Uzaktan eğitim, öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerin sorunlarını ikiye katladı

Kendi kendine entegrasyon için bir örnek olan Eşref Adra (Independent Arabia)
Kendi kendine entegrasyon için bir örnek olan Eşref Adra (Independent Arabia)
TT

Uzaktan eğitim, öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerin sorunlarını ikiye katladı

Kendi kendine entegrasyon için bir örnek olan Eşref Adra (Independent Arabia)
Kendi kendine entegrasyon için bir örnek olan Eşref Adra (Independent Arabia)

Beşir Mustafa
Özel ihtiyaçlara sahip kişiler, özellikle de öğrenme güçlüğü çekenler, küresel düzeyde farklı ayrımcılıklar ortasında yaşar.
En düşük bireysel haklardan yoksun oldukları için, Lübnan’da da durum farklı değil. Yaşadıkları krizin, düşüşe direnen, ancak zincirlenmiş tüm eğitim sisteminin krizi olduğu inancı artıyor.
Bugün bu grup, Lübnan’da bu yeni sistemin dayattığı çok sayıda zorluk dolayısıyla kendilerini doğrudan bir meydan okuma içerisinde ve uzaktan eğitimin karşısında bulmaktadır. Öyle ki yeni eğitim yöntemleri uygulamak için tam olarak eğitilmiş bir eğitim ağının bulunmamasının ve ebeveynlerin yaşadığı ekonomik durumların yanı sıra Lübnan’da devlet, gelişmiş bir iletişim ağına veya donanımlı okullara sahip de değil.
Görünüşe göre en uygun yaklaşım, bireysel farklılıkları hesaba katan kalifiye profesyoneller tarafından entegrasyondur.

Hayat okulu
Eşref Adra, eğitim kurumlarının katı kurallarından ve toplumun ayrımcı bakışından acı çekmeleri sonrasında kendi başına becerilerini ve yeteneklerini geliştirebildiği için öğrenme güçlüğü çeken birçok insana ilham verici bir hikaye sunuyor.
Üç yaşındayken geleneksel eğitim sistemine başladı. Etkileşim eksikliği ve bilgi edinmede yavaşlığıyla biliniyordu. Okulda sürekli başarısız olmasından, bunun bir süreliğine hayal kırıklığına ve izolasyonuna yol açtığından bahsediyor. Daha sonra bir eğitim kurumunda bir teste tabi tutulduğunu ve sonucun eğitim düzeyinde ek ilgiye ihtiyaç duyduğu yönünde olduğunu söylüyor. Nihayetinde öğrenme güçlüğü çeken insanlara özel eğitim veren okullara gitti. Çok sayıda okulda eğitim aldı ve farklı bölgelere taşındı. İleri düzeyde duyusal ve hiperaktif çocuklarla aynı ortamda bulundu.
Ailesinin desteğini alan Adra, ancak iş piyasasına girmesini sağlayacak sertifikalar edinemedi. Geleneksel yollar ona kapılarını kapattığında, bu duruma meydan okumaya karar verdi ve fotoğraf, bilgisayar ve tiyatro alanlarında çok sayıda eğitim kursuna kaydoldu.
Toplumsal ve kültürel faaliyetlere katılımı, çevresiyle ve Lübnan’ın kuzeyindeki Trablusşam toplumuyla bütünleşmesine katkıda bulundu. Onlarca tiyatroda Sefiller oyununun sahnelenmesinde yer aldığını hatırlıyor.
Eşref, kendi kendine çaba sarf ederek ve etrafındakilerden de destek alarak ayrımcılığın ve ötekileştirmenin büyük bir bölümünü aştı. Bugün eğitim kurumlarını, çocukları entegre etme çabalarını artırmaya teşvik edecek bir mesajı olduğuna inanıyor. Aynı şekilde ona göre insan artık acımayı bırakmalı ve farklılığı kabul etme diline geçmek zorunda.

