ABD Kongresi’ndeki Cumhuriyetçiler "Mavi Dalga"yı yutuyor

Cumhuriyetçi Mitch McConnell, Kentucky Senatörü olarak Senato'daki sandalyesini korudu. (AFP)
Cumhuriyetçi Mitch McConnell, Kentucky Senatörü olarak Senato'daki sandalyesini korudu. (AFP)
TT

ABD Kongresi’ndeki Cumhuriyetçiler "Mavi Dalga"yı yutuyor

Cumhuriyetçi Mitch McConnell, Kentucky Senatörü olarak Senato'daki sandalyesini korudu. (AFP)
Cumhuriyetçi Mitch McConnell, Kentucky Senatörü olarak Senato'daki sandalyesini korudu. (AFP)

Demokratlar seçim gecesi yedikleri sert tokatın etkisinin ardından derin bir nefes alarak Senato'da çoğunluğu Cumhuriyetçilerden almak ve Temsilciler Meclisi'ndeki çoğunluklarını pekiştirmek için yasama yarışına tam bir umut ve güvenle girdiler. Ön sonuçların açıklanmasıyla, iddialarının gerçeklerden çok daha büyük olduğu ortaya çıktı.
Sonuçların tümü yayınlanmamasına ve son koltuk dağılımı belirlenmemesine rağmen mevcut tabloyu okumak ve bu tablodan Demokratların Mavi Dalga senaryosunu görebilmek kolay gözüküyor.

Demokratların Senato’daki hayal kırıklığı
Seçim gününden önce tüm beklentiler Cumhuriyetçilerin durumunun kritik olduğu ve Senato’da Demokratlar lehine çoğunluğu kaybedecekleri yönündeydi. Ancak Demokratlar, Senato'da elde edeceklerini düşündükleri sandalyeleri alamadılar. Cumhuriyetçi aday Joni Ernst Iowa eyaletinin koltuğunu tekrar kazanmayı başarırken, Cumhuriyetçi aday Steve Daines ise Demokratların güvendiği Montana'da Demokrat rakibini yendi.
Ancak seçim gecesi bu şekilde başlamadı. Demokratlar geceyi Colorado eyaletinde John Hickenlooper'ın Cumhuriyetçi Senatör Cory Gardner'ı yenilgiye uğratmasıyla açtılar. Ardından Demokrat Mark Kelly’nin Arizona eyaletinde Cumhuriyetçi Martha McSally'yi yenmesi üzerine Demokrat Parti'nin Senato’da çoğunluğu ele geçirmeye yakın olduğu belirtildi. Demokratların bunu başarmak için dört sandalyeye ihtiyacı vardı. Ancak Demokrat Doug Jones Alabama'daki sandalyesini kaybettiğinde hayalleri yıkılan Demokratların durumu zorlaştı.
Sonuçlar tam olarak netleşmese de Cumhuriyetçilerin bazı sandalyelerde kalacağına dair işaretler söz konusuydu. Bunlardan en önemlisi, Güney Karolina'daki koltuğunu korumayı başaran Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham oldu. Graham, Trump'a yakınlığıyla biliniyor ve çoğu kişi katıldığı yarışı başkanın popülaritesi üzerine bir referandum olarak görüyor. Buradaki başka bir sorun ise Demokratların Graham’ın rakibi Jaime Harrison'ın kazanması için muazzam meblağlar harcamış olmaları. Graham bu çabalarla alay etmekten geri durmadı. Zaferinden ardından seçim öncesinde Harrison'a yapılan bağışlara atıfta bulunarak, "Kalifornia ve New York'taki tüm liberallere söylüyorum, Çok para harcadınız" dedi. Graham ayrıca, kaybedeceğini tahmin eden anket sonuçlarıyla alay ederek, "Tüm katılımcılara şunu söylüyorum: Ne yaptığınız hakkında hiçbir fikriniz yok" şeklinde konuştu.
Güney Carolina, Demokratların geri dönüş almadan büyük miktarlarda para harcadığı tek eyalet değil. Cumhuriyetçilerin Senato Çoğunluk Lideri Mitch McConnell, Demokrat rakibi Amy McGrath’ın Yüksek Mahkeme dosyasına ve McConnell'in Trump'a Senato’da 20 yıldan fazla görev yapmış bir senatörü koltuğundan alması için destek verdiği duruma odaklanmaya çalışmasına rağmen, Kentucky eyaleti için sandalyesini kolaylıkla geri kazandı. Ancak McConnell'in zaferi, Cumhuriyetçi seçmenin muhafazakar yargıçlar dosyasını büyük ölçüde desteklediğini gösterdi. Özellikle de çoğunluk lideri ABD Başkanı Donald Trump döneminde iki yüzden fazla yargıcın güvenoyunu aldığını kanıtladı.
Bazı sonuçlar açıklanana kadar şu anki durumda Senato’da Demokratik ve Cumhuriyetçi bir eşitlik senaryosu mümkün görünüyor. Bu da ABD Başkan Yardımcısı’nın sözünün belirleyici olacağı anlamına geliyor. Bu durum iki parti için başkanlık yarışının sonucunun önemini artıracak.

