Ruhani: Washington ile sorunların çözümü, Trump öncesine dönüşe bağlı

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Tahran’da dün düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına katıldı. (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Tahran’da dün düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına katıldı. (İran Cumhurbaşkanlığı)
TT

Ruhani: Washington ile sorunların çözümü, Trump öncesine dönüşe bağlı

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Tahran’da dün düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına katıldı. (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Tahran’da dün düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına katıldı. (İran Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İran Dini Lideri Ali Hamaney’in Batı ile müzakerelerin faydasını sorguladığı açıklamasından bir gün sonra, yeni görüşmelere açık oldukları mesajın verdi. Washington ile Tahran arasındaki sorunların çözümünün ‘kolay’ olduğunu söyledi. Ruhani ayrıca ‘sürecin bütünüyle değişmesi ve sonraki aşamalarda bu sürecin çeşitli alanlarda devam edebilmesi’ için Joe Biden’ın, halihazırda görev süresinin bitimine az bir süre kalan Başkan Donald Trump’ın Beyaz Saray’a geçtiği Ocak 2017’den önceki şartlara dönmesi gerektiğini vurguladı.
Ağustos’ta görev süresi sona erecek olan Ruhani, ABD başkanı seçilen Joe Biden’a Tahran ve Washington’ın Trump’ın başkan olmadan önceki döneme dönmesini teklif etti. “İran ve ABD ortak karar alarak 20 Ocak 2017'de öncesi şartlara (Trump öncesindeki dönem) döneceğini ilan edebilir” dedi.
AFP’nin haberine göre Ruhani, haftalık hükümet toplantısında yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
 “Bizim politikamız şudur: Taahhüde karşı taahhüt, adıma karşı adım, gerginliği azaltmaya karşı gerginliği azaltma, saygıya karşı saygı, uluslararası taahhüde karşı uluslararası taahhüt. ABD'nin yeni liderlerinde aynı irade varsa bence birçok sorunun çözümü, gidişat ile koşulların bütünüyle değişmesi ve ardından daha sonraki aşamalarda (bu sürecin) çeşitli alanlarda devam etmesi kolay olacaktır.”
2015’te, İran ile büyük güçler arasında nükleer anlaşmanın imzalandığı sırada ABD’nin eski Başkanı Barack Obama’nın yardımcılığını yürüten Joe Biden daha önceki bir açıklamasında, İran’ın nükleer taahhütlerine tamamen geri dönmesi halinde Tahran ile ‘gidişatı değiştirme’ niyetini ve anlaşmaya dönme ihtimalini dile getirmişti.
Trump, İran’ın bölgesel davranışlarına düzeltmesi ve anlaşmanın nükleer programı da kapsayacak şekilde genişletilmesi amacıyla 2018’de ülkesini nüklerr anlaşmadan çekerek İran’a karşı ‘maksimum baskı’ politikası uygulamaya başladı. Trump’ın söz konusu politika doğrultusunda Tahran’a ağır ekonomik yaptırımları yeniden yürürlüğe alması İran ekonomisini olumsuz etkiledi ve yerel para biriminde değer kaybına yol açtı.
DPA’da yer alan habere göre Ruhani konuya dair şunları söyledi:
“Temel düğüm, karar ve iradenin varlığıyla çözülebilir. Bütün dost ülkelerle daha güvenilir ve daha iyi ilişkiler kurmak için ortamın hazır olduğunu hissediyoruz. Mevcut ABD yönetiminin sorunu, uluslararası siyasete yeterince vakıf olmamasıydı. İçerdeki radikallerin ve Siyonist oluşumun görüşlerini uyguluyordu.”
Washington ile Tahran arasındaki ilişkiler 40 yıldır kesik durumda. Trump döneminde, özellikle Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) İran sınırları dışındaki operasyonlarının beyni konumunda olan Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin 2020’nin başlarında Bağdat Havalimanı’nda ABD hava saldırısında öldürülmesiyle gerginlik en yüksek seviyesine ulaştı.
Süleymani’nin ölümü, Trump’ın İran’ın düzenli ordusuna paralel askeri görevler yürüten DMO’yu terör listesine alma kararından 8 ay sonra gerçekleşti.
Ruhani bir süre önce yaptığı açıklamada Biden’ın kