Washington, ‘demokrasiyi baltalayan’ Beşir dönemi yetkililerine yaptırım uyguluyor

Sudan hükümetine bağlı direniş komiteleri, Port Sudan'daki şiddete karşı gösteriler düzenledi. (EPA)
Sudan hükümetine bağlı direniş komiteleri, Port Sudan'daki şiddete karşı gösteriler düzenledi. (EPA)
TT

Washington, ‘demokrasiyi baltalayan’ Beşir dönemi yetkililerine yaptırım uyguluyor

Sudan hükümetine bağlı direniş komiteleri, Port Sudan'daki şiddete karşı gösteriler düzenledi. (EPA)
Sudan hükümetine bağlı direniş komiteleri, Port Sudan'daki şiddete karşı gösteriler düzenledi. (EPA)

ABD yönetimi, Sudan’da demokrasiyi baltalamaya, sivil hükümetin çalışmalarını engellemeye, yeni Sudan anayasasını aksatmaya çalışmakla suçladığı mevcut ve devrik lider Ömer el-Beşir rejiminden yetkililere yaptırım uyguladığını duyurdu. Yaptırımlar kapsamında ABD’ye giriş vizesi alma yönünde kısıtlamalar da var. Yaptırımlar, isimleri gizli tutulan yetkililerin aile üyeleri için de geçerli.
ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, Sudan Başbakan Abdullah Hamduk ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde üç ülke (Etiyopya, Sudan ve Mısır) arasındaki Nahda Barajı konusunda bir anlaşmaya varmanın önemini gündeme getirdi.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da dün akşam yaptığı açıklamada, Washington'ın Sudan halkının yanında olmaya devam edeceğini, Nisan 2019'da Ömer el-Beşir’i deviren devrimcilerin beklentilerini destekleyeceğini vurguladı.
Pompeo; Başbakan Hamduk liderliğindeki sivillerin yürüttüğü geçiş hükümetine destek verileceği, Beşir döneminden eski yetkililere ve Sudan’daki demokratik süreci baltalamaya yönelik girişimlere karşı durulacağı sözü verdi.
Pompeo ayrıca Dışişleri Bakanlığı’nın isimleri verilmeyen söz konusu yetkilileri ABD göçmenlik ve vatandaşlık yasaları uyarınca vize kısıtlamalarına tabi tutacağını söyledi.
Kısıtlamaların geçiş hükümetinin çabalarını baltalayan ya da bu girişimlerde parmağı olan, yeni bir anayasa hazırlığına ve 2022 seçim hazırlıklarını önlemeye çalışan, hükümetin çalışmalarının ve 17 Temmuz 2019'da yayınlanan siyasi anlaşmanın, aynı zamanda 17 Ağustos 2019 tarihli anayasa bildirisinin uygulanmasını engellemeye çalışan tüm eski yetkililer ve yardımcıları için geçerli olacağı kaydedildi. Pompeo sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sudan anayasa bildirisinin adil ve adil demokratik bir topluma geçişi başlatmak için en doğru yol haritasını sağladığına kuvvetle inanıyoruz. Ancak ne yazık ki Beşir yönetiminden eski yetkililer ve diğerleri, Sudan'da yeni oluşmakta olan demokrasiyi baltalamak, sivil bakanların çalışmalarını engellemek ve anayasa bildirisi hükümlerinin uygulanmasını aksatmak için çabalarını sürdürüyor.”
İsim vermediği yetkilileri 2022 seçimlerini aksatmak, yolsuzluğa bulaşmak ve insan hakları ihlalinde bulunmakla suçlayan Pompeo, sivil liderliğindeki geçiş hükümetinin zayıf düşmemesi uyarısında bulundu.
Açıklamada isim listesinin halka açık olmadığı belirtildi. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Sudan halkının özgürlük, barış ve adalet hedefine varma yolunda Başbakan Hamduk hükümeti ile birlikte çalışma taahhüdünde bulunan Pompeo, “ABD, Sudan'daki barışçıl demokratik geçişin sabit destekçisi olmaya devam ediyor” dedi.
Pompeo, geçen haziran ayında, ABD ve Sudan arasındaki ikili ilişkileri sağlamlaştırılması, Sudan'ın 1993’ten beri dahil olduğu Terörizmin Devlet Sponsorları listesinden çıkarılması için Başbakan Hamduk ile görüşmeler gerçekleştirdiğini duyurmuştu. Söz konusu dönemde düzenlediği basın toplantısında “Sudan'ı Terörizmin Devlet Sponsorları listesinden çıkarmak konusunda Sudan Başbakanı ile görüşme gerçekleştirdim. Bu konudaki müzakereler devam ediyor. Zamanı gelince her şey açıklanacak” ifadelerini kullanmıştı.
Diğer yandan ABD Hazine Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, Başbakan Hamduk ile telefon görüşmesi gerçekleştiren Hazine Bakanı Steven Mnuchin’in Nahda Barajı konusunda üç ülke (Etiyopya, Sudan ve Mısır) arasında bir anlaşmaya varmanın, tarafların iyi niyet ve siyasi irade ile hareket etmesinin önemine değindiği belirtildi. Aynı zamanda Sudan’ın Nahda Barajı müzakerelerinde oynadığı yapıcı rolü takdir ettiği vurgulandı.
Basın açıklamasına göre söz konusu görüşmede Sudan'daki ekonomik reform gündemi, kara para aklama ve terörizm finansörlüğü ile mücadele çabaları gibi konular ele alındı. ABD hükümetinin sivil liderliğindeki geçiş hükümetine verdiği desteği doğrulayan Mnuchin, Hamduk hükümetinin insan haklarına saygı, yolsuzlukla mücadele ve ekonomik reform çabalarına övgüde bulundu.
SUNA’nın haberine göre Sudan'ın Washington Büyükelçisi Nureddin Sati perşembe günü ABD’nin Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Tibor Nagy ile ABD Dışişleri Bakanlığı’nda bir araya geldi. Toplantıya aynı zamanda misyonun Başkan Yardımcısı Büyükelçi Emira Akarib, Dışişleri Bakanı Yardımcısı Makila James ve ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Donald Booth da katıldı.
Söz konusu habere göre, Büyükelçi Sati’yi karşılayan Nagy, ülkesinin Sudan’ın Terörizmin Devlet Sponsorları listesinden çıkarılması sonrasında büyük bir kutlama yapacaklarını söyledi. Aynı zamanda ABD hükümetinin ekonomik alanlarda Sudan ile ortaklık kurmayı dört gözle beklediğini vurguladı. Söz konusu ortaklık, ABD’li bazı şirketlerin Hartum'da çalışmak üzere faaliyete geçmesiyle başlamıştı. Microsoft, Zoom ve Sudan ulusal petrol şirketi Sudapet ile 900 milyon dolarlık bir proje üzerine anlaşma imzalayan Monitor Power System de söz konusu şirketler arasında yer alıyor.



