Yamina lideri Bennett, Netanyahu’nun koltuğunu tehdit ediyor

Naftali Bennett ve Binyamin Netanyahu.
Naftali Bennett ve Binyamin Netanyahu.
TT

Yamina lideri Bennett, Netanyahu’nun koltuğunu tehdit ediyor

Naftali Bennett ve Binyamin Netanyahu.
Naftali Bennett ve Binyamin Netanyahu.

İsrail’de sol muhalefette ve merkez partilerde halkı ikna edici isimler ortaya çıkmazken yapılan yeni bir anket, Yamina (Sağ) Partisi lideri Naftali Bennett’e verilen halk desteğinin artmaya devam ettiğini ortaya koydu. Şu an seçimlerin yapılması durumunda Bennett’in gücünü 3 kattan fazla bir oranda katlayacağı ve partinin sandalye sayısının 6’dan 21’e çıkacağı tahmin ediliyor.
Kanal 13’ün yayınladığı anket sonuçlarının analizi Bennett’ın, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun liderlik ettiği Likud Partisi’nin ve sağ partilerin geri kalanının kaybettiği her oyu kendine kattığını gösteriyor. Bennett ayrıca İsrail’in alternatif Başbakanı ve Savunma Bakanı Benny Gantz’ın liderlik ettiği ve Generaller Partisi olarak bilinen Mavi-Beyaz İttifakı ile ve diğer merkez partilerden on binlerce oyu da almış görünüyor. Bennett’in ünü bu yılın başında oynadığı role dayanıyor. Zira Netanyahu bu yılın başlarında kendisini Savunma Bakanı olarak atamış ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ilk dalgasında salgınla mücadele dosyasının başındaki isim olarak görevlendirmişti. Bennett salgını önlemek için çaba gösteren ve vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayan sağlık personelleri ve ordu kuvvetleri ile birkaç gün meydanlarda göründükten sonra büyük bir popülarite kazanmıştı. Söz konusu dönemde Netanyahu, Bennett’ın artan popülaritesinin farkına vararak kendisi ile kurduğu koalisyonu hızla dağıtarak seçimlere gitmişti.
Bennett, artan popülaritesini Netanyahu’ya sert eleştiriler yöneltmek için kullanıyor. Bennett “Başbakandan ziyade büyük bir kaos içerisinde yönetilen bir kabilenin lideri gibi hareket ediyor” ifadeleriyle Netanyahu’ya “Kovid-19 salgınını siyasi, partizan ve şahsi hesaplardan uzak profesyonel bir şekilde ele alma” çağrısında bulundu. Bennett, Kovid-19 ile mücadele kapsamında ordunun Sağlık Bakanlığı ile omuz omuza çalışmasını sağlayan “güçlü bir plan” ortaya koyarak Netanyahu’ya bu dosyadan uzak durup başarısızlığını kabul etme ve bu sorunu profesyonellerin yönetimine bırakma çağrısı yaptı.
Netanyahu da en az Bennett kadar sert bir çıkışla şunları söyledi:
“Muhalefet liderleri, hükümete saldırmak için en kolay yolu seçtiler. Sadece uzaktan izleyip tavsiyede bulunuyorlar. Bennett ve onun gibi hükümete saldıranlar halka ne olduğuna aldırış etmeden siyasi amaçlarına ulaşmak için salgını kullanıyorlar. Bu bir kaos. Sorumluluk gösterin. Kaos, ağır hasta sayısında artışa yol açacak. Bu yüzden muhalif milletvekillerine sorumluluk alın diyorum. Bu uygunsuz ve tehlikeli gidişatı durdurun.”
