desteklemek için gösteri yapan öğrencilerle güvenlik görevlileri çatıştı  (AP)

Teksas'taki yetkililer, bu hafta Teksas Üniversitesi'ndeki protestolar sırasında tutuklanan bir grup Filistin yanlısı göstericiye yönelik suçlamaları düşürdü. Newsweek dergisine göre bu adım, tutuklama gerekçelerine ilişkin yazılı ifadelerin tahrif edildiği yönündeki suçlamaların ardından geldi.

Gazze yanlısı gösteriler Amerikan üniversitelerinde yayılıyor

Austin American-Statesman gazetesi dün (Cuma) Travis İlçesi Bölge Savcısı Delia Garza'nın, avukatların tutuklamaların dayandığı yazılı ifadelerde eksiklikler tespit etmesi üzerine 50'den fazla göstericiye yönelik suçlamaların düşürüldüğünü açıkladığını bildirdi.

Teksas Üniversitesi'nde Filistin'i desteklemek için gösteri yapan öğrencilerle güvenlik çatıştı  (AP)

Bölge savcısı Noha Al-Zuhri'ye göre güvenlik görevlileri, çeşitli yazılı ifadeleri kes yapıştır yaparak göstericilerin tutuklanmasına sebep oldu. Savcı, "İşlerin olması gerektiği gibi prosedüre uygun olmadığını" belirtti.

Üniversite ise kampüsün güvenliğini sağlamak ve yasa dışı eylemleri önlemek için yardım istediğini vurgulayarak, güvenlik müdahalesini kınadı.

Bu bağlamda Filistin Dayanışma Komitesi'nin kampüste etkinlik düzenleme planlarını yayınlaması ise üniversite çevrelerinde tartışma ve gerilime yol açtı.

Bu haftanın başlarında, Texas Üniversitesi Kampüsünde düzenlenen Filistin yanlısı protesto gösterisi sırasında çok sayıda öğrenci tutuklanmıştı.

Austin'deki Texas Üniversitesi, Columbia Üniversitesi ve Northwestern Üniversitesi gibi birden fazla üniversite kampüslerinde Filistin yanlısı protesto gösterileri yaygınlaştı.


Bangladeş'te son 76 yılın en uzun süreli sıcak dalgası etkili oluyor

Bangladeş'te son 76 yılın en uzun süreli sıcak dalgası etkili oluyor
TT

Bangladeş'te son 76 yılın en uzun süreli sıcak dalgası etkili oluyor

Bangladeş'te son 76 yılın en uzun süreli sıcak dalgası etkili oluyor

Bangladeş Meteoroloji Departmanından Md. Bazlur Rashid, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkedeki sıcaklık dalgasının 27 gündür devam ettiğini ve ay sonuna kadar sürmesinin beklendiğini belirtti.

Rashid, 1948'den bu yana mevcut verilere göre, bu ay bir yıl içinde en uzun süre devam eden sıcak hava dalgası rekorunun kırıldığını ifade etti.

Böyle bir durumun en son 25 gün süren sıcaklık dalgasıyla 2014'te yaşandığını aktaran Rashid, "İklim değişikliği, aşırı hava koşullarının başlıca nedenleri arasında yer alıyor." değerlendirmesini yaptı.

Bangladeş'te ilk olarak bu yıl ülkenin neredeyse yüzde 75'inde sıcaklık dalgaları yaşanmış, nisan ayının ikinci haftasında aşırı sıcaklar nedeniyle bir hafta eğitim öğretime ara verilmek zorunda kalmıştı.


İstanbul'da Filistin için buluşan halkların temsilcileri, İsrail üzerinde baskı kurmaya kararlı

İstanbul'da Filistin için buluşan halkların temsilcileri, İsrail üzerinde baskı kurmaya kararlı
TT

İstanbul'da Filistin için buluşan halkların temsilcileri, İsrail üzerinde baskı kurmaya kararlı

İstanbul'da Filistin için buluşan halkların temsilcileri, İsrail üzerinde baskı kurmaya kararlı

Asya, Avrupa, Güney Amerika, Afrika dahil 7 kıta ve 75 ülkeden 600'e yakın parlamenterin katıldığı, 5. Parlamenterler Arası Kudüs Platformu Konferansı'nın açılış oturumu, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla İstanbul'da bir otelde yapıldı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Faslı milletvekili ve Afrika Parlamentosu üyesi Abdel Samad Haikar ve konferansın düzenli katılımcısı Eski Alman milletvekili Cemal Karslı, konferansa ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Töre, bu konferansın Gazze'deki zulmü, Kudüs'ü dile getirmek için yapıldığını belirterek "1967'den beri Filistinliler işgal altındadır, zulüm çekiyorlar ve maalesef medeni dediğimiz ülkeler de seyirci kalıyor hatta İsrail'e destek veriyor. 'Dünya beşten büyüktür' sözü, çok gerçekçi bir ifade olmuştur." diye konuştu.

Avrupa ülkelerinin İsrail'e desteği ve İsrail'in Gazze'ye saldırılarına sessiz kalmasına tepki gösteren Töre, "Yine dünya maalesef Avrupa'dan daha büyüktür. Medeni dediğimiz Avrupa ülkeleri de katil İsrail'in yanında yer alıyorlar, İsrail kasaplarının yanında yer alıyorlar." ifadelerini kullandı.

Töre, bu nedenle Türkiye'nin liderliğinde bunu yeniden gündeme getirmenin ve Müslüman ve Müslüman olmayan ülkeden de parlamenterlerin burada toplanmasının güzel olduğunu belirterek TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a teşekkür etti.

Töre, "Bu zulüm bitecek. İnsanlar inşallah hürriyete, özgürlüğe kavuşacak Filistin'de ama insanlık çok utanmıştır. Bu zulümden, bu vahşetten dünya insanlığı çok utanmıştır ama insanlığını kaybeden medeni ülkeler vardır. Bu da bir kere daha orta yere çıkmıştır." dedi.

Türkiye'nin İsrail'in Gazze'ye saldırılarını sona erdirme çabalarına da değinen Töre, şunları kaydetti:

"Maalesef dünyada sessizlik devam ediyor. Uzun vadeli bir milli mücadele şekline dönüştü bu iş. Zaten Türkiye, İslam ülkelerinin daima liderliğini üstlenmiş bir ülkeydi. Dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğini çok önemsiyoruz. İnşallah Recep Tayyip Erdoğan başaracaktır. Filistin halkı zulümden kurtulacaktır. İnşallah katliamlar son bulacaktır Gazzelilere karşı. Batı dünyasını bir kere daha kınıyoruz. Katil İsrail’i lanetliyoruz."

"Bu konferansın suçlu üzerinde siyasi baskıya yol açacağını umuyoruz"

Faslı milletvekili ve Afrika Parlamentosu üyesi Abdel Samad Haikar da İsrail'in Gazze'ye saldırılarında çocuk ve kadınların hedef alındığını, bu nedenle uluslararası hukuk tarafından suç sayıldığını vurgulayarak bu konferansın halkların İsrail'in Gazze'ye saldırılarına tepkisini göstermesi açısından önemli olduğunu dile getirdi.

Burada 80'e yakın ülkenin parlamentosunun bulunduğunu kaydeden Haikar, bu tür konferansların bir baskı ve ret ifadesi olduğunun altını çizdi.

Haikar, "Bu parlamenterler arası konferansın bu ülkelerdeki siyasi kararlara etkisi olacaktır ve bunun ABD ve İsrail, yani suçlu üzerinde siyasi baskıya yol açacağını da umuyoruz." dedi.

"Türkiye'nin pozisyonu diğer ülkelerin pozisyonlarının çok ilerisinde"

Konferansın düzenli katılımcısı eski Alman milletvekili Cemal Karslı ise Türkiye'nin Gazze konusunda onurlu duruşunun olduğunu belirterek "Bütün İslam ve Arap dünyasının Türkiye'nin duruşuna sahip olmasını ne kadar isterdim ama Türkiye'nin pozisyonu diğer ülkelerin pozisyonlarının çok ilerisinde." diye konuştu.

Bu konferansta dünyanın her yerinden temsilciler olduğunu anlatan Karslı, "Bu, Gazze'deki, Kudüs'teki, Filistin'deki halkımıza büyük bir ivme kazandırıyor. Yanınızdayız, kalbimiz sizinle. Yalnız değilsiniz." ifadelerini kullandı.

