Joe Biden başkanlık 'zaferini' kutlamaya hazırlanıyor

Biden taraftarları dün Philadelphia sokaklarında Biden’ın "zaferini" kutladılar. (Reuters)
Biden taraftarları dün Philadelphia sokaklarında Biden’ın "zaferini" kutladılar. (Reuters)
TT

Joe Biden başkanlık 'zaferini' kutlamaya hazırlanıyor

Biden taraftarları dün Philadelphia sokaklarında Biden’ın "zaferini" kutladılar. (Reuters)
Biden taraftarları dün Philadelphia sokaklarında Biden’ın "zaferini" kutladılar. (Reuters)

Demokratların adayı Joe Biden, Pensilvanya ve Georgia'da Donald Trump'ın önüne geçmesinin ardından zafere yakın olan isim oldu. Trump’ın seçim kampanyası ise seçimlerin henüz bitmediğini belirterek, savaşı mahkemelere taşıma niyetini yineledi.
Seçimlerin ardından özellikle Pensilvanya ve Georgia başta olmak üzere bir dizi salıncak eyaletin kırmızıdan maviye  (Demokratların rengi) dönüşmesinin ardından Başkan Trump'ın Beyaz Saray'da 4 yıl daha kalma ihtimali azaldı. Bununla birlikte Biden, Arizona ve Nevada'da, 538 delegeden oluşan Seçiciler Kurulu’ndan gerekli 270 oyu almaya yakın olduğu için ABD'nin 46. başkanı olmaya yaklaştı.

3 senaryo
ABD’deki son gelişmelerle ilgili olarak, ABD tarihinin en büyük seçim mücadelesini çözüme kavuşturmak için sadece 3 seçenek kaldı:
Birincisi, Başkan Trump'ın yenilgiyi kabul ederek Biden'ın zaferini onaylaması. İkincisi, mahkemelerin sonuçların geçersiz kılınması veya oyların yeniden sayılması amacıyla Cumhuriyetçiler tarafından açılan tüm davaları reddetmesi. Diğer bir seçenek ise Yüksek Mahkeme de dahil olmak üzere mahkemeler aracılığıyla Cumhuriyetçiler tarafından sunulan bazı dilekçelerin kabul edilmesi. Üçüncüsü, 45. ABD Başkanı Donald Trump'ın tekrar başkan olabilmesi için tek umudu. Trump, bu umuda tutunarak dün (Cuma) yaptığı açıklamada ABD Yüksek Mahkemesi’ne başvurmaya kararlı olduğunu gösterdi. Ancak pratikte böyle bir adımı atıp atmayacağı konusunda net bir açıklamada bulunmadı.
Uzmanlar, ABD mahkemelerindeki dava prosedürlerinin seçim süreci sırasında veya oyları sayarken hile yapıldığı iddialarına ilişkin kanıt gerektirdiğini söyledi. ABD’de, ilgili eyaletlerdeki yargı sistemleri anlaşmazlıkları çözemezse veya ABD anayasasını ihlal etme durumu söz konusu ise dava Yüksek Mahkeme'ye aktarılıyor.

Oyların sayımı devam ediyor
Biden, Perşembe gece yarısından itibaren devam eden oy sayımının ardından Beyaz Saray'ın kapılarına gittikçe daha fazla yaklaştı. Demokratların adayı Biden, Trump'ın önde gittiği Pensilvanya'da az farkla Trump’ın önüne geçmeyi başardı. Gece yarısı sayılan oylar 50 binden fazlayken, sabah bu sayı birkaç bin daha arttı. Ardından öğle saatlerinde işler tersine döndü ve Biden 9 bin oyla öne geçti. Pensilvanya'daki sayım işlemlerinin gözlemcileri ise kalan 130 bin oyun çoğunun Demokrat adayın lehine olacağını öne sürdüler. Böylelikle Biden, Seçiciler Kurulu’nda 270 oy alabilmek için diğer eyaletlerden elde ettiği 253 oyuna 20 kıdemli delege eklemiş olacak.
Kötü haberler, seçime hile karıştırıldığı yönündeki suçlamalarını tekrarlayan ve Yüksek Mahkeme’ye başvurma kararlılığını vurgulayan Başkan Trump'ın seçimi kazanma şansını olumsuz yönde etkiledi. Biden’ın, Pensilvanya'da zirvede kalması için posta yoluyla oy pusulalarının düzenli bir şekilde birikmesi üzerine, açıklanmayan oy pusulalarının sayısı azaldıkça Trump'ın kazanma şansı da azalırken, Cumhuriyetçi kampanya yenilgiyi önlemek için giderek daha fazla yasal engellere başvurdu. Biden'ın Michigan ve Wisconsin'deki zaferleri, ABD’nin Ortabatı eyaletlerindeki en önemli "mücadele alanları" arasındaydı. Çünkü bu iki eyalet Biden’ı güçlü bir konumda tutarken zafere ulaştıracak seçeneklerden biriydi. Bu nedenle Trump'ın Pensilvanya'da acilen bir zafere ihtiyacı vardı.
Biden, sayımlar bittikten sonra Georgia'da Trump'ı geride bıraktığı gibi Pensilvanya'da da oy sayımı bitene kadar Trump'ı geride bırakmaya devam ederse başkanlığı kazanacak. Ancak eyaletteki yetkililer, dar marjın yeniden oy sayımını kaçınılmaz hale getireceğini öne sürdü. Biden, Arizona'da da önde giderken Nevada'daki liderliğini ikiye katladı. Bunlar, liderliği ele geçiren Biden’ı Başkanlığa neredeyse yaklaştırdı.

Zaferi ilan etmeye hazırlık
Biden, halk oylamasını 4 milyondan fazla oyla kazandı. Phoenix'ten ve banliyölerindeki oy pusulaları sayıldıktan sonra Arizona'da daha fazla oy aldı.
Biden, memleketi Delaware'de koronavirüs pandemisinin gelişmeleri hakkında kendisini bilgilendirmeleri için ekonomi ve sağlık danışmanlarıyla görüşerek Başkanlık görevini üstlenmeye hazırlanan bir tavır takındı. Demokratların başkan adayı, son günlerde halka seslenerek zaferi ilan etmek için acele etmemelerini ve salıncak eyaletlerde henüz oylar sayılırken "biraz sabırlı” olmalarını istedi. Biden açıklamasında, "Demokrasi bazı durumlarda kaotik olabilir" dedi. Biden’ın seçim kampanyasından bir yetkili gazetecilere verdiği demeçte, “Demokrat adayın konuşmasını Cuma günü yerel saatle akşam vakti yapma niyetinde olduğunu" bildirdi. Bunun üzerine çok sayıda gazeteci Wilmington şehrine akın ederek tören prosedürlerinin tüm hızıyla sürdüğü küçük eyalette Biden'in evinin yakınındaki Westin Oteli'nin önünde toplandı. Gönüllüler, Biden'ın kampanyası ve Başkan Yardımcısı adayı Kamala Harris ile ilgili binlerce afiş dağıttı. Özel güçler, Biden'ın konuşmasını yapacağı dev Amerikan bayraklarıyla süslenmiş bir platformun yakınına birçok kontrol noktası kurdu.
Biden’ın seçim kampanyasından bir yetkili, sürecin iki parti için de son derece zahmetli olduğunu, kazananın açıklanmasının ardından yaşanacak kargaşa nedeniyle yaygın bir endişenin hakim olduğunu belirtti. Seçim yetkilileri, oy sayımıyla ilgili birkaç sorun olduğunu kaydetti. Adayların farklı tepkileri, önümüzdeki günler ve haftalarda yaşanacak nasıl bir tavır takınacaklarını gösterdi. Sayımın bitmesi, zorlu bir yasal sürece ve yeniden sayım için davalar yöneltilmesine yol açacak. Biden’ın siyasi meselelere odaklanması, zaferini ortaya koyan bir atmosfer yaratmayı hedeflediğini  gösteriyor. Bu amaçla, salgınla ilgili bir bildiri yayınlayan Demokratlar, ABD'nin Perşembe günü 121 bin 200 yeni vaka kaydettiğini hatırlattı.