Çin Rüyası bitti mi?

Köylü ve işçi çocukları, nepotizmden şikayetçi (Reuters)
Köylü ve işçi çocukları, nepotizmden şikayetçi (Reuters)
TT

Çin Rüyası bitti mi?

Köylü ve işçi çocukları, nepotizmden şikayetçi (Reuters)
Köylü ve işçi çocukları, nepotizmden şikayetçi (Reuters)

Dünyanın hegemonik gücü olma yolunda ilerleyen Çin'de gençler, sınıf atlamanın artık mümkün olmadığından yakınıyor.

Onlarca yıldır okulda ve işte sıkı çalışarak daha rahat yaşamlar sürme hayali kuran gençler artık bu rüyaya pek inanmıyor. 

Halbuki 1980'lerden beri 800 milyonu aşkın Çinli yoksulluktan kurtuldu. Önceden ülkede orta sınıfın emaresi yokken artık bu kesim, 400 milyon kişiye ulaştı. 

Ailelerinde üniversiteye giden ilk kişi olanların sayısı, on milyonlarla ifade ediliyor. 

Ancak artık işçi sınıfından çıkmaya çalışan gençler; ekonomik büyümenin yavaşlaması, iş kıtlığı ve artmayan maaşlardan şikayetçi. 

New York Times, Çin Rüyası'nı yaşayamayan bir kişinin hikayesini aktardı.

Boris Gao'nun ebeveynleri devlet fabrikalarındaki işlerinden çıkarıldıktan sonra annesi ev hanımı, babasıysa taksici olmuş.  

Zar zor geçinen bu ailede büyüyen Gao, 2016'da üniversiteden mezun olduktan sonra biriktirdiği paralarla Hong Kong'da yüksek lisans yapmış.

2024'ten beri doğru düzgün iş bulamadığını anlatıyor. Bir şirket, deneme süresince maaş veremeyeceğini belirtmiş. 

Bir başka firma iki ay maaş vermeyince Boris Gao işten ayrılmış. 

Üçüncü bir şirketse Gao'nun Çin anakarası dışında eğitim almasını şüpheli bulmuş. 

Boris Gao, Çin'de sıklıkla görüldüğü gibi bir iş mülakatında "Ebeveynlerin ne iş yapıyor?" sorusuna maruz kalıp yanıt verince "Ailenin sosyal statüsü düşük" denerek reddedilmiş:

Onlar için azimli olmak bir kusur. Mücadele etmek zorundaysanız yeterince iyi olmadığınızı düşünüyorlar.

Çin'de işçi sınıfının en önemli şikayetlerinden biri, elitlerin çocuklarına servetleriyle birlikte prestijli işleri de miras bırakması. 

Varlıklı kesimlerin çocukları hem iyi eğitim alıyor hem de önemli pozisyonlarda tanıdıklara sahip oluyor. 

Köylü ve işçilerin çocuklarıysa cam tavanlara çarpıyor. Bu şikayetler, internette de dile getiriliyor. 

25-49 yaşlarındaki 5 Çinli erkeğin hikayelerini dinleyen New York Times muhabiri Li Yuan, "Daha iyi bir hayata erişilemiyor" ifadesini kullandı.

Devlet ya da özel sektör fark etmeksizin bu sorunların görüldüğü vurgulandı. 

Amerikan gazetesindeki haberde, benzer durumların ABD gibi gelişmiş ülkelerde de yaşandığına işaret ediliyor. 

Independent Türkçe, New York Times, AP