Avrupa’da koronavirüsün “üçüncü sıçrayış” korkusu

İtalya’da en hızlı vaka oranları kaydediliyor

Avrupa’da Kovid-19 salgınının tekrar merkez üssü olmak üzere olan İtalya’nın Padova kentinde bulunan bir pazarda maske takan vatandaşlar (EPA)
Avrupa’da Kovid-19 salgınının tekrar merkez üssü olmak üzere olan İtalya’nın Padova kentinde bulunan bir pazarda maske takan vatandaşlar (EPA)
TT

Avrupa’da koronavirüsün “üçüncü sıçrayış” korkusu

Avrupa’da Kovid-19 salgınının tekrar merkez üssü olmak üzere olan İtalya’nın Padova kentinde bulunan bir pazarda maske takan vatandaşlar (EPA)
Avrupa’da Kovid-19 salgınının tekrar merkez üssü olmak üzere olan İtalya’nın Padova kentinde bulunan bir pazarda maske takan vatandaşlar (EPA)

Avrupa ülkelerinin çoğu yeni tip koronavirüs (Kovid-19) günlük vaka sayılarında rekor kırmaya başladığından beri Dünya Sağlık Örgütü’ndeki (WHO) uzmanlar ilk kez geçen yılın sonlarına doğru Güneydoğu Asya’da çıkarak Avrupa’ya ve daha sonra da ABD’ye yayılan Kovid-19 salgınının “ikinci dalgasından” söz etmeyi bırakıp “üçüncü sıçrayışından” söz etmeye başladılar. Şu anda Avrupa kıtasının bir kez daha dünya çapında salgının merkez üssü olmasına ramak kaldı.
Son veriler Avrupa’daki yeni vaka sayısının sadece geçtiğimiz hafta yüzde 34 oranında arttığına ancak buna karşılık aynı süre içerisinde ABD kıtasında bu oranın yüzde altıyı bile geçmediğine işaret ediyor. WHO Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Batı Yarımküre’de kışın yaklaşmasıyla birlikte virüsün yayılmasının hızlanma ihtimalinin yüksek olduğuna” dair uyarıda bulundu. Ülkelere mümkün olan en kısa sürede gerekli tüm önlemleri alma ve sağlık sistemlerini güçlendirmek için tüm imkanları kullanma çağrısında bulundu. WHO uzmanları önümüzdeki haftalarda sağlık sistemleri üzerindeki baskının artmasını bekliyor.
Uzmanlar “üçüncü sıçrayış” hakkındaki konuşmalarını şu verilere dayandırıyor: En yüksek Kovid-19 vaka sayılarının kaydedildiği ilk 10 ülkenin içerisinde şu an ABD kıtasından altı ülke bulunuyor. Bunlar; ABD, Brezilya, Arjantin, Kolombiya, Peru ve Meksika. Avrupa ülkelerinden ise İspanya, Rusya ve Fransa olmak üzere üç ülke bulunuyor. Ancak son yedi gün içerisinde en fazla yeni vakanın kaydedildiği 10 ülke içerisinde Fransa, Rusya, İtalya, Çek Cumhuriyeti ve Hollanda olmak üzere beş Avrupa ülkesi bulunuyor. Polonya ise 12’nci sırada bulunuyor. Buna ilaveten şu an ABD kıtasındaki toplam vaka sayısı 18 milyonu aştı ve bunun yedi milyonu ABD’de, 5 milyonu ise Brezilya’da kaydedildi. Avrupa kıtasında ise toplam vaka sayısı 8 milyonu aştı ve bunun 1,2 milyonu yalnızca Rusya’da bulunuyor. Ancak geçen haftaki sayılar Avrupa’daki yeni vaka sayısının 700 bini aştığını gösteriyor ve bu aynı dönem içerisinde 800 bine ulaşan ABD kıtasındaki vaka sayısı ile neredeyse eşdeğer.
Avrupa’da salgının bu şekilde hızlanması WHO’da büyük bir endişe uyandırıyor. WHO Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Günlük vaya sayıları ve ölü sayılarında hızlı bir yükseliş ile karşı karşıyayız ve hala mevsimsel virüslerin yayılması ile genelde sağlık kurumları üzerindeki baskının kayda değer bir biçimde artış gösterdiği kış mevsiminin başlamasına da iki ay var” dedi.
WHO, Kovid-19’un Avrupa’da ölüme sebep olan hastalıklar arasında beşinci sıraya yükseldiği bilgisini paylaştı. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) Sözcüsü salgının Avrupa’daki durumuna ilişkin bu son yayılma hızıyla ilgili henüz yeterli bilimsel kanıt olmadığını ve yayılma hızının nedenlerden birinin soğuk hava olabileceğine dair baskın bir inanç olduğunu belirtti.
ECDC dün düzenli olarak yaptığı son açıklamada “Virüsün bulaşma oranının en çok arttığı yerlerin korunma gereksinimlerini sağlamayan evler ve kapalı alanlar olduğu görülüyor. Mesafeyi korur, testleri yoğunlaştırır, vakaları karantinaya altına alıp izlersek ve karantina önlemleri alır, ellerimizi yıkayıp maske takarsak önümüzdeki haftalarda bulaşma silsilesini kırmayı başaracağız” dedi.
ECDC açıklamasında “Avrupa’da salgının bulaşma oranlarında son zamanlarda yaşanan artıştan çıkarılabilecek ders, bugüne kadar izlenen kısıtlayıcı önlemlerin, ya düzgün uygulanmadıkları ya da yetersiz oldukları için istenen sonuçları vermediğidir” dedi. ECDC bu önlemlere doğru bir şekilde uyulması ve kamuya açık ve özel yerlerde toplanmaların kontrol altında tutulmasının, bugünden şubat ayının başına kadar merkeze üye olan 53 ülkede 281 bin kişinin hayatını kurtarabileceğini kaydetti. İtalya’nın güneyinde bulunan Calabria Üniversitesi tarafından mart ila mayıs ayları arasında yapılan bir araştırma sosyal mesafeye dikkat edilmesinin ve maske takılmasının virüsün yayılma oranını yüzde 1000 oranında azaltacağını ortaya koymuştu.
Günlerdir Avrupa’da görülen epidemiyolojik dalgalanmanın en bariz kanıtı İtalya’nın içinde bulunduğu durumdur. Zira İtalya salgının ilk aşamasında Avrupa’nın merkez üssü olan ancak salgını kontrol altına almayı başararak dünyada örnek teşkil eden ve günler öncesine kadar Avrupa’da en düşük vakaların kaydedildiği bir konumunu üç haftadan kısa bir sürede kaybederek en hızlı yayılma oranlarının kaydedildiği Avrupa ülkeleri arasında ilk sıraya oturdu.
İtalya hükümeti geçtiğimiz pazartesi akşamı gerektiğinde bölgeler tarafından alınan kararları aşan herhangi bir önlem alma hakkını saklı tutarak kriz yönetimi yetkilerini bölgesel otoritelere devretme kararı aldı. Bunun ardından Kuzey Lombardiya Bölge Valisi gece 23.00 ila sabah 05.00 saatleri arasında sokağa çıkma yasağı uygulanacağını duyurdu. Valinin duyurusu ile birlikte Campania Bölge Valisi de benzer bir karar aldı. Zira bölgenin başkenti Napolide günlerdir yeni vaka sayılarında hızlı bir artış görülüyor.
Günlerdir salgının hızla yayıldığı Ligurya, Piyemonte ve Veneto bölgelerinde önümüzdeki günlerde buna benzer adımlar atılacağına dair bir duyuru yapılmıştı. İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella vatandaşlarına, yapılan pek çok fedakarlık sayesinde son aylarda elde edilen başarıları sürdürmek için üst düzey bir sorumluluk gösterme çağrısında bulundu. Diğer taraftan Sağlık Bakanı Roberto Speranza, vatandaşlara evlerinde kalmaları ve temel ihtiyaçlar dışında evlerinden çıkmamaları çağrısında bulundu.
İlk dalga sırasında dünyada çapında salgının merkez üssü haline gelen Lombardiya bölgesi, ölümlerin ve hastanede tedavi görmesi gereken vaka sayısının sürekli artması ile tekrar İtalya’nın en çok vaka görülen bölgesi haline geldi. Bölgenin başkenti Milano şehrinde son 24 saat içerisinde bin 123 yeni vaka kaydedildi.
Campania Valisi geçtiğimiz pazartesi günü vaka sayılarının hızla artmasından dolayı okulların kapatılacağını duyurmuştu. Valinin bu kararı ebeveynlerin protestolarına ve Eğitim Bakanı’nın eleştirilerine yol açtı. Ancak vali dün kararında değişiklik yaparak ilkokul sınıflarında eğitimin devam etmesine karar verdi. Ligurya bölgesindeki yetkililer, lise derslerinin online olarak yapılmasına ve fiziksel sporların yapıldığı ve aynı şekilde üflemeli çalgıların kullanıldığı müzik dersleri gibi “tehlikeli derslerin” kaldırılmasına karar verdi.
Piyemonte bölgesi, tüm bölgede insanların toplu halde bulunmasını kesin bir şekilde yasaklamaya ve Cenova kıyı kenti içinde bulunan 4 “kırmızı semtte” sokağa çıkma yasağı uygulanmasına karar verdi.
İçişleri Bakanlığı, insanların toplu halde bulunmasını ve profesyonel olmayan spor faaliyetlerini yapmasını engelleyip sokaklarda maske takmasını sağlamak için merkezi hükümet ve bölge yetkilileri tarafından açıklanan son tedbir paketinin uygulanması için silahlı kuvvetlerin görevlendirildiğini duyurdu.
İtalya Başbakanı, ülkeyi genel olarak karantinaya almaktan kaçınmak için gerekli önlemlerin alınması konusunda ısrarcı olsa da İtalyan uzmanlar, önümüzdeki birkaç hafta içinde genel bir karantinadan kaçınmak için bir mucize olması gerektiği konusunda neredeyse hemfikir. Giuseppe Conte, aşının bu yılın bitiminden önce hazır hale geleceğini duyurmuştu, ancak ünü epidemiyolog Andrea Crisanti bunun doğru olmadığını söyleyerek aşıların önümüzdeki baharın başlangıcından önce hazır olmayacağını öne sürdü.
Hükümetin önümüzdeki birkaç gün içerisinde yeni bir katı kısmi izolasyon önlemleri paketi açıklayacağına dair beklentilerin ışığında Sağlık Bakanı Danışmanı ve WHO Yönetim Kurulu üyesi Walter Ricciardi, “Milano, Napoli ve Roma’daki epidemiyolojik durum kontrolden çıktı ve buna yalnızca kesin tedbirler yardımcı olabilir” dedi.



Pakistan Genelkurmay Başkanı’nın yetkileri, önerilen yasal değişiklikler kapsamında genişletilecek

Pakistan Genelkurmay Başkanı Asım Münir (Pakistan Ordusu)
Pakistan Genelkurmay Başkanı Asım Münir (Pakistan Ordusu)
TT

Pakistan Genelkurmay Başkanı’nın yetkileri, önerilen yasal değişiklikler kapsamında genişletilecek

Pakistan Genelkurmay Başkanı Asım Münir (Pakistan Ordusu)
Pakistan Genelkurmay Başkanı Asım Münir (Pakistan Ordusu)

Pakistan'da Genelkurmay Başkanı’nın halihazırda güçlü olan yetkileri daha genişletilirken Yüksek Mahkeme'nin yetkileri kısıtlanacak. Bu değişiklikler dün Pakistan parlamentosunun üst meclisi tarafından onaylanan anayasa değişiklikleri kapsamında gerçekleştirilecek. Ancak muhalefet kanadı bu adımın demokrasiyi zayıflatacağını söylüyor.

Tarih boyunca darbelerle boğuşan Pakistan, şu anda tarihinin en uzun süreli seçilmiş iktidarı dönemini yaşıyor. Ancak son yıllarda siviller hükümetteki güçlerini pekiştirmeye çalışırken, ordu açıkça iktidarı ele geçirmeden iktidar mekanizmaları üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdı.

Pakistan parlamentosunun üst meclisi Senato, pazartesi günü yaklaşık üç saat içinde, anayasa değişikliği için alışılmadık bir hızla ve muhalefetin tartışmayı boykot etmesinin ardından onayladığı değişiklik, şimdi yasaya dönüşmeden önce alt meclis Milli Meclis'e sunulacak. Önerilen değişiklikle, ABD Başkanı Donald Trump'ın ‘en sevdiğim mareşal’ dediği Genelkurmay Başkanı Asim Munir, ‘savunma kuvvetleri komutanı’ pozisyonunun oluşturulmasıyla hava kuvvetleri ve donanma da dahil olmak üzere ordunun genel komutasını üstlenecek. Görev süresini tamamladıktan sonra rütbesini koruyacak ve ömür boyu yasal dokunulmazlık hakkına sahip olacak.

Ordu uzun süredir geniş yetkilerle donatılmış olsa da, bu değişiklik ona geri alınması kolay olmayacak daha büyük bir anayasal destek sağlayacak. Şimdiye kadar, ordu komutanı hava kuvvetleri ve deniz kuvvetleri komutanlarıyla eşit konumdaydı ve onun üzerinde genelkurmay başkanı yer alıyordu, ancak bu pozisyon kaldırılacak.

Anayasa davaları artık Yüksek Mahkeme tarafından değil, hükümet tarafından atanan yargıçlardan oluşan yeni bir federal anayasa mahkemesi tarafından görülecek. Son yıllarda, Yüksek Mahkeme bazen hükümet politikalarını engelledi ve başbakanları görevden aldı. Eleştirenler, özenle seçilmiş yargıçların artık hükümeti etkileyen en hassas siyasi davaları, Yüksek Mahkeme'nin ise hukuk ve ceza davalarını göreceğini söylüyor.

Değişikliklere göre Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari de ömür boyu yargı dokunulmazlığı kazanacak. Enformasyon Bakanı Ataullah Tarar, geçtiğimiz mayıs ayında Hindistan ile yaşanan çatışmalara atıfla, “Tüm bu değişiklikler, yönetişim, federal hükümet ile eyaletler arasındaki koordinasyon ve savaşta kazanılan zaferin ardından savunma kapasitesinin güçlendirilmesi için yapılmıştır” dedi.

Hükümet, anayasa değişikliklerini geçirmek için parlamentoda yeterli desteğe sahip olduğundan emin olduğunu söyledi. Anayasa değişikliklerinin kabul edilmesi için, Senato ve Ulusal Meclis olmak üzere parlamentonun her iki kanadında da üye sayısının üçte ikisinin onayı gerekiyor.

Şu an hapiste olan eski Başbakan İmran Han tarafından kurulan en büyük muhalefet hareketi, değişiklikler konusunda kendilerine danışılmadığını söyledi. Gürültülü bir protesto sonrasında, muhalefet partileri dün, değişiklik tasarısı Senato'da tartışmaya açıldığında salonu terk etti. Han'ın lideri olduğu Adalet Hareketi, önerilen değişiklikleri kınadı.

Adalet Hareketi Uluslararası Basın Sözcüsü Zulfi Buhari, Reuters'a yaptığı açıklamada, “Bu değişiklik, iktidar koalisyonunun kurumsal denetim ve dengeyi zayıflatmak, muhalefeti susturmak, temel hakları kısıtlamak ve gücü kendi elinde toplamak için kullandığı bir araçtır” dedi.

Munir, geçtiğimiz mayıs ayında Hindistan ile yaşanan çatışmanın ardından generalden mareşal rütbesine terfi etti. Hukuk Bakanı Azam Nazir Tarar cumartesi günü yaptığı açıklamada, bu rütbenin anayasa tarafından korunacağını belirterek “Çünkü o tüm ulusun kahramanı” dedi. Pakistan ordusu, yorum talebine henüz yanıt vermedi. Güvenlik yetkilileri, kara kuvvetlerinin en önemli rolü üstlenmediği modern savaşın değişen doğasının, tüm silahlı kuvvetlerin ortak bir şekilde komuta edilmesini gerektirdiğini söyledi.

Hükümet, anayasa davalarının Yüksek Mahkeme'nin zamanının büyük bir kısmını alması ve davaların birikmesine yol açması nedeniyle Yüksek Mahkeme ile ilgili reformların gerekli olduğunu belirtiyor.