Savaş “henüz bitmedi”
Başkan Trump'ın kampanya ekibi, Biden 4 büyük salıncak eyalette önde olmasına rağmen sonuçlar açıklandıktan sonra Trump’ın yeniden seçileceği konusunda ısrar ediyor. Trump’ın seçim kampanyasının genel danışmanı Matt Morgan yaptığı açıklamada, "Bu seçim henüz bitmedi. Joe Biden'ın kazandığına dair yanlış tahmin, nihai karar olmayan dört eyaletteki sonuçlara dayanıyor” ifadesini kullandı. Morgan açıklamasında, Georgia eyaletindeki oyların yeniden sayılmaya başlandığını ve Pensilvanya'da birçok düzensizlik olduğunu belirtti. DPA’nın haberine göre son göstergelerde Trump'ın şu ana kadar yenilgisini kabul etmeye niyeti olmadığına dair bir durum söz konusu. 
Başkan Trump'ın kampanya ekibi, hukuki bir sürece girerek bazı eyaletlerde oyların yeniden sayılmasını talep etti. Ayrıca  diğer bölgelerde "yasadışı" veya "uygunsuz" oy pusulalarının geçersiz kılınması çağrısında bulundu. Başkan Trump, Wisconsin’de oyların yeniden sayılmasını istedi. Bunun yanı sıra, Cumhuriyetçi gözlemcilerin oylamaların salı günü sona ermesinin ardından postayla gelen oy pusulalarının sayımına katılmalarına izin verilmediği gerekçesiyle Cumhuriyetçi kanat Pensilvanya, Michigan ve Georgia'da davalar açtı. Ancak Georgia ve Michigan'daki yargıçlar bu davaları hemen reddettiler. Georgia’daki yerel yetkilileri, Cumhuriyetçilerin ve Demokratların adayları arasındaki az fark nedeniyle durumun yeniden ele alınmasına dair istekli olduklarını kaydettiler.
Başkan Trump'ın söz konusu suçlamaları, posta oylamasının yaygın bir sahtekarlığa yol açacağından aylardır bahsetmesi nedeniyle sürpriz olmadı. Ancak bu iddialarına dair net bir kanıt sunmadı. Maryland Eyalet Valisi Cumhuriyetçi Larry Hogan, Başkan Trump’ın açıklamalarını eleştirerek, "Başkanın demokratik sürecimizi baltalayan yorumlarının savunulacak bir tarafı yok. ABD oyları sayma sürecinde ve çıkacak sonuçlara daha önce yaptığımız gibi saygı duymalıyız" diye konuştu. Öte yandan, Nevada eyalet başsavcısı ise eyalet yetkililerinin seçime hile karıştırıldığına dair herhangi bir kanıt sunulmadığı için Trump’ın seçim kampanyasının yetkililerinin oyların geçersiz kılınmasına dair dava açma girişimini reddettiklerini belirtti. Başsavcı Aaron Ford açıklamasında, "Dün gece geç saatlerde yaptıkları bu altı sayfalık şikayet metni tek kelimeye eşit o da “çöp”. Bu sadece, bu insanların seçimi kendi lehlerine rayından çıkarmak için gösterecekleri son çabalara işaret ediyor" şeklinde konuştu.



Trump: İsrail Katar'a tekrar saldırmayacak, ilk saldırıdan önceden haberim yoktu

TT

Trump: İsrail Katar'a tekrar saldırmayacak, ilk saldırıdan önceden haberim yoktu

Trump: İsrail Katar'a tekrar saldırmayacak, ilk saldırıdan önceden haberim yoktu

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Katar'a tekrar saldırmayacağını vurguladı.

Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dan geçtiğimiz hafta İsrail'in Katar'ın başkenti Doha’da düzenlediği ve Hamas liderlerini hedef alan saldırıları hakkında önceden herhangi bir bildirim almadığını söyledi.

Trump’ın bu açıklamasından kısa bir süre önce ABD merkezli haber sitesi Axios, Netanyahu'nun Doha’daki saldırı gerçekleştirilmeden kısa bir süre önce Trump'a bilgi verdiğine dair bir haber yayınladı.

Reuters'ın aktardığına göre ABD yönetimi saldırıdan ancak füzeler fırlatıldıktan sonra haberdar olduğunu açıkladı. Bu durum Trump'a saldırıya karşı çıkma fırsatı bırakmadı.

Axios, İsrailli yetkililerin, Beyaz Saray'ın saldırıyı önceden bildiğini, ancak saldırıyı durdurmak için fırsat penceresinin sınırlı olduğunu söylediğini aktardı.

İsrail, geçtiğimiz salı günü Katar'a düzenlediği hava saldırısında Hamas’ın siyasi liderlerine suikast girişiminde bulunarak Ortadoğu'daki askeri operasyonunun kapsamını genişletti.