Temsilciler Meclisi’nde koltuk kaybı
Demokratların yaşadığı hayal kırıklığı sadece Senato ile sınırlı kalmadı. Demokratların Mecliste daha fazla sandalye kazanarak buradaki demokratik çoğunluğu güçlendirecekleri yönünde parti liderleri arasında fikir birliği söz konusuydu. Ancak bunun aksine Cumhuriyetçiler kendileriyle Demokrat çoğunluk arasındaki uçurum farkını azaltarak daha fazla sandalye elde ettiler. Bu durum, son günlerde Meclis’te Demokratların zaferi hakkında büyük bir özgüvenle konuşan ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi 'ye doğrudan bir darbe niteliğinde oldu.
Bu sonuçlar Cumhuriyetçilerin çıkarına olmasına rağmen, Cumhuriyetçi adaylar ABD Başkanı Donald Trump başkanlığı kazandığını açıklayıp oylamanın durdurulmasını talep ettiğinde rahat bir nefes alamadılar. Trump’ın açıklamaları, genellikle çekingen davranan ve Başkanı eleştirmekten kaçınan çoğu Cumhuriyetçi adayı şoke etti. Ancak bu seferki tepkileri, bazılarının Trump'ın seçimlerin bütünlüğünü sorgulama yaklaşımına ne kadar karşı olduğunu gösterdi. Cumhuriyetçi Temsilci Adam Kinzinger, Twitter hesabından başkana yönelik yaptığı paylaşımda, “Dur. Tamamen dur. Oylar sayılacak ve ya kazanacak ya da kaybedeceksiniz. ABD bunu kabul edecek” ifadelerini kullandı.
New Jersey'nin eski Valisi ve Trump'ın danışmanı olan Chris Christie de Trump’a karşı net ve kınayıcı bir tutum takındı. Eski bir başsavcı olan Christie, Trump'a meydan okuyarak şu ifadeleri kullandı:
“Sizinle eski bir vali olarak değil, eski bir başsavcı olarak konuşuyorum. Başkanın bu geceki iddialarının dayanağı yok. Süreci değerlendirmeden önce her şeyi akışına bırakmalı ve oyları saymayı bitirmeliyiz.”
Eski Cumhuriyetçi Senatör ve Trump destekçisi Rick Santorum da Trump’ın açıklamaları hakkında yorum yaptı ve Trump'ın zafer ilanından dolayı duyduğu şoku dile getirerek,  "Hile kelimesinin kullanımı bence yanlıştı" dedi. Cumhuriyetçilerin Çoğunluk Lideri Mitch McConnell'in tavrı ise daha diplomatik bir cevapla, "Seçimleri kazanma iddiası oylar tamamen sayılmadan söz konusu olamaz" ifadesini kullandı. 
Yasama ve Başkanlık seçimleri sonuçlarının sonuçlanmasına kadar, geriye zihinlerde kalan en önemli sonuçlar şunlar olacak: Dalganın rengi mavi olmadı. Sonuçlar Demokratları sarsarken, liderlerinin yakın zamanda toparlanması mümkün olmayacak. Bununla birlikte, Temsilciler Meclisi başkanlığına Nancy Pelosi tekrar atanabilir.