Netanyahu, beş muhalefet partisi liderinden dördüne mektup göndererek kendilerinden vatandaşlara kurallara tam olarak uyulması gerektiği konusunda açıklama yapmalarını beklediğini söyledi. Mektup gönderilen liderlerin Rus kökenli Yahudilerin desteklediği Evimiz İsrail (Yisrael Beiteinu) Partisi lideri Avigdor Liberman, Yeş Atid ve Telem (Gelecek) Partisi lideri Yair Lapid, Yemina Partisi lideri Naftali Bennett ve Ortak Arap Listesi Bloku lideri Eymen Avde olduğu bildirildi.
İddialara yanıt veren Lapid doğrudan Netanyahu’yu hedef alarak şu açıklamada bulundu:
“Hm sağlık hem de ekonomik açıdan krizi yönetmede çok kötü bir şekilde başarısız oldunuz. Tehlikeli, kibirli ve sorumsuz açıklamalarınız, size yakın olan ortaklarınızın açıklamaları ve gerekli kararları almada başarısız oluşunuz, Kovid-19 yüzünden binden fazla kişinin ölümüne yol açtı. Bu yüzden asıl ben sizden sorumluluk almanızı, başarısız olduğunuzu kabul etmenizi ve istifa etmenizi bekliyorum.”.
Söz konusu anket kamuoyu nezdinde sol, merkez ve Arap muhalefet partilerinin Netanyahu ile mücadelede başarısız olduğunu gösterdi. Halkın yüzde 66’sı Netanyahu hükümetinin Kovid-19 krizini ve bunun ekonomik sonuçlarını yönetme şeklinden memnun olmadığını, ankete katılanların yaklaşık yüzde 68’i de Netanyahu’nun nüfusun sağlığı pahasına dindar Yahudilerin baskılarına boyun eğdiğini vurgulasalar da bugün seçim olduğu takdirde Netanyahu liderliğindeki sağ bloğa 120 sandalyenin 66’sını verdiler. Likud’a 31 koltuk (şu an 36 koltuğa sahip), Bennett liderliğindeki Yamina’ya 21 koltuk, iki dini partiye, Yahudi Şas Partisi’ne ve Birleşik Tevrat Yahudiliği’ne (Yahadut HaTora HaMeuhedet) 7’şer koltuk olmak üzere toplamda 66 koltuk verdiler. Bu da 73 yıl önce İsrail’in kurulduğu günden bu yana kendilerini sağcı bloktan gören partilerin elde ettiği en yüksek sonuç sayılıyor.
Buna karşılık karşı bloktaki tüm partiler bu aşamada bir düşüşe tanık oluyor. Zira Lapid liderliğindeki Yeş Atid ve Telem (Gelecek) Partisi 18 koltuk (önceki ankette 20 koltuk), Eymen Avde liderliğindeki Ortak Arap Listesi Bloku 13 koltuk (bugün 15 koltuğu var ve anketler, geçen haftaya kadar 16 sandalye veriyordu), Gantz liderliğindeki Mavi-Beyaz İttifakı 11 koltuk (bugün 16 koltuğu var), Avigdor Liberman liderliğindeki Evimiz İsrail Partisi (Yisrael Beiteinu) 6 koltuk (bugün 7 koltuğu var ve geçen haftaya kadar anketlerde 8 koltuk veriliyordu), sol Meretz Partisi ise 6 koltuk kazandı.
Ankete göre, İsrail Ekonomi Bakanı Amir Peretz’in liderlik ettiği İşçi Partisi, Orly Levy-Abekasis liderliğindeki Geşer Partisi, İletişim Bakanı Yoaz Hendel ve Parlamento Dışişleri ve Güvenlik Komitesi Başkanı olan Zvi Hauser’in Moşe Yalon’un liderlik ettiği Telem Partisi’nden ayrıldıktan sonra kurduğu Derech Eretz Partisi, Rafi Peretz liderliğindeki Yahudi Evi (Habayit Hayehudi) Partisi barajı geçmeyi başaramadı.
Netanyahu’nun bu sonuçları hemen seçimlere gitmek üzere kullanmasını engelleyen şey ise Naftali Bennett’in elde ettiği sonuçlar. Zira Netanyahu, Bennett’ın koltuğunu tehdit edecek şekilde oylarının yükselmeye devam etmesinden korkuyor.