Saldırı, Ortadoğu ve ötesinde bölgedeki gerginliği tırmandıracak bir eylem olarak geniş çapta kınandı.

Trump daha önce, İsrail'in Katar'a saldırı kararı almasına katılmadığını belirtmişti.

Trump dün, Netanyahu'nun kendisine İsrail'in Katar'daki Hamas liderlerini hedef alacağını doğrudan bildirip bildirmediği sorulduğunda “Hayır, hayır, bildirmedi” yanıtını verdi.

Axios'un haberinin ardından Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada da, saldırının İsrail tarafından gerçekleştirilen ‘tamamen bağımsız’ bir operasyon olduğu vurgulandı.

Washington, hem İsrail hem de Katar'ın müttefiki olarak kabul edilirken, Doha, Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasına varılması için arabulucu rolünü üstleniyor.


Lazzarini: İsrail, Gazze kentinde dört günde 10 UNRWA binasını bombaladı

Dün Gazze kentinde İsrail’in düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı hasarı inceleyen Gazzeliler (Reuters)
Dün Gazze kentinde İsrail’in düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı hasarı inceleyen Gazzeliler (Reuters)
TT

Lazzarini: İsrail, Gazze kentinde dört günde 10 UNRWA binasını bombaladı

Dün Gazze kentinde İsrail’in düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı hasarı inceleyen Gazzeliler (Reuters)
Dün Gazze kentinde İsrail’in düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı hasarı inceleyen Gazzeliler (Reuters)

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, İsrail'in sadece son dört günde Gazze Şeridi’nin Gazze kentinde aralarında şu an binlerce yerinden edilmiş kişinin barınak olarak kullandığı yedi okul ve ikisi kliniğin de olduğu 10 UNRWA binasını bombaladığını açıkladı.

İsrail, birkaç gün önce Gazze kentindeki yüksek katlı konut binalarını kademeli olarak yıkmaya başladı. Bu durum, yerinden edilmiş ailelerin sayısını artırdı ve onları zorla yerinden etti. Filistin resmi haber ajansı WAFA'nın bugün aktardığı bir habere göre insan hakları örgütleri, bunun amacının kent sakinlerini güneye kaçmaya zorlamak olduğu konusunda uyardı.

Lazzarini, UNRWA tarafından sosyal medya platfromu X hesabından paylaşılan açıklamasında, hava saldırılarının yoğunlaştığı Gazze kentinde ve Gazze Şeridi’nin kuzeyinde güvenli bir yer ve güvenli bir kimse olmadığını, bu durumun daha fazla Filistinliyi bilinmeyene kaçmaya zorladığını vurguladı.

Lazzarini’nin açıklaması şöyle devam etti:

“Gazze Şeridi’nin kuzeyinde bulunan ve sağlık hizmeti verilen tek yer olan eş-Şati Mülteci Kampı’ndaki sağlık hizmetlerini askıya almak zorunda kaldık. Hayati önem taşıyan su ve hijyen hizmetlerimiz ise şu anda sadece yarı kapasiteyle çalışıyor.”

Sadece son dört gün içinde Gazze kentinde 10 UNRWA binasının hedef alındığını belirten UNRWA Genel Komiseri, acil ateşkes çağrısında bulundu.

Hamas, İsrail ordusunun 11 Ağustos'tan bu yana en az bin 600 konut binası ve 13 bin çadırı bombaladığını açıkladı.

Yerel yetkililere göre İsrail’in yaklaşık iki yıldır Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaş sırasında 64 binden fazla insan öldü.


Netanyahu: Trump İsrail'in en büyük dostu, Rubio: Hamas silahlarını bıraksın!

İsrail Başbakanı Netanyahu, bugün Kudüs'te yapılan toplantı öncesinde ABD Dışişleri Bakanı Rubio ile tokalaşırken (EPA)
İsrail Başbakanı Netanyahu, bugün Kudüs'te yapılan toplantı öncesinde ABD Dışişleri Bakanı Rubio ile tokalaşırken (EPA)
TT

Netanyahu: Trump İsrail'in en büyük dostu, Rubio: Hamas silahlarını bıraksın!

