IMF Ortadoğu’da ‘tünelin sonunda bir ışık’ görüyor

Washington’daki IMF merkezi (EPA)
Washington’daki IMF merkezi (EPA)
TT

IMF Ortadoğu’da ‘tünelin sonunda bir ışık’ görüyor

Washington’daki IMF merkezi (EPA)
Washington’daki IMF merkezi (EPA)

Uluslararası Para Fonu (IMF), Ortadoğu ve Orta Asya hakkında yayınladığı son raporunda, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının patlak vermesiyle ortaya çıkan ekonomik yaraların Ortadoğu’da 5 yıla kadar etkisini sürdürebileceğine ancak tüm bunlara rağmen tünelin sonunda ışık gördüğüne dikkati çekti.
Cihad Azur ve Joyce Wong imzalı raporda, “Ortadoğu ve Orta Asya'daki ülkeler Kovid-19 ile hayatımızda görülmemiş bir halk sağlığı acil durumu ve benzeri görülmemiş bir ekonomik gerileme ile karşı karşıya. Salgın, mevcut ekonomik ve sosyal zorlukları şiddetlendirerek, gelirler ve büyümeye uzun vadeli zarar verme tehdidini azaltmak için acil eylem çağrısında bulunuyor” denildi.
IMF analistleri, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Afganistan ve Pakistan (MENAP) bölgesindeki petrol ihracatçıları için 2020’de yüzde 6,6’lık negatif büyüme tahminlerinin altında yatan petrol talebi ve fiyatlarındaki ani düşüşlere işaret etti.
Raporda, jeopolitik gerilimler artarken, bölgedeki ülkelerin düşen mali gelirler, artan borçlar, daha yüksek işsizlik, artan yoksulluk ve eşitsizlikle karşı karşıya kaldığına vurgu yapılarak, “2021'e baktığımızda, çoğu ülkede büyümenin yeniden başlaması gerekirken, görünüm zorlu olmaya devam edecek” ifadeleri kullanıldı.
IMF uzmanları, petrole ve büyük stoklara yönelik zayıf talebin piyasalar üzerinde bir baskı kaynağı olmaya devam edeceğinin altını çizerek, OPEC + anlaşmaları petrol fiyatlarının istikrar kazanmasına yardımcı olacağını ve bunların 2019 ortalamasının yüzde 25’in altında kalmasının beklendiğini bildirdi.
Ekonomik gerileme riski, büyüme, istihdam ve gelirlere yönelik uzun vadeli kayıpların kilit bir endişe kaynağı olduğuna dikkat çekilen raporda, “Özellikle, bundan beş yıl sonra ülkelerin kriz öncesi eğilimlerin beklediği GSYİH seviyesinin yüzde 12 altında olabileceğini tahmin ediyoruz” denildi.
Salgının, kırılgan ve çatışmalardan etkilenen ülkelerin karşılaştığı göz korkutucu zorlukları şiddetlendireceği ve sosyal huzursuzluğu artırabileceği tahmin edilirken, mülteciler ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişiler arasındaki kötü yaşam koşullarının salgın riskini artırabileceğine işaret edildi.
IMF raporunda, “Kriz aynı zamanda bölgedeki bankalar için kurumsal temerrüt ve kredi riskini artırdı. Potansiyel zararlar GSYİH’nın yüzde 5’i veya 190 milyar doları bulabilir. Eğer ele alınmazsa, bu gelişmeler finansal istikrarı tehdit edebilir ve finansal tabana yayılmayı artırma isteğini sınırlayabilir” ifadelerine yer verildi.
IMF, tüm bu büyük risklere ve zorluklara rağmen, ‘tünelin sonunda bir ışık’ gördüğüne vurgu yaparak, ülkelerin salgının etkisini kontrol altına almaya devam ettikçe, politika yapıcıların daha kapsayıcı ve daha dirençli ekonomiler oluşturmaya yeniden odaklanması ve dikkatlerini ilerideki toparlanmayı planlamaya ve finanse etmeye çevirmesi gerektiğini belirtti.
Raporda ayrıca, “Yakın gelecekte, salgını kontrol altına almak ve gelir kayıplarını sınırlamak en önemli öncelikler olmaya devam edecek. Halk sağlığı tehdidi azalmaya başladığında, ülkeler gereksiz risklere maruz kalmadan ekonomik faaliyeti destekleyerek kapsayıcılığı güçlendirmeye ve kırılganlıkları ele almaya odaklanmalıdır” ifadeleri de kullanıldı.



Dünya Ekonomik Forumu toplantısının açılışına enflasyon, faiz oranları ve tedarik zincirleri damgasını vurdu

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)
TT

Dünya Ekonomik Forumu toplantısının açılışına enflasyon, faiz oranları ve tedarik zincirleri damgasını vurdu

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)

Riyad'da bugün (Pazar) düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantısının açılış oturumu, enflasyon, faiz oranları ve bazı ülkelerin karşılaştığı şoklar da dahil olmak üzere en önemli küresel ekonomik sorunlara odaklandı. Küresel tedarik zincirlerinin güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesinin öneminin de vurgulandığı oturumda, tüm zorlukların üstesinden gelmek için olası çözümleri içeren konuşmalar gerçekleşti.

‘Ne tür bir büyümeye ihtiyacımız var?’ başlıklı açılış oturumuna Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan, Malezya Yatırım, Ticaret ve Sanayi Bakanı Tenku Abdulaziz ve Uluslararası Para Fonu (IMF) Genel Müdürü Kristalina Georgieva katıldı.

Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan, ekonomik planların ülkeler tarafından koşullara ve gelişmelere göre uyarlanması ve ayarlanması gerektiğini vurguladı. Suudi Arabistan’da işlerin iyi bir hızda ilerlediğini doğrulayan el-Cedan, yerel ve uluslararası yatırımcıların Suudi ekonomisine olan güvenini arttıran Vizyon 2030'un önemine dikkat çekti. Vizyon 2030'un özel sektörün rolünü de güçlendirdiğini ve bu vizyonun niceliksel büyümeden ziyade niteliksel büyümeye odaklandığını ifade eden el-Cedan şu ifadeleri kullandı: “Bizim için önemli olan petrol dışı ekonominin büyümesi ve özel sektörün rolünün güçlendirilmesi... İsteseydik günde 9,5 milyon varil yerine 10 milyon varil petrol üretebilir ve çok daha yüksek bir gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) büyümesi sağlayabilirdik.”