Washington: Gazze'deki esirlerle ilgili görüşmelerde yeni bir ivme görünüyor

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan (Reuters)
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan (Reuters)
TT

Washington: Gazze'deki esirlerle ilgili görüşmelerde yeni bir ivme görünüyor

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan (Reuters)
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan (Reuters)

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan dün (Cuma) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmeyi ve kalan İsrailli esirleri serbest bırakmayı amaçlayan görüşmelerde yeni bir ivme gördüğünü belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre Sullivan, MSNBC'ye verdiği röportajda, “Bence şu anda Katar ve Mısır'ın yanı sıra İsrail'in de katılımıyla ileriye dönük bir yol bulmak için yeni çabalar sarf ediliyor” dedi.

Sullivan, “Bu esir değişimi görüşmelerinde yeni bir ivme ve yeni bir soluk görüyor muyum? Bence görüyorum” ifadelerini kullandı.

Axios internet sitesinin aktardığına göre, İsrailli yetkililer dün Mısırlı muhataplarına, İsrail'in Refah'ı işgal etmeden önce esirlerin serbest bırakılması için Hamas ile anlaşmaya varmak üzere ‘son bir şans’ vermeye hazır olduğunu bildirdi.

Axios'a konuşan bir yetkili, “İsrail Mısır'a Refah operasyonu hazırlıklarında ciddi olduğunu ve Hamas'ın ayak sürümesine izin vermeyeceğini bildirdi” dedi.


İsrailli aşırı sağcı Bakan Ben-Gvir trafik kazasında yaralandı

İsrailli aşırı sağcı Bakan Ben-Gvir trafik kazasında yaralandı
TT

İsrailli aşırı sağcı Bakan Ben-Gvir trafik kazasında yaralandı

İsrailli aşırı sağcı Bakan Ben-Gvir trafik kazasında yaralandı

İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in, içinde bulunduğu makam aracının karıştığı trafik kazasında ters dönmesi sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığı belirtildi.

Yerel basında çıkan haberlerde, Ben-Gvir'in içinde bulunduğu aracın Remle kentinde karıştığı kazada ters döndüğü kaydedildi.

Polis memurları, Ben Gvir'in ters dönen arabasının etrafını sardı (AP)

Kazada yaralanan Ben-Gvir'in tedavi amacıyla yakındaki bir hastaneye kaldırıldığı ve durumunun ciddi olmadığı aktarıldı.

Öte yandan sosyal medyada yer alan görüntülerde Ben-Gvir'in aracının başka bir araçla çarpıştıktan sonra ters döndüğü görülüyor.


AB'den Filistin'e 68 milyon avroluk insani yardım

AB'den Filistin'e 68 milyon avroluk insani yardım
TT

AB'den Filistin'e 68 milyon avroluk insani yardım

AB'den Filistin'e 68 milyon avroluk insani yardım

AB Komisyonundan yapılan açıklamada kararın, "Gazze'deki devam eden insani krizin kötüleşmesi ve sahadaki ihtiyaçların sürekli artması doğrultusunda" alındığı bildirildi.

Açıklamada 68 milyon avronun, halihazırda Gazze'de Filistinli sivillere insani yardım sağlayan kuruluşlara tahsis edileceği belirtildi.

Açıklamada, söz konusu yardımla Filistinlilere gıda, sağlık, barınma ve su desteğinin sağlanmasının amaçlandığı aktarıldı.


Washington’daki üniversite öğrencilerinin eylemi polis ablukası altında sürüyor

Washington’daki üniversite öğrencilerinin eylemi polis ablukası altında sürüyor
TT

Washington’daki üniversite öğrencilerinin eylemi polis ablukası altında sürüyor

Washington’daki üniversite öğrencilerinin eylemi polis ablukası altında sürüyor

Polis önce GWU’nun bahçesine çadır kuran protestocu öğrencilere müdahale ederek kampüs dışına çıkarmak istedi. Öğrencilerin direnmesi üzerine üniversite kampüsü içindeki bahçeyi demir bariyerlerle abluka altına alarak giriş ve çıkışları engelledi. Bahçede mahsur kalan öğrencilere diğer arkadaşları ve bazı öğretim görevlileri bariyerlerin arkasından slogan atarak destek oldu.

