Almanya'da bir sirk pandemi sırasında aslan ve kaplan dışkısı satıyor

Almanya'da bir sirk, "bir başkasının çöpü diğerinin hazinesidir" deyişini haklı çıkaran bir ticari girişimi hayata geçirdi

Aslan terbiyecisi Martin Lacey, sirkteki Kral Tonga adlı aslanla birlikte objektiflere poz verdi (Reuters)
Aslan terbiyecisi Martin Lacey, sirkteki Kral Tonga adlı aslanla birlikte objektiflere poz verdi (Reuters)
TT

Almanya'da bir sirk pandemi sırasında aslan ve kaplan dışkısı satıyor

Aslan terbiyecisi Martin Lacey, sirkteki Kral Tonga adlı aslanla birlikte objektiflere poz verdi (Reuters)
Aslan terbiyecisi Martin Lacey, sirkteki Kral Tonga adlı aslanla birlikte objektiflere poz verdi (Reuters)

Almanya'da bir sirk koronavirüs pandemisi nedeniyle gelirlerinin düşmesine karşı ilginç bir çözüm geliştirdi
Sirkteki 26 kaplan ve aslanın dışkıları kavanozlanarak satılmaya başlandı.
Bu sıradışı gelir kaynağı, Almanya'nın Münih kentindeki Krone Sirki'nde hayata geçirildi.
Dışkı kavanozlarının her biri yaklaşık 6 dolara (yaklaşık 44 TL) satılıyor.
Diğer kedilerin bahçeye gelmesini önlüyor
Müşteriler, aslan ve kaplan dışkılarının bahçelerine koyduktan sonra diğer kedilerin bölgeye girmesini önlediğini söylüyor.
Aslan terbyecisi Martin Lacey şu ana kadar 2 bin adet dışkı sattıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Yıllardır müşteriler gelip benden aslan dışkısı istiyordu. Ben de onlara bunu ne için istediklerini soruyordum. Bana aslan dışkısının kedilerin bahçelerine girmesini önlediğini söylüyorlardı. O zamandan beri şunu da öğrendik: Bunlar ayrıca kedilerin araçların yanına gelip kabloları kemirmelerini de önlüyor. Yerel bir otomobil garajı bizden bunları satın aldı ve çok memnun kaldılar. Şu ana kadar herkes memnun kaldı."
Sirkin yeniden açılmasına izin verilmesini beklediklerini söyleyen Lacey, satılan aslan ve kaplan dışkılarından elde edilen gelirin bir kısmının esaret altında tutulan hayvanların yaşam koşullarını iyileştimek için çalışan bir yardım kurumuna bağışlandığını da aktardı.



Klasik romantik komedinin senaristinden itiraf: Yıldız aktörü istememiş

Prömiyerini Sundance Film Festivali'nde yapan romantik komedi, eleştirmenlerin beğenisi kazanmıştı (PolyGram Filmed Entertainment)
Prömiyerini Sundance Film Festivali'nde yapan romantik komedi, eleştirmenlerin beğenisi kazanmıştı (PolyGram Filmed Entertainment)
TT

Klasik romantik komedinin senaristinden itiraf: Yıldız aktörü istememiş

Prömiyerini Sundance Film Festivali'nde yapan romantik komedi, eleştirmenlerin beğenisi kazanmıştı (PolyGram Filmed Entertainment)
Prömiyerini Sundance Film Festivali'nde yapan romantik komedi, eleştirmenlerin beğenisi kazanmıştı (PolyGram Filmed Entertainment)

1990'ların klasiklerinden biri olarak anılan Dört Nikah Bir Cenaze'nin (Four Weddings and a Funeral) senaristi Richard Curtis, filmin büyük bir hit haline gelmesinden 30 yıl sonra başrol oyuncusu Hugh Grant'le ilgili bir itirafta bulundu.

"Fazla göz alıcı"

Curtis, Grant'in Dört Nikah Bir Cenaze'de oynamasını istemediğini açıkladı. 

Filmin ilk gösteriminden 30 yıl sonra senarist, o zamanlar 32 yaşında olan Britanyalı aktör Grant'in, aklındaki karakter için fazla "göz alıcı" olduğunu, onun yerine Jim Broadbent, Robbie Coltrane ya da John Gordon Sinclair gibi yıldızların Charles rolünde oynamasını istediğini söyledi. 

Öte yandan filmin yapımcısı Duncan Kenworthy, Grant'in o dönemki sevgilisi olan Elizabeth Hurley'nin Britanya'daki gala etkinliğinde giydiği ikonik çengelli iğneli cüretkar elbisesinin, filmin bu kadar ses getirmesinde başlıca etken olduğunu öne sürdü. Hurley'nin cesur elbisesi, bir hafta boyunca gazetelerin ön sayfasında yer almıştı.