Şoklarla yüzleşmek

El-Cedan, son dört yılda dünyanın birçok şoka maruz kaldığını, bu nedenle Suudi Arabistan da dahil olmak üzere ileriye dönük plan yapan ülkelerin, bu şoklarla halen başa çıkabildiğini doğrulaması gerektiğini belirtti.

İnovasyon ve teknolojinin uygulanabilmesi için gerekli politika ve kaynakların sağlanması gerektiğine de değinen el-Cedan, bazı ülkelerin enerji üretimi için yeterli tesislere sahip olmadığına dikkat çekti.

IMF ile borç sürdürülebilirliği konusuna da değinen el-Cedan, ülkelerin borç yükü altında büyümeye odaklanamayacağını ve bütçelerin doğru yönde ve yeterli hızda ilerlemesini sağlarken işgücünü geliştirmelerine yardımcı olunması gerektiğini söyledi. El-Cedan ayrıca, tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesinin önemini vurguladı.

Faiz oranları

IMF Genel Müdürü Kristalina Georgieva, faiz oranlarının küresel büyüme beklentilerini olumsuz etkilediğini söyledi ve dünyayı daha fazla iş birliğine, finansal güvenlik marjlarını yeniden inşa etmeye ve enflasyonu düşürmeye öncelik vermeye çağırdı.

Koronavirüs krizinin dünyaya yaklaşık 3,3 trilyon dolara mal olduğunu ve acil önceliklerin enflasyon hedeflerine ulaşmak ve finansal güvenlik marjlarını yeniden inşa etmeye odaklanmak olduğunu belirten Georgieva, temel ihtiyaç maddelerinin tek bir kaynağa dayanmasının ekonomik büyüme için felaket olduğunu açıkladı.

Georgieva, geçtiğimiz on yılda büyümenin yüzde 3 olduğunu ve gelişmekte olan ekonomilerde büyümeyi artırmak için gereken üretkenlik eksikliği nedeniyle önümüzdeki on yılda çok daha düşük olacağını açıkladı. Georgieva ayrıca, pandemi ve Ukrayna'daki savaşın küresel tedarik zincirleri için tek bir kaynağa güvenmenin ‘felaket’ olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Georgieva, “Geçtiğimiz yıllarda yaşanan çok sayıda şoka rağmen, 2024 yılı için büyüme tahminimizi biraz yükselttik. Geçen yıl Ekim ayında yüzde 2,9 olan büyüme tahminimiz şimdi yüzde 3,2. Bu tahminin gücü ve dayanıklılığının iyi performans gösteren az sayıda ülkeden kaynaklandığının farkındayız” şeklinde konuştu.

Malezya Yatırım, Ticaret ve Sanayi Bakanı Tenku Abdulaziz, son dört yılda Güneydoğu Asya'daki akışların arttığını ve Koronavirüs pandemisi sırasında tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliğinin bozulmasından endişe edildiğini belirtti.

Güneydoğu Asya ülkelerine gelince, Abdulaziz, bu ülkelerin pozisyonlarında son derece tarafsız olduklarını ve tedarik zincirlerini güçlendirmek isteyen birçok kuruluşu ve şirketi kendilerine çektiklerini vurguladı. Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nin (ASEAN) yüzde 45 oranında büyüme kaydettiğini ve bunun bir sonraki aşamada da devam etmesinin beklendiğini belirten Abdulaziz, Çin'in ASEAN'daki en büyük ülke olduğunu ve Kuala Lumpur ile Pekin arasındaki ticari hacmin önemli olduğunu kaydetti.


Dünya Ekonomik Forumu Suudi Arabistan'da kalkınma yollarını yeniden çizecek

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına 92 ülkeden binden fazla dünya lideri katılıyor. (WEF internet sitesi)
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına 92 ülkeden binden fazla dünya lideri katılıyor. (WEF internet sitesi)
TT

Dünya Ekonomik Forumu Suudi Arabistan'da kalkınma yollarını yeniden çizecek

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına 92 ülkeden binden fazla dünya lideri katılıyor. (WEF internet sitesi)
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına 92 ülkeden binden fazla dünya lideri katılıyor. (WEF internet sitesi)

Küresel ekonomi camiası Davos'tan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın himayesinde Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantısına ev sahipliği yapacak olan Riyad'a taşınıyor.

Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim, küresel diyaloğu desteklemek ve ortak küresel sorunlara pratik, iş birliğine dayalı ve sürdürülebilir çözümler bulmak amacıyla 92 ülkeden binden fazla dünya liderini bir araya getiren ‘Kalkınma için Uluslararası İşbirliği, Büyüme ve Enerji’ temalı bu özel toplantının arifesinde yaptığı açıklamada “Bu, Davos dışındaki en güçlü zirve olacak” dedi.

28-29 Nisan (bugün ve yarın) tarihlerinde gerçekleşecek toplantı, jeopolitik çalkantıların ve karmaşık ekonomik zorlukların bölünmüş bir dünyayı istikrarsızlaştırdığı bir döneme denk geliyor. Bu nedenle, küresel diyaloğu desteklemeyi ve ortak küresel zorluklara çözüm bulmayı amaçlayan toplantı, krizlerle başa çıkmada ileri görüşlü yaklaşımları teşvik etmeyi amaçlayan bir gündem üzerinde çalışıyor.

Geçtiğimiz yıl İsviçre'de düzenlenen zirveyi temel alan toplantı, birbirine bağlı krizlere yönelik ileriye dönük bir yaklaşımı ve kısa vadeli ödünleşimler konusunda gerçekçiliği teşvik edecek. Toplantı aynı zamanda gelişmekte olan ekonomi politikaları, enerji dönüşümü ve jeopolitik şoklar gibi konularda Kuzey-Güney arasında giderek büyüyen uçurumun kapatılması için de çalışacak.

Toplantı, sekizinci yılında Vizyon 2030 yıllık raporunun yayınlanmasından üç gün sonra ve Suudi Arabistan’ın çeşitli düzeylerdeki büyük kalkınma başarılarını vurgulayan 25 Nisan 2016'daki Vizyon 2030 lansmanının yıldönümünde gerçekleşiyor. Yolculuğunun orta noktasında Suudi Arabistan, girişimlerinin yüzde 87'sinin tamamlanması ya da yolunda gitmesi ile program temel performans göstergelerinin yüzde 81'inin yıllık hedeflerini tutturmasıyla hedeflerine daha hızlı bir şekilde ulaştı.

Bu özel toplantı, katılımcıların ekonomik dönüşüm stratejisindeki ilerleme ve yabancı yatırım konusunda iş ortamı hakkında bilgi edinmeleri için bir fırsat olacak.