İran, İngiltere, Fransa ve Almanya'daki büyükelçilerini istişareler için geri çağırdı

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Tahran'a yönelik yaptırımların ertelenmesine ilişkin BM Güvenlik Konseyi'ndeki karar tasarısının oylamasına katıldı (DPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Tahran'a yönelik yaptırımların ertelenmesine ilişkin BM Güvenlik Konseyi'ndeki karar tasarısının oylamasına katıldı (DPA)
TT

İran, İngiltere, Fransa ve Almanya'daki büyükelçilerini istişareler için geri çağırdı

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Tahran'a yönelik yaptırımların ertelenmesine ilişkin BM Güvenlik Konseyi'ndeki karar tasarısının oylamasına katıldı (DPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Tahran'a yönelik yaptırımların ertelenmesine ilişkin BM Güvenlik Konseyi'ndeki karar tasarısının oylamasına katıldı (DPA)

Yerel basında yer alan haberlere göre İran, İngiltere, Fransa ve Almanya büyükelçilerini istişareler için geri çağırdı. Üç ülke, Tahran'a yönelik BM yaptırımlarını yeniden uygulamak için bir girişim başlattı.

İran devlet televizyonu, "üç Avrupa ülkesinin geçersiz kılınan BM Güvenlik Konseyi kararlarını yeniden yürürlüğe koyma yönündeki sorumsuz hamlesinin ardından, İran'ın Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık büyükelçilerinin istişareler için Tahran'a çağrıldığını" bildirdi.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) İran'ın nükleer tesislerindeki denetimlerini yeniden başlatmasına rağmen, Güvenlik Konseyi'nin yaptırımların ertelenmesine karşı oy kullanmasının ardından, BM yaptırımlarının İran'a yeniden uygulanması kaçınılmaz görünüyor.

Konsey, son bir çaba olarak, İran ile büyük güçler arasındaki 2015 tarihli anlaşmanın 18 Nisan 2026'ya kadar altı ay uzatılmasını amaçlayan bir karar tasarısı taslağını dün oyladı. Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak bilinen mevcut anlaşmanın süresi 18 Ekim'de doluyor. Ancak Çin ve Rusya tarafından sunulan taslak, Konsey'in 15 üyesinden 9’u tarafından reddedildi, sadece 4’ü destek verdi ve 2 üye çekimser kaldı.

İngiltere'nin BM Büyükelçisi Barbara Woodward, "İran'ın (nükleer) yayılmasını hedef alan BM yaptırımları bu haftanın sonunda yeniden uygulanacak" dedi.

Fransız mevkidaşı Büyükelçi Jérôme Bonnafont ise açıklamasında "Ne yazık ki İran reddetmekte ısrar etti... İran gerçekten somut ve spesifik bir girişimde bulunmadı" ifadelerini kullandı. Oylama sonucunda Güvenlik Konseyi, geçen hafta onayladığı Tahran'a yönelik yaptırımları yeniden yürürlüğe koymak için "snapback mekanizmasını" harekete geçirmeye hazırlanıyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre yaptırımların bu gece yarısı GMT saatiyle yürürlüğe girmesi planlanıyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Tahran'ın nükleer programı nedeniyle BM yaptırımlarının yeniden uygulanmasını "yasal olarak geçersiz" olarak değerlendirdi. Güvenlik Konseyi'ne yaptığı açıklamada, “snapback mekanizmasının" devreye sokulmasının "yasal olarak geçersiz, siyasi açıdan pervasız ve usul açısından kusurlu" olduğunu söyledi. Arakçi, gazetecilere yaptığı açıklamada, "İran asla baskıya boyun eğmeyecek. Biz sadece saygıyla karşılık veririz. Seçim açık: gerginlik artırma veya diplomasi" dedi.

Rusya Büyükelçi Yardımcısı Dmitry Polyanskiy, olayı "aldatmaca, yalan ve absürt bir gösteri" olarak nitelendirerek, "Bu diplomasi değil." dedi. Polyanskiy, yaptırımları yeniden uygulamanın bir anlamı olmadığını vurgulayarak, Rusya'nın yaptırımları uygulamayacağını ima etti.


Fransa, DEAŞ'a katıldıkları gerekçesiyle Suriye'den dönen üç kadını hapse mahkum etti

Fransız polisi, Fransa'nın güneydoğusundaki Annecy'de güvenlik kordonu oluşturuyor (AFP)
Fransız polisi, Fransa'nın güneydoğusundaki Annecy'de güvenlik kordonu oluşturuyor (AFP)
TT

Fransa, DEAŞ'a katıldıkları gerekçesiyle Suriye'den dönen üç kadını hapse mahkum etti

Fransız polisi, Fransa'nın güneydoğusundaki Annecy'de güvenlik kordonu oluşturuyor (AFP)
Fransız polisi, Fransa'nın güneydoğusundaki Annecy'de güvenlik kordonu oluşturuyor (AFP)

Fransız mahkemesi, cuma günü Suriye'den dönen üç kadını DEAŞ'a üye olmaktan 10 ila 15 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırdı.

