İranlı kişi ve kuruluşlara yönelik yeni ABD yaptırımları

İranlı kişi ve kuruluşlara yönelik yeni ABD yaptırımları
TT

İranlı kişi ve kuruluşlara yönelik yeni ABD yaptırımları

İranlı kişi ve kuruluşlara yönelik yeni ABD yaptırımları

ABD Hazine Bakanlığı, İranlı bazı kişi ve şirketlere, ABD menşeli elektronik bileşenler de dahil olmak üzere hassas malların satın alınmasını kolaylaştırmadaki rolleri nedeniyle yeni yaptırım kararı alındığını açıkladı. Bu durum, yakında görevi devredecek olan Başkan Donald Trump’ın yeni seçilen Başkan Joe Biden’ın Barak Obama politikalarına dönüşüne karşı “yaptırım duvarları” örmeyi hedefliyor.
Bakanlık açıklamasında, Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi’nin, İran Telekom için hassas malların satın alınmasını kolaylaştıran 6 şirket ve 4 kişiden oluşan bir ağ belirledi. İran Telekom balistik füze programını koordine eden İran Silahlı kuvvetleri tarafından kontrol edilen bir şirket.
Açıklamada, Savunma Bakanlığı'na bağlı “Iran Electronic Industries”'in yan kuruluşu olan "ICI"nin, askeri haberleşme sistemleri, bilgi teknolojisi, elektronik harp ve füze rampaları da dahil olmak üzere çeşitli ürünler ürettiğini de sözlerine ekledi.
Hazine Bakanı Steven Mnuchin yaptığı açıklamada, "İran rejimi, istikrarı bozan askeri yeteneklerini desteklemek için küresel bir şirketler ağı kullanıyor" dedi ve ekledi: “Amerika Birleşik Devletleri rejimi askerileştirme ve silahların yayılması çabalarını destekleyenlere yardımcı olanlara karşı harekete geçmeye devam edecek.”
Bakanlıktan yapılan açıklamada, mevcut tedbirin Washington'da kitle imha silahları yayanlar ve destekçilerinin varlıklarını dondurmayı amaçladığını da sözlerine ekledi. 2017'den beri ICI'nin bir yan kuruluşu olan İran merkezli Hoda Holding’in Ekim 2008'den bu yana Çin'den ABD merkezli elektronik bileşenler temin etmek için çalıştığı belirtildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Ocak 2017'den beri Hoda Holding, askeri iletişimde kullanılan olan ürünler de dahil olmak üzere Çin'den elektronik bileşenler satın almaya katıldı.”
Yaptırımlar, Broma Industry şirketlerini ve biri "DES International" da dahil olmak üzere diğer şirketleri hedef aldı. Bu şirketin, Birleşik Arap Emirlikleri, Singapur, Tayvan ve Çin'de şubeleri var ve Chung Long Wang takma adı kullanan Muhammad Sultan Muhammedi adlı bir kişi aracılığıyla İran ve İngiltere’de ikili bir şirket tarafından yönetilmekte.
Amerikan kaynaklarının belirttiğine göre,  Trump yönetimi,  Washington ile Tahran arasındaki ilişkilerin nükleer anlaşma sonrasına dönmesine yol açabilecek tüm kanalları kapatmaya kararlı. Trump Biden’e seçim kazandıran sonuçlar hakkında dava açmasından bağımsız olarak Trump yönetimi tüm boşlukları kapatmak ve bir yaptırım duvarı inşa etmek istiyor. Bu da Biden yönetimini yalnızca nükleer çalışmalar konusunda güvence alması değil, aynı zamanda balistik füze dosyası ve İran'ın bölgesel rolünü de ele alan yeni bir anlaşmayı müzakere etmeye mecbur kılıyor.
Bu strateji konusunda seçimlerden önce İran Özel Temsilcisi Elliot Abrams tarafından önlem alınmasına dair bir uyarıda bulunmuş ve Obama siyasetine otomatik olarak geri dönüşün engellenmeye çalışıldığını belirtmişti. Yaptırımların genişletilmesi en azından Obama siyasetine geri dönüşü geciktirecek ve Tahran ile ilişkilerin gidişatını karmaşıklaştıracaktır.
Bu çevreler, İran'a uygulanan yaptırımların yasal bağlamda, Suriye ve Lübnan'a uygulananlardan farklı olmasına rağmen, bu iki ülkeye uygulanan yeni yaptırımların doğrudan Tahran'ın bölgesel rolüyle ilgili olduğunu da sözlerine ekledi.
Analistler Suriye ve Lübnan’a yönelik yaptırımların yalnızca Trump yönetiminin niyeti olmadığını Amerika’da hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler tarafından yaptırım kararlarının Senato’da onaylandığını hatırlatıyor.
Şarku’l Avsat’ın Reuters haber ajansından aktardığı habere göre analistler, Washington’un İran’a karşı yeni yaptırım listesi yayınlamaya hazır olduğunu ardında da bir dizi Lübnanlı yetkiliye karşı da yaptırımların geleceğini söyledi. Yaptırım listesinde Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın akrabası Özgür Vatansever Hareketi Başkanı eski Bakan Cibran Basil’in de olduğu ifade ediliyor.