El-İbrahim

Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim gazetecilere verdiği demeçte şunları söyledi: “Toplantılar sırasında paylaşacağımız pek çok rakam var. Böylece inşa ettiğimiz her şeyi, çıkardığımız dersleri, başarılarımızı ve halen üzerinde çalıştığımız şeyleri görebilirsiniz. Vizyon 2030'un lansmanından sekiz yıl sonra, yenilikçi ve sürdürülebilir ileri bir dönüşümsel büyüme modeline öncülük etmeye hazır olduğumuzu gösterdik. Vizyonumuz, insan sermayemizin muazzam potansiyelini açığa çıkaran, bilgi ve inovasyona dayalı müreffeh bir ekonomiye giden yolu çizmektir.”

Suudi Arabistan’ın son yıllardaki büyümesinin büyük bir kısmının Vizyon 2030 kapsamında sıfırdan başlatılan spor, eğlence ve turizm gibi yeni ekonomik sektörlerin yanı sıra sanayi sektörlerinden geldiğini açıklayan İbrahim, “Suudi Arabistan önceliklerini gözden geçiriyor ve bunları ihtiyaçlarına göre ayarlıyor. Tüm projeler plana göre ve gecikmeden ilerliyor” ifadelerini kullandı.

evre
Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim ve WEF Başkanı Borge Brende, WEF Genel Direktörü Saadia Zahidi ile birlikte düzenledikleri ortak basın toplantısında (WEF internet sitesi)

WEF Başkanı Borge Brende ile dün (cumartesi) ortak bir basın toplantısı düzenleyen İbrahim, Suudi Arabistan’ın küresel olarak sürdürülebilir bir modele öncülük etme kabiliyetini kanıtladığını belirterek, 2016'dan bu yana yüzde 20 ekonomik büyüme kaydettiğini ve petrol dışı ekonominin 2023'te gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 50'sini oluşturacağını ifade etti.

İbrahim, “Günümüzün küresel dönüm noktasında, uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi her zamankinden daha önemlidir. Suudi Arabistan'ın bu toplantıya ortak olmasıyla WEF, istisnai koşullar altında bu özel toplantıya ev sahipliği yapmak üzere düşünce liderliği, çözümler ve iş dünyası için köklü ve dinamik bir küresel platform seçmiş oldu” şeklinde konuştu.

İbrahim sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu amaçla Suudi Arabistan, herkesin yararına olacak net planlar geliştirmek ve dünya çapında refah ve istikrar için ortak hedeflere ulaşmak üzere tüm diplomatik gücünü seferber etmektedir. Bu ortak geleceğe yönelik vizyonumuzun kapsayıcı ve eşitlikçi olmasını sağlamaya kararlıyız.”

İbrahim, WEF'in Riyad'daki özel toplantısının, tüm ülkelerin kalkınma yollarını yeniden çizmek ve bölünmelerin üstesinden gelmeyi ve ortak refaha ulaşmayı amaçlayan yeni bir uluslararası iş birliği modelini benimsemek için eşsiz bir fırsat olduğunu belirtti. İbrahim, “Küresel ekonomik manzara değişken ve zorlu. İklim değişikliği ise tüm insanlığın geleceği için büyük bir meydan okuma haline geldi. Teknoloji de bildiğimiz yaşamın şeklini hızla değiştiriyor. Bu zorlukların üstesinden gelmek sistematik bir dönüşümü, plan ve politikaların temelden yeniden değerlendirilmesini ve eskisinden daha az sağlam olan ekonomik bağlantıların ve modellerin yeniden şekillendirilmesini gerektiriyor” dedi.

Gazze ile ilgili toplantılar

“Jeopolitik gerilimler ve sosyo-ekonomik eşitsizlikler küresel çapta bölünmeleri şiddetlendirirken, uluslararası iş birliği ve anlamlı diyalog her zamankinden daha önemli bir hal aldı” diyen Brende, WEF’in Riyad’daki özel toplantısının kritik bir zamanda gerçekleştiğini ve büyük önem taşıdığını belirtti.

Brende, “Riyad toplantısı, farklı sektörlerden ve coğrafyalardan liderlerin fikirlerini eyleme dönüştürmeleri ve karşılaştığımız birçok zorluğa ölçeklenebilir çözümler getirmeleri için bir fırsat sunuyor” dedi.

dfvdb
WEF Başkanı Borge Brende toplantıdaki katılımcılarla konuşuyor. (WEF internet sitesi)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve bir dizi uluslararası yetkilinin bu hafta Gazze Şeridi'nde bir barış anlaşmasına varılmasını amaçlayan görüşmeler için Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'ı ziyaret edeceğini ifade eden Brende sözlerini şöyle sürdürdü: “Kilit oyuncular şu anda Riyad'da. Buradaki görüşmelerin uzlaşma ve barışa giden bir sürece yol açmasını umuyoruz. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Çin ziyaretinden hemen sonra buraya gelecek. Görüşmelerde Gazze Şeridi'ndeki insani kriz gündemde olacak. Esir müzakereleri ve olası bir ateşkes açısından şu anda bir ivme var.”

Toplantı gündemi

Toplantının gündemi üç temel başlığa odaklanıyor:

Uluslararası iş birliği: Artan jeopolitik gerilimlerin ortasında, toplantı istikrarsızlığın zincirleme etkilerini kontrol altına almak için uluslararası iş birliğini, insani çabaları ve diyaloğu teşvik edecek. Ayrıca küresel Kuzey ve Güney arasındaki uluslararası iş birliğini güçlendirerek daha dayanıklı bir küresel ekonominin nasıl inşa edileceği de tartışılacak.

Kapsayıcı büyüme: Toplantıda, insani kalkınmaya yapılan yatırımlarla karşılaştırıldığında inovasyon ve ekonomi politikalarındaki son eğilimlerin küresel eşitliği nasıl tehdit ettiği ve yoksulluğu azaltma çabalarını nasıl engellediği tartışılacak. Ayrıca gelişmiş, yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerde bu risklerin ele alınmasına yardımcı olabilecek fırsatlar ele alınacak.

Kalkınma için enerji: Dünya potansiyel sıcaklık artışları ve enerji kaynaklarına erişimde önemli eşitsizliklerle karşı karşıya olduğundan, toplantıda özellikle gelişmiş, yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerde adil büyümeyi sağlarken temiz enerjiyi artırmaya yönelik çözümler aranacak.

