Mali Askeri Konseyi: Geçiş süreci 18 ay olacak

Ordu subayları ile birlikte oturan askeri cunta Halkın Kurtuluşu Ulusal Konseyi (CNSP) Başkanı Albay Assimi Goita (AFP)
Ordu subayları ile birlikte oturan askeri cunta Halkın Kurtuluşu Ulusal Konseyi (CNSP) Başkanı Albay Assimi Goita (AFP)
TT

Mali Askeri Konseyi: Geçiş süreci 18 ay olacak

Ordu subayları ile birlikte oturan askeri cunta Halkın Kurtuluşu Ulusal Konseyi (CNSP) Başkanı Albay Assimi Goita (AFP)
Ordu subayları ile birlikte oturan askeri cunta Halkın Kurtuluşu Ulusal Konseyi (CNSP) Başkanı Albay Assimi Goita (AFP)

Mali’deki askeri cunta Halkın Kurtuluşu Ulusal Konseyi (CNSP) lideri Albay Assimi Goita dün geçiş ‘anlaşmasının’ onaylanmasının ardından yaptığı açıklamada sivil yönetime geçiş sürecinin 18 ay olacağını duyurdu.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre 18 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita’yı deviren CNSP tarafından seçilen uzmanlar, Bamako’da siyasi, askeri ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin yürüttüğü üç günlük görüşmelerin sonunda bu ‘anlaşmayı’ onayladı.
Albay Goita konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Sizlerin önünde tüm bu kararları uygulamak ve özellikle Mali halkının menfaati için hiçbir çabadan kaçınmayacağımıza dair söz veriyoruz. Bu anlaşmanın ve geçiş yolu haritasının hızlı ve doğru bir şekilde uygulanmasında uluslararası toplumun anlayışını, desteğini ve yardımını talep ediyor ve umuyoruz” ifadelerini kullandı.
Batı Afrikalı Devletler Ekonomik Topluluğu’ndan (ECOWAS) başlayarak bazı Mali ortakları, sivillerin yönettiği bir geçiş sürecinin ardından yine sivillerin bir yıl içerisinde iktidara gelmesini talep ediyor. ECOWAS sivil bir cumhurbaşkanı ve başbakan seçilmesi için 15 Eylül’e kadar süre vermişti.



Trump yönetimi, Nikaragua ve Honduras vatandaşları için Geçici Koruma Statüsü'nü kaldırdı

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
TT

Trump yönetimi, Nikaragua ve Honduras vatandaşları için Geçici Koruma Statüsü'nü kaldırdı

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimi dün, Honduras ve Nikaragua vatandaşları için Geçici Koruma Statüsü'nün iptal edildiğini duyurdu; bu karar 70 binden fazla kişiyi önümüzdeki aylarda ABD'den sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya bırakıyor.

İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem yaptığı açıklamada, “Ülkedeki genel koşullar Honduraslıların güvenli bir şekilde evlerine dönmelerine yetecek kadar iyileşti” dedi. Şu anda tahminen 72 bin Honduraslı ve 4 bin Nikaragualıya verilen Geçici Koruma Statüsü, 1998 yılında her iki Orta Amerika ülkesinde de geniş çaplı yıkıma neden olan Mitch Kasırgasının ardından 1999 yılında verilmişti.

İç Güvenlik Bakanlığı yaptığı ayrı bir açıklamada Bakan Noem'in, Nikaragualılar konusunda da benzer bir sonuca vardığını belirterek “Geçici Koruma Statüsü’nün (TPS) çeyrek asır sürmemesi gerektiğini” vurguladı. Washington merkezli bir Latin Amerika insan hakları araştırma ve savunma merkezi olan Washington Office on Latin American Affairs, bakanlığı Honduras ve Nikaragua vatandaşlarının yanı sıra benzer eylemlerden etkilenen diğer ülkelerden gelenler için TPS'yi iptal etme kararını geri almaya çağırdı.

“STK'dan yapılan açıklamada, “Honduras ve Nikaragua, çok sayıda doğal afetin yanı sıra, onlarca yıldır yapısal cezasızlık, şiddet, yoksulluk ve temel kamu hizmetlerine erişim eksikliğinden muzdariptir. Nikaragualılar ise ifade özgürlüğü, örgütlenme ve insan hakları da dâhil olmak üzere sivil özgürlüklerini reddeden otoriter bir hükümet altında yaşamaktadır" denildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre hak sahiplerini sınır dışı edilmekten koruyan ve onlara ABD'de çalışma hakkı veren TPS, çatışma, doğal afet veya diğer “olağanüstü” koşullar nedeniyle ülkelerinde güvenlikleri risk altında olan göçmenlere geçici olarak verilmektedir.

Trump yönetimi daha önce de Haitililer, Venezuelalılar, Afganlar, Nepalliler ve Kamerunlular için Geçici Korumalı Statü'yü iptal etmişti. Başkan Donald Trump, ABD'nin “yabancı suçlular” tarafından “istila” edildiğini düşündüğü yasadışı göçle mücadeleyi en önemli önceliklerinden biri haline getirdi.