Savaşın ateşi ve sel sularının arasında… Pakistanlı aileler iki felaketin ağırlığı altında evlerini terk ediyor

Pakistan'ın Lahor kentinin dışında, Hindistan sınırına yakın bir yerde bulunan Chong kasabasında yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici bir kamp (New York Times)
Pakistan'ın Lahor kentinin dışında, Hindistan sınırına yakın bir yerde bulunan Chong kasabasında yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici bir kamp (New York Times)
TT

Savaşın ateşi ve sel sularının arasında… Pakistanlı aileler iki felaketin ağırlığı altında evlerini terk ediyor

Pakistan'ın Lahor kentinin dışında, Hindistan sınırına yakın bir yerde bulunan Chong kasabasında yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici bir kamp (New York Times)
Pakistan'ın Lahor kentinin dışında, Hindistan sınırına yakın bir yerde bulunan Chong kasabasında yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici bir kamp (New York Times)

Hindistan-Pakistan sınırına yakın bir bölgede, daha önce iki ülke arasındaki silahlı çatışmalar nedeniyle yerlerinden edilmiş binlerce vatandaş, bu kez bölgedeki şiddetli sel nedeniyle bir kez daha evlerini terk etmek zorunda kaldı.

fgrthyu
Pakistanlı köylüler cumartesi günü sınır yakınlarında kısmen su altında kalan bir evin üzerinde duruyorlar. (New York Times)

Nesillerdir, Hindistan sınırına yakın Pakistan'ın doğusunda yaşayan aileler, tehlike yaklaştığında hızla taşınmaya alışkın. Ancak bu yıl felaketler peş peşe geldi. Şarku’l Avsat’ın New York Times'tan aktardığına göre, Şerif Muhammed ve yedi kişilik ailesi iki kez yerinden edildi; Biri bu baharda iki ülke arasında kısa süren bir savaşın ardından oldu, diğeri ise geçen hafta köylerini sular altında bırakan sel nedeniyle yaşandı.

Sığır tüccarı olan Muhammed, “Sınırdaki gerginlikler nedeniyle tahliye operasyonları hayatımızın bir parçası haline geldi. Şimdi de sel bizi yataklarımızı ve buğday çuvallarımızı taşıyarak hayvanlarımızı daha güvenli yerlere götürmeye zorladı. Savaş ve sel ikisi de bize yıkım getirdi” ifadelerini kullandı.

dfrgt
Pakistan-Hindistan sınırında bulunan Ravi Nehri yanındaki Chong kampı (New York Times)

Zorunlu yerinden edilme, sınır yakınında yaşayan binlerce aileyi etkiledi. Bunlar arasında, Hindistan yönetimindeki Keşmir'de meydana gelen terör saldırısının ardından iki ülke arasındaki gerginliğin artması ve mayıs ayında bir hafta süren askeri çatışmaya yol açması üzerine geçtiğimiz nisan ayında tahliye edilen Muhammed ailesi de bulunuyor.