Önemli katılımcılar

WEF'ten yapılan açıklamaya göre, toplantıya siyasi liderlerin öncülüğünde 60'tan fazla ülkeden 220'den fazla tanınmış isim katılıyor. Toplantıya Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Nijerya Devlet Başkanı Bola Ahmad Tinubu, Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Umman Veliaht Prensi Zi Yezen bin Heysem bin Tarık, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Maliye ve Ekonomik İşlerden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Şeyh Mektum bin Muhammed bin Raşid Âl Mektum, Ürdün Başbakanı Bişr el-Hasevne, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ve Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif katılacak.

WEF’ten yapılan açıklamada özel toplantıya ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Fransa Avrupa ve Dışişleri Bakanı Stephane Segorny, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Birleşik Krallık Dışişleri, İngiliz Milletler Topluluğu ve Kalkınma Bakanı David Cameron, Endonezya Enerji ve Maden Kaynaklar Bakanı Arifin Tasrif, Güney Kore Ticaret, Sanayi ve Enerji Bakanı Ahn Duk-geun, Güney Afrika Elektrik Bakanı Kgosientsho Ramokgopa ve Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in de katılacağı belirtildi.

Toplantıya katılacak uluslararası örgüt liderleri arasında da şunlar yer alıyor: Uluslararası Para Fonu (IMF) Genel Müdürü Kristalina Georgieva, Birleşmiş Milletler (BM) Gazze İnsani Yardım ve Yeniden Yapılanma Koordinatörü Sigrid Kaag ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus.

Açık Ekonomik Forum

Özel toplantı kapsamında WEF, Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanlığı ile iş birliği içinde, çevresel sorunlar, sanatın toplumdaki rolü, günümüz girişimciliği, dijital para birimleri, yapay zekâ, akıllı şehirler ve ruh sağlığı gibi birçok konuda düşünce liderleri ve geniş halk kitleleri arasında diyaloğu kolaylaştırmak amacıyla açık bir foruma ev sahipliği yapacak. Etkinlik öğrencilere, girişimcilere, genç profesyonellere ve genel kamuoyuna bu kritik konuları müzakere etme fırsatı sunacak.


Küresel iş dünyası yarın Davos'tan Riyad'a taşınıyor

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına binden fazla dünya lideri katılıyor. (SPA)
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına binden fazla dünya lideri katılıyor. (SPA)
TT

Küresel iş dünyası yarın Davos'tan Riyad'a taşınıyor

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına binden fazla dünya lideri katılıyor. (SPA)
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına binden fazla dünya lideri katılıyor. (SPA)

Küresel ekonomi camiası elli yılı aşkın bir süre sonra ilk kez Davos'tan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın himayesinde Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantısına ev sahipliği yapacak olan Riyad'a taşınıyor.

Bu özel toplantı, aralarında devlet başkanları, kamu ve özel sektör liderleri, uluslararası kuruluşlar, akademi ve sivil toplum kuruluşları yöneticilerinin de bulunduğu binden fazla dünya liderini, dünyanın en acil küresel sorunlarını ele almak üzere bir araya getirecek.

Toplantı, sekizinci yılında Vizyon 2030 yıllık raporunun yayınlanmasından üç gün sonra ve Suudi Arabistan’ın çeşitli düzeylerdeki büyük kalkınma başarılarını vurgulayan 25 Nisan 2016'daki Vizyon 2030 lansmanının yıldönümünde gerçekleşiyor. Yolculuğunun orta noktasında Suudi Arabistan, girişimlerinin yüzde 87'sinin tamamlanması ya da yolunda gitmesi ile program temel performans göstergelerinin yüzde 81'inin yıllık hedeflerini tutturmasıyla hedeflerine daha hızlı bir şekilde ulaştı.

Bu özel toplantı, katılımcıların ekonomik dönüşüm stratejisindeki ilerleme ve yabancı yatırım konusunda iş ortamı hakkında bilgi edinmeleri için bir fırsat olacak.

Toplantı gündemi üç temel başlığa odaklanıyor:

- Refaha ulaşarak ve toplumları geliştirerek uluslararası iş birliği yapılması, kapsayıcı büyümenin desteklenmesi, ekonomik zorluklarla mücadele edebilecek kurumların oluşturulması, temel konulara ilişkin uluslararası iş birliği yoluyla kapsayıcı büyümeyi desteklemek için gereken yeterliliklere sahip daha güçlü kurumlar oluşturulması, hükümetler, özel sektör ve çeşitli kuruluşlar arasında daha fazla iletişim köprüsü kurulması ve bu köprülerin kullanımının geliştirilmesi, Dördüncü Sanayi Devrimi (Endüstri 4.0) teknolojilerinin yaygınlaştırılması ve yaşamın çeşitli yönlerinin kalitesi üzerindeki etkisinin artırılması, öncelikli odağı insani kalkınma olan toplumlar yaratılması ve uluslararası kuruluşlara olan güvenin yeniden inşa edilmesi.

- Yatırımların yerel, bölgesel ve küresel olarak çeşitli düzeylerde müreffeh bir büyüme elde etmeye yönlendirilmesini sağlayarak gelişmenin önünün açılması, ticaret ağlarının çeşitlendirilmesi, ekonomik toparlanmayı teşvik edecek yatırımlar yapılması, uzun vadeli sürdürülebilirliğin sağlanması, uluslararası toplumların büyüme ihtiyaçlarına ve gelecekteki işgücü piyasası gereksinimlerine ayak uydurulması, endüstriyel büyümeyi teşvik eden ve karbon emisyonlarını azaltan sürdürülebilir ekonomik modellerin geliştirilmesi, dünya ülkelerinde ekonomik büyüme için kapsamlı ve sürdürülebilir yollar sağlanması.

- Güvenli ve sürdürülebilir bir geleceğe ulaşmak için küresel kaynaklar arasında ideal dengeyi sağlayarak kalkınma yollarının açılması, enerji kullanımının verimliliğinin iki katına çıkarılması, uluslararası ekonomik ilerleme sağlamak için yatırım fırsatlarının artırılması, pratik ve kapsamlı bir enerji dönüşümüne doğru ilerleme kaydedilmesi, enerji alanlarında dönüştürücü inovasyon ve ortak yatırımların desteklenmesi.