Şara’yı çok güçlü diyerek öven Trump: Zorlu bir geçmişiniz olmasaydı, bu fırsatı yakalayamazdınız

Suriye haber ajansı SANA'nın yayımladığı fotoğrafta, Trump ile Şara'nın Beyaz Saray'daki görüşmesinden bir kare görülüyor (AFP)
Suriye haber ajansı SANA'nın yayımladığı fotoğrafta, Trump ile Şara'nın Beyaz Saray'daki görüşmesinden bir kare görülüyor (AFP)
TT

Şara’yı çok güçlü diyerek öven Trump: Zorlu bir geçmişiniz olmasaydı, bu fırsatı yakalayamazdınız

Suriye haber ajansı SANA'nın yayımladığı fotoğrafta, Trump ile Şara'nın Beyaz Saray'daki görüşmesinden bir kare görülüyor (AFP)
Suriye haber ajansı SANA'nın yayımladığı fotoğrafta, Trump ile Şara'nın Beyaz Saray'daki görüşmesinden bir kare görülüyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün Beyaz Saray'da yapılan benzeri görülmemiş görüşmelerin ardından Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’yı överek onun savaş tecrübesinin savaşın yıktığı ülkesini yeniden inşa etmesine yardımcı olacağını söyledi.

Trump, dün sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda, Beyaz Saray'daki görüşmelerinin ardından Şara ile tekrar görüşmeyi ve konuşmayı sabırsızlıkla beklediğini söyledi.

8 Aralık'ta diğer gruplarla birlikte Beşşar Esed rejimini deviren askeri operasyonu yöneten Şara, 1946 yılındaki bağımsızlıktan bu yana Beyaz Saray'ı ziyaret eden ilk Suriye cumhurbaşkanı oldu. Fransız Haber Ajansı AFP’ye göre sadece bir yıl önce Ebu Muhammed el-Cevlani olarak bilinen Şara, El Kaide'nin Suriye kolu Nusra Cephesi’nden ayrıldığını açıklamadan önce Heyet Tahrir eş-Şam'ın lideriydi.

Trump, on yılı aşkın süren savaşın ardından Suriye'nin ‘başarılı olmasını’ istediğini belirterek, Şara’nın ‘bunu başarabilecek kapasitede’ olduğuna inandığını ifade etti. Medyadan uzak bir ortamda gerçekleştirilen görüşmenin ardından Trump, “O çok güçlü bir lider” dedi ve “İnsanlar onun zorlu geçmişinden bahsediyor, ama hepimizin zorlu bir geçmişi var... Dürüstçe söylemek gerekirse, zorlu bir geçmişiniz olmasaydı, bu fırsatı yakalayamazdınız” diye ekledi.

Trump, Suriye'nin, Gazze'de İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkesi güçlendirmek için güvendiği daha geniş kapsamlı Ortadoğu barış planının ‘büyük bir parçası’ olduğunu söyledi. Ancak, Şara'nın Suriye'yi ABD liderliğindeki DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyon’a (DMUK) dahil edeceği veya İsrail ile düşmanlıkları önlemek için bir anlaşma imzalayacağı yönündeki haberleri doğrulamadı.

Öte yandan Şara, korumaları tarafından çevrili olarak Beyaz Saray önünde kendisini karşılayan destekçilerini selamlamak için arabasından indi. Suriye Cumhurbaşkanlığı tarafından sosyal medya platformu X üzerinden yapılan bir paylaşımda, Şara ve Trump arasındaki görüşmelerde iki ülke arasındaki ilişkiler ve ‘bu ilişkileri güçlendirme ve geliştirme yolları ile ortak ilgi alanına giren bir dizi bölgesel ve uluslararası konunun’ ele alındığı belirtildi.

İnanılmaz dönüşüm

Trump'ın devlet başkanlarıyla yaptığı görüşmelerde izlenen olağan protokolün aksine, Şara ile yapılan görüşme basına kapalıydı. Ancak Suriye Cumhurbaşkanlığı, Trump'ın Oval Ofis'te Şara ile tokalaşırken çekilmiş fotoğraflarını yayınladı. Diğer fotoğraflarda ise Şara, ABD Başkan Yardımcısı J. D. Vance, Savunma Bakanı Pete Heggseth ve Genelkurmay Başkanı Dan Kane gibi ABD’li üst düzey yetkililerin katılımıyla Trump'ın karşısında otururken görülüyor.

xdft
Suriye haber ajansı SANA tarafından dağıtılan bir fotoğrafta, Şara, ABD’li ve Suriyeli üst düzey yetkililerin katılımıyla Trump'ın karşısında otururken görülüyor (AP)