Uzun süreli bir ilişki yaşayan çift, 1987'de bir araya gelmiş ve 2000'de ayrılmıştı.  

"Çünkü ben çok sıradan bir insanım"

Times'a konuşan Curtis, romantik komedi türündeki filmin başrolü için Grant'i istememesinin ardındaki gerekçeyi açıkladı. 

Hugh Grant'e karşı çok mücadele ettim. Aklımda daha az göz alıcı bir kişi vardı çünkü ben çok sıradan bir insanım.

Senarist, ekibin rol için yaklaşık 70 kişiyle görüştüğünü ancak rolün hakkını verecek "cazibeye ve zekaya" sahip birini bulmakta zorlandıklarını söyledi. 

1994 yapımı film, kızlarla sadece gönül eğlendirip evlilik vaat etmeyen genç adam Charles'ı merkeze alıyordu.
 
Mike Newell'ın yönettiği yapımda Grant'e Andie MacDowell, Kristin Scott Thomas ve James Fleet eşlik etmişti.

Independent Türkçe, Daily Mail, Times


Stephen King'den Netflix dizisine büyük övgü

Senarist Richard Gadd, başrolleri Jessica Gunning ve Nava Mau'yla paylaşıyor (Netflix)
Senarist Richard Gadd, başrolleri Jessica Gunning ve Nava Mau'yla paylaşıyor (Netflix)
TT

Stephen King'den Netflix dizisine büyük övgü

Senarist Richard Gadd, başrolleri Jessica Gunning ve Nava Mau'yla paylaşıyor (Netflix)
Senarist Richard Gadd, başrolleri Jessica Gunning ve Nava Mau'yla paylaşıyor (Netflix)

O (It), Göz (Carrie) ve Medyum (The Shining) gibi meşhur korku romanlarının yazarı Stephen King, çok konuşulan yeni dizi Baby Reindeer üzerine bir makale kaleme aldı.

King, bu hafta başında resmi Twitter hesabından bir paylaşımda bulundu: 

London Times'da Baby Reindeer hakkında bir makalem yayımlandı. Böyle harika bir dizi hakkında yazdığım için bana ödeme yaptıklarına inanamıyorum ama yaptılar.

Times'daki makalede King, sadece üç hafta içinde 22 milyondan fazla izlenen popüler Netflix dizisini ele alıyor.

Dizi, kendisinin kurgulanmış bir versiyonunu canlandıran Richard Gadd'ın yazıp oynadığı tek kişilik bir oyundan televizyona uyarlandı. 

Yarı otobiyografik bir hikayeyi anlatan dizi, Martha adında bir kadın tarafından takip edilen Donny adlı komedyenin hikayesine odaklanıyor.

Kendi kitabıyla karşılaştırdı

King dizinin gücünü överek şunları yazdı: 

50 dakika ya da daha uzun sürelerde şişirilmiş çoğu dizi bölümününün aksine, Baby Reindeer'ın her biri yaklaşık 30 dakika olan bölümleri kısa ve çevik bıçak darbeleri gibi.

King, 7 bölümlük diziyi şimdiye kadar izlediği "en iyi şeylerden biri" diye tanımladı. Usta korku yazarı ayrıca diziyi, 1987 tarihli gerilim romanı Sadist'le (Misery) karşılaştırdı.

1990'da James Caan ve Kathy Bates'in başrollerini paylaştığı bir filme uyarlanan Sadist, araba kazasının ardından eski bir hemşire tarafından kurtarılan bir roman yazarının hikayesini anlatıyordu. 

Kar fırtınasına yakalanan yazar kaza geçirince, bir numaralı hayranı olduğunu iddia eden Annie Wilkes adlı kadın onu bularak ücra bir yerdeki evine getiriyor.

Yollar karla kaplı ve telefon hatları da kesikken, kırık bacaklar ve çıkık bir omuzla kalakalan yazar Paul Sheldon, Annie'nin evinde kapana kısılıyor.

"Çaldığımı düşüneceklerdi"

King, iki hikayenin benzerliği hakkında şöyle dedi: 

Tanrı'ya şükür romanım önce çıktı, yoksa insanlar onu Richard Gadd'dan çaldığımı düşüneceklerdi.

Dizinin önemli çıkarımlarından biri hakkında konuşan King şu yorumu yaptı: 

Baby Reindeer'ın en büyük hediyesi (buna hile demeyeceğim) Donny'nin tacizini bildirmesinin neden bu kadar uzun sürdüğünü anlamamızdı.