WEF Genel Direktörü Saadia Zahidi, LinkedIn hesabından yaptığı açıklamada, “Herkes için kapsayıcı, yenilikçi, sürdürülebilir ve dirençli büyümenin canlandırılmasına odaklanılacak. Genel olarak ekonomik görünüm bir yıl öncesine göre daha umut verici. Ancak halen tarihsel olarak düşük büyüme seviyelerine doğru ilerliyoruz. Bu ise küresel eşitsizliği ve aşırı yoksulluğu azaltma konusunda onlarca yıldır kaydedilen ilerlemeyi geri alma tehdidi yaratıyor. Düşüşü önlemek için ekonomik büyüme motorunu yeniden çalıştırmalıyız” ifadelerini kullandı.

Açık Ekonomik Forum

Özel toplantı kapsamında WEF, Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanlığı ile iş birliği içinde, çevresel sorunlar, sanatın toplumdaki rolü, günümüz girişimciliği, dijital para birimleri, yapay zekâ, akıllı şehirler ve ruh sağlığı gibi birçok konuda düşünce liderleri ve geniş halk kitleleri arasında diyaloğu kolaylaştırmak amacıyla açık bir foruma ev sahipliği yapacak. Etkinlik öğrencilere, girişimcilere, genç profesyonellere ve genel kamuoyuna bu kritik konuları müzakere etme fırsatı sunacak.

Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim etkinliğe ev sahipliği yapmalarıyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Vizyon 2030 kapsamında Riyad; düşünce liderliği, eylem ve çözümler için küresel bir başkent, yenilikçilik, girişimcilik ve sürdürülebilir kalkınma için küresel bir merkez haline gelmiştir. Düşünce liderlerini ve girişimcileri ağırlamak ve onları geleceğe yönelik konularda halkla etkileşim kurmak üzere bir araya getirmek için sabırsızlanıyoruz. Riyad yenilikçilik, girişimcilik ve sürdürülebilir kalkınma için küresel bir odak noktası olarak benzersiz bir konuma sahip.”

WEF İsviçre Halkla İlişkiler ve Sürdürülebilirlik Başkanı Michele Mishler ise “Suudi Arabistan'ın Açık Ekonomik Forum oturumlarına katılımı farklı bakış açılarının sergilenmesine, küresel diyaloğun zenginleştirilmesine, herkes için daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek konusunda kolektif çözümler üretilmesine katkıda bulunuyor” ifadelerini kullandı.


Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: İşletmelerin vatandaştan aldığı KDV'nin doğru belgelendirilmesi için düzenleme yapıldı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek (AA)
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek (AA)
TT

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: İşletmelerin vatandaştan aldığı KDV'nin doğru belgelendirilmesi için düzenleme yapıldı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek (AA)
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek (AA)

Bakan Şimşek, "Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği"nde yapılan değişikliği, sosyal medya hesabından değerlendirdi.

Hazine ve Maliye Bakanlığının gıdadaki KDV istismarını önlemek için hazırladığı düzenleme Resmi Gazete'de yayımlandı

Şimşek, paylaşımında, "KDV artışı yapılmadı. İşletmelerin vatandaştan aldığı KDV'nin doğru belgelendirilmesi için düzenleme yapıldı. Bu konuda hassasiyet gösteren ve bizlere bilgi veren vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz." ifadelerine yer verdi.


ABD'nin yasakladığı TikTok satılacak mı?

TikTok'u ABD'de yaklaşık 170 milyon kişi kullanıyor (Reuters)
TikTok'u ABD'de yaklaşık 170 milyon kişi kullanıyor (Reuters)
TT

ABD'nin yasakladığı TikTok satılacak mı?

TikTok'u ABD'de yaklaşık 170 milyon kişi kullanıyor (Reuters)
TikTok'u ABD'de yaklaşık 170 milyon kişi kullanıyor (Reuters)

ABD Kongresi'nden çıkan yasak kararının ardından Çinli ByteDance firması, TikTok'u satmayı planlamadığını bildirdi.

Pekin merkezli şirket, sahibi olduğu çevrimiçi haber paylaşım platformu Toutiao üzerinden dün yaptığı açıklamada, "ByteDance'in TikTok'un satışı için çalışma yürüttüğüne dair yabancı basında çıkan haberler gerçeği yansıtmıyor. ByteDance'in TikTok'u satmak gibi bir planı yok" ifadelerine yer verildi. 

ABD Kongresi'nin üst kanadı Senato, 23 Nisan'daki oturumda TikTok'un satılmaması halinde ülkede yasaklanmasını öngören tasarıyı onaylamıştı. 

Ukrayna, İsrail ve Tayvan'a 95 milyar dolarlık askeri yardım paketiyle oylamaya sunulan tasarı, 18'e karşı 78 oyla kabul edilmişti. 

ABD Başkanı Joe Biden'ın imzasıyla yasalaşan karar kapsamında ByteDance'e TikTok'u satması için 9 ay süre tanınmıştı. 

TikTok CEO'su Shou Zi Chew, çarşamba günkü açıklamasında kararı mahkemeye taşıyarak itiraz edeceklerini söylemişti. 

ABD merkezli The Information sitesinin dünkü haberinde, ByteDance'in TikTok'u teknoloji sektörü dışında faaliyet gösteren Amerikan firmalarına satmayı planladığı öne sürülmüştü. 

Haberde, TikTok'un içerik önerilerini düzenleyen algoritması olmadan satılmasının hedeflendiği iddia edilmişti.

Fransız haber ajansı AFP, TikTok'un kullandığı bu özel algoritmanın Pekin yönetimi tarafından 2020'de koruma altına alındığını hatırlatarak, Çin'in onayı olmadan platformun satılamayacağını yazdı. 

ByteDance'e yakın olduklarını söyleyen ve kimliklerinin paylaşılmamasını isteyen yetkililer, Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters'a TikTok'un ABD'den tamamen çekilebileceğini söyledi.

Kaynaklar, ByteDance'in uygulamanın "gizli kaynağını" oluşturan algoritmanın Amerikalı firmaların eline geçmesindense platformun tamamen kapatılmasını tercih edeceğini savundu. 

Washington, ByteDance'in uygulama üzerinden veri topladığını ve Pekin'in TikTok'u propaganda amaçlı kullandığını öne sürmüştü. ByteDance ve Çin ise iddiaları defalarca yalanlamıştı. 

Twitter CEO'su Elon Musk 19 Nisan'daki paylaşımında ABD yönetiminin TikTok'u yasaklamaması gerektiğini söylemişti.