Muhammed ailesi, çatışmaların sona ermesinden kısa bir süre sonra evlerine döndü, ancak geçen hafta Sutlej Nehri’nin taşması nedeniyle evlerini su basınca tekrar yerlerinden edildi.

Sınır yakınlarındaki on binlerce Pakistanlı, yıllar boyunca birçok kez bu tür zorla yerinden edilmeye maruz kaldı: 1965 ve 1971'de Hindistan ile Pakistan arasında yaşanan savaşlar sırasında, 2008 Mumbai saldırıları sonrasında gerginliklerin artmasıyla, 1955 ve 1988'deki yıkıcı sel felaketleri sırasında.

Pakistan ve Hindistan, Sutlej ve Ravi dahil olmak üzere birkaç büyük nehri paylaşıyor. Bu nehirler uzun süredir geçim kaynaklarını destekliyor olsa da, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkları körüklüyor.

fgthyu
Geçtiğimiz cuma günü Ravi Nehri'nin taşmasıyla sular altında kalan Lahor’daki bir köyde kurtarma ekipleri (New York Times)

Pencap Sınırları kitabının yazarı Lahorlu tarihçi İlyas Çatha, nehirlerin akış yönlerinin ve nehir kıyısı arazisinin doğasının değişmesinin, on yıllardır sınırların belirlenmesini zorlaştırdığını söyledi. Çatha, bu değişken nehirlerin sınırları fiilen değiştirdiğini, 1947 ile 1957 yılları arasında yaklaşık 18 bin dönüm arazinin Pakistan'a, yaklaşık 16 bin dönüm arazinin ise Hindistan'a geçtiğini açıkladı.

Çatha, “1975 yılına kadar iki ülke, sınır işaretlerinin seller nedeniyle silinmesi veya bölge sakinleri tarafından değiştirilmesi nedeniyle sınırı korumakta zorlandı” dedi.

gh
26 Ağustos 2025'te Pakistan'ın Kasur bölgesinde, komşu Hindistan'daki barajlardan su salınmasının ardından Sutlej Nehri yükseldi. (AP)

Mevcut muson mevsimi, bazı bölgelerde son on yılların en kötüsü olarak, her iki ülkede yüzlerce kişinin ölümüne ve yüz binlerce kişinin yerinden edilmesine neden oldu. Pakistan'ın Pencap eyaletinde salı günü itibarıyla en az 223 kişinin öldüğü ve 648 kişinin yaralandığı bildirildi. Sel basan bölgelerde hastalıkların yayılması nedeniyle bu sayının artabileceği uyarısı yapıldı.

sdefrt
Müslümanlar ve Sihler bugün Amritsar'daki sel mağdurlarına yardım göndermek için bir araya geldi. (AFP)

Pakistanlı yetkililer geçtiğimiz hafta, Hindistan'ı nehirlerin daha da yükselmesine neden olacak şekilde yukarı havzadaki barajlardan Pakistan'a su salarak seli şiddetlendirmekle suçladı. Yetkililer, Hindistan'ın Pakistan'a su salma niyetini bildirmiş olmasına rağmen, onlarca yıllık su anlaşmasında öngörülen şekilde zamanlamayı ve miktarı belirtmediğini söyledi.

Ancak Hintli yetkililer, Pakistan'ın başkenti İslamabad'daki temsilcilerinin ‘insani bir jest’ olarak olası sel konusunda uyarıda bulunduklarını ifade etti. Son çatışmalar sırasında Hindistan, su paylaşımı anlaşmasını askıya aldı ve Pakistan'ı ‘suyu silah olarak kullanmakla’ suçladı.

uı
Pakistan ordusuna bağlı askerler, dün Pakistan'ın Pencap eyaletinin Kasur bölgesinde Sutlej Nehri'nin su seviyesinin yükselmesi üzerine kurtarma ve yardım operasyonlarına katıldı. (AFP)

Diğer yandan bağımsız uzmanlar, Hindistan'ın eylemlerinin Pakistan'daki yıkımı önemli ölçüde artırdığı iddialarının geçerliliğini sorguladı.