King sözlerine şöyle devam etti: 

Donny içten içe bunu hak ettiğine inanıyor. Onun için sabırsızlıktan ziyade empati duyuyoruz ve Martha için de empati duymaya başlıyoruz.

Independent Türkçe, GamesRadar, NME, BoredPanda, Times


Ünlü aktörün yeni filmi Netflix izleyicilerini hayran bıraktı

Film 896 salonda gösterime girerek toplamda 3,2 milyon dolar kazandı (Netflix)
Film 896 salonda gösterime girerek toplamda 3,2 milyon dolar kazandı (Netflix)
TT

Ünlü aktörün yeni filmi Netflix izleyicilerini hayran bıraktı

Film 896 salonda gösterime girerek toplamda 3,2 milyon dolar kazandı (Netflix)
Film 896 salonda gösterime girerek toplamda 3,2 milyon dolar kazandı (Netflix)

Netflix izleyicileri, Liam Neeson'ın "muhteşem" yeni gerilim filmini öve öve bitiremedi. Sinemaseverler heyecan dolu yapımın ünlü aktörün "96 Saat'ten (Taken) bu yana en iyi filmi" olduğunu öne sürdü.

Robert Lorenz'in yönettiği ve prömiyeri Eylül 2023'te 80. Venedik Film Festivali'nde yapılan In the Land of Saints and Sinners, geçen cuma günü Netflix'in geniş kütüphanesine eklendi.

71 yaşındaki Neeson filmde, kendisini intikam peşindeki üç teröristle ölümcül bir kedi-fare oyununun içinde bulan emekli suikastçıyı canlandırıyor.

Film 1970'lerin İrlanda'sında geçiyor. Liam Neeson, Donegal'da yaşayan Finbar Murphy'yi canlandırıyor. 

Neeson'a İrlandalı Oscar adayı oyuncular Kerry Condon ve Ciarán Hinds'in yanı sıra usta aktör Colm Meaney eşlik ediyor.

Eleştirmenler de beğendi

Sinema yazarlarından büyük ölçüde olumlu yorumlar alan suç filmi, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'dan 100 üzerinden 83 puan elde etmeyi başardı. 

İzleyiciler oyuncuların performanslarından övgüyle bahsetti. Bir sosyal medya kullanıcısı 71 yaşındaki Neeson'ın yanı sıra Ciarán Hinds'in etkileyici performansından büyülendiğini söyledi.

Başka bir izleyiciyse filmin Neeson'ın 96 Saat'ten bu yana rol aldığı en iyi yapım olduğunu öne sürdü.

İrlandalı bir sinemasever ekledi:

In the Land of Saints and Sinners'ı izlemeyi yeni bitirdim. Harikaydı. Donegal doğumlu olduğuma gurur duyuyorum.

Başka bir izleyiciyse filmi tüm sinemaseverlere tavsiye ettiğini söyledi. 

Mark Michael McNally ve Terry Loane'nin birlikte kaleme aldığı film, eleştirmenlerce Neeson'ın son yıllarda çektiği en iyi aksiyonlardan biri diye tanımlanıyor. 

29 Mart'ta ABD'de sınırlı sayıda sinemada gösterime giren yapım, 26 Nisan'da İrlanda ve Birleşik Krallık'ta Netflix'te yayımlandı. In the Land of Saints and Sinners, henüz Türkiye'de gösterime girmedi.

Independent Türkçe, Daily Mail, Rotten Tomatoes


Sinemada yaz sezonu başladı: Yeni aksiyon komedisi gişenin zirvesinde

Prömiyerini SXSW festivalinde yapan aksiyon komedisi eleştirmenlerden geçer not aldı (Universal)
Prömiyerini SXSW festivalinde yapan aksiyon komedisi eleştirmenlerden geçer not aldı (Universal)
TT

Sinemada yaz sezonu başladı: Yeni aksiyon komedisi gişenin zirvesinde

Prömiyerini SXSW festivalinde yapan aksiyon komedisi eleştirmenlerden geçer not aldı (Universal)
Prömiyerini SXSW festivalinde yapan aksiyon komedisi eleştirmenlerden geçer not aldı (Universal)

Dublör (The Fall Guy) bu hafta sonu gişede zirveye tırmanarak yaz filmleri sezonunu başlattı. 

Gösterime girdiği cuma günü 10,4 milyon dolar hasılat elde eden filmin hafta sonu 28 milyon dolar kazanacağı tahmin ediliyor. Bu rakam daha önceki tahminlerde 30-35 milyon dolar aralığındaydı.

Sinemaseverler tarafından beğenilen filmin, kulaktan kulağa yayılan övgüler sayesinde gelecek haftalarda daha çok izleyiciye ulaşması bekleniyor. 