Independent Türkçe, AFP, Reuters, Wall Street Journal


Trump'ın ekibinin FED'in bağımsızlığına darbe planı deşifre oldu

Trump, kendi atadığı Powell'ın politikalarından rahatsızlığını sık sık dile getiriyor (Reuters)
Trump, kendi atadığı Powell'ın politikalarından rahatsızlığını sık sık dile getiriyor (Reuters)
TT

Trump'ın ekibinin FED'in bağımsızlığına darbe planı deşifre oldu

Trump, kendi atadığı Powell'ın politikalarından rahatsızlığını sık sık dile getiriyor (Reuters)
Trump, kendi atadığı Powell'ın politikalarından rahatsızlığını sık sık dile getiriyor (Reuters)

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın ekibinin, Merkez Bankaları Sistemi'nin (FED) bağımsızlığını azaltmaya yönelik planlar yaptığı öne sürüldü.

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Wall Street Journal'ın (WSJ) haberinde, Trump'ın müttefiklerinden oluşan küçük bir grubun, FED'in bağımsızlığını azaltmayı hedefleyen 10 sayfalık bir plan hazırladığı yazıldı. 

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen yetkililerin iddialarına dayandırılan haberde, grupta kimlerin yer aldığına dair bilgi paylaşılmadı.

Söz konusu plana göre ekip, faiz belirlerken FED'in Trump'a danışmasını zorunlu hale getirmek istiyor. 

Ayrıca Trump'a FED Başkanı Jerome Powell'ı istediği zaman görevden alma yetkisi verilmesi hedefleniyor. 

Normal şartlarda Powell'ın görev süresi 2026'da bitiyor. Trump, kasımda yapılacak seçimleri kazanması durumunda plan kapsamında Powell'ı bu tarihten önce görevden alabilir.

Trump'a yakın kaynaklar, 77 yaşındaki siyasetçinin danışmanlarına sık sık "faizin düşük tutulmasını istediğini ve bu süreçte söz sahibi olmadığı için hayal kırıklığı yaşadığını" söylediğini savundu.

Kaynaklar, ayrıca Trump'ın Powell'ın yerine FED'in başına geçecek bir kişi aradığını da belirtti. Konuşulan isimlere dair herhangi bir bilgi paylaşılmadı. 

2017-2021'de görev yapan Trump, Powell'ı 2018'de FED'in başına getirmişti. Ancak Trump, bu yıl şubatta yaptığı açıklamada, Demokrat rakibi ABD Başkanı Joe Biden ve Powell'ın "birlikte çalıştığını" iddia etmişti.

Trump, FED Başkanı'nın Demokratlara avantaj sağlayacak şekilde politika belirlediğini ileri sürerek "Bir daha seçilirsem Powell'ı FED Başkanı olarak atamayacağım" demişti. 

Haberde, Trump'ın söz konusu planlardan haberdar olup olmadığının bilinmediği belirtildi. Öte yandan bazı kaynaklar, eski ABD Başkanı'nın planları gizlice onayladığını savundu.

Trump'ın seçim kampanyası sözcüleri Susie Wiles ve Chris LaCivita iddiaları yalanlamazken, "Kampanya yetkililerinden veya Trump'ın kendisinden gelmediği sürece söylenenler resmi kabul edilmemelidir" dedi. 

Cumhuriyetçi Kuzey Dakota Senatörü Kevin Cramer, FED'in bağımsızlığının çok önemli olduğunu vurgulayarak, böyle bir hamleyi desteklemeyeceğini söyledi.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Reuters, CNN


Temettü açıklaması Google'ın hisselerini fırlattı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Temettü açıklaması Google'ın hisselerini fırlattı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Google'ın ana şirketi Alphabet'in hisse senedi fiyatı, üç aylık kazanç raporunu yayımlaması ve yatırımcılara nakit temettü dağıtacağını açıklamasının ardından perşembe günü yaklaşık yüzde 16 fırladı.

Şirket 31 Mart'ta sona eren çeyrekte geçen yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık yüzde 60 daha fazla kâr bildirdi.

Bu çeyrekte Wall Street'in satış beklentilerini aştı ve yatırımcılarına hisse başına 20 sentlik ilk nakit temettüsünü açıkladı.

Şirketin CEO'su Sundar Pichai, "İlk çeyrekteki sonuçlarımız arama, YouTube ve buluttan gelen güçlü performansı yansıtıyor" dedi ve Google'ın yapay zeka hizmetlerinin şirketin ana işine çok faydalı olduğunu ekledi.

Mesai sonrası yapılan işlemlerde, şirketin hisseleri yaklaşık yüzde 16 fırladı ve borsa değeri yaklaşık 300 milyar dolar artarak 2 trilyon doları aştı.

Pichai, Google'ın gelir artışlarının önemli bir kısmının yeni yapay zeka hedeflerine atfedilebileceğini söyledi.

Perşembe günü yaptığı açıklamada, "Yapay zeka özetlerini kullanan insanlar arasında arama kullanımında bir artış görmek bize cesaret veriyor" dedi.

Bu ay Google, insanların daha üretken olmasını sağlayabileceğini iddia ettiği bir dizi yeni yapay zeka özelliği yayımladı.

Yapay zeka araçları Google'ın "Cloud Next" etkinliğinde tanıtıldı ve yakında Google Docs ve Sheets'in yanı sıra Gmail'i de içeren Google'ın Workspace paketine gelecek.

Bazıları "Gemini in Gmail"in bir parçası olan araçlar, kullanıcılara taslak olarak yazdıkları notları yapay zeka aracılığıyla düzgün yazılmış bir mesaja dönüştürme imkanı tanıyacak.

Pichai, "Gemini dönemimizde epey ilerledik ve şirket genelinde harika bir momentum var" dedi.

Yapay zeka araştırma ve altyapısındaki liderliğimiz ve küresel ürün ayak izimiz, bizi bir sonraki yapay zeka inovasyonu dalgası için iyi bir konuma getiriyor.

Yapay zeka halihazırda Google'ın bulut bilişim bölümünün büyümesini destekliyor ve bölümün üç aylık geliri geçen yıla göre yaklaşık yüzde 30 fırlayarak 9,57 milyar dolara ulaştı.

Ancak, teknoloji devinin İsrail devleti ve ordusuyla yaptığı 1,2 milyar dolarlık sözleşmeye karşı düzenlenen protestolara katılan düzinelerce çalışanın işten çıkarılması nedeniyle bulut bölümü zorluklarla da karşı karşıya.

Protestoyu düzenleyen No Tech for Apartheid adlı kâr amacı gütmeyen kuruluşun sözcüsü "Şirket muhalefeti bastırmaya, çalışanlarını susturmaya ve onlar üzerindeki gücünü yeniden tesis etmeye çalışıyor" demişti.