Öğrenme zorlukları çeşitlidir
Öğrenme güçlüğü çeken insanları tek bir kategoriye yerleştirmek mümkün değil. Eğitim psikolojisi uzmanı olan Fatıma Arabi, okuma veya yazma güçlüğü şeklinde ortaya çıkan pek çok zorluğun olduğunu, bunların otizm veya zihinsel gelişim gecikmesi gibi, öğrencinin yaşadığı koşullardan kaynaklandığını belirtiyor. Öyle ki öğretmenin 25 yaşındaki bir çocuk için sekiz yaşındaki bir çocuğa uygun bir yöntem kullanması gerekiyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre ülkede uzmanlaşmış merkezlerin bulunmaması veya birçoğunun ücretleri 9 milyon liraya ulaştığı için onlara katılım imkanı olmaması nedeniyle sorunun yükü, öğrenci üzerinde daha da artıyor.
Bu çerçevede Arabi, yüksek maliyetin vakaların çeşitliliğinden kaynaklandığını söylerken, hiperaktiflikten, hareket duygusundan veya farkındalık eksikliğinden mustarip vatandaşların var olduğuna dikkati çekti. Bu merkezler, farklı durumlarda her çocuğu bir uzmana sevk etmekle yükümlüdür.
Yüksek maliyetli uzmanlık merkezlerinin yanı sıra entegre merkezleri de mevcut. Arabi, bu merkezlerde müzik ve spor dersleri gibi çocukların da dahil olduğu bazı etkinliklerin varlığına değindi. Bazı okulların, zorluk çeken öğrenciyi sınıfın geri kalanıyla uzlaştıramamaları nedeniyle entegrasyonu sağlayamadığına işaret eden Fatıma Arabi, öğretmenin kapsayıcı bir ortamda eğitime hazırlıklı olmamasının, eğitim sürecindeki gecikme nedeniyle bazı merkezlerin kapanmasına neden olduğunu kaydetti.
Uzman, kısmi entegrasyonun benimsenmesi çağrısı yaparken, genel entegrasyonun yeteneklerdeki ve algı seviyelerindeki farklılıklar ışığında uygun olmadığını vurguladı. Arabi ayrıca, ebeveynlere de çocuk bakımının önemi konusunda eğitim alma, yeteneklerini geliştirme, uzmanlaşmış merkezlere yük bırakmama ve çocuklarıyla başa çıkmak için stratejiler geliştirme çağrısında bulundu.
Fatıma Arabi ayrıca, yerel makamların, öğrenme güçlüğü çeken insanları tespit etme ve ebeveynler için farkındalık toplantıları düzenleme görevi olduğunu da belirtti.
Arabi, kapsayıcı girişimlerin çoğunun Lübnan devlet kurumlarından değil, uluslararası kuruluşlardan geldiğini belirterek, zorluklara entegre etmenin giriş noktasının, gölge öğretmen (shadow teacher) edinmek olduğunu vurguladı.
Çevrimiçi zorluklar
Öğrenme güçlüğü çeken öğrenciler krizi, Lübnan’da bir acil durum olarak görülmüyor, ancak koronavirüs salgınının dayattığı uzaktan eğitim sistemine geçiş ışığında bu krize ilişkin korku arttı.
Duyusal, görsel veya zihinsel engelli kişiler için acı çekme boyutu daha fazladır. Bu bağlamda Engelliler Forumu’nda eğitim yetkilisi Ömer eş-Şerif, bazı öğrencilerin uzaktan eğitimin zorluklarına yanıt veremeyeceğini belirtti.
Şerif, foruma entegrasyon politikalarının elde ettiği başarılara değinirken, eğitim, tiyatro ve sosyal etkileşim alanlarında zorluk çeken çocukları barındırdığını ve onlara yeteneklerini açığa çıkarıp geliştirmeleri için yeterli zamanı tanıdığını kaydetti.
Ömer eş-Şerif, öğrenme güçlüğü çeken ve yoksul- dışlanmış toplumlarda yaşayanlara öğrencilere de değinirken, bu ortamlarda engelli vatandaşların daha da kötüleştiğini ve ihmal nedeniyle öğrenme güçlüğü aşamasından zihinsel geriliğe geçtiklerini açıkladı. Aynı şekilde Lübnan Eğitim Bakanlığı’nda danışmanlık ve rehberlik görevlisi Hilda Huri, bakanlık tarafından benimsenen stratejinin entegrasyona dayalı olduğunu kaydederek, iki yıldır 30 entegre devlet okulu oluşturulduğunu belirtti.
Entegrasyon, öğrenme güçlüğü olan kişileri düzenli sınıflara ve paralel aktivitelere dahil ederek sağlanıyor.
Öte yandan Prof. Dr. Dalida Musa’ya göre resmi okullar ve liseler belirli zorluklarla karşılaşan öğrencileri kabul etmek zorunda.
Eğitim kadroları, öğrencilerin yeteneklerini mümkün olan en üst düzeyde geliştirmeye çalışırlar, ancak bununla birlikte hazırlık eksikliğinden mustariptirler.