Bütçesi 130 milyon dolar

Dublör'ün net bütçesinin 130 milyon dolar olduğu söyleniyor. Filmin hafta sonunda dünya çapında 25,8 milyon dolar daha kazanması bekleniyor, ki bu da küresel hasılatını 65,4 milyon dolara çıkaracak. 

4 bini aşkın salonda gösterime giren Dublör'ün başrollerindeki Ryan Gosling'le Emily Blunt'a Aaron Taylor-Johnson, Hannah Waddingham, Winston Duke, Stephanie Hsu ve Teresa Palmer eşlik ediyor.

David Leitch'in yönettiği aksiyon komedisi, kayıp bir yıldızı kurtarmaya ve sevdiği kadını geri kazanmaya çalışan bir dublörü merkeze alıyor.

1980'lerin aynı adlı televizyon dizisinden uyarlanan filmin ardından gişe listelerinin ikinci sırasında Amazon MGM'nin Rekabet (Challengers) yer alıyor.

Zendaya'nın başrolde yer aldığı ve bir aşk üçgenini merkeze alan spor dramasının hasılatının gösterimde olduğu iki haftada sadece ABD'de 30 milyon doları aşması bekleniyor.

Yıldız Savaşları aşkı bitmiyor

25. yıldönümünde yeniden gösterime giren Yıldız Savaşları: Bölüm I - Gizli Tehlike'nin (Star Wars: Episode I - The Phantom Menace) hafta sonunu üçüncü sırada tamamlaması bekleniyor. 1999 yapımı bilimkurgu, 2 bin 700 salonda gösterime girdi ve sadece cuma günü 2,4 milyon dolar kazandı.

Bu hafta sonu 3 bini aşkın sinema salonunda gösterime giren korku filmi Tarot, cuma günü ve ön gösterimlerde 2,5 milyon dolar kazandı. Film bu haftanın en çok kazanan 4. yapımı oldu. 

5. sıradaysa Legendary Entertainment'ın vizyondaki 6. haftasında hâlâ yoluna devam eden filmi Godzilla ve Kong: Yeni İmparatorluk (Godzilla x Kong: The New Empire) yer alıyor. Filmin toplam hasılatı 520 milyon doları aştı.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter


Luke Skywalker, Joe Biden'ın Yıldız Savaşları evrenindeki adını açıkladı

Hamill, taktığı güneş gözlüklerini de Biden'dan hediye aldığını belirtti (AP)
Hamill, taktığı güneş gözlüklerini de Biden'dan hediye aldığını belirtti (AP)
TT

Luke Skywalker, Joe Biden'ın Yıldız Savaşları evrenindeki adını açıkladı

Hamill, taktığı güneş gözlüklerini de Biden'dan hediye aldığını belirtti (AP)
Hamill, taktığı güneş gözlüklerini de Biden'dan hediye aldığını belirtti (AP)

Yıldız Savaşları (Star Wars) serisinde Luke Skywalker'ı canlandıran Mark Hamill, ABD Başkanı Joe Biden'ı desteklediğini açıkladı.

Hamill, cuma günü Beyaz Saray'da Biden'la bir araya geldi. 72 yaşındaki aktör, aynı gün düzenlenen basın toplantısında, Biden için "Hayatım boyunca yasama alanında gördüğüm en başarılı adımları atan lider" dedi.

Amerikalı oyuncu, kapalı kapılar ardında ABD Başkanı'yla yaptığı konuşmaya dair şu ifadeleri kullandı:  

Ona 'Sayın Başkan' diye hitap ettim, o da 'Bana Joe diyebilirsin' dedi. Ben de 'Size Joe-bi Wan Kenobi diyebilir miyim?' dedim. Bu hoşuna gitti.

1977'deki Yıldız Savaşları: Bölüm IV - Yeni Bir Umut'ta Alec Guinness'in canlandırdığı Jedi ustası Obi-Wan Kenobi, Skywalker'a Darth Vader'la mücadelesinde destek olmuş ve özel güçlerini kullanmayı öğretmişti.

Biden'le neler konuştuklarına dair detay paylaşmayan Hamill, eski ABD liderleri Jimmy Carter ve Barack Obama döneminde de Beyaz Saray'ı ziyaret ettiğini fakat ilk kez Oval Ofis'i gördüğünü belirterek "Bu benim için çok özeldi" dedi. 

Hamill, taktığı güneş gözlüklerini de Biden'dan hediye aldığını belirtti. 

Twitter'da yaklaşık 5 milyon takipçisi olan aktör, Biden'ın rakibi eski ABD Başkanı Donald Trump'ı sık sık eleştiriyor.