Independent Türkçe


Fındık kozalak akarlarıyla kimyasal ve mekanik mücadele yapılması uyarısı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Fındık kozalak akarlarıyla kimyasal ve mekanik mücadele yapılması uyarısı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sebahat Sullıvan, fındık kozalak akarlarıyla mücadelenin önem taşıdığını belirtti.

Sullıvan, AA muhabirine, dünyada fındık yetiştiriciliğinde Türkiye'nin ilk sırada yer aldığını ancak birim alandan elde edilen verimin oldukça düşük olduğunu söyledi.

Kozalak akarlarının fındıkta meyve verecek gözlerde kozalak, mantar veya gül diye adlandırılan anormal oluşumlara neden olduğunu anlatan Sullıvan, sürgünlerde kuruma meydana getirdiğini, bunun verimi doğrudan etkilediğini vurguladı.

Özellikle bu zararlılara karşı hassas olan tombul, mincane ve uzunmusa çeşitlerinde yüzde 70'lere varan zarar görüldüğüne dikkati çeken Sullıvan, "Bahçelerinde bu çeşitleri bulunduran çiftçilerin zararlılarla mücadelede daha dikkatli olması gerekmektedir. Ülkemizin yıllık fındık üretiminin ortalama 700 bin ton olduğu göz önüne alındığında, en az yüzde 10 kayba neden olan bu zararlılarla mücadele edilmezse 70 bin ton fındığın yok olmasına neden oldukları apaçık ortadadır." dedi.

Fındık yetiştiricilerinin kozalak akarlarıyla mutlaka mücadele etmesi gerektiğinin altını çizen Sullıvan, "Son yıllarda fındık yetiştirilen tüm illerde bu zararlıların yoğunluğu oldukça arttı. Fındıklarda görülen uç kurusu zararının en büyük nedeni, fındık kozalak akarlarıdır. Bu akarların meyve gözlerini kozalağa çevirdikleri, bu gözler normal gelişselerdi her birinin bir çotanak olacağı unutulmamalıdır." ifadesini kullandı.

- Toplanan kozalaklar kesinlikle yakılmamalı veya gömülmemeli

Sullıvan, fındık kozalak akarlarına karşı kimyasal veya mekanik mücadelede nasıl yol izlenileceğinin iyi tespit edilmesini önererek şunları kaydetti:

"Kimyasal mücadeleye karar verebilmek için bahçelerde mutlaka kozalak sayımı yapılmalıdır. Kimyasal mücadele için ekonomik eşik, bir dalda ortalama 5 kozalak olarak tespit edilmiştir. Bahçenin değişik yerlerinden 10 ocak seçilip her ocaktan bir dal işaretlenerek üzerinde bulunan kozalaklar sayılır. Eğer bir dalda ortalama 5 ve üzeri kozalak varsa ilaçlama yapılması gerekmektedir. Kozalak sayısı 5'ten az ise ilaçlama yapmaya gerek yoktur. Rüzgarlı havalarda ilaçlama yapılmamalı, eğer hafif rüzgar varsa arkadan esecek şekilde ayarlanmalıdır. Çiseli ve mevsim için anormal derecede sıcak olan günlerde ve öğle üzerleri ilaçlama yapılmamalıdır."

Mekanik mücadelenin ise kışın yapraksız dönemde, özellikle şubat sonu ve mart başında daha belirgin hale geldikleri zaman kozalakların toplanıp yere atılması şeklinde yapılması gerektiğini ifade eden Sullıvan, "Kesinlikle yakılmamalı veya gömülmemelidir. Kozalakların içi diğer faydalı akar ve böcekler için barınak yeridir. İçindeki yararlı akarlar ve böcekler kış döneminde de hareketli olduklarından, kozalaklar toplandıktan sonra kuruyan kozalakları terk ederek başka canlılar üzerinde beslenip faaliyetlerini sürdürebilirler. Hem ilaçlı hem de mekanik mücadelenin 2 yıl peş peşe yapılması durumunda kozalak zararı önemli ölçüde azalacaktır." diye konuştu.


Trafiğe martta 226 bin 617 aracın kaydı yapıldı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Trafiğe martta 226 bin 617 aracın kaydı yapıldı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Trafiğe martta 226 bin 617 aracın kaydı yapılırken 2 bin 239 aracın kaydı silindi. Böylece trafikteki araç sayısı martta 224 bin 378 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu, mart ayına ilişkin motorlu kara taşıtları istatistiklerini açıkladı.

Buna göre, martta trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 18,2 artarak 226 bin 617'ye yükseldi. Söz konusu dönemde kaydı silinen taşıt sayısı ise yüzde 4,43 azalışla 2 bin 239'a geriledi. Böylece trafikteki taşıt sayısı, martta 224 bin 378 artış kaydetti.

Söz konusu ayda trafiğe kaydı yapılan taşıtların yüzde 45,5'ini motosiklet, yüzde 39,1'ini otomobil, yüzde 8,7'sini kamyonet, yüzde 3,8'ini traktör, yüzde 1,8'ini kamyon, yüzde 0,6'sını minibüs, yüzde 0,4'ünü otobüs ve yüzde 0,1'ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Martta trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre ise yüzde 17,1 arttı.

Bu artış motosiklette yüzde 21,9, traktörde yüzde 18,3, otomobilde yüzde 15,4, otobüste yüzde 15,4, kamyonette yüzde 7,3 ve kamyonda yüzde 0,8 olarak gerçekleşirken özel amaçlı taşıtta yüzde 8,8, minibüste yüzde 6,9 azalış oldu.

Trafiğe kaydı yapılan taşıtların martta yıllık değişimlerine bakıldığında, özel amaçlı taşıtta yüzde 43,4, motosiklette yüzde 33,6, minibüste yüzde 30,4, otobüste yüzde 19,7, otomobilde yüzde 16,2 artış görülürken kamyonette yüzde 13,1, kamyonda 11,8 ve traktörde 5,4 azalış kayıtlara geçti.

- Trafiğe kayıtlı araç sayısı 29,4 milyon

Trafiğe kayıtlı araç sayısı, martta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,1 artarak 26 milyon 937 bin 791'den 29 milyon 367 bin 254'e yükseldi.

