Dinozor avlayan timsahlar keşfedildi: Dişleri muz büyüklüğünde

Deinosuchus'un nasıl göründüğüne dair sanatçı izlenimi (Tyler Stone)
Deinosuchus'un nasıl göründüğüne dair sanatçı izlenimi (Tyler Stone)
TT

Dinozor avlayan timsahlar keşfedildi: Dişleri muz büyüklüğünde

Deinosuchus'un nasıl göründüğüne dair sanatçı izlenimi (Tyler Stone)
Deinosuchus'un nasıl göründüğüne dair sanatçı izlenimi (Tyler Stone)

Geç Kretase döneminin devasa timsahı Deinosuchus'un fosillerini yeniden inceleyen bilim insanları, bu timsahların bir zamanlar dinozorları avladığını ortaya koydu.
Journal of Vertebrate Paleontology isimli bilimsel dergide yayımlanan araştırma, bu yaratıkların uzunluğunun 10 metreye ulaştığını ve tarihin en büyük timsahları arasında yer aldığını vurguladı.
Çalışmadaki en yeni bulgu ise çeşitli örneklerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan ve hayvanın tam resmini ortaya koyan Deinosuchus anatomisi modeli oldu.
Arkansas Eyalet Üniversitesi'nden araştımraya liderlik eden paleobiyolog Adam Cossette, Deinosuchus’la ilgili bazı yanlış anlamaları düzeltti.
“Hayvanın tüm yapısı, şimdiye dek bilinmiyordu” diyen Cosette, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İncelediğimiz bu yeni örnekler, muz büyüklüğünde dişlere sahip canavar gibi bir yırtıcıyı ortaya çıkardı."
Kafatası kalıntıları ve dinozor kemiklerindeki ısırık izleri üzerine yapılan önceki araştırmalar, Deinosuchus'un fırsatçı bir avcı olduğunu düşündürmüştü.
Şimdi de fosil örnekleri, Deinosuchus'un büyük dinozorları avlayabilecek kadar büyük bir kafaya ve güçlü bir çeneye sahip olduğunuortaya koydu.
Cosette bunu şöyle açıkladı:
"Deinosuchus öyle devasa bir canlı ki su içmek için kıyıya yaklaşan dinozorları kapmış olması gerekiyor."
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, Iowa Üniversitesi’nden ve çalışmanın yazarlarından Christopher Brochu, 75 ila 82 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da dolaşan birkaç Deinosuchus türü bulunduğunu da saptadıklarını söyledi.
NPR’nin haberine göre Deinosuchus hatcheri ve Deinosuchus riograndensis isimli iki türün Batı’da, bugün Montana’dan kuzey Meksika'ya uzanan bölgede yaşadığı belirtildi. 
Deinosuchus schwimmeri isimli üçüncü tür ise Doğu’da, New Jersey'den Mississippi'ye uzanan bölgede yaşıyordu.



NASA'dan insanları parçalayabilecek "zombi yıldız"a yakın takip

NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)
NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)
TT

NASA'dan insanları parçalayabilecek "zombi yıldız"a yakın takip

NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)
NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, inanılmaz derecede güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldız olan Magnetar SGR 0501+4516'yı, Samanyolu'ndan geçerken izliyor (ESA/NASA)

Anthony Cuthbertson Teknoloji Editör Yardımcısı @ADCuthbertson 

NASA, saatte 177 bin kilometreden daha hızlı bir şekilde galaksimizde ilerleyen, yıkıcı etkiler yaratma potansiyeline sahip bir "zombi yıldız"ı takip ediyor.

Son derece yoğun cisim, Samanyolu'nda bilinen 30 magnetarda biri. Magnetarlar, tamamen nötronlardan oluşan ölü yıldız kalıntılarını ifade ediyor.

Sadece 20 kilometre çapa sahip Magnetar SGR 0501+4516'nın Güneş'ten daha fazla kütlesi var ve manyetik alanı, Dünya'nın manyetosferinden yaklaşık 1 trilyon kat daha güçlü.

Magnetar, Hubble Uzay Teleskobu'nu kullanan araştırmacılar tarafından keşfedildi ve NASA bu "kaçak" cismi, "çizgi roman kahramanlarının süper güçlerine sahip" diye tanımlıyor.

NASA'nın Hubble Misyonu ekibi keşfi detaylandırdıkları blog yazısında, magnetarın evrenin bilinmeyen bir bölümünden geldiğini ancak evrenin en büyük gizemlerinden bazılarına ışık tutabileceğini belirtiyor.

Ekip, "Bir kişi magnetarın 600 mil (yaklaşık bin kilometre) yakınına gelse gökcismi, vücuttaki her atomu parçalayan, bilimkurgu filmlerinin meşhur ölüm ışınına dönüşür" diye yazıyor.

Bu kaçak magnetar, Samanyolu Galaksisi'ndeki örnekler arasında, başlangıçta tahmin edildiği gibi süpernova patlamasıyla oluşmama ihtimali en yüksek magnetar adayı. O kadar tuhaf ki hızlı radyo patlamaları diye bilinen olayların ardındaki mekanizmaya dair ipuçları bile sunabilir.

Görsel kaldırıldı.Magnetar adı verilen ultra güçlü manyetik alana sahip bir nötron yıldızının radyo dalgaları (kırmızı) yaymasının, bir sanatçı tarafından tasviri. Magnetarlar, hızlı radyo patlamalarını yaratan başlıca adaylar arasında yer alıyor (Bill Saxton/NRAO/AUI/NSF)


Gökbilimciler daha önce Magnetar SGR 0501+4516'nın komşu bir süpernovanın çekirdeğinin çökmesiyle oluştuğunu düşünüyordu ancak yeni gözlemler doğum yeri hakkında şüpheler uyandırdı.

Bu keşif magnetarın ya 20 bin diye bildirilen yaşından çok daha yaşlı olduğu ya da iki nötron yıldızının birleşmesiyle oluştuğu anlamına geliyor.

Keşfi yapan ekibe liderlik eden Ashley Chrimes, "Magnetarlar, tamamen nötronlardan oluşan nötron yıldızlarıdır (yıldızların ölü kalıntıları)" diyor.

Magnetarları benzersiz kılan şey, Dünya'daki en güçlü mıknatıslardan milyarlarca kat daha güçlü olan aşırı kuvvetli manyetik alanları.

İspanya'nın Barselona kentindeki Uzay Bilimleri Enstitüsü'nden Nanda Rea ise şöyle ekliyor:

Magnetarların doğum oranları ve oluşum senaryoları, yüksek enerji astrofiziğinde en acil sorular arasında yer alıyor. Bunların, gama ışını patlamaları, son derece parlak süpernovalar ve hızlı radyo patlamaları gibi evrenin en güçlü geçici olaylarının çoğu üzerinde etkisi var.

Araştırma ekibi, magnetarın Samanyolu'ndaki güzergahını ve kökenini daha iyi anlamak için gözlemlerine devam edecek.


 Independent Türkçe, independent.co.uk/space