Ünlü oyuncunun ziyareti, film serisinin hayranları tarafından 4 Mayıs'ta kutlanan Yıldız Savaşları Günü'nden hemen önce gerçekleşti.

Diğer yandan basın toplantısında bir gazeteci, Hamill'in neden Biden'ı ziyaret ettiğini sorunca, Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre şu yanıtı verdi: 

Buraya gelmesi hoşunuza gitmedi mi? Mark Hamill şehirdeydi, buraya geldi. Başkan'la görüştüler. Hamill ülkemize ve bu ülkenin gidişatına kendini çok adamış birisi.

Hollywood yıldızı Robert De Niro da perşembe günü MSNBC'de yayımlanan söyleşisinde, Biden'a destek verdiğini belirterek Trump'ı "korkunç bir canavar" diye nitelemişti.

Independent Türkçe, AFP, Guardian


Ünlü aktristen itiraf: Rol arkadaşım için soyundum

Brooke Shields'ın gerçek hayatta 20 ve 18 yaşlarında iki kızı var (Netflix)
Brooke Shields'ın gerçek hayatta 20 ve 18 yaşlarında iki kızı var (Netflix)
TT

Ünlü aktristen itiraf: Rol arkadaşım için soyundum

Brooke Shields'ın gerçek hayatta 20 ve 18 yaşlarında iki kızı var (Netflix)
Brooke Shields'ın gerçek hayatta 20 ve 18 yaşlarında iki kızı var (Netflix)

Mavi Göl (The Blue Lagoon) filmiyle 1980'e damga vurarak henüz 15 yaşında dünya çapında ün kazanan Brooke Shields, Netflix'te vizyona girecek yeni filmiyle gündemde. 

Gelinin Annesi'ni (Mother of the Bride) tanıtmak amacıyla cuma günü ABC'nin The View adlı programına katılan 58 yaşındaki aktris, rol arkadaşı Benjamin Bratt için soyunduğunu anlattı. 

Shields, 60 yaşındaki aktörün bir sahneyi yalnızca cinsel organını örten bir çorapla çekmek zorunda kaldığını söyledi.

"Bu sahnelerde erkekler için gizleme çorapları var. Kadınlardaysa gizleme üçgeni var ve üstünüze bantlıyorlar. Zavallı adamlarda bant yok, yalnızca kılıf var" dedi.

Bratt'ın çekimler sırasında savunmasız kaldığını savunan Shields, sözlerine şöyle devam etti:

'Tanrım, bu hiç adil değil' dedim ve ona bir sürpriz yaptım. Memelerimi o yapışkan bantlarla örttüm ve yalnız hissetmemesi için elbisemi çıkardım.

sacdv
Filmin yönetmen koltuğunda Kötü Kızlar'la (Mean Girls) bilinen Mark Waters oturuyor (Netflix)

Brooks'un kariyerinin başlangıcı çıplak sahnelerle dolu. Fransız yönetmen Louis Malle'nin tartışmalara yol açan filmi Güzel Bebek (Pretty Baby) için henüz 11 yaşındayken soyunan aktris, 2023'te yayımlanan Pretty Baby: Brooke Shields adlı belgeselde bu tecrübesini anlatmıştı:

Sanırım erken yaşta düşünce ve hislerimi ayırmayı öğrendim. Bu bir hayatta kalma tekniğiydi.

9 Mayıs'ta Netflix'te gösterime girecek Gelinin Annesi'nin konusu dijital platformda şöyle özetleniyor:

Bir anne üzerine titrediği kızının düğünü için tropik bir adaya gider. Ancak damadın babasının, onlarca yıldır görmediği eski sevgilisi olduğunu keşfetmesi uzun sürmez.

Independent Türkçe, New York Post, Netflix


Robert Downey Jr.'la Chris Hemsworth arasında Thor anlaşmazlığı

Hemsworth kendisini ekibin güvenlik görevlisi gibi hissettiğini söylemişti (Marvel)
Hemsworth kendisini ekibin güvenlik görevlisi gibi hissettiğini söylemişti (Marvel)
TT

Robert Downey Jr.'la Chris Hemsworth arasında Thor anlaşmazlığı

Hemsworth kendisini ekibin güvenlik görevlisi gibi hissettiğini söylemişti (Marvel)
Hemsworth kendisini ekibin güvenlik görevlisi gibi hissettiğini söylemişti (Marvel)

Robert Downey Jr, Thor'daki repliklerini beğenmeyen Chris Hemsworth'ün eleştirilerine katılmadığını söyledi.

2011'deki Thor filminden beri bu Marvel serisiyle aynı adı taşıyan (ve İskandinav tanrısına dayanan) süper kahramanı canlandıran 40 yaşındaki Avustralyalı oyuncu, dördüncü film Aşk ve Gök Gürültüsü'yle (Love and Thunder) 2022'de geri dönmüştü.