Mart sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların yüzde 52,8'ini otomobil, yüzde 18,1'ini motosiklet, yüzde 15,5'ini kamyonet, yüzde 7,5'ini traktör, yüzde 3,3'ünü kamyon, yüzde 1,7'sini minibüs, yüzde 0,7'sini otobüs ve yüzde 0,4'ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

- Devri yapılan araçlar

Devri yapılan toplam 865 bin 144 taşıtın yüzde 67,1'i otomobil, yüzde 14,9'u kamyonet, yüzde 10,3'ü motosiklet, yüzde 3,2'si traktör, yüzde 2,2'si kamyon, yüzde 1,6'sı minibüs, yüzde 0,5'i otobüs ve yüzde 0,2'si özel amaçlı taşıt olarak kayıtlara geçti.

Martta trafiğe kaydı yapılan 88 bin 718 otomobilden yüzde 12,7'si Renault, yüzde 10,7'si Fiat, yüzde 7,1'i Chery, yüzde 6,1'i Opel, yüzde 5,9'u Peugout, yüzde 5,4'ü Hyundai, yüzde 5,4'ü Toyota, yüzde 5'i Citroen, yüzde 4,9'u Dacia, yüzde 4,8'i Volkswagen, yüzde 3,6'sı Skoda, yüzde 3'ü Ford, yüzde 2,9'u Mercedes-Benz, yüzde 2,7'si Honda, yüzde 2,4'ü MG, yüzde 2,2'si BMW, yüzde 2,2'si Nissan, yüzde 1,9'u Volvo, yüzde 1,6'sı Audi, yüzde 1,6'sı Kia ve yüzde 7,8'i diğer markalardan oluştu.

Söz konusu ayda trafiğe kaydı yapılan 278 bin 891 otomobilin yüzde 66,1'i benzinli, yüzde 12,9'u dizel, yüzde 12,7'si hibrit, yüzde 7,1'i elektrikli ve yüzde 1,2'si LPG yakıtlı olarak kaydedildi. Mart sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 15 milyon 498 bin 386 otomobilin ise yüzde 35,2'sinin dizel, yüzde 33'ünün LPG yakıtlı, yüzde 29,2'sinin benzinli, yüzde 1,7'sinin hibrit ve yüzde 0,6'sının elektrikli olduğu belirlendi. Otomobillerin yüzde 0,2'inin ise yakıt türü bilinmiyor.

Bu dönemde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 31,4'ünün 1300 ve altı, yüzde 22,4'ünün 1401-1500, yüzde 19,1'inin 1301-1400, yüzde 13,1'inin 1501-1600, yüzde 6,3'ünün 1601-2000, yüzde 0,7'sinin 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahip olduğu görüldü.

Kaydı yapılan otomobillerin yüzde 39,6'sı gri, yüzde 24,8'i beyaz, yüzde 12'si mavi, yüzde 11,9'u siyah, yüzde 6,4'ü kırmızı, yüzde 2,7'si yeşil, yüzde 1,2'si turuncu, yüzde 0,6'sı mor, yüzde 0,4'ü sarı ve yüzde 0,4'ü diğer renkli araçlar oldu.


Beyaz eşya satışları ilk çeyrekte yüzde 28 arttı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Beyaz eşya satışları ilk çeyrekte yüzde 28 arttı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Sığın, yılın ilk çeyreğinde beyaz eşya sektörünün yurt içi satışlarının 2023'ün aynı dönemine göre yüzde 28 arttığını söyledi.

TÜRKBESD tarafından düzenlenen basın toplantısında, beyaz eşya sektörünün 2024 ilk çeyrek verilerine ilişkin sonuçları değerlendirildi.

Toplantıda konuşan Sığın, Türkiye'nin beyaz eşya sanayisinde Avrupa'nın en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük üretim üssü konumunda olduğunu anlattı.

Sektörün 33 milyon adetlik üretim, 23 milyon adetlik de ihracat kapasitesiyle önemli bir aktör olduğuna işaret eden Sığın, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Sektör, 60 bin kişiye doğrudan istihdam sağlarken, AR-GE, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarıyla dünyayla rekabet ediyor. Binlerce KOBİ ölçeğindeki satış ve servis ağımız, yardımcı sanayimizle de gurur duyduğumuz, örnek teşkil eden güçlü bir işbirliğimiz mevcut. Yarattığımız bu güçlü ekosistem sayesinde Türkiye ekonomisinin büyümesinde önemli bir itici güç olmayı sürdürüyoruz."

Sığın, yılın ilk çeyrek verilerine göre, beyaz eşya sektörünün geçen yılın aynı dönemine göre iç satışlarda yüzde 28 artış kaydederken, ihracatta yüzde 5 düşüş yaşadığını ifade etti.

- "Üretim ve istihdam seviyelerimizi korumaya devam ediyoruz"

Gökhan Sığın, son 2 yılda ihracatın sürekli düşüş kaydettiğini ve bu seyrin kısa dönemde değişmeyeceğini öngördüklerini belirterek, sektörün küresel pazarlardaki daralmaya rağmen iç pazarda istikrarlı bir trend gösterdiğini vurguladı.

İhracattaki düşüşün temel nedeninin küresel pazarlardaki daralma olduğuna değinen Sığın, "Buna karşılık üretim ve istihdam seviyelerimizi iç pazardan aldığımız bu güçle korumaya devam ediyoruz." diye konuştu.

Son dönemde gündeme gelen kredi kartı taksit sayılarının azaltılması, kredi faiz ve komisyon oranlarının yükseltilmesi gibi uygulamaların iç pazar için risk oluşturduğunu dile getiren Sığın, "Ortalama 10-12 yıl kullanılan beyaz eşyaların halihazırda tabi olduğu 9 taksit limitinin daha da azalması tüketici cephesine olumsuz yansıyacaktır. Bu durum iç pazarın daralmasına yol açacaktır. Bu da ihracatta karşılaşılan zorlukları iç piyasanın gücüyle telafi eden beyaz eşya sektörü için üretim ve istihdam yapısının bozulmasını gündeme getiriyor." ifadelerini kullandı.

- "Dahilde İşleme Rejimi'nin teşviki Türkiye'nin ihracatına büyük katkı sağladı"

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı da 2020'de başlayan Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP) maliyetlerinin gözden geçirilerek, Çevre Kanunu'nda gerekli revizyonların yapılmasının önem taşıdığını belirtti.

Özkadı, Dahilde İşleme Rejimi'nin teşvikinin Türkiye'nin ihracatına büyük katkı sağladığını anlattı.

Geçen yıl ödenen GEKAP maliyetinin tahminen 1,6 milyar lira olabileceğini ifade eden Özkadı, "Bunun sadece üreticiler üzerinde değil, tüketiciler üzerinde de bir yük olduğunun altını çizmemiz gerekiyor." dedi.