Tartışmalı Brexit tasarısı Avam Kamarası’nda ilk oylamayı geçti

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, İşçi Partisi’nin Ticaret, Enerji ve Sanayi Stratejileri Bakanı Ed Miliband’ın konuşmasını dinliyor (AFP)
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, İşçi Partisi’nin Ticaret, Enerji ve Sanayi Stratejileri Bakanı Ed Miliband’ın konuşmasını dinliyor (AFP)
TT

Tartışmalı Brexit tasarısı Avam Kamarası’nda ilk oylamayı geçti

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, İşçi Partisi’nin Ticaret, Enerji ve Sanayi Stratejileri Bakanı Ed Miliband’ın konuşmasını dinliyor (AFP)
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, İşçi Partisi’nin Ticaret, Enerji ve Sanayi Stratejileri Bakanı Ed Miliband’ın konuşmasını dinliyor (AFP)

İngiltere Avam Kamarası, Avrupa Birliği’nin (AB) uluslararası hukuku ihlal etme konusundaki uyarılarına ve iç itirazlarına rağmen, Başbakan Boris Johnson hükümeti tarafından sunulan AB ile Brexit konusunda varılan anlaşmanın bazı maddelerinin dışına çıkılmasını öngören İç Piyasalar Tasarısı’nı prensip olarak onayladı.
Muhafazakar çoğunluk arasında bile itirazlara yol açan tasarı, 263’e karşı 340 oyla destek aldı.
Tasarının onaylama süreci Avam Kamarası’nda devam edecek. 
Johnson, Avam Kamarası’nda oylama öncesinde yaptığı konuşmada bu tasarının İngiltere’nin siyasi ve ekonomik bütünlüğünü korumak için gerekli olduğunu vurguladı.
AB’nin, Kuzey İrlanda ve İngiltere’nin geri kalanı arasında gümrük sınırları kurmakla tehdit ettiğini savunan Johnson, “AB sürmekte olan müzakerelerde serbest ticaret anlaşmasına ulaşmak için bir baskı aracı olarak Kuzey İrlanda’da barışı sağlamayı amaçlayan hükümleri kullanıyor” dedi.
Tasarının, AB’nin İngiltere’yi parçalama gücüne karşı sigorta olduğunu belirten Johnson, “Hiçbir İngiltere Başbakanı, hiçbir hükümet ve hiçbir parlamento bu koşulları kabul edemez. Tasarı, İngiltere’nin egemenliği ve bütünlüğüne önem veren herkes tarafından memnuniyetle karşılanmalı” diyerek tasarının onaylanmasını istedi.
İşçi Partisi’nin Ticaret, Enerji ve Sanayi Stratejileri Bakanı Ed Miliband, anlaşmanın oluşturduğu kaos nedeniyle Boris Johnson’ın hayatında ilk kez sorumluluk almak zorunda olduğunu söyledi.
Londra ve Brüksel arasında geçtiğimiz yıl imzalanan anlaşma, özellikle İngiltere ve İrlanda arasında fiziksel bir sınırın yeniden kurulmasını önlemek amacıyla Kuzey İrlanda için özel gümrük düzenlemeleri öngörüyor.
Kuzey İrlanda’nın, özellikle mal değişimi ile ilgili olarak dört yıllık bir süre boyunca bazı Avrupa hükümlerine tabi kalması da gerekiyor.
Ancak AB, İngiltere’yi bu bölgeye gıda ürünleri ihraç etmesine izin verilen ülkeler listesine almayı reddetmekle tehdit ediyor. Bu da Kuzey İrlanda’nın ülkenin geri kalanından ithalat yapmasını engelleyecek.
İç Piyasalar Tasarısı nihai olarak onaylanırsa, hükümet başlangıçta üzerinde anlaşılanın aksine, Kuzey İrlanda’da tek taraflı ticaret kararları alabilecek.
Bu tasarının oluşturduğu krize rağmen, İngiliz ve Avrupalı ​​müzakereciler arasında bir serbest ticaret anlaşmasına varmak üzere görüşmeler devam ediyor.
Görüşmelerin bu hafta Brüksel’de yeniden başlaması planlanıyor. Ancak geçtiğimiz haftaki sekizinci oturum, Londra’nın AB sınırlarında haksız rekabetten kaçınmak için kurallara uyması ve Avrupalı ​​balıkçıların İngiltere sularına erişim koşulları gibi bazı önemli farklılıkları çözmedi.
Her iki taraf da, geçiş aşamasının anlaşma olmaksızın sona ermesini önlemek için Ekim ayında bir anlaşmaya varmanın gerekliliğini vurguladı.
 