Üniversitenin bahçe kısmını demir bariyerlerle çevreleyen kampüs polisi gösteri yapan öğrencilerin ihtiyaçlarını gidermek için ana binadaki tuvaletleri dahi kullanmasına izin vermiyor. Bahçeye geçici tuvalet kuran öğrenciler, tuvalet gereksinimlerini orada karşılıyor. İçeride mahsur kalan arkadaşlarına yiyecek ve içecek getiren diğer öğrenciler, bir yandan da attıkları sloganlarla onlara destek oldular. Bası GWU öğretim görevlileri de öğrencilerine destek verdi.

George Washington Medya ve Halkla İlişkiler bölümünde Kamu Diplomasisi ve Küresel İletişim Enstitüsü Direktörü Doç. Dr. William Youmans, başka üniversitelerdeki meslektaşlarının, öğrencilerine destek verirken polis şiddetine maruz kalmasını ve gözaltına alınmalarını utanç verici bulduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

"Protestoculara karşı aşırı şiddet gösterildiği yerler oldu. Hem profesörlere hem de öğrencilere... Ve bu tamamen istenmeyen bir olay. Buna hemen bir son vermek gerekir. Çünkü bu, olayları daha da tırmandıracak. Bunlar ülke olarak değerlerimizle ters düşen uygulamalar. Maalesef üniversite yönetimi korku ile hareket ediyor. Gerek Kongreden, gerek yerel hükumetten, gerekse bağışçılardan büyük baskı görüyorlar. Üniversitemizin temel değeri olan karşılıklı düşünce alışverişini desteklemek yerine bunları yapıyorlar.”

Kampüste mahsur kalan öğrencilere ABD ordusunda görev yapmış gaziler de destek veriyor. Bunlardan biri de eski bir ABD istihbarat subayı olan Josephine Guilbeau. Polisin göstericilere karşı sert tutumunun geri teptiğini ifade eden Guilbeau, "Buradaki insanların sayısı, polis bunu durdurmak için ne yaparsa yapsın, daha da artacak. Bu daha başlangıç." dedi.

Kendini Meredyth olarak tanıtan bir kadın da öğrencilere annesiyle destek oluyor. Ona göre Amerikan halkı gençlerin sesine kulak vermeli. Genç anne "Üniversiteler bizleri etik ve ahlaki yönden önderlik ettikleri için çok temel bir görev görüyor. Umarım daha fazla Amerikalı uyanır ve daha fazla ölüm görmek istemeyen bu genç jenerasyona kulak verir. Daha fazla çocuğun ölmesine gerek yok. Ben bir anneyim ve daha fazla ölmüş çocuk görmek istemiyorum." sözleriyle duygulu anlar yaşadı.

ABD'de Filistin'e destek eylemleri her geçen gün yeni bir üniversiteye yayılıyor.

Columbia Üniversitesi yönetiminin Gazze'deki soykırımı destekleyen şirketlere sağladığı mali yatırımlara tepki göstermek için öğrencilerin, kampüs bahçesinde başlattıkları oturma eylemi 10'uncu gününe ulaştı.

Eylemler bu süre zarfında 22 farklı üniversiteye sıçradı ve her geçen gün yeni bir kampüste protesto çadırları kuruluyor. ABD'nin başkenti Washington'da eylemcilerin merkezi haline gelen George Washington Üniversitesinin bahçesi, Amerikan Dışişleri Bakanlığı Binasına 350 metre mesafede bulunuyor.


İsrailli hükümet yetkilisine göre, Netanyahu "barış anlaşması imzalanmasını" engelliyor

İsrailli hükümet yetkilisine göre, Netanyahu "barış anlaşması imzalanmasını" engelliyor
TT

İsrailli hükümet yetkilisine göre, Netanyahu "barış anlaşması imzalanmasını" engelliyor

İsrailli hükümet yetkilisine göre, Netanyahu "barış anlaşması imzalanmasını" engelliyor

İsrail devlet televizyonu KAN'a konuşan ismi açıklanmayan yetkili, "Netanyahu, kesinlikle anlaşmaya varmak istemiyor, zorluk ve engel çıkartıyor." dedi.

