ABD'li resmi medya kurumunun internet sitesi: "Aradığınız sayfa yok, tıpkı Türkiye'de basın özgürlüğü olmaması gibi"https://turkish.aawsat.com/home/article/2582196/abdli-resmi-medya-kurumunun-internet-sitesi-arad%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1z-sayfa-yok-t%C4%B1pk%C4%B1
ABD'li resmi medya kurumunun internet sitesi: "Aradığınız sayfa yok, tıpkı Türkiye'de basın özgürlüğü olmaması gibi"
Sitede ayrıca, basının "özgür" (mavi) ya da "kısmen özgür" (kahverengi) olarak listelendiği ülkelerle "özgür değil" (kırmızı) şeklinde tanımlandığı ülkeler harita halinde veriliyor (USAGM)
İstanbul/Şarkul Avsat
TT
TT
ABD'li resmi medya kurumunun internet sitesi: "Aradığınız sayfa yok, tıpkı Türkiye'de basın özgürlüğü olmaması gibi"
Sitede ayrıca, basının "özgür" (mavi) ya da "kısmen özgür" (kahverengi) olarak listelendiği ülkelerle "özgür değil" (kırmızı) şeklinde tanımlandığı ülkeler harita halinde veriliyor (USAGM)
ABD'de medya çalışmaları alanında faaliyet gösteren ABD Küresel Medya Ajansı (US Agency For Global Media, USAGM) adlı resmi devlet kurumunun internet sitesinde hatalı aramalarda Türkiye göndermeli mesajlar çıkmaya başladı.
Voice of America (VOA), Radio Free Europe/Radio Liberty (RFE/RL), Radio Free Asia (RFA), Küba Yayıncılığı Ofisi (OCB), Al Hurra TV ve Ortadoğu Yayın Ağları (MBN) adlı kuruşları çatısı altında toplayan kurumun sitesinde yanlış aramalar yapıldığında, "Üzgünüz. Aradığınız sayfa bulunmamaktadır. Tıpkı Türkiye'de basın özgürlüğünün olmaması gibi" ifadesi beliriyor.
Bu uyarıda verilen ülke adıysa Suriye, Rusya, İran, Çin, Irak, Afganistan, Küba, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kazakistan, Katar, Nijerya ve Kuzey Kore gibi basın özgürlüğü açısından eleştirilen ülkeler arasında anlık olarak değişiyor.
Devamında "Aradığınızı bulmanıza yardımcı olması için arama özelliğimizi kullanın. Dünya genelinde basın özgürlüğüne gelince, bunun üzerinde çalışıyoruz. Nasıl olduğunu buradan öğrenin: Basına Yönelik Tehditler" ifadesiyle verilen linkte de "USAGM ağları için haber yapan gazeteciler her gün risk altında. Bağımsız medyayı bastırarak ve görevlerini yapan gazetecileri hedef alarak uluslararası standartları ihlal eden bu tür eylemleri şiddetle kınıyoruz" mesajı yer alıyor.
Kurumun sitesinde ayrıca, "Basın Özgürlüğü" başlığı altında, medyanın "özgür" ya da "kısmen özgür" olarak nitelendirildiği ülkelerle, "özgür değil" şeklinde tanımlandığı ülkeler harita halinde veriliyor.
‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5163041-%E2%80%98hayalet-kamp%E2%80%99-bat%C4%B1-%C5%9Feriada-binlerce-ki%C5%9Fi-i%CC%87srail-operasyonlar%C4%B1-nedeniyle-yerinden
‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria'da büyüdüğü Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki evleri yıkmaya başladığında Malik Lütfi, sahip olduğu birkaç dakika içinde ailesinin eşyalarından ne alacağını düşünürken kafası karışmıştı.
Altı çocuk babası 51 yaşındaki Lütfi, yakınlardaki Tulkerim kentinde küçük bir oda kiraladı. Ancak kuşatma altındaki kampta elektronik ev aletleri tamirhanesine erişimi olmadığı için kirayı ödeyecek geliri yok ve ailesinin geleceği konusunda endişeli.
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin üzerini arayan İsrail askeri (DPA)
Lütfi şunları söyledi: “Bizi 27 Ocak 2024'te yerlerimizden ettiler. Bizi evlerimizden çıkardılar ve geri gelmememizi söylediler. Bu yüzden altı aydır Tulkerim Mülteci Kampı’na dönmedik. Kendi başımıza oradan ayrıldık, çoğu insan yanına hiçbir şey almadı.”
Lütfi, durumu kendisinden daha kötü olan, aşırı kalabalık okullarda ya da tarım arazilerinde yaşamak zorunda kalan çok sayıda aile tanıdığını söyledi.
Lütfi, “Hükümetten ve insanların masraflarının karşılanması için yardım sözü veren hayırseverlerden yardım bekliyoruz” dedi.
İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), İsrail operasyonlarının Batı Şeria'da Lütfi gibi on binlerce Filistinliyi evlerinden etmeye zorladığını bildirdi.
Bağımsız bir merkez olan B'Tselem, Tulkerim, Nur Şems ve Cenin mülteci kamplarında yaşayan yaklaşık 40 bin kişinin bu yıl askeri operasyonlar nedeniyle yerlerinden edildiğini belirtti.
İsrail, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tulkerim ve Cenin kentleri de dahil olmak üzere Filistinli militanların faaliyetlerine karşı harekete geçtiğini söylüyor.
Bir İsrail ordu sözcüsü dün yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu, kuvvetlerin bölgede serbestçe hareket etmesine ve engellenmeden hareket etmesine izin vermek için binaların yıkılmasını gerektiriyor.”
Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki İsrail askerleri (DPA)
Açıklamada, “Bu yapıları yıkma kararı operasyonel gerekliliğe dayanmaktadır ve alternatif seçenekler değerlendirildikten sonra alınmıştır” denildi.
İsrail'in yıkımları yaygın uluslararası eleştirilere neden oldu ve Filistinliler arasında İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği Batı Şeria'yı resmen ilhak etmek için organize bir çaba içinde olduğuna dair korkuların arttığı bir döneme denk geldi.
Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre görgü tanıkları, bu hafta buldozerlerin bina enkazları arasında ilerlediğini ve yeni yolların moloz ve beton bloklarla dolduğunu ifade etti. Bölge sakinleri kamyonların üzerine sandalye, battaniye ve mutfak aletleri gibi eşyalarını yığdı.
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin kimliğini kontrol eden İsrail askeri (DPA)
Tulkerim Valisi Abdullah Kemyil, yıkımların son haftalarda arttığını, yakındaki Tulkerim ve Nur Şems mülteci kamplarında 106 ev ve 104 diğer yapının yıkıldığını açıkladı.
Kemyil, “Tulkerim Mülteci Kampı'nda yaşananlar İsrail'in siyasi kararıyla işlenen bir suçtur ve bunun güvenlikle hiçbir ilgisi yoktur” dedi.
Kemyil sözlerine şöyle devam etti: “Operasyon devam ediyor, altyapının yıkımı sürüyor. Kampta hiçbir şey bırakmadılar. Tulkerim Mülteci Kampı, çeşitli yerlerinde sadece keskin nişancıların bulunduğu bir ‘hayalet kamp’ haline geldi.”
İsrail'in Batı Şeria'nın kuzeyinde ocak ayında başlattığı operasyon, 20 yıl önceki İkinci İntifada’dan bu yana gerçekleştirilen en büyük operasyonlardan biri.
Operasyonda insansız hava araçları (İHA) ve helikopterler tarafından desteklenen birkaç ordu tümeninin yanı sıra on yıllardır ilk kez ağır savaş tankları da kullanılıyor.
ABD ve Katar'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlama çabaları yoğunlaşırken, bazı uluslararası yetkililer ve insan hakları örgütleri de Batı Şeria'daki çalkantılı durumdan duydukları endişeyi dile getirdiler.
B'Tselem İletişim Direktörü Shai Barnes, “İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik mevcut saldırısında geliştirdiği taktik ve savaş doktrinlerini Batı Şeria'nın kuzeyinde de uygulamaya başladı. Bu, evlerin ve sivil altyapının kasıtlı ve yaygın bir şekilde tahrip edilmesini ve sivillerin ordunun savaş bölgesi olarak belirlediği alanlardan zorla göç ettirilmesini içeriyor” ifadelerini kullandı.
Hükümet içindeki ve dışındaki İsrailli aşırılık yanlıları, Filistinlilerin başkenti Doğu Kudüs olan ve Gazze Şeridi'ni de içine alacak bağımsız bir devlet kurmak istedikleri Batı Şeria'nın ilhak edilmesi için defalarca çağrıda bulundu.
İsrailli bakanlar Batı Şeria operasyonunun militan gruplarla mücadele dışında bir amacı olduğunu reddediyor. İsrail ordusu yaptığı açıklamada, uluslararası hukuka uyduğunu ve militanları hedef aldığını ifade etti.
Vali Abdullah Kemyil, yerinden edilmenin zaten ekonomik olarak zor durumda olan bir toplum üzerinde baskı yarattığını söyledi. Binlerce kişi camilere, okullara ve aileleriyle birlikte tıkış tıkış yaşadıkları evlere sığındı.
Altı ay sonra ilk kez geri dönen Lütfi, evlerdeki yıkımın boyutunun kendisini şok ettiğini söyledi.
Lütfi, “Çoğu insan gitti ve geri dönüp evlerine baktığınızda yıkılmış olduklarını görüyorsunuz. Yıkım çok büyük; geniş caddeler, altyapı, elektrik, internet… Eğer yeniden inşa etmek istiyorsanız, bu uzun zaman alacak” şeklinde konuştu.