İsrail Başbakanı Netanyahu, bugün Kudüs'te yapılan toplantı öncesinde ABD Dışişleri Bakanı Rubio ile tokalaşırken (EPA)
İsrail Başbakanı Netanyahu, bugün Kudüs'te yapılan toplantı öncesinde ABD Dışişleri Bakanı Rubio ile tokalaşırken (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio bugün, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi. Görüşme, İsrail'in en yakın müttefiki ABD’nin Gazze'de ateşkes sağlanması yönündeki çabalara engel teşkil eden Katar'a yönelik hava saldırılarına dair endişelerini dile getirmesinin ardından gerçekleşti.

Netanyahu, Rubio ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında ‘İsrail'in ABD’den daha iyi bir müttefiki olmadığını, ABD Başkanı Donald Trump'ın dünyayı daha iyi bir yer haline getirdiğini ve İsrail'in en büyük dostu olduğunu’ söyledi. İsrail Başbakanı, ABD Dışişleri Bakanı Rubio’nun ziyaretinin, ABD’nin terörle mücadelede İsrail'in yanında olduğu mesajını açıkça verdiğini vurguladı.

Gazze'de tutulan İsrailli rehineleri kurtarmakta kararlı olduklarını söyleyen Netanyahu, “Hamas'ı yenmeliyiz. Hamas’ın Katar'daki liderlerini bombalama kararımız, İsrail'in bağımsız bir kararıydı ve saldırının tüm sorumluluğunu üstleniyoruz” dedi.

dfrgt
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde Ağlama Duvarı'nı ziyaret ettiler (AP)

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, şunları söyledi:

“İsrail ile dostluğumuz barışın ötesinde teknoloji ve ekonomiye kadar uzanıyor. Hamas, silahlı faaliyetlerini sürdürerek barış ve istikrarı tehdit etmeye devam edemez. Başkan Trump bu konuda kararlı.”

ABD’nin Katar'ı Gazze Şeridi ile ilgili üstlendiği yapıcı rolünü sürdürmesi için teşvik edeceğini belirten Rubio, Hamas'ın silahlarını teslim edip pes etmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu hedefe ulaşmak için ilerliyoruz” dedi.

Rubio, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hamas, bölgenin istikrarını tehdit eden silahlı bir örgüt olmaktan vazgeçmeli, aksi takdirde barış için hiçbir şans kalmaz.”

ABD Dışişleri Bakanı, İsrail ile ABD arasındaki dayanışmanın vurgulandığı bu ziyaretinin tarihini, Fransa ve Suudi Arabistan'ın Birleşmiş Milletler'de (BM) Filistin devletini tanımak için düzenlediği ve Netanyahu tarafından kınanan zirveden bir hafta önceye denk getirdi.

Donald Trump yönetimi, İsrail’in geçtiğimiz hafta ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük hava üssünün bulunduğu Katar topraklarına düzenlediği hava saldırısı karşısında şaşkına döndü. Saldırı, ABD tarafından Gazze Şeridi'nde ateşkes için sunulan yeni öneriyi görüşmek üzere bir araya gelen Hamas'ın üst düzey liderlerine suikast düzenlemek amacıyla gerçekleştirildi.

Trump yıllardır Netanyahu'nun en sadık savunucularından biri olmasına rağmen, dün yaptığı açıklamada ülkesinin Katar'a desteğini yineledi.

Trump, gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Katar çok büyük bir müttefik. Bu yüzden İsrail ve diğerleri dikkatli olmalı. İnsanlara saldırdığımızda dikkatli olmalıyız.”

Öte yandan Netanyahu dün Kudüs'teki Ağlama Duvarı'nda Rubio ile dua ederken, ABD ile ittifakın hiç bu kadar güçlü olmadığını belirtti.

Trump, 9 Eylül'de İsrail'in Doha'ya yaptığı benzeri görülmemiş saldırıdan duyduğu hoşnutsuzluğu dile getirmiş olsa da Rubio da cumartesi günü İsrail'e gitmeden önce Trump'ın saldırıdan ‘memnun olmadığını’ doğruladı, ancak bu anlaşmazlığın ‘ABD-İsrail ilişkilerinin niteliğini değiştirmeyeceğini’ vurguladı.