Diğer yandan kendisini "ekibin güvenlik görevlisi" gibi hissettiğini, diğerlerinin "daha havalı" repliklere sahip olduğuna inandığını ve filmdeki performansıyla hayranlarını hayal kırıklığına uğrattığını Vanity Fair'e verdiği röportajda söylemişti.

Ancak Yenilmezler (Avengers) serisinde Hemsworth'le birlikte rol alan Iron Man yıldızı Downey Jr. onunla aynı fikirde değil. Oyuncu neden tüm süper kahraman grubu içinde Thor'un "en karmaşık ruha" sahip olduğunu hissettiğini de aynı röportajda paylaştı.

"Öncelikle Thor karakterini uyarlamak çok zordu, ima edilen çok fazla sınırlama var, ama o ve Ken Branagh bunların nasıl aşılacağını, onun hem bir şekilde ilişki kurulabilir hem de ilahi hale getirilebileceğini çözdü" dedi:

Bence, biz Yenilmezler arasındaki en karmaşık ruh Hemsworth'te. Zekası ve ağırbaşlılığı var, ama aynı zamanda öyle bir itidal, ateş ve nezakete de sahip ki.

Bu yorumlar, Hemsworth'ün kendisini sette yedek parça gibi hissettiği itirafının ardından geldi.

"Bazen kendimi ekibin güvenlik görevlisi gibi hissediyordum" demişti:

Diğer herkesin repliklerini okurdum ve 'Ah, çok daha havalı şeyleri var. Daha çok eğleniyorlar. Benim karakterim ne yapıyor ki?' derdim. Her zaman 'Peruğun var. Kasların var. Kostümün var. Aydınlatma nerede?' durumu. Evet, bu büyük şeyin bir parçasıyım ama muhtemelen yerim doldurulabilir.

2017 yapımı Thor: Ragnarok'la film serisini devralan Taika Waititi'nin yönettiği aksiyon komedisi Aşk ve Gök Gürültüsü'nde Natalie Portman da Thor'un eski kız arkadaşı Jane Foster rolüne dönmüştü. İkisi birlikte, Tanrı Kasabı Gorr'u (Christian Bale) tüm tanrıları öldürmeyi başarmadan önce yenmelidir.

Film çoğunlukla eleştirmenler ve hayranlar tarafından iyi karşılanmış (eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'ta halihazırda yüzde 76'lık bir seyirci oranına sahip) olsa da Hemsworth, "bu işi kusursuz çözemediği" hissinden kurtulamıyor:

Doğaçlamaya ve çılgınlığa kapıldım ve kendimin bir parodisi oldum.

Independent Türkçe


Akbaba kıtlığı, Zerdüştlerin geleneğini bitirebilir

İran'ın Yezd şehrindeki sessizlik kulesi uzun süredir kullanılmıyor (Britannica)
İran'ın Yezd şehrindeki sessizlik kulesi uzun süredir kullanılmıyor (Britannica)
TT

Akbaba kıtlığı, Zerdüştlerin geleneğini bitirebilir

İran'ın Yezd şehrindeki sessizlik kulesi uzun süredir kullanılmıyor (Britannica)
İran'ın Yezd şehrindeki sessizlik kulesi uzun süredir kullanılmıyor (Britannica)

Hint alt kıtasındaki akbabaların sayısının azalması nedeniyle Zerdüştçülük geleneğine uygun cenaze törenlerinin düzenlenmesi gittikçe zorlaştı.

Birleşik Krallık'ın tanınmış gazetelerinden Guardian'ın haberinde, son dönemde Hindistan, İran ve Pakistan'da akbabaların hızla azalması nedeniyle geleneksel gömü törenlerinin düzenlenemediği yazıldı.

Pakistan'daki Karaçi şehrinde yaşayan 80'lerindeki Hoshang Kapadia, "Artık geleneklerimizi yerine getiremiyoruz. Bir yaşam şeklini, kültürümüzü kaybettik" dedi. 

Yaklaşık 3 bin 500 yıllık tarihe sahip eski Pers dini Zerdüştçülük'te ölüler "sessizlik kulesi" (dakhma) adı verilen yapılar üzerine yerleştiriliyor.

Silindir şeklindeki bu yapıların üzerine konan cesetler, akbaba ve diğer leşçiller tarafından parçalanıyor. Bir süre boyunca çürümeye bırakılan cesetlerin kemikleri, kireç ve fosfora dönüşünce kuledeki kuyuya atılıyor.  

Kapadia, bu gelenekte toprağı cesedin kalıntılarıyla kirletmemenin önemli olduğunu belirterek "Tüm mesele toprağı kirletmemek. Daha az almak, daha fazla vermek" ifadelerini kullandı.

Karaçi Parsilerinden Shirin, çevresel değişimlerin ve şehirleşmenin gömü törenlerini neredeyse imkansız hale getirdiğini söyleyerek "Geleneğimiz artık ölüyor" dedi. Shirin, Karaçi'de sadece iki sessizlik kulesi kaldığını, bunların da neredeyse terk edilmiş halde olduğunu belirtti.

Kapadia da hayatını kaybedenleri Parsilere ayrılan mezarlara gömmek veya yakmak zorunda kaldıklarını söyledi.  

İndus Nehri deltası üzerine kurulu Karaçi'de yaklaşık 20 milyon kişi yaşıyor. Zerdüştçülük inancına sahip Karaçi Parsilerinin nüfusuysa sadece 800. 

Haberde, özellikle Hindistan ve Pakistan'da sığırlarda yaygın olarak kullanılan iltihap önleyici diklofenak ilacının, leşleri yiyen akbabaları zehirlediği belirtildi. 

2007'de yapılan bir araştırmada, Hindistan ve civarındaki coğrafyada yaşayan üç akbaba türünün yaklaşık yüzde 97'sinin yok olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, Guardian


Martıların şehirde yaşamasını sağlayan özellik bulundu

Bazı martı türleri kentte sadece yiyecek ararken, yuva kuranlar da var (AFP)
Bazı martı türleri kentte sadece yiyecek ararken, yuva kuranlar da var (AFP)
TT

Martıların şehirde yaşamasını sağlayan özellik bulundu

Bazı martı türleri kentte sadece yiyecek ararken, yuva kuranlar da var (AFP)
Bazı martı türleri kentte sadece yiyecek ararken, yuva kuranlar da var (AFP)

Beyinleri büyük martıların şehirde yaşamaya daha yatkın olduğu bulundu. Sahil kenarındaki uçurumlara yuva yapan martıların kent ortamına daha iyi adapte olduğunu tespit eden araştırmacılar, bunun beynin büyüklüğünden kaynaklandığını düşünüyor. 

Frontiers in Ecology and Evolution adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırmada, uçurumlara yuva yapan martıların yarısından fazlasının şehir ve kasabalarda da yuva yaptığı ve bu türlerin daha büyük beyne sahip olduğu saptandı. 

Bilim insanları şehir ortamında üreyen ve yiyecek arayan martıların yanı sıra farklı türlerin beyin boyutlarını içeren veritabanlarını inceledi. 50 martı türünden 13'ünün kentte yuva yaptığı, 13'ünün burada yiyecek aradığı, 9'ununsa her ikisini de yaptığı bulundu. 

Araştırmacılar uçurumlara yuva yapan martı türlerinin yüzde 53'ünün kentlerde de yuva yaptığını gözlemledi. Normalde uçurumlara yuva yapmayan martılarınsa yüzde 11'i iki alanda da ürüyordu. 

Exeter Üniversitesi'nden evrimsel biyolog Neeltje Boogert, ortak yazarı olduğu çalışmanın sonuçları hakkında "Daha büyük beyinli martı türlerinin uçurumda yuva yapma, bunu yapanların da kentsel alanlarda üreme olasılığının daha yüksek olduğunu bulduk" diyor:

Ayrıca muhtemelen martıların atalarının uçurumda yuva yapmadığını ve bu nedenle bunun nispeten yeni bir adaptasyon olduğunu tespit ettik.

Kuşların bu davranışının sabit veya içgüdüsel olmadığını belirten araştırmacılar uçurumda yuva yapan türlerin evlerini yerde de kurabildiğini söylüyor. Öte yandan uçurumda yuva yapmayan türler sadece yerde ürüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Madeleine Goumas, "Bu durum, daha büyük beyinlerin bu martı türlerinin yuva yapmayı seçtiği yerle ilgili esnek davranmasını sağladığına ve bu sayede yavrularını binalar gibi alışılmadık yerlerde büyütebildiğine işaret ediyor" diye açıklıyor.

Yiyecek arama davranışlarını da inceleyen ekip ne beyin büyüklüğünün ne de manevra kabiliyetini etkileyen kanat şeklinin kentsel ortamlardaki martı hareketlerinin iyi bir göstergesi olduğu sonucuna vardı. 

Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'nin bu kuşlara dair verilerinden yararlanan araştırmacılar, popülasyonları sabit kalan veya artan martıların kentsel yaşam alanlarını kullanırken kaydedilme ihtimalinin azalan türlerinkinden en az iki kat daha fazla olduğunu buldu. Nesli tehdit altında veya neredeyse tehdit altındaki 10 türden yalnızca birinin, kara bacaklı martının şehir ortamına dahil olduğu gözlemlendi.

