Irak’ta Haşdi Şabi saldırıları en çok kime zarar veriyor?

Kerkük'te bir DEAŞ unsurunun tutuklanması (Irak terörle mücadele birimi)
Kerkük'te bir DEAŞ unsurunun tutuklanması (Irak terörle mücadele birimi)
TT

Irak’ta Haşdi Şabi saldırıları en çok kime zarar veriyor?

Kerkük'te bir DEAŞ unsurunun tutuklanması (Irak terörle mücadele birimi)
Kerkük'te bir DEAŞ unsurunun tutuklanması (Irak terörle mücadele birimi)

Irak ordusunun ülkenin birçok batı ve kuzey vilayetinde DEAŞ hücrelerini takip ettiği bir zamanda başkent Bağdat'ın merkezindeki Yeşil Bölge'deki ABD büyükelçiliğine ve koalisyon güçlerine yönelik saldırılara ilişkin tepkiler devam ediyor.
Sadr Hareketi lideri Mukteda es Sadr dün yaptığı açıklamada, Haşdi Şabi’ye mensup bazı gruplar tarafından gerçekleştirilen bombalama ve suikastların, Irak devletini ve halkını zayıflatmaktan başka bir şey olmadığını söyledi. Sadr açıklamasında, Haşdi Şabi’ye mensup bazı grupların yaptığı şeyin Irak devletini ve halkını zayıflatmaktan başka bir şey olmadığını ve başta ABD olmak üzere dış güçlerin elini güçlendirmek olduğunu belirtti. Sadr açıklamasında, “Haşdi Şabi’nin bazı mensupları tarafından yapılan bombalama ve suikastlardan memnun olmamak yeterli değil. Aksine Irak’ın başkalarının mücadele alanı olmasına son vermek için bilinçli bir şekilde çaba sarf etmemiz gerekiyor. Ayrıca Irak’ın bağımsızlığı, egemenliği, huzuru ve güvenliği için birlikte çalışmamız şart aksi takdirde Irak elimizden gider” ifadelerini kullandı. Tüm taraflara Irak’ın içişlerine karışmama çağrısını yineleyen Sadr, barışı vurguladıklarını bildirdi.
Bu bağlamda Hadi el-Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu, diplomatik misyonları ve resmi kurumları hedef alan her türlü eylemi reddettiğini ve kınadığını duyurdu. Koalisyon dün Sadr’ın açıklamasına yanıt olarak yaptığı açıklamada, bu eylemlerin devleti zayıflatacağını, kabul edilemez olduğu ve tehlikeli sonuçlara yol açabileceği bildirildi. Açıklamada, Haşdi Şabi’nin Irak'ın birliği ve egemenliği için çalışan silahlı kuvvetler ve güvenlik birimleriyle yan yana olması gerektiği belirtilerek, Haşdi Şabi mensuplarının yasaya bağlı kalmak ve bu varlığın imajına zarar veren her şeyden kaçınmak için bir rol model olmaya davet edildiği bildirildi. Açıklamada, toplumun her kesimine dikkatli olma çağrısı yapılırken, terörizmin, eski rejimin yandaşlarının, sapkın grupların ve Irak düşmanlarının her zaman kartları karıştırmaya çalıştıkları kaydedildi.
Öte yandan, ABD öncülüğündeki DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon güçleri, ‘yasadışı grupların’ füze saldırılarının koalisyon güçlerine yönelik olmadığını bildirerek, tüm saldırıların Irak güçlerinin mevkilerini hedef aldığını ve  can kayıplarına neden olduğunu kaydetti.
Uluslararası Koalisyon Sözcüsü Albay Wayne Marotto bir basın toplantısı sırasında, Erbil’de koalisyon güçlerinin doğrudan Peşmerge güçleriyle ilgilenmesini sağlayacak bir danışmak merkezi kurmak üzere olduklarını söyledi. Marotto açıklamasında, uluslararası koalisyon güçlerinin, DEAŞ’ı yenme taahhüdünü sürdürdüğünü belirterek, tüm dünyanın DEAŞ ile mücadele sırasında Peşmerge güçleri, Irak güvenlik güçleri ve Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) fedakarlıklarını takdir ettiğini vurguladı. Koalisyon güçlerinin Peşmerge güçlerini desteklemeye devam edeceğinin altını çizen Sözcü, özel harekat biriminin Kürdistan bölgesindeki terörle mücadele güçlerine tavsiyelerde bulunmaya devam edeceğini aktardı.
Albay Wayne Marotto, silahlı gruplar ve DEAŞ gibi grupların füze saldırılarının iddialarına rağmen, saldırıların koalisyon güçlerine yönelik olmadığını belirterek, saldırıların Irak güvenlik güçleri ve Iraklı sivillerin komutasındaki Irak güvenlik güçlerinin sivil lojistik konvoylarına yönelik olduğunu kaydetti. Nefsi müdafaa için her türlü önlemleri aldıklarını kaydeden Sözcü, bu grupların Iraklılara saldırdıkları kadar koalisyon güçlerini hedef almadıklarına değindi. Sözcü, “Irak'taki tüm konvoyların yalnızca yüzde beşini hedefliyorlar. Bu küçük bir yüzde. Bazı (sınırlı etkili) saldırılar artıyor” dedi.
Diğer yandan Irak Güvenlik Medya Hücresi, Kerkük, Selahaddin ve Diyala sınırlarındaki iki eksende denetimlerin başladığını duyurdu. Açıklamada ilk eksenin el Rafi ve Kali köylerinden arasında kalan Zaghaton vadisi ve Hemrin Dağları’na kadar uzandığı belirtilerek, denetimin federal polis ve ona bağlı birimler aracılığıyla yapıldığı kaydedildi. İkinci eksenin ise Haşdi Şabi tugayları işbirliğiyle Kori Şay Köprüsü ile Serhat köprüsü arasında olduğu bildirildi.



ABD’de gıda yardım programlarının askıya alınmasıyla birlikte aileler gıda bankalarına ve yakınlarına yöneldi

Los Angeles'taki bir gıda bankası, ihtiyaç sahibi Amerikalılara yardım dağıtırken (AFP)
Los Angeles'taki bir gıda bankası, ihtiyaç sahibi Amerikalılara yardım dağıtırken (AFP)
TT

ABD’de gıda yardım programlarının askıya alınmasıyla birlikte aileler gıda bankalarına ve yakınlarına yöneldi

Los Angeles'taki bir gıda bankası, ihtiyaç sahibi Amerikalılara yardım dağıtırken (AFP)
Los Angeles'taki bir gıda bankası, ihtiyaç sahibi Amerikalılara yardım dağıtırken (AFP)

Maryland eyaletinin Montgomery County bölgesinde yaşayan Dalitia Chung, kasım ayı gıda yardımının gecikeceğini öğrendiğinde, kendisi ve çocuğunu besleyebilmek için geniş ailesiyle yemek ve market alışverişini paylaşmak üzere hemen bir plan yaptı.

Ancak Silver Spring'deki Manna Food Center gıda bankasından bir sepet dolusu gıda yardımı aldıktan sonra, bu yardıma sonsuza kadar güvenemeyeceğini anlayan Chung, “İki hafta içinde (yardım) almazsam, (başka) seçenekler arayacağım” dedi.

Chung, ABD tarihinin en uzun süren hükümet kapanması nedeniyle, gıda kuponu olarak da bilinen Ek Beslenme Yardım Programı'ndan (Supplemental Nutrition Assistance Program/SNAP) yardım almakta gecikme yaşayan yaklaşık 42 milyon Amerikalıdan sadece biri.

Kasım ayının başı çoğu kişi için SNAP’ın 60 yıllık tarihinde ilk kez gıda yardımı programının askıya alınmasıyla birlikte kafa karışıklığı, endişe ve zorlu seçimler yapılmasını gerektirdi. Başkan Donald Trump'ın yönetimi, bu ay kısmi yardım sağlamak için federal mahkeme kararını uygulayacağını açıkladı, ancak SNAP’tan yararlanan kişilere fonların ulaşmasının haftalar sürebileceği konusunda uyardı.

SNAP yararlanıcıları aynı zamanda sınırlı bütçelerini dikkatli bir şekilde yönetiyor, gıda bankalarına başvuruyor ve bu zorlu dönemi atlatmak için bazı şeylerden fedakarlık ediyorlar. Oklahoma, Tulsa'dan 47 yaşındaki Amanda Traster, gıda satın almak için para biriktirebilmek amacıyla aylık tedavi masraflarının sadece yarısını ödediğini söyledi.

Müşterilerin ziyaret edebilecekleri sayıya sık sık kısıtlamalar getiren belirli mağazalardan aldığı gıda teslimat tarihlerini takip etmek için ikinci bir takvim tutan Traster, artık her öğünde daha az yediğini ve elinden geldiğince tasarruf ettiğini belirterek “Şu anda durum çok kaotik” diye ekledi.

ABD Tarım Bakanlığı verilerine göre SNAP yardımlarından yararlanan ailelerin yaklaşık yüzde 80'inde bir çocuk, bir yaşlı veya engelli bir kişi bulunuyor. Programdan yararlanabilmek için, yararlanıcıların gelirlerinin ulusal yoksulluk sınırının yüzde 130'unun altında olması gerekiyor. Bu sınır, birçok bölgede tek kişilik haneler için aylık bin 632 dolar, iki kişilik haneler için ise 2 bin 215 dolar.


BM Fas'ın Sahra'ya yönelik özerklik planının yeni versiyonunu duyurmasını “sabırsızlıkla” bekliyor

Çöldeki Faslı askerler (AFP)
Çöldeki Faslı askerler (AFP)
TT

BM Fas'ın Sahra'ya yönelik özerklik planının yeni versiyonunu duyurmasını “sabırsızlıkla” bekliyor

Çöldeki Faslı askerler (AFP)
Çöldeki Faslı askerler (AFP)

Fransız Haber Ajansı AFP, Batı Sahra'ya gönderilen Birleşmiş Milletler (BM) Özel Temsilcisi Staffan De Mistura’nın dün, tartışmalı bölgenin geleceği konusunda müzakerelerin temelini oluşturacak olan Fas'ın özerklik planının güncellenmiş halini ‘sabırsızlıkla’ beklediği açıklamasını aktardı.

BM, 1975 yılına kadar İspanyol kolonisi olan Sahra'yı, nihai bir çözüm bulunmadığı için ‘özerk olmayan bölgeler’ arasında sıralıyor. Afrika kıtasında, dekolonizasyonun ardından statüsü halen belirsiz kalan tek bölge olan Sahra, Rabat ile Cezayir destekli ayrılıkçı Polisario Cephesi arasında bir anlaşmazlık konusu olmaya devam ediyor.

BM Güvenlik Konseyi (BMGK) şimdiye kadar, Fas, Polisario Cephesi, Cezayir ve Moritanya'ya, ‘gerçekçi, kalıcı ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir siyasi çözüme’ ulaşmak için 2019 yılından bu yana durmuş halde olan müzakereleri yeniden başlatma çağrısında bulundu.

Ancak, geçtiğimiz cuma günü ABD tarafından sunulan ve ardından kabul edilen karar taslağı, fosfat açısından zengin ve balık kaynakları bol olan bölgeye Fas egemenliği altında özerklik verilmesini öngören 2007 tarihli Rabat planını destekliyor.

“Fas’ın egemenliği altında gerçek özerklik en iyi çözüm olabilir” görüşünü savunan taslak metin, BM’yi bu temelde müzakereler yürütmeye çağırıyor.

Dün düzenlenen basın toplantısında, kamuoyuna yaptığı açıklamalarda çekingenliği ile tanınan Staffan de Mistura, bu kararı ‘50 yıldır süren bu çatışmayı çözme konusunda uluslararası toplumun yeni bir kararlılık ve azim gösterdiğini ortaya koyduğu için önemli’ olarak nitelendirdi.

Şu anda Fas'ın ayrıntılı ve güncellenmiş özerklik planını sunmasını ‘sabırsızlıkla’ beklediklerini söyleyen Staffan de Mistura, tüm taraflardan ‘ihtiyaç duyulması halinde BM’nin doğrudan veya dolaylı görüşmeler programı oluşturmasını sağlayacak öneriler sunmalarını’ isteyeceğini açıkladı.

Ayrıca, Rabat'ın tarihi olarak nitelendirdiği BMGK’nın kabul ettiği kararın, Fas'ın planına dayanan bir ‘çerçeve’ oluşturduğunu, ancak müzakereler için ‘herhangi bir sonuç öngörmediğini’ vurgulayan Staffan de Mistura, “Müzakerelere katılmanın, bunun mutlaka sonuçlarını kabul etmek anlamına gelmez. Önemli olan katılımdır. Bunun herkese hatırlatalım” ifadelerini kullandı.


"Yaşayanların Mezarlığı" İsrail'in mahkumlara yönelik işkencelerini gözler önüne seriyor

İsrail'in ateşkes anlaşması kapsamında teslim ettiği kimliği belirsiz Filistinlilerin cenazeleri dün Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Belah'ta toprağa verildi (AP).
İsrail'in ateşkes anlaşması kapsamında teslim ettiği kimliği belirsiz Filistinlilerin cenazeleri dün Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Belah'ta toprağa verildi (AP).
TT

"Yaşayanların Mezarlığı" İsrail'in mahkumlara yönelik işkencelerini gözler önüne seriyor

İsrail'in ateşkes anlaşması kapsamında teslim ettiği kimliği belirsiz Filistinlilerin cenazeleri dün Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Belah'ta toprağa verildi (AP).
İsrail'in ateşkes anlaşması kapsamında teslim ettiği kimliği belirsiz Filistinlilerin cenazeleri dün Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Belah'ta toprağa verildi (AP).

Şarku'l Avsat'ın İsrail'in Sde Teiman hapishanesindeki eski Filistinli tutuklulardan elde ettiği iki ifade, buradaki tutukluların vahşi tecavüz de dahil olmak üzere çeşitli işkence ve zulümlere maruz kaldığını ortaya koydu.

İsrail tarafından gizlilikle korunan ve Necef çölündeki bir askeri üssün içinde bulunan hapishane, İsrail askerlerinin bir Filistinli tutukluya fiziksel ve cinsel istismarda bulunduğunu gösteren bir videonun sızdırılmasının ardından inceleme altına alındı.

Filistinli gazeteci Şadi Ebu Sido, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, "yaşayanların mezarlığı" olarak adlandırdığı gözaltında tutulduğu süre boyunca, İsrail askerlerinin Filistinli tutuklulara gülerek ve video çekerek polis köpeği saldırısına öncülük ettiğine tanık olduğunu söyledi. "Çok korktuk" diye ekledi.

Ebu Sido, Sde Teiman hapishanesinde yaklaşık 19 ay tutuldu ve geçen ay bir tutuklu değişimiyle serbest bırakıldıktan sonra Gazze Şeridi'ne döndü.

Bir diğer yürek burkan hikaye ise Aralık 2023 sonlarında bacağı kesildikten sonra tedavi gördüğü sırada Kemal Advan Hastanesi'nde tutuklanan Filistinli Mahmud Ebu Foul'dan geliyor. Geçen aya kadar Sde Teiman Hapishanesi'nde kaldı. Ebu Foul, hapishanede işkence gördüğünü ve bilincini kaybedene kadar yaklaşık iki saat boyunca kafasına darbe aldığını vurguladı. "Uyandığımda görme yetimi tamamen kaybettiğimi fark ettim" dedi.