Rubio, Netanyahu ile İsrail'in yıkılmış Gazze Şeridi'nin en büyük kentsel merkezi olan Gazze kentini kontrol altına alma planlarını ve İsrail hükümetinin bir Filistin devletinin kurulmasını engellemek amacıyla Batı Şeria'nın bazı bölgelerini ilhak etme konusundaki görüşlerini tartışacağını da sözlerine ekledi.

dfgt
ABD Dışişleri Bakanı Rubio dün Kudüs'ün Eski Şehir bölgesindeki Ağlama Duvarı'nı ziyaret ettiği sırada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee arasında dururken (Reuters)

Rubio, Trump'ın 7 Ekim 2023'te kaçırılan İsrailli rehinelerin salıverilmesi ve Hamas'ın oluşturduğu tehdidin sona ermesiyle Gazze savaşının ‘sonlanmasını’ istediğini vurguladı.

“Ebedi başkent”

ABD, Avrupa ülkelerinin aksine, kuşatma altındaki ve enkaza dönen Gazze Şeridi'ndeki giderek kötüleşen insani krizi önlemek ve savaşı sona erdirmek için İsrail'e baskı yapmaktan kaçındı.

Dindar bir Katolik olan ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Yahudilerin dua edebileceği en kutsal yer olan Ağlama Duvarı’nda (Batı Duvarı) dua ettikten sonra sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda Kudüs'ün İsrail'in ‘ebedi başkenti’ olduğuna olan inancını yansıttığını yazdı.

Fransız Haber Ajansı AFP’ye göre ABD başkanları, Trump'ın ilk başkanlık dönemine kadar İsrail'in doğusunu işgal ettiği Kudüs üzerindeki egemenliğini destekleyen bu tür açıklamalar yapmaktan kaçındı ve ABD, İslam'ın en kutsal mekanlarından biri olan Mescid-i Aksa’nın da bulunduğu Kudüs’ün statüsü konusunda tarihte hep tarafsız görünmeye çalıştı.

cdfgt
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve eşi dün Kudüs'ün Eski Kent bölgesindeki Batı Duvarı tünellerinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eşi ile ABD’nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee ve eşiyle birlikte kameralara poz verdi (AP)

Trump, önceki başkanlığı sırasında ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararı alarak, uluslararası arenada Kudüs'ün tamamının İsrail'in başkenti olarak tanınmasına karşı var olan mutabakata aykırı olan tarihi bir adım atmıştı.

Öte yandan Hamas tarafından yapılan açıklamada, Rubio'nun Mescid-i Aksa'nın ayrılmaz bir parçası olan Batı Duvarı'na yaptığı ziyaret, duvarın üzerinde bulunan Mescid-i Aksa’nın kutsallığına açıkça yapılan bir saldırı ve ‘işgal altındaki Kudüs'teki tarihi ve hukuki statükonun açık bir ihlali’ olarak nitelendirildi.

Tartışmalı tünel

Diğer taraftan Rubio'nun bugün Filistin bölgesi Silvan Mahallesi’nin altından geçerek Mescid-i Aksa yakınlarındaki Yahudi yerleşim yerlerine ulaşan, ziyaretçilere ayrılmış tünelin açılış törenine katılması planlanıyor.

Projenin Filistinliler arasında, kendilerini baskı altına alacağı ve evlerinin temellerini tehlikeye atabileceği yönünde endişelere yol açtığı belirtiliyor.

Mescid-i Aksa ve Eski Şehir surlarının bitişiğindeki Filistin mahallesi Silvan sakinlerinin sözcüsü Fahri Ebu Diyab (63), Rubio'nun gelip İsrail tarafından kendi evleri dahil olmak üzere yıkılan evleri görmesi gerektiğini söyledi. Filistinliler, bu tünelin, bu kutsal şehirdeki varlıklarını yok etmek için sistematik bir kampanya olduğunu düşünüyor.

Ebu Diyab, sözlerini şöyle sürdürdü:

“ABD, uluslararası hukuku savunmak yerine aşırılık yanlılarının ve aşırı sağcıların yolundan giderek tarihimizi görmezden geliyor.”

ABD Dışişleri Bakanı Rubio, cumartesi günü kendisine yöneltilen ziyaretiyle ilgili bir soruya verdiği yanıtta ziyaretin siyasi boyutunu küçümseyerek, Kudüs’ün ‘dünyanın en önemli arkeolojik alanlarından biri’ olduğunu söylemekle yetindi. Ancak Filistinliler, insan hakları grupları ve uluslararası örgütler, İsrail'in 1967 yılındaki işgalinin ardından ilhak ettiği Doğu Kudüs üzerindeki egemenlik iddialarını meşrulaştırdığı için bu tür görüşlere karşı çıkıyor.