Pakistanlı çevre uzmanı ve King's College London’da coğrafya profesörü olan Daanish Mustafa, “Su depolama kapasitesi aşıldığında, Hindistan'da mı yoksa Pakistan'da mı olduğunuzun bir önemi kalmaz; barajları kurtarmak için su boşaltılmalıdır. Hindistan'da da yüz binlerce insanın bu selden etkilendiğini unutmayalım” dedi.

Avustralya'nın Melbourne kentindeki La Trobe Üniversitesi'nde uluslararası hukuk uzmanı ve öğretim görevlisi olan Sahibe Makbul ise Hindistan'ın can ve mal kaybını önlemek için uluslararası yükümlülüklerine bağlı kaldığını belirtti. Makbul, “Her halükârda, bu seli hiçbir şey önleyemezdi. Su yollarının doğal akışı kontrol edilemez” ifadelerini kullandı.

Pakistanlı yetkililer pazartesi günü, Hindistan'ın sınırın ötesine daha fazla su göndermesini beklediklerini ve bunun yıkıcı sel ve ağır mahsul ve hayvan kayıpları riskini artıracağı uyarısında bulundu. Sayısız pirinç, mısır ve tatlı patates tarlası şimdiden sular altında kaldı.

Bağımsız bir çiftçi hakları örgütünün başkanı olan Ekrem Hashili şunları söyledi: “Pakistan'da mahsul veya hayvancılık için sigorta sistemi yok. Hükümetin mali yardımı tüm zararları karşılamamakta ve genellikle bu yardımlar arazi sahibi olmayan çiftçileri kapsamamakta.”

Hashili, 2022 sel felaketinin Pakistan'ın ekonomisi ve gıda güvenliği konusunda ciddi bir uyarı olduğunu, zira temel malların fiyatlarının yükseldiğini ve milyonlarca insanın ailelerini doyurabilmek için mücadele ettiğini bildirdi.

26 yaşındaki çiftçi Nasır Ali, bu acıyı şöyle özetledi: “Yerinden edilme bizim en büyük endişemiz değil. Asıl endişemiz, selin doğadan mı yoksa Hindistan'dan mı kaynaklandığına bakılmaksızın, mahsullerimizi kaybettikten sonra borçlarımızı nasıl ödeyeceğimiz.”


Tianjin Zirvesi'nin ardından Trump: Çin yüzünden Hindistan ve Rusya'yı kaybettik

ABD Başkanı Donald Trump (EPA)
ABD Başkanı Donald Trump (EPA)
TT

Tianjin Zirvesi'nin ardından Trump: Çin yüzünden Hindistan ve Rusya'yı kaybettik

ABD Başkanı Donald Trump (EPA)
ABD Başkanı Donald Trump (EPA)

Washington ile Yeni Delhi arasındaki ilişkilerin kötüye gittiğinin bir işareti olarak, ABD Başkanı Donald Trump bugün yaptığı açıklamada, ABD'nin hem Hindistan'ı hem de Rusya'yı Çin'e ‘kaybettiğini’ söyledi ve Çin'i ‘en karanlık’ ülke olarak nitelendirdi.

Truth Social'de Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in fotoğrafının yer aldığı bir paylaşımda Trump, “Görünüşe göre Hindistan ve Rusya'yı çok karanlık Çin'e kaptırdık. Onlara birlikte uzun ve müreffeh bir gelecek diliyorum!” ifadelerini kullandı.

Trump'ın açıklamaları, üç ülkenin liderlerinin Çin'in Tianjin kentinde düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesinde bir araya gelmesinden birkaç gün sonra geldi.

Hindistan Dışişleri Bakanlığı bugün düzenlediği basın toplantısında Trump'ın açıklamaları hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Bakanlık Sözcüsü, “Şu anda Trump'ın paylaşımı hakkında yorum yapmayacağız” dedi.

