Titanik faciasına 108 yıl sonra yeni bir neden daha bulundu: Güneş patlamaları

Ünlü faciayı konu alan 1997 yapımı Titanik (Titanic) filminden bir sahne (IMDb)
Ünlü faciayı konu alan 1997 yapımı Titanik (Titanic) filminden bir sahne (IMDb)
TT

Titanik faciasına 108 yıl sonra yeni bir neden daha bulundu: Güneş patlamaları

Ünlü faciayı konu alan 1997 yapımı Titanik (Titanic) filminden bir sahne (IMDb)
Ünlü faciayı konu alan 1997 yapımı Titanik (Titanic) filminden bir sahne (IMDb)

Aysız bir geceydi. Deniz durgundu, rüzgar yoktu. Ve Nisan 1912’de Güney Atlantik Okyanusu’nda “RMS Titanic” isimli gemi, dünyanın en büyük deniz felaketine doğru ilerliyordu.
O gün bin 500 kişinin ölümüne neden olan Titanik kazası, sayısız kitap, film ve diziye ilham verirken, bir asırdan fazla süredir araştırmalara konu oluyor. Son dönemde yapılan bir araştırmada da facianın nedenlerinden birinin Güneş’te meydana gelen patlamalar olduğu ileri sürlüyor.
San Francisco’da yaşayan emekli bilgisayar programcısı ve bağımsız hava araştırmacısı Mila Zinkova, “Titanik hakkında yazan çoğu kişi, o gece kuzey ışıklarının görüldüğünü bilmiyor” diye konuştu.
Zinkova, kısa süre önce Weather dergisinde yeni bir fikir ortaya attığı bir makale yayımladı: Güneş’ten gelen bir elektromanyetik radyasyon patlaması, Dünya’ya çarptı, gökyüzünü aurora’yla aydınlattı ve Titanik’in navigasyonuyla radyo ekipmanlarını etkiledi.
Meteoroloğa göre Güneş’ten yüklü parçacıkların fırlaması, mürettebatın Titanik'i amaçlanandan biraz daha farklı bir rotaya ve en sonunda da onu parçalayan buzdağına yöneltmiş olabilir:
"Pusula yalnızca bir derece hareket etse bile bir fark yaratabilir."
Zinkova ayrıca, Güneş fırtınalarının kurtarma çalışmalarını da etkilediğini ve Titanik’in yardım çağrısının çevredeki tüm gemiler tarafından duyulmadığını savundu.
Örneğin SS La Provence diğer gemilerin yayınlarını duymasına rağmen Titanik’in çağrısını almadı. SS Mount Temple isimli gemiyse Titanik’in yardım çağrısını almasına rağmen yanıtını batan gemiye duyurmayı başaramadı.
Titanik üzerine araştırmalar yapan tarihçi Tim Maltin ise daha önce Güneş fırtınası hipotezini duymadığını ifade ediyor. Maltin, Zinkova’nın makalesini keyifle okuduğunu ama yazarın Güneş fırtınasına atfettiği olaylara alternatif açıklamalar getirilebileceğini söyledi.
Maltin ayrıca, Titanik enkazının geminin beklenen rotası üzerinde bulunduğunu, dolayısıyla beklenmedik bir seyir izlenmediğini aktardı.
Öte yandan, Reading Üniversitesi'nden uzay ve atmosfer fizikçisi Chris Scott ise görgü tanıklarının açıklamalarının, Güneş fırtınası teorisini dikkate değer kıldığını söyledi.
Titanik'in yardımına koşarak 705 kişinin hayatını kurtaran gemi Carpathia’nın mürettebat üyesi James Bisset ve batan gemiden sağ kurtulan en az üç kişi o gece kutup ışıklarını gördüklerini bildirmişti.
Scott, "Bu kadar insanın aurora'yı gördüğü gerçeği, beni hava olayı yaşandığına ikna ediyor" ifadelerini kullandı.
 
Independent Türkçe, Hakaimagazine



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging