ABD'nin İran ve Venezuela Özel Temsilcisi Elliott Abrams, başkanlık yarışındaki Demokrat aday Joe Biden’ın seçimleri kazanması halinde ABD’nin ‘İran’ın davranışlarını değiştirmek için’ izlediği stratejinin ve uyguladığı yaptırımların ‘bir anda değişmeyeceğini’ söyledi.
Abrams, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda İran’daki bazı çevrelerin, Başkan Trump’ın başkanlık seçimini kaybetmesi halinde ABD’nin İran’a uyguladığı tüm yaptırımların ve izlediği stratejinin sona ereceğini düşündüklerini ancak bunun yanlış bir düşünce olduğunu belirtti. Böyle bir şeyin mümkün olmayacağını vurguladı. Abrams, “İran rejimine karşı geniş çaplı bir yaptırım ve tedbir yelpazesine sahibiz” ifadelerini kullandığı açıklamasında bir sonraki ABD başkanının kim olacağına bakılmaksızın yaptırımların İran rejiminin davranışı değişene kadar yürürlükte kalmasını ve işe yaramasını umduklarını kaydetti.
ABD’deki başkanlık seçimlerine kısa bir süre kala, bu ay içinde İran’a daha fazla yaptırım uygulandığına dikkat çeken Abrams, seçimlerin ardından İran’a karşı daha fazla yaptırım uygulanabileceğini ima etti. Yakın bir tarihte gerçekleştirdiği ve İran dosyasının ele alındığı Avrupalı ülkelere yönelik ziyaret turuna işaret eden Abrams, ABD’nin müttefikleri Almanya ve İngiltere'de yapılan görüşmelerin çoğunun ‘duyurusunun yapılmayacağını’ belirterek “Müttefiklerimizle sürekli temas halinde kalacağız” ifadelerini kullandı.
Abrams, ABD başkanlık yarışındaki Demokrat aday Joe Biden'ın nükleer anlaşmaya dönme planı, ABD’nin İran’a uyguladığı ‘azami baskı’ politikasının geleceği ve mevcut yaklaşımdan farklı bir yol seçme olasılığı hakkındaki soruya şu yanıtı verdi:
“İran’ın ABD başkanlık seçimlerinin sonuçlarının açıklanmasını beklediğini düşünüyorum. Çünkü seçimlerden sonra (ABD’nin izlediği) azami baskı politikasının sona ereceğine inanıyorlar. Demokrat aday eski Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın kazanması halinde İran rejimine karşı izlenen azami baskı politikasının, onun tüm kötü davranışlarına son verebilecek çok güçlü bir araç olduğunun farkına varmasını umuyoruz. Eğer Başkan Trump yeniden seçilirse bu politikayı izlemeye devam edeceğiz.”
Azami baskı politikasının, ‘İran para biriminin, 1 doların 300 bin İran riyaline denk geldiği seviyelere gerilemesi gibi büyük sonuçları olduğunu’ belirten Abrams, Trump’ın tutumunu sürdürmesi halinde beklenen sonuca ulaşılacağını söyledi. İranlıların bir an önce yeni bir anlaşma yapmak için hareket geçeceklerini çünkü önümüzdeki dört yıl daha bu baskının uygulanmasına dayanamayacaklarını vurguladı.
Abrams sözlerine şöyle devam etti:
“ABD’nin uyguladığı politikanın hedeflerine ulaşmada başarılı olduğunu düşünüyorum. Eğer planımızı sürdürürsek İranlıları yeni ve kapsamlı bir anlaşma yapmaya itebiliriz.”
Abrams ayrıca Hamas ve Hizbullah’a atıfla “Tahran yanlısı terörist gruplara verilen mali destek de bu politikadan etkilenerek azaldı” dedi.
Bununla birlikte ABD yönetiminin Tahran ile temasa geçtiği iddialarını yalanlayan Abrams konuya dair şu açıklamada bulundu:
“Ne tartışma ne de görüşme gibi bir istekleri yok. Burada (Fransa) Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un çabalarını ve önerilerini hatırlayalım. Ne var ki İran rejimi, ciddi bir diyalog girişiminde bulunmak istemiyor. Kendisine verilen tüm fırsatları, yaptırımların kaldırılacağını umarak zaman kazanmak için kullandı. Şimdi ise elinde son bir umut kaldı. O da ABD başkanlık seçimleri.”
ABD ile Avrupa ülkeleri arasında nükleer anlaşmayla ilgili yaşanan anlaşmazlığa ilişkin de açıklamalarda bulunan Abrams konuya dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Avrupalılar, mevcut nükleer anlaşmayı İran'la yapılmış iyi bir uzlaşma olarak görüyorlar. Fakat Washington aksini düşünüyor. ABD’ye göre anlaşma, İran'ın nükleer silah edinmesine engel olmak yerine bu yolda izleyeceği bir harita haline geldi. Tüm kısıtlamalar önünde sonunda sona erecek. Bu yüzden İran'ın eylemlerinin tehlikeli olduğunu kabul etsek bile anlaşma konusunda aramızda bir anlaşmazlık söz konusu. Bununla birlikte Avrupalılar, İran konusunda bizimle aynı endişeleri paylaşıyorlar. Zira İran rejiminin eylemlerinin çoğu tehlikelidir.”
Avrupalıların nükleer anlaşmanın ‘İran'ı biraz olsun baskı altında tuttuğuna’ inandıklarını belirten Abrams, “Ama bize göre nükleer anlaşma, İran'ın bölgedeki terörist faaliyetlerini ve füze programını kapsamıyor. İyi bir anlaşma değil. Bu yüzden yeni ve kapsamlı bir anlaşmayı masaya yatırmak istiyoruz” dedi.
Abrams, Avrupa’nın ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK), Washington'ın İran’a yönelik BM yaptırımlarının yeniden etkinleştirilmesi ve silah ambargosunun uzatılmasına ilişkin yasal hakkı ile ilgili tutumuna ilişkin olarak şunları söyledi:
“Washington’ın BM kararları, nükleer anlaşma, BMGK’nın 2231 sayılı kararı ve yaptırımların yeniden etkinleştirilmesi konularında konuşma hakkına sahip olduğuna olan inancı tamdır.”
Avrupa'nın İran'a silah satışını yasaklayan özel yasalara sahip olduğuna işaret eden Abrams, Washington’ın ABD yasaları ve uluslararası hukuk çerçevesinde İran'a silah satışını önlemek için çalışmaya devam edeceğinin altını çizdi. Abrams, bu yasaları ihlal etmek, İran’a silah satmak veya İran'dan silah satın almak isteyenlerin, ABD’nin yaptırımları ile karşı karşıya kalacakları’ uyarısında bulundu.
ABD yaptırımlarının herkesin İran ve Venezuela ile çalışmaktan vazgeçmelerini sağladığını söyleyen Abrams sözlerini şöyle sürdürdü:
“Venezuela’dan petrol satın alan kimseyi bulamazsınız. Çinli, Rus veya Yunan gemilerini de göremezsiniz. Tüm ülkeler Venezuela ile çalışmalarını sonlandırdı. Sadece İran gemilerini görürsünüz. Bu gemilerin çoğu da genellikle düşük kapasiteliler. Yaptırımları ihlal eden herkesin peşine düşeceğiz. Venezuela, İran'a petrol veya altın karşılığında petrol veriyor. İranlılar, Venezuela'nın kendilerinden altın karşılığında doğalgaz satın aldığını kabul ediyorlar. Bununla birlikte İranlılar altını paraya çevirmek istiyorlar. Bu iki ülke arasında hali hazırda bir iş birliği söz konusu. Biz bu iş birliğini en düşük seviyeye çekmek istiyoruz.”
ABD’li diplomat, Venezuela'daki İran ve Hizbullah milislerinin varlığıyla ilgili olarak da şunları söyledi:
“Hizbullah milislerinin Venezuela’nın yanı sıra Brezilya ve Kolombiya gibi diğer bazı ülkelerdeki varlığını yakından izliyoruz. Venezuela'da İranlı milisler var. Bu varlığın, terörist faaliyetler için ülkede üsler kurup kuramayacağından emin olmak istiyoruz. İran rejimine söz konusu varlığı terörist faaliyetlerde bulunmasının veya bu tip faaliyetlerle etkileşim içinde olmasının hoş görülmeyeceğini, Venezuela'nın tüm Latin Amerika’yı etkileyebilecek terörist faaliyetlerin üssü olmasına izin vermeyeceğimizi açıkça ifade ettik.”