"Gelecek birkaç gün içinde (Filistinli gruplarla) bir anlaşmaya varmanın mümkün olduğuna" dikkati çeken İsrailli yetkili, Başbakan Netanyahu, anlaşma sürecini engellemek amacıyla (Mısır tarafının halihazırdaki teklifi dışında) kapsamlı bir anlaşma üzerinde çalışılmasını istedi." iddiasında bulundu.

İsrailli güvenlik birimlerinin Gazze’deki İsrailli esirlerin kurtarılması için bu anlaşmanın son fırsat olduğuna inandıklarını belirten yetkili, İsrailli güvenlik kurumları ve çoğu siyasi kurumun, Mısır’ın yeni önerisine yeşil ışık yakmak istediğini ileri sürdü.

İsrail’de muhalefet, Netanyahu’yu "siyasi sebeplerden dolayı" Filistinli gruplarla anlaşmaya varılmasını engellemekle suçluyor.

Mısır, Katar ve ABD, Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasına varılması, iki taraf arasında esir ve tutukluların değişimi amacıyla İsrail ile Hamas arasında aylardır dolaylı müzakereler yürütüyor.

Hamas’ın, İsrail saldırılarının sonlandırılması, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nden çekilmesi ve Filistinlilerin Gazze Şeridi’nin kuzeyine geri dönmeleri taleplerinin Tel Aviv yönetimince reddedilmesi nedeniyle görüşmeler henüz sonuçlanamadı.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 14 bin 685’i çocuk, 9 bin 670'i kadın olmak üzere 34 bin 356 Filistinli öldürüldü, 77 bin 368 kişi yaralandı.


Hollanda Başbakanı Rutte: NATO'nun güney kanadının Türkiye'nin liderliğine ihtiyacı var

Hollanda Başbakanı Rutte: NATO'nun güney kanadının Türkiye'nin liderliğine ihtiyacı var
TT

Hollanda Başbakanı Rutte: NATO'nun güney kanadının Türkiye'nin liderliğine ihtiyacı var

Hollanda Başbakanı Rutte: NATO'nun güney kanadının Türkiye'nin liderliğine ihtiyacı var

 

Rutte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Vahdettin Köşkü'nde görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Görüşmede, gündemde yer alan konuların ele alındığını söyleyen Rutte, ikili nitelikte konular olduğunu ancak jeopolitik önem taşıyan meselelerin de konuşulduğunu kaydetti.

Rutte, "Türkiye belirleyici bir rol oynuyor. Bunu yaparken de Gazze'deki durumu çözmeye yönelik çabalar sarf ediyor. Aynı zamanda Ukrayna'daki bu korkunç savaşla ilgili de çabaları var. O bakımdan siz önemli bir rol oynamaktasınız." diye konuştu.

Türkiye'nin bu ihtilafları çözüme kavuşturma gayreti içerisinde olduğunu vurgulayan Rutte, "Türkiye jeopolitik bir aktör. Türkiye'nin (bölgede) çok etkisi var." dedi.

Rutte, Türkiye ve Hollanda ilişkilerinin uzun yıllara dayandığını dile getirerek, görüşmede Gazze ve Ukrayna dahil olmak üzere birçok meselenin konuşulduğunu aktardı.

NATO Genel Sekreterliğine adaylığının söz konusu olduğunu söyleyen Rutte, şunları kaydetti:

"Türkiye NATO'da çok önemli bir müttefik. ABD'nin ardından Türkiye NATO bünyesindeki en büyük ikinci askeri gücü temsil ediyor. Türkiye zorlu bir bölgede, zor komşuları olan bir coğrafyada yer alan bir ülke. Maalesef gündeminde terörizm var."

Görüşmede terörle mücadelenin de ele alındığını kaydeden Rutte, "Bütün bu bölgede ve genel transatlantik ilişkilerinin istikrarı bakımından NATO'nun güney kanadının Türkiye'ye ihtiyacı var, Türkiye'nin liderliğine ihtiyacı var." ifadesini kullandı.