Suriye'nin yeni liderliği, iktidara geldiğinden beri geçmişiyle bağlarını koparmaya ve sıradan Suriyelilere ve yabancı güçlere daha ılımlı bir imaj sunmaya çalışıyor. Uluslararası Kriz Grubu'nun (ICG) ABD Programı Direktörü Michael Wahid Hanna, Şara'nın Beyaz Saray ziyaretinin ‘katı çizgideki bir liderlikten küresel devlet adamlığına doğru olağanüstü dönüşümünde yeni bir adım atan ülkenin yeni lideri için son derece sembolik’ olduğunu söyledi.

Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı, ABD Başkanı ile ilk kez geçtiğimiz mayıs ayında Trump’ın bölge turu sırasında Suudi Arabistan'da bir araya geldi.

13 yıllık yıkıcı bir çatışmadan çıkan Suriye, Dünya Bankası'nın 216 milyar dolardan fazla olacağını tahmin ettiği yeniden inşa için finansman arıyor. Şara, Washington'a ulaştıktan sonra Uluslararası Para Fonu (IMF) Genel Müdürü Kristalina Georgieva ile yıllarca savaşa tanıklık eden Suriye'ye yardım etme olasılığını görüşmek üzere bir araya geldi. Ayrıca Suriyeliler tarafından kurulan kuruluşların temsilcileriyle de görüştü.

ABD Dışişleri Bakanlığı cuma günü Şara’yı küresel terörist yaptırım listesinden çıkardı. Bu beklenen bir karardı. Şara'nın Washington ziyareti, geçtiğimiz eylül ayında New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezi’ni ziyaret etmesinin ardından gerçekleşti. Şara, BM Genel Kurul toplantılarında konuşma yapan ilk Suriye cumhurbaşkanı oldu.

Bu arada Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Şara, Washington'ın düşmanlarına diplomatik açılımlar yaptı. Şara geçtiğimiz ekim ayında, Kremlin'in müttefiki Esed'in rejiminin düşmesinden bu yana ilk kez Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi.


ABD Yüksek Mahkemesi posta yoluyla oy kullanma konusunu görüşüyor

ABD başkanlık ön seçimlerinde oy kullanırken oy pusulasını sandığa atan bir seçmen (Arşiv - AP)
ABD başkanlık ön seçimlerinde oy kullanırken oy pusulasını sandığa atan bir seçmen (Arşiv - AP)
TT

ABD Yüksek Mahkemesi posta yoluyla oy kullanma konusunu görüşüyor

ABD başkanlık ön seçimlerinde oy kullanırken oy pusulasını sandığa atan bir seçmen (Arşiv - AP)
ABD başkanlık ön seçimlerinde oy kullanırken oy pusulasını sandığa atan bir seçmen (Arşiv - AP)

ABD Yüksek Mahkemesi dün, seçim gününden sonra gelen posta oylarının sayılması gerekip gerekmediğine ilişkin bir kararı görüşmeyi kabul etti. Bu karar, 2026 ara seçimleri için önemli sonuçlar doğurabilir.

Yargıtay tarafından değerlendirilmesi gereken bu hukuki ihtilaf, Cumhuriyetçi Parti'nin Mississippi eyaletinde, seçim tarihinden itibaren beş iş günü içinde, seçim gününden önce postaya verilmiş olması şartıyla oyların sayılmasına izin veren bir yasaya karşı yaptığı itirazla başladı. ABD’nin yaklaşık 30 eyaletinde benzer yasalar bulunuyor.

Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump, posta yoluyla oy kullanmayı eleştirdi ve kanıt sunmadan, bunun 2020 seçimlerinde Demokrat Joe Biden'a karşı yenilgisine katkıda bulunduğunu söyledi.

Bir federal yargıç bu davada Mississippi lehine karar verdi, ancak temyiz mahkemesi geçtiğimiz yıl, oy pusulalarının sayılabilmesi için seçim günü sonuna kadar ulaşmaları gerektiği gerekçesiyle bu kararı bozdu. Yargıtay'ın bu davayla ilgili kararını haziran ayı sonlarına kadar vermesi bekleniyor. Bu, kararın Kasım ayında yapılacak ara seçimlere uygulanması için yeterli zamanı sağlayacak.