Ekip, kuşların kentlerdeki yaşantısının anlaşılmasının koruma çalışmaları açısından önem taşıdığını vurguluyor. "Kentleşme pek çok hayvan için büyük bir sorun" diyen Goumas şöyle ekliyor: 

Bazı martı türleri, diğer hayvanların kent alanlarını kullanmasını engelleyen bazı zorlukların üstesinden gelmeyi başarmış görünüyor. Fakat şehir yaşamının etkilerini tam olarak anlamak için daha uzun vadeli araştırmalara ve diğer taksonlar üzerinde karşılaştırmalı çalışmalara ihtiyaç var.

Independent Türkçe, Popular Science, Phys.org, Frontiers in Ecology and Evolution


Ünlü oyuncu Alacakaranlık'tan yıllar sonra vampir türüne geri dönüyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Ünlü oyuncu Alacakaranlık'tan yıllar sonra vampir türüne geri dönüyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Kristen Stewart yeni vampir gerilimi Flesh of the Gods için Oscar Isaac'le bir araya gelmeye hazırlanıyor.

34 yaşındaki Stewart, 2008'le 2012 arasında rol aldığı çılgınca popüler vampir romansı Twilight ve devam filmleriyle adını duyurmuştu.

45 yaşındaki Isaac ise Star Wars devam üçlemesinde (2015-2019) Poe Dameron, Marvel Sinematik Evreni'nde Moon Knight ve Sen Şarkılarını Söyle'deki (Inside Llewyn Davis) Llewyn Davis rolleriyle tanınıyor.

İtalyan-Kanadalı yönetmen Panos Cosmatos'un yeni filminin, her akşam lüks gökdelen dairelerinden inip 1980'lerin Los Angeles'ının nefes kesici gece alemine giden Raoul (Isaac) ve Alex (Stewart) adlı evli bir çifti anlatacağı söyleniyor.

Sonunda gizemli ve esrarengiz bir kadın ve onun sıkı partileyen çetesiyle yolları kesişen Raoul'la Alex kendilerini hedonizm, heyecan ve şiddetin göz alıcı, gerçeküstü dünyasında baştan çıkarılmış bulur.

Cosmatos en çok, Nicolas Cage'in başrolünde oynadığı 2018 yapımı halüsinatif korku filmi Mandy'le tanınıyor. The Independent'tan Geoffrey McNab üç yıldızlı eleştirisinde filmi "yaratıcı, komik ve çok ürkütücü bir intikam draması" diye tanımlayıp ve şöyle yazmıştı: 

Bu, şiddet ve kan dökme cümbüşüne dönüşen bir hikaye değil. Bir çılgınlık içinde başlıyor, bir çılgınlık içinde devam ediyor ve yine bir çılgınlık içinde bitiyor.

Yönetmen yaptığı açıklamada yeni projesi hakkında şunları söyledi: 

Los Angeles'ın kendisi gibi Flesh of Gods da fanteziyle kabus arasındaki eşikte yaşıyor. Hem harekete geçirici hem de hipnotik olan Flesh, sizi cehennemin ışıltılı kalbinin derinliklerine doğru yarış arabasıyla gezintiye çıkaracak.

Senaryoyu, David Fincher'ın 1995 yapımı suç gerilimi Yedi'yle (Se7en) tanınan Andrew Kevin Walker yazdı.

Don't Look Up'ın yönetmeni Adam McKay filmin yapımcıları arasında yer alıyor ve yaptığı açıklamada şunları ekledi: 

Bunun çılgınca ticari ve çılgınca sanatsal olduğunu düşünüyoruz. Amacımız popüler kültür, moda, müzik ve sinemaya yayılacak bir film yapmak.

Çekimlerin bu yıl içinde başlaması bekleniyor.

Stewart'ın son filmi Love Lies Bleeding bu hafta sinemalarda gösterime giriyor.

The Independent'ın baş film eleştirmeni Clarisse Loughrey, 4 yıldızlı eleştirisinde şunları yazmıştı: 

Filmin tamamına nüfuz eden duygu büyük bir hayal kırıklığı, özellikle de bir kadının nihayetinde olasılıkları eşitleyebilecek türden bir güce duyduğu özlem. Stewart burada mükemmel. Love Lies Bleeding'i, yürekleri ısıtan romantik komedisi En Mutlu Mevsim'den David Cronenberg'in Crimes of the Future'ının baş döndürücü sapkınlıklarına kadar, beyazperdedeki genişleyen arzu kataloğuna ekliyor.

Independent Türkçe