Dışişleri Bakanlığı: Sayın Cumhurbaşkanımızın hedef alınması, İsrail hükümetinin ruh halinin göstergesidir

Dışişleri Bakanlığı: Sayın Cumhurbaşkanımızın hedef alınması, İsrail hükümetinin ruh halinin göstergesidir
TT

Dışişleri Bakanlığı: Sayın Cumhurbaşkanımızın hedef alınması, İsrail hükümetinin ruh halinin göstergesidir

Dışişleri Bakanlığı: Sayın Cumhurbaşkanımızın hedef alınması, İsrail hükümetinin ruh halinin göstergesidir

Dışişleri Bakanlığı, İsrail Dışişleri Bakanı'nın sosyal medyadan yaptığı paylaşıma ilişkin "Gerçekleri tüm çıplaklığıyla dile getiren Sayın Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) hedef alınması, İsrail hükümetinin ruh halinin göstergesidir." ifadesini kullandı.

Bakanlık, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz'ın X sosyal medya platformundan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili yaptığı paylaşıma ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, İsrail Dışişleri Bakanı Katz'ın paylaşımının "ciddiyetsiz ve seviyesiz bir açıklama" olduğu vurgulandı.

Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi:

"Gerçekleri tüm çıplaklığıyla dile getiren Sayın Cumhurbaşkanımızın bu şekilde hedef alınması, İsrail Hükümetinin içinde bulunduğu ruh halinin göstergesidir. İsrail Hükümetinin tüm üyeleri adalet önünde mutlaka hesap vereceklerdir. Türkiye, İsrail’in Filistin halkına uyguladığı zulmü korkusuzca ve yüksek sesle dile getirmeye devam edecektir."

İsrail Dışişleri Bakanı Katz, X sosyal medya platformunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili bir görsel paylaşmıştı.


Japonya'da turistlere set çekme kararı alındı

3 bin 776 metrelik dağ, Asya ülkesinin en turistik yerlerinden biri (AFP)
3 bin 776 metrelik dağ, Asya ülkesinin en turistik yerlerinden biri (AFP)
TT

Japonya'da turistlere set çekme kararı alındı

3 bin 776 metrelik dağ, Asya ülkesinin en turistik yerlerinden biri (AFP)
3 bin 776 metrelik dağ, Asya ülkesinin en turistik yerlerinden biri (AFP)

Davranışlarına dikkat etmeyen yabancı turistlerden bunalan Japon yetkililer, meşhur Fuji Dağı'nda fotoğrafçıların yoğunluk oluşturduğu popüler bir noktaya bariyer kurma kararı aldı. 

Fujikawaguchiko kasabasındaki bir yetkili, 2,5 metre yüksekliğinde ve 20 metre genişliğindeki fileyi hafta içinde yerleştirmeyi planladıklarını duyurdu. 

Adının açıklanmaması koşuluyla Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan yetkili, "Kurallara saygı gösteremeyen bazı turistler yüzünden bunu yapmak zorunda kalmamız üzüntü verici" dedi. 

Ülkenin en yüksek dağı, Fujikawaguchiko'nun pek çok yerinden çekilebiliyor. Ancak aktif volkanın Lawson adlı marketin arkasında görülmesi, yasak noktasını diğerlerinden ayırıyor. Özellikle yabancı turistleri cezbeden şey; Japonya'daki yaygın market ağının, ülkenin bir başka sembolü olan Fuji Dağı'yla aynı karede yer alması.

Yetkili durumu şöyle açıklıyor:

Sosyal medyada bu noktanın çok Japon bir yer olduğuna dair bir nam salındı ki bu da popüler bir fotoğraf mevkii olmasını sağladı.

Tüm uyarılara ve işaretlere rağmen kaldırımlardaki ve fotoğraf için en iyi nokta olduğu iddia edilen diş kliniğinin çatısındaki yoğunluk giderilemeyince "son çare olarak" dev bariyer kararı alınmış. 

Yetkili, durumun değişmesi halinde geri adım atabileceklerini, zira bu kararı hiç almamış olmayı dilediklerini vurguluyor. 

Asya ülkesi pandemi kısıtlamalarından sonra turizmi teşvik etti. Ancak burada yakalanan başarı, mutsuzluğa da yol açtı. 