Filistin halkına seslenen Karslı, "Siz bizim bir parçamızsınız, sizin acınız bizim acımızdır ve biz biriz, dolayısıyla bu konferans gerçekten de tam zamanında geldi. Burada olduğum için çok mutluyum." ifadelerini kullandı.

Karslı, Almanya'daki yetkililerin "siyonist lobiden" korktuğu için İsrail'e sesini yükseltemediğini belirterek "Ne yazık ki Almanya hem Filistinlilere baskı yaparken hem de başlı başına suça destek verirken kendi Nazi tarihinin acısını çekiyor, kendi Nazi tarihini silmek istiyor." değerlendirmesini yaptı.

Siyasetçilerin medyadan korktuğunu vurgulayan Karslı, "Ne yazık ki medyanın kimin elinde olduğunu biliyoruz ve bu nedenle Alman toplumu, Alman siyasetçiler ve Alman karar vericiler siyonist lobinin önünde eğiliyor." dedi.


İran Cumhurbaşkanı Reisi: Savunma doktrinimizde nükleer silah üretimine yer yok

İran Cumhurbaşkanı Reisi: Savunma doktrinimizde nükleer silah üretimine yer yok
TT

İran Cumhurbaşkanı Reisi: Savunma doktrinimizde nükleer silah üretimine yer yok

İran Cumhurbaşkanı Reisi: Savunma doktrinimizde nükleer silah üretimine yer yok

İran Cumhurbaşkanı Reisi, başkent Tahran'da düzenlenen "İran Expo 2024 Fuarı"nın açılış töreninde Uluslararası Konferans Merkezi'nde konuştu.

Konuşmasında, fuara uluslararası katılım seviyesinin ülkesine yönelik ekonomik yaptırımların etkisizliğine işaret ettiğini ifade eden Reisi, "Bu fuar ülke, bölge ve tüm dünya için ekonomik kalkınmayı teşvik ediyor. Bu fuar, İran'ın yaptırımlara karşı dayanıklı olduğunu ve yaptırımların bu ülkede hiçbir zaman başarılı olmadığını gösteriyor." dedi.

Konuşmasında, İran'ın nükleer silah üreteceğine dair endişelere de değinen Reisi, "Nükleer ve savunma sanayi dahil olmak üzere doktrinimizde nükleer silah üretimine yer yoktur. Bu, Rehber'in (Hamaney) fetvasıdır." ifadelerini kullandı.

Reisi, nükleer teknolojiyi sivil amaçlarla kullandıklarını ve kullanmaya devam edeceklerini kaydetti.

İran lideri Hamaney, 2000'li yılların başında fetva çıkararak nükleer silahların geliştirilmesini veya kullanılmasını yasaklamıştı.

İsrail'in 1 Nisan'da İran'ın Şam'daki konsolosluğuna saldırısından sonra ülkede bazı siyasiler, Hamaney'in fetvasının değişebileceğini ve İran'ın da nükleer silah üretebileceğini iddia etmişti.

Meclis Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Üyesi ve muhafazakar Milletvekili Cevad Kerimi Kuddusi, Hamaney'in fetvasının değişmesi halinde ilk nükleer denemenin bir hafta içinde yapılacağını öne sürmüştü. İranlı vekilin paylaşımı ülke içinde de tepkilere yol açmıştı.


ABD'de Ohio Eyalet Üniversitesi'ndeki Filistin'e destek gösterilerinde 36 kişi gözaltına alındı

ABD'de Ohio Eyalet Üniversitesi'ndeki Filistin'e destek gösterilerinde 36 kişi gözaltına alındı
TT

ABD'de Ohio Eyalet Üniversitesi'ndeki Filistin'e destek gösterilerinde 36 kişi gözaltına alındı

ABD'de Ohio Eyalet Üniversitesi'ndeki Filistin'e destek gösterilerinde 36 kişi gözaltına alındı

Üniversite Sözcüsü Ben Johnson, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversitenin ana yerleşkesi Columbus'ta gözaltına alınan 36 kişiden 20'sinin okulla bir bağlantısının olmadığını, 16'sının öğrenci olduğunu belirtti.

Johnson, yerel bir kanala yaptığı açıklamada da üniversitede gece kamp yapma ve etkinlik düzenlemenin yasak olduğunu söyledi.