Kate Winslet, vücudu hakkında yapılan yorumları anlatırken gözyaşlarına boğuldu

Kate Winslet, vücuduyla ilgili aldığı eleştirilerin "kesinlikle dehşet verici" olduğunu söyledi (Reuters)
Kate Winslet, vücuduyla ilgili aldığı eleştirilerin "kesinlikle dehşet verici" olduğunu söyledi (Reuters)
TT

Kate Winslet, vücudu hakkında yapılan yorumları anlatırken gözyaşlarına boğuldu

Kate Winslet, vücuduyla ilgili aldığı eleştirilerin "kesinlikle dehşet verici" olduğunu söyledi (Reuters)
Kate Winslet, vücuduyla ilgili aldığı eleştirilerin "kesinlikle dehşet verici" olduğunu söyledi (Reuters)

Kate Winslet yakın zamanda, 1997 yapımı klasik film Titanik' (Titanic) kusur bulanlar tarafından "şişman olduğu için utandırıldığını" anımsayarak gözyaşlarına boğuldu.

Filmde Rose DeWitt Bukater karakterini canlandıran 49 yaşındaki oyuncu, CBS'in 60 Minutes adlı programının 1 Aralık'taki bölümünde kaba eleştirilerin hedefi olmak üzerine konuştu.

Winslet "Bu kesinlikle dehşet verici" dedi.

Nasıl biri sadece yolunu bulmaya çalışan genç bir aktrise böyle bir şey yapar ki?

CBS'in yayında paylaştığı bir kesitte Winslet, 1998 Altın Küre Ödülleri'nin kırmızı halısında, siyah beyaz dantelli bir elbiseyle Titanik'teki rol arkadaşı Leonardo DiCaprio'nun yanında görülüyor.

Videoda daha sonra, bir muhabir Winslet'e elbisenin içine "biraz eritilip dökülerek" girmiş gibi göründüğünü söylüyor. Sunucu, Winslet'in "iki beden daha büyük" bir elbise giymesi gerektiğini de belirtiyor.

Winslet'e göre bunlar, Titanik vizyona girdikten sonra aldığı birçok yorumdan yalnızca ikisiydi. Hollywood ikonu, vücudunu eleştirenleri hiç açıkça azarlamasa da bazılarını saygılı bir şekilde utandırdığını söyledi.

Winslet "Onlara ağzının payını verdim. 'Umarım bu hayatın boyunca senin peşini bırakmaz' dedim. Harika bir andı. Harika bir andı çünkü yalnızca benim için değildi" diye açıkladı.

O boyutta bir tacize maruz kalan herkes içindi. Korkunçtu, gerçekten çok kötüydü.

Winslet, kariyerinin başlarındayken vücudundan utandırılmaya başlamıştı. Uyumsuz'un (Divergent) yıldızı oyunculuk öğretmeninin kendisine "şişman" olmakla barışması gerektiğini söylediğini anımsadı.

Winslet, öğretmenin "Şimdi, beni dinle Kate. Sana söylüyorum canım, eğer böyle görüneceksen şişman kız rolleriyle yetinmen gerekecek" dediğini anlattı.

Aktris "Hiçbir zaman şişman bile değildim" diyerek devam etti.

'Gösteririm size' diye düşündüm, sessizce.

Winslet'in yalnızca vücudu alay konusu olmamıştı; görünüşü de tamamen eleştirilmişti. Tatil'in (The Holiday) yıldızı 60 Minutes'a birçok kişinin kendisine Titanik'te nasıl göründüğü konusunda küçümseyici yorumlar yaptığını söyledi.

Winslet "İnsanlar 'Ah bu rolü canlandırdığın için çok cesurdun' diyor. 'Makyaj yapmadın. Kırışıklıkların vardı'" dedikten sonra eğlence sektörünün kadınlar için gerçekçi olmayan beklentilerine dikkat çekti.

Erkeklere 'Ah, bu rolü canlandırdığın için çok cesurdun. Sakal bıraktın' diyor muyuz? Hayır. Demiyoruz. Bu cesaret değil. Bu rolünü oynamak.

Kariyerinde 33 yılı geride bırakan Oscar ödüllü oyuncu, artık kamuoyunun kendisi hakkındaki düşüncelerini dinlemekten bıktığını çünkü bunun çok "yorucu" olduğunu söyledi.
Independent Türkçe