Bu yıl aşırı turizmle mücadele önlemlerini artıran Japonya, Kyoto'daki geyşa bölgesine giden ziyaretçilerin ara sokaklara girişini yasaklama kararı almıştı. 

Daha önce görülmemiş sayıda turistin gittiği ülkede aylık üç milyon turist barajı martta kırılarak yeni bir rekora imza atılmıştı. 

Diğer yandan Venedik, Kanarya Adaları, Amsterdam gibi yerlerden de turizmin neden olduğu sorunlarla alakalı haberler ve kararlar geliyor. 

Independent Türkçe, AFP, Guardian


Trump'ın ekibinin FED'in bağımsızlığına darbe planı deşifre oldu

Trump, kendi atadığı Powell'ın politikalarından rahatsızlığını sık sık dile getiriyor (Reuters)
Trump, kendi atadığı Powell'ın politikalarından rahatsızlığını sık sık dile getiriyor (Reuters)
TT

Trump'ın ekibinin FED'in bağımsızlığına darbe planı deşifre oldu

Trump, kendi atadığı Powell'ın politikalarından rahatsızlığını sık sık dile getiriyor (Reuters)
Trump, kendi atadığı Powell'ın politikalarından rahatsızlığını sık sık dile getiriyor (Reuters)

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın ekibinin, Merkez Bankaları Sistemi'nin (FED) bağımsızlığını azaltmaya yönelik planlar yaptığı öne sürüldü.

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Wall Street Journal'ın (WSJ) haberinde, Trump'ın müttefiklerinden oluşan küçük bir grubun, FED'in bağımsızlığını azaltmayı hedefleyen 10 sayfalık bir plan hazırladığı yazıldı. 

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen yetkililerin iddialarına dayandırılan haberde, grupta kimlerin yer aldığına dair bilgi paylaşılmadı.

Söz konusu plana göre ekip, faiz belirlerken FED'in Trump'a danışmasını zorunlu hale getirmek istiyor. 

Ayrıca Trump'a FED Başkanı Jerome Powell'ı istediği zaman görevden alma yetkisi verilmesi hedefleniyor. 

Normal şartlarda Powell'ın görev süresi 2026'da bitiyor. Trump, kasımda yapılacak seçimleri kazanması durumunda plan kapsamında Powell'ı bu tarihten önce görevden alabilir.

Trump'a yakın kaynaklar, 77 yaşındaki siyasetçinin danışmanlarına sık sık "faizin düşük tutulmasını istediğini ve bu süreçte söz sahibi olmadığı için hayal kırıklığı yaşadığını" söylediğini savundu.

Kaynaklar, ayrıca Trump'ın Powell'ın yerine FED'in başına geçecek bir kişi aradığını da belirtti. Konuşulan isimlere dair herhangi bir bilgi paylaşılmadı. 

2017-2021'de görev yapan Trump, Powell'ı 2018'de FED'in başına getirmişti. Ancak Trump, bu yıl şubatta yaptığı açıklamada, Demokrat rakibi ABD Başkanı Joe Biden ve Powell'ın "birlikte çalıştığını" iddia etmişti.

Trump, FED Başkanı'nın Demokratlara avantaj sağlayacak şekilde politika belirlediğini ileri sürerek "Bir daha seçilirsem Powell'ı FED Başkanı olarak atamayacağım" demişti. 

Haberde, Trump'ın söz konusu planlardan haberdar olup olmadığının bilinmediği belirtildi. Öte yandan bazı kaynaklar, eski ABD Başkanı'nın planları gizlice onayladığını savundu.

Trump'ın seçim kampanyası sözcüleri Susie Wiles ve Chris LaCivita iddiaları yalanlamazken, "Kampanya yetkililerinden veya Trump'ın kendisinden gelmediği sürece söylenenler resmi kabul edilmemelidir" dedi. 