Anayasal haklarını birkaç saat boyunca kullanan göstericilere bir süre sonra dağılmaları talimatı verildiğini aktaran Johnson, "Birçok uyarının ardından ayrılmayı reddeden kişiler gözaltına alındı ve mülke izinsiz girmekle suçlandı." diye konuştu.

Ohio Eyalet Üniversitesi binalarının çatılarında konuşlanan keskin nişancıların fotoğrafları ve videoları dün sosyal medyada kısa sürede yayılmıştı.

Üniversite yönetimi, bu kişilerin eyalet güvenlik güçlerinden olduğunu açıklamıştı.

Geçen hafta, New York'taki Columbia Üniversitesi Rektörü'nün polisten kampüs bahçesinde oturma eylemi düzenleyen göstericileri tutuklamasını istemesiyle alevlenerek ABD'nin dört bir tarafındaki üniversitelere yayılan Filistin destekçisi protestolara, birçok öğretim görevlisi, profesör ve bazı siyasetçilerin destek vermesi, üniversite yönetimlerinin bu gösterileri sonlandırmasını zorlaştırıyor.


Eski ABD'li asker ve diplomat Wright: İsrail'i destekleyen rolü nedeniyle ABD'den utanıyorum

Eski ABD'li asker ve diplomat Wright: İsrail'i destekleyen rolü nedeniyle ABD'den utanıyorum
TT

Eski ABD'li asker ve diplomat Wright: İsrail'i destekleyen rolü nedeniyle ABD'den utanıyorum

Eski ABD'li asker ve diplomat Wright: İsrail'i destekleyen rolü nedeniyle ABD'den utanıyorum

12 ülkeden çok sayıda sivil toplum kuruluşunun teşebbüsüyle oluşturulan ve gelecek günlerde Akdeniz'e açılması beklenen Uluslararası Özgürlük Filosu için İstanbul'a gelen Wright, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Eski bir ABD askeri ve diplomatı olduğunu kaydeden Wright, Irak Savaşı'na karşı çıktığı için 2003 yılında görevinden istifa ettiğini söyledi.

Wright, Uluslararası Özgürlük Filosu'nun "İsrail'in Gazze'ye yasa dışı deniz ablukasını kırmak ve İsrail ile ABD'nin Gazze halkına uyguladığı soykırım nedeniyle açlık çeken Gazze halkına yiyecek götürmek" olduğunu belirtti.

"İsraillilerin yaptığı bir soykırımdır"

"İsraillilerin yaptığı bir soykırımdır. Bu, bir etnik temizliktir." diyen Wright, şunları ifade etti:

"İsrail, 33 binden fazla insanı öldürürken, 75 binden fazla insanı yaralarken ve binlerce insanı enkaz altında ölüme terk ederken İsrail'i destekleyen rolü nedeniyle ABD'den utanıyorum. ABD, İsrail'e silah sağlıyor, İsrail'e milyarlarca dolar veriyor ve İsrail'in Filistinlileri öldürmeyi durdurması için elindeki kozları kullanmayı reddediyor."

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki sivillere yönelik yoğun bombardımanını ve ülkesinin saldırıya verdiği desteği protesto etmek için 25 Şubat'ta başkent Washington'daki İsrail Büyükelçiliği önünde kendisini ateşe vererek hayatını kaybeden ABD Hava Kuvvetlerinin muvazzaf üyesi Aaron Bushnell'i anımsatan Wright, ayrıca ülkesinin İspanya'daki üssünden Washington'a giden, "İspanya'da kalıp Gazze'ye silah gönderen ABD Hava Kuvvetleri'nin bir parçası olamam." diyen başka bir ABD'li askerin daha olduğunu dile getirdi.

Aynı askerin ABD Kongresi'ne de gittiğini belirten Wright, 7 gün boyunca Gazze'de yiyeceği olmayan insanlar için açlık grevi yaptığını söyledi.

"75 yıllık suçluluk duygusu, İsrail'in uyguladığı soykırımı savunmak için kullanılıyor"

Wright, İsrail'i desteklemenin ABD diplomasi tarihinin trajik bir parçası olduğuna dikkati çekti.