Modi ve Trump arasındaki dostluk sona mı erdi?

Trump ile birlikte çalışan eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, daha önce Trump ve Modi arasındaki yakın kişisel ilişkinin ‘bittiğini’ doğrulamıştı.

Bolton, İngiliz yayın kuruluşu LBC ile yaptığı röportajda şunları söyledi: “Trump, Modi ile çok iyi bir kişisel ilişkiye sahipti. Bence bu ilişki artık sona erdi ve bu herkes için bir ders.”

Eşi görülmemiş vergi artışı

Trump yönetiminin geçen ay Hindistan'dan yapılan ithalata yüzde 50 gümrük vergisi uygulaması üzerine, Hindistan ve ABD arasındaki ikili ilişkiler son yılların en kötü dönemini yaşıyor.

Bu gümrük vergileri, yüzde 25'lik temel gümrük vergisi ve Yeni Delhi'nin Rus petrolünü satın almaya devam etmesine karşı protesto olarak ek yüzde 25'lik gümrük vergisi olarak ikiye ayrıldı.

frgrf
ABD Başkanı Donald Trump, Washington D.C.'deki Beyaz Saray'ın bahçesinde gümrük vergileri hakkında bir konuşma yaptı. (Reuters)

Trump yönetimi, Hindistan'ı ham petrol satın almaya devam ederek ve bundan ‘kâr elde ederek’ Rusya'nın Ukrayna'daki savaş çabalarını desteklemekle suçladı. Ancak Hindistan, makul fiyatlarla Rus petrolü satın almanın Hindistan halkının çıkarına olduğunu savunarak bu suçlamaları reddetti.

Vergi kampanyası Hindistan ile sınırlı kalmadı, Trump Çin'den yapılan ithalata yüzde 145 gibi çok yüksek gümrük vergileri uyguladı, ancak daha sonra bu vergilerin uygulanmasını 90 gün süreyle askıya aldı.


Somali güçleri bir grup teröristi ortadan kaldırdı

Somalili kadınlar, 4 Eylül 2025'te Mogadişu'daki İslam Merkezi'nde Hz. Muhammed'in doğumunu kutlamak için yürüyorlar (Reuters)
Somalili kadınlar, 4 Eylül 2025'te Mogadişu'daki İslam Merkezi'nde Hz. Muhammed'in doğumunu kutlamak için yürüyorlar (Reuters)
TT

Somali güçleri bir grup teröristi ortadan kaldırdı

Somalili kadınlar, 4 Eylül 2025'te Mogadişu'daki İslam Merkezi'nde Hz. Muhammed'in doğumunu kutlamak için yürüyorlar (Reuters)
Somalili kadınlar, 4 Eylül 2025'te Mogadişu'daki İslam Merkezi'nde Hz. Muhammed'in doğumunu kutlamak için yürüyorlar (Reuters)

Somali güvenlik güçleri, uluslararası ortaklarla iş birliği içinde Hiran’ın Şav bölgesinde düzenlediği operasyonda, aralarında dört üst düzey yöneticinin de bulunduğu 14 terörist unsuru etkisiz hale getirdi. Şarku’l Avsat’ın Somali Haber Ajansı'ndan aktardığına göre operasyon, Eş-Şebab liderleri ve terörist unsurların saklandığı bir merkeze düzenlenen hedefli saldırının ardından gerçekleştirildi ve teröristler tamamen ortadan kaldırıldı.

Resim   Somali askeri yetkilileri, 18 Mayıs 2025'te Mogadişu'nun Hodan bölgesindeki Damanyo askeri üssünde kayıt yaptıran genç askerlerin bulunduğu bir sırayı hedef alan patlamanın olduğu yerde terk sahipsiz ayakkabıların yanından geçiyor. (Reuters)

Bu operasyon, Somali'de terörist unsurların kalıntılarını ortadan kaldırmak ve güvenlik ile istikrarı artırmak amacıyla federal hükümetin halk ve uluslararası ortaklarla iş birliği içinde sürdürdüğü çabaların bir parçası olarak gerçekleşiyor.