Cumhuriyetçi Kuzey Dakota Senatörü Kevin Cramer, FED'in bağımsızlığının çok önemli olduğunu vurgulayarak, böyle bir hamleyi desteklemeyeceğini söyledi.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Reuters, CNN


Rusya, Ukrayna'ya karşı savaşan Amerikalının gizemli ölümünü tartışıyor

Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)
Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)
TT

Rusya, Ukrayna'ya karşı savaşan Amerikalının gizemli ölümünü tartışıyor

Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)
Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)

ABD yurttaşı Russell Bentley'in Moskova kontrolündeki Ukrayna topraklarında ölümü Rusya'da tepki yarattı. 

Ukrayna'nın doğusunda yer alan Rus ayrılıkçıların elindeki Donetsk'te geçen hafta yaşamını yitirdiği bildirilen Bentley'nin ölümü, Rusya'da ultramilliyetçilerden tepki topladı.

Rus devletine ait medya kuruluşu RT'nin genel yayın yönetmeni Margarita Simonyan, 19 Nisan'da Telegram hesabından yaptığı paylaşımda, 64 yaşındaki Teksaslının öldüğünü yazmıştı. Bentley'nin ölüm sebebi henüz netleşmedi. 

Bentley, Ukrayna ordusunun Donetsk'teki Petrovski bölgesine 8 Nisan'da düzenlediği topçu saldırısının ardından kaybolmuştu. Donetsk polisi, Bentley'nin bulunması için arama çalışması başlatıldığını bildirmişti.

Eşi Lyudmilla da "Teksas" lakaplı Bentley'nin Rus ordusuna ait 5. Tank Tugayı'ndaki askerler tarafından kaçırıldığını öne sürmüş ve serbest bırakılmasını istemişti.

2014-2017'de Donetsk'teki Kremlin yanlısı ayrılıkçıların safına katılarak buradaki Vostok Taburu'nda Ukrayna'ya karşı savaşan Bentley, 2021'de Rusya pasaportu da almıştı. 

Vostok Taburu'ndan yapılan açıklamada, Bentley'nin ölümünden sorumlu olanların tespit edilip cezalandırılması istendi. Birleşik Krallık'ın tanınmış gazetelerinden Guardian, taburdan gelen açıklamanın, Bentley'nin Ukrayna saldırısında öldürülmediğine işaret ettiğini yazdı.

fv gfv
Bentley, Kremlin'e bağlı Sputnik'de muhabirlik de yapmıştı (@bentleyrussell / Instagram)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, 24 Şubat 2022'de savaşı başlatmadan kısa süre önce bağımsızlığını tanıdığı Donetsk Halk Cumhuriyeti yönetimi, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını bildirdi. 

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), Bentley'nin ölümünün ultramillyetçileri ayağa kaldırdığını yazdı.

Blogger Yegor Guzenko, Telegram'daki paylaşımında, Bentley'nin ölümüyle Rus paralı asker şirketi Wagner lideri Yevgeni Prigojin'in ölümü arasında paralellik kurarak, "Teksas öldürüldü! Pek çok kardeşimizi öldürdükleri gibi. Prigojin'i ve doğruyu söyleyen ve dürüstçe Rusya'yı savunan herkesi öldürdükleri gibi!" ifadelerini kullandı.

Geçen yıl haziranda Kremlin'e karşı isyan başlatan Prigojin'in ağustosta bindiği uçak seyir halindeyken patlamıştı. Prigojin ve yanındaki 10 kişi ölmüştü. Olayın ardından gözler Kremlin'e çevrilmiş, sözcü Dmitri Peskov olaydan Moskova'nın sorumlu olmadığını iddia etmişti.

Ukrayna'da Kremlin yanlısı eski milletvekili Oleg Tsaryov da Telegram'da Bentley'nin ölümüne tepki göstererek "Suçlular bulunup cezalandırılmazsa kendinizi başka olaylara hazırlayın. Unutmayın ki basında sadece medyatik ünlülerin hikayeleri yer alıyor. Medyatik olmayan ve bilmediğimiz kaç kişinin hikayesi vardır" diye yazdı.

Tsaryov, ekimde silahlı saldırıya uğramış, suikast girişimini Ukrayna Güvenlik Servisi üstlenmişti. Kremlin'in savaşın ilk günlerinde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'yi devirip yerine Tsaryov'u getirmeyi planladığı da bildirilmişti.

Independent Türkçe, Guardian, Wall Street Journal, Reuters