"Demokrat ya da Cumhuriyetçi, her yönetim İsrail'in ne suç işlerse işlesin korunmasının önemli olduğunu düşünmektedir." görüşünü paylaşan Wright, şunları kaydetti:

"Dünyanın geri kalanı da 'Amerika ne yapıyor?' diye soruyor. Bunu neden yapıyorlar? Bence bu, ABD'nin Almanya ve Avusturya'da soykırıma uğrayan insanları kurtarmak için yeterince hızlı adım atmadığı İkinci Dünya Savaşı'ndan kalan psikolojik bir şey. Savaştan sonra da Birleşik Devletler, Holokost'tan kurtulanları kabul etmedi yani bence burada bir suçluluk psikolojisi var. Bu 75 yıllık suçluluk duygusu, şimdi İsrail'in Gazze halkına uyguladığı soykırımı savunmak için kullanılıyor."

İsrail'in Batı Şeria ve Gazze'deki işgali sürdükçe bölgedeki çatışmaların devam edeceğini dile getiren Wright, ezilen insanların ayaklanmasının son derece doğal ve İsrail'in yaptıklarının uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurguladı.

Wright, İsrail'e yönelik boykotların şiddet içermeyen çok etkili eylemler olduğunu sözlerine ekledi.


Alman polisinin hastanelik ettiği Filistin destekçisi Yasemin Acar, yaşadıklarını anlattı

Alman polisinin hastanelik ettiği Filistin destekçisi Yasemin Acar, yaşadıklarını anlattı
TT

Alman polisinin hastanelik ettiği Filistin destekçisi Yasemin Acar, yaşadıklarını anlattı

Alman polisinin hastanelik ettiği Filistin destekçisi Yasemin Acar, yaşadıklarını anlattı

Almanya’nın başkenti Berlin’de dün Filistin’i destekleyenlerin yer aldığı çadır kampında barışçıl eylemcilere şiddet uygulayan polisin hastanelik ettiği aktivist Yasemin Acar, "Burası Avrupa’nın göbeği Almanya. Demokrasi dediğimizde bizi parlamentonun karşısında şiddetle dövüyorlar, tutukluyorlar, hastanelik ediyorlar." dedi.

Berlin polisi, Filistin destekçilerinin bulunduğu kampa sert müdahale ederek aralarında Acar’ın da olduğu çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

Kimlik tespitinin ardından serbest bırakılan Acar, gözaltına alındığı sırada kolundan yaralanması sebebiyle gittiği hastanede tedavi edildi.

Burada AA muhabirine açıklamada bulunan Acar, kolunun alçıya alınıp alınmayacağının henüz belli olmadığını ancak iyi olmaya çalıştığını söyledi.

Kampın boşaltılmasının 12 Nisan’da Berlin’de yasaklanan Filistin Kongresi'nde yaşananları hatırlattığına dikkati çeken Acar, polisin gözaltı sırasında kullandığı şiddetin daha da arttığını belirtti.

Acar, boşaltılıp yasaklanacağını telefonda öğrenince hemen kampa gittiğini anlatarak, şunları kaydetti:

"Gider gitmez zaten polis (beni) gördü. Orada bağırmaya başladık. ‘Filistin’e özgürlük’ derken polis, zaten parmağını bana doğru gösterdi. 10-15 polis gelip, hepsi de erkek bu arada, şiddetli bir şekilde kafamı arkaya çekip birisi (polis) eliyle burnuma vurdu. Hatta nefes alamadığımı bile söyledim. Dinlemiyorlar, 'Çeneni kapa!' falan gibi kelimeler kullandılar yani insan hakları, kadın olmanın hiçbir değeri kalmadı artık. Almanya’da insan olmanın değeri kalmadı."

"Bizi suçlarken suçlu olduklarını gösteriyorlar"

Gözaltına alındıktan sonra polisin çadır kampının arka tarafında oluşturduğu ofis gibi bir alana götürüldüklerini anlatan Acar, "'Seni hapishaneye atacağız.' dediler. Haklarımı bildiğim için karşı çıktım. Sesimi yükselttiğim için beni ondan sonra susturmaya çalıştılar. ‘Susarsanız sizi götürmeyeceğiz.’ diye kelimeler kullanıldı. O anda işte beni rahat bıraktılar ama dediğim gibi orada birkaç dakika tuttular." ifadelerini kullandı.