34 yaşındaki Jennifer Clain 11 yıl hapis cezasına çarptırılırken, kayınvalidesi Christine Allen (67) cezasının üçte ikisini çektikten sonra şartlı tahliye imkanıyla 13 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Christine Allen'ın ikinci oğlunun eşi olan 42 yaşındaki Mylaine Duhart ise cezası ertelenmiş 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

34 yaşındaki Jennifer Klan 11 yıl hapis cezasına çarptırılırken, kayınvalidesi 67 yaşındaki Christine Allen cezasının üçte ikisini çektikten sonra şartlı tahliye imkanıyla 13 yıl hapis cezası aldı. Allen'ın ikinci oğlunun eşi 42 yaşındaki Myalyn Duhart ise ertelenmiş denetimli serbestlik kararıyla 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre üç kadın Haziran 2014 yılında çocuklarıyla birlikte Suriye'ye geldi ve Fransa'ya dönmeyi reddederek DEAŞ ile bağlantılı bir grup kadınla birlikte kaldı.

Eylül 2019'da, yaşları 3 ile 13 arasında değişen dokuz çocuklarıyla Fransa'ya geldiler. Üç ay önce Suriye sınırındaki Türkiye'nin Kilis ilinde tutuklanmışlardı.

Cuma günü erken saatlerde, 13 Kasım 2015'te Fransa'da düzenlenen saldırıların sorumluluğunu üstlenen ve Suriye'de öldürüldükleri düşünülen Clain kardeşlerin yeğeni Jennifer Clain, "Onlardan beni affetmelerini istemiyorum, çünkü bu affedilemez bir şey, ancak en derin ve en içten özürlerimi sunuyorum" dedi.

Fransa, eylül ayı ortasında iki yıl aradan sonra ilk kez, aşırılıkçı gruplarla savaşan üyelerin ve ailelerinin tutulduğu Kuzey Suriye'deki cezaevlerinden üç kadını ve 10 çocuğu geri aldı.

Bu geri kabul etmeler, özellikle 130 kişinin ölümüne yol açan 2015 saldırısı olmak üzere, son on yılda aşırılıkçı grupların gerçekleştirdiği saldırılara tanıklık eden Fransa'da oldukça hassas bir konu.

Yetkililere göre, uluslararası kınamalara rağmen Paris, isteksizlik nedeniyle 2023 yazında geri kabul etmeleri askıya aldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2022 yılında Paris'i Fransız aşırılıkçıların ailelerini geri kabul etmediği için kınadı.


İran yaptırımlardan önceki "24 saate" güveniyor

Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, New York'taki Genel Kurul toplantısı sırasında ülkesinin heyetiyle birlikte (İran Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, New York'taki Genel Kurul toplantısı sırasında ülkesinin heyetiyle birlikte (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

İran yaptırımlardan önceki "24 saate" güveniyor

Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, New York'taki Genel Kurul toplantısı sırasında ülkesinin heyetiyle birlikte (İran Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, New York'taki Genel Kurul toplantısı sırasında ülkesinin heyetiyle birlikte (İran Dışişleri Bakanlığı)

Bir anlaşmaya dair umutlar azalırken, Avrupa'nın Tahran'a yönelik BM yaptırımlarını yeniden uygulamaya koyması için belirlenen son tarihin dolmasına yalnızca 24 saat kaldı.

Avrupa Troykası, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi tarafından sunulan ve sadece bir İran nükleer tesisinin denetlenmesine izin veren "son dakika" önerisini reddetti.

Arakçi, İran'ın "sahip olduğu 400 kilogram zenginleştirilmiş uranyumu 45 gün içinde yönetmeye yönelik bir plan" sunacağını taahhüt etti. Ancak bu öneri Avrupalılar için yeterli olmadı.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı Paris'teki bilgili kaynaklar, "Troyka"nın müfettişlerin tüm tesislere erişimini ve uranyumun akıbetinin gecikmeden açıklanmasını talep ettiğini belirtti.

İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Laricani ise "İran, snapback mekanizmasını devreye sokmamak için her yolu denedi" dedi. Laricani, yaptırımların yeniden uygulanması halinde İran'ın nükleer tesislerini denetlemek için herhangi bir izin vermeyi durduracağı konusunda uyardı.

Yaptırımlar sonrası aşamaya ilişkin olarak, Fransız kaynaklar, meselenin Tahran'ın ne yapacağına bağlı ve durumu 2015 öncesine döndürecek müzakerelerin kapısının açık olduğunu bildirdi.