İsrail Genelkurmay Başkanı: İran artık “nükleer eşikte” bir ülke değil

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (Reuters)
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (Reuters)
TT

İsrail Genelkurmay Başkanı: İran artık “nükleer eşikte” bir ülke değil

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (Reuters)
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (Reuters)

İsrail Genelkurmay Başkanı General Eyal Zamir, meslektaşlarına, İran'ın nükleer programına yönelik İsrail ve ABD'nin saldırıları sonrasında artık “nükleer eşikte” bir ülke olmadığını söyledi. Bu bilgi, dün “Times of Israel” gazetesine verdiği demeçte, konuyla ilgili bilgisi olan bir kaynak tarafından doğrulandı.

Zamir, İran'ın nükleer programının bir kısmını hala elinde tutuyor olabileceğini, ancak kaynağa göre, ülkenin uğradığı zararlar, aralarında iki önemli bilim insanının öldürülmesi, önemli nükleer tesislerin saldırıya uğraması ve diğer üretim ve silahlanma unsurlarının tahrip edilmesi nedeniyle, programın yıllarca gerilediğini belirtti.

Bu açıklamalar, İran'ın Birleşmiş Milletler Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın İsrail ve ABD'nin bombardımanlarından zarar gören nükleer tesis ve malzemeleri denetleme talebini reddetmesinin ardından geldi.

 İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (Reuters)İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (Arşiv-Reuters)

Bu arada İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz, orduya İran'ın nükleer silah elde etme çabalarını engelleme talimatı verdiğini açıkladı. Katz, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın Gazze'de savaşı başlatan saldırısının ardından İsrail'in düşmanlarının “dokunulmazlığının” sona erdiğini belirtti.

Katz, “X” sitesinde yaptığı paylaşımda, “İsrail ordusuna, İran'a karşı İsrail'in hava üstünlüğünü korumayı, nükleer ilerlemeyi ve füze üretimini engellemeyi ve İran'ın İsrail'e karşı terörist faaliyetlerini desteklemesine yanıt vermeyi içeren bir eylem planı hazırlaması talimatını verdim” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusunun İran'a karşı 12 gün süren harekatında alınan önlemleri özetleyen Katz, “Bu tür tehditleri bertaraf etmek için düzenli olarak çalışacağız” dedi.

Katz, “Tahran'da kesik başlı yılanın başına şunu söylemek istiyorum: Esed'in yükselişi, İsrail'in yeni politikasının sadece bir başlangıcıydı ve 7 Ekim'den sonra dokunulmazlık sona erdi” dedi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gidon Sa'ar ise İran'a saldırarak “İsrail, kendisine, bölgeye ve uluslararası topluma yönelik acil bir tehdide karşı son anda harekete geçti” ifadesini kullandı.

İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran'da kalabalıkları selamlarken (Arşiv-EPA)İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran'da kalabalıkları selamlarken (Arşiv-EPA)

İsrail ve İran, 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğuyla ateşkesle sona eren savaşta zafer ilan etti.

İsrail, 13 Haziran'da İran'a karşı ilk saldırıyı başlattı. İsrail'e göre İran'ın üst düzey askeri komutanlarına, nükleer bilim adamlarına, uranyum zenginleştirme tesislerine ve balistik füze programına yönelik kapsamlı saldırı, Tahran'ın Yahudi devletini yok etme planını gerçekleştirmekten alıkoymak için gerekliydi.

İran, İsrail'in saldırılarına 500'den fazla balistik füze ve yaklaşık bin 100 insansız hava aracı fırlatarak yanıt verdi. Şarku’l Avsat’ın Sağlık yetkilileri ve hastanelerden aktardığına göre İran'ın füze saldırıları İsrail'de 28 kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına neden oldu. Bazı füzeler konut binalarını, iki üniversiteyi ve bir hastaneyi vurarak ağır hasara yol açtı.

İran, nükleer silah sahibi olma çabalarını yalanlasa da uranyumu barışçıl olmayan seviyelere kadar zenginleştirmiş, uluslararası müfettişlerin nükleer tesislerini denetlemesini engellemiş ve balistik füze kapasitesini artırmıştı.