Acar, büyük haksızlıklar yaşadıklarını belirterek, "Filistin için elbette sokaklara döküldük ama şu an Almanya’da da yaşanan baskıya karşı da sokaklara dökülüyoruz çünkü baskı çok büyük. Şiddet, gün geçtikçe artıyor. Şiddet, genel olarak yanlış bir şey. Şiddetin kullanılmaması lazım yani bizi suçlarken aslında kendilerinin suçlu olduklarını gayet iyi ve net bir şekilde gösteriyorlar." değerlendirmesine bulundu.

"Silahla vurmaya mı çalışacaklar?"

Şaşkın olduğunu ve durumun nereye gideceğini bilmediği dile getiren Acar, "Acaba bir dahaki sefere yine kamp gibi bir şey düzenlediğimizde silahlarını çıkarıp bizi vurmaya mı çalışacaklar? Onun korkusunu yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.

Acar, polis hakkında suç duyurusunda bulunacağı bilgisini paylaşarak, “Polis, özel bir koruma altında. Tabii birbirlerini koruyorlar. Polise mukavemet ettiğimi söylediler ama öyle bir şey yok. Kameraların hepsi çekti, görünüyor. Öyle bir şey yoktu. Ben orada dururken ani şekilde şiddetle beni oradan çıkardılar.” diye konuştu.

Kampta kanepe veya sandalye getirilmesinin suç sayıldığını belirten Acar, "Bir gün sandalyeye izin verirken ertesi gün yasak koyuyorlar. İşte ‘Yasak’ dedikleri şeyler bunlar. Sıradan şeyler. Biz, yanlış bir şey yapmadık, hakkımız olanı yaptık." dedi.

Acar, bu konuda dokümanlara sahip olduklarını ifade ederek polisi keyfi uygulamayla suçladı.

Devletin Filistin destekçilerine karşı olduğunu söyleyen Acar, "Yani elimiz ayağımız bağlı bir durumda hissediyoruz şu an. Bize kalan sadece sesimiz. Onu da yükseltmemize izin vermiyorlar. Yükselttiğimiz zaman bu gibi şeyler oluyor. Hastanelerde buluyoruz kendimizi." şeklinde konuştu.

Acar, Filistin destekçilerinin Başbakanlığın yanında ve Federal Meclisin karşısında yer alan çadır kampından hükümet yetkililerin rahatsız olduğunu kaydederek, "Çünkü şu an Almanya, zaten kendini genel olarak demokratik bir ülke olarak gösteriyor." dedi.

"Parlamentonun karşısında dövüyorlar, tutukluyorlar, hastanelik ediyorlar"

Başka ülkelerdeki kamplar boşaltılırken kaydedilen görüntüler nedeniyle Almanya’da söz konusu ülkenin "diktatör" ve "faşist" olarak nitelenebileceğine dikkati çeken Acar, "Ama burada Almanya oluyor yani parlamentonun karşısında yapılan bir şey ancak yine demokrasi diyorlar. Burada demokrasi denilen bir şey yok. Biz, demokrasi içerisinde yaşamıyoruz." ifadelerini kullandı.

Acar, bütün dünyanın bunu görmesi ve duyması gerektiğini vurgulayarak, "Çünkü burası Avrupa’nın göbeği Almanya. Demokrasi dediğimizde bizi parlamentonun karşısında şiddetle dövüyorlar, tutukluyorlar, hastanelik ediyorlar." diye konuştu.

Almanya'nın başkenti Berlin'de polis, Filistin destekçilerinin oluşturduğu "Gazze'ye destek" çadır kampını dün yasaklayarak tahliye etmişti. Sert müdahale sırasında çok sayıda kişiyi gözaltına alan polis, alandaki çadırları da sökmüştü. Başbakanlığın yanında ve Federal Meclisin karşısındaki çadır kampında Filistin destekçileri, "Soykırım-Almanya yine iştirak ediyor" ve "Silah sağlamayı durdurun" yazılı pankartlar asmıştı.


Kiev 21 Rus füzesinin düşürüldüğünü duyururken, Moskova 66 insansız hava aracının imha edildiğini açıkladı

Rus füze saldırısı sırasında siviller Kiev'deki metro istasyonuna sığındı (Reuters)
Rus füze saldırısı sırasında siviller Kiev'deki metro istasyonuna sığındı (Reuters)
TT

Kiev 21 Rus füzesinin düşürüldüğünü duyururken, Moskova 66 insansız hava aracının imha edildiğini açıkladı

Rus füze saldırısı sırasında siviller Kiev'deki metro istasyonuna sığındı (Reuters)
Rus füze saldırısı sırasında siviller Kiev'deki metro istasyonuna sığındı (Reuters)

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Mykola Oleshchuk, bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, dün gece düzenlenen Rus saldırısında hava savunmasının 34 füzeden 21'ini düşürdüğünü duyurdu. Rus füze saldırılarının püskürtülmesinde Ukrayna savaş uçaklarının, hava savunma füze birliklerinin, mobil atış birliklerinin ve elektronik harp araçlarının rol aldığını belirtti.

Ukrayna Enerji Bakanı German Galuşenko ise Rusya'nın bugün üç bölgede Ukrayna enerji tesislerine saldırdığını, ekipmanları tahrip ettiğini ve en az bir işçiyi yaraladığını açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'dan aktardığı habere göre Galuşenko, Telegram uygulamasından Rus saldırılarının, Ukrayna'nın merkezindeki Dnipropetrovsk bölgesi ile ülkenin batısındaki Lviv ve İvano-Frankivsk bölgelerini hedef aldığını söyledi.

Elektrik işletmecisi DTİK yaptığı açıklamada, "yoğun" gece saldırıları sonucu termik santrallerden dördünün "ciddi hasara uğradığını" duyurdu.

Rusya Savunma Bakanlığı ise bugün hava savunma sisteminin Krasnodar Bölgesi üzerinde 66 ve Kırım Yarımadası üzerinde iki Ukrayna insansız hava aracını imha ettiğini açıkladı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada "Dün gece, Kiev rejiminin Rusya topraklarındaki hedeflere insansız hava araçları kullanarak terör saldırıları düzenleme girişimleri engellendi. 66 Ukrayna İHA'sı Krasnodar Bölgesi'nde görev yapan hava savunma sistemleri tarafından imha edildi ve durduruldu; diğer iki İHA ise Kırım Yarımadası'nda imha edildi" ifadeleri yer aldı.


Japonya'nın güneybatısındaki Ogasawara Adaları açıklarında 6,9 büyüklüğünde deprem

Japonya'nın güneybatısındaki Ogasawara Adaları açıklarında 6,9 büyüklüğünde deprem
TT

Japonya'nın güneybatısındaki Ogasawara Adaları açıklarında 6,9 büyüklüğünde deprem

Japonya'nın güneybatısındaki Ogasawara Adaları açıklarında 6,9 büyüklüğünde deprem

Japonya Meteoroloji Ajansının (JMA) açıklamasına göre 6,9 büyüklüğündeki deprem, yerel saatle 17.36'da meydana geldi.

Sarsıntı 540 kilometre derinlikte kaydedildi.

Bölgede "Bonin Adaları" diye bilinen Ogasawara Adaları, Japonya'nın başkenti Tokyo'nun 1000 kilometre güneydoğusunda, Batı Pasifik'teki Guam Adası'nın 1600 kilometre kuzeybatısında yer alıyor.


Fransa: 7 kişi hakkında PKK’ya finansman sağlama suçlaması

Resim-(AA)
Resim-(AA)
TT

Fransa: 7 kişi hakkında PKK’ya finansman sağlama suçlaması

Resim-(AA)
Resim-(AA)

Fransa terörle mücadele savcılığı, Paris'te, PKK’yı finanse ettikleri şüphesiyle yedi kişi hakkında suç duyurusunda bulundu.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin Fransa Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı'ndan edindiği bilgiye göre zanlılara terörü finanse etmek, gasp ve bir terör örgütü ile bağlantılı olma suçları yöneltildi. Şarku'l Avsat'ın ulaştığı davayı yakından takip eden bir kaynak, yaşları 30 ila 60 arasında değişen şahısların, suç çetesi ve terör örgütü kurmakla suçlandığını belirtti

Fransa Ulusal Terörle Mücadele Savcılığının talebinin aksine zanlıların hepsi adli gözetim altına alındı.

Zanlılardan birini savunan Avukat Sufyan Bin Ali, hâkimin aldığı "orantılı karara" övgüde bulundu.

Ankara ve Batılı müttefikleri PKK’yı “terörist” bir örgüt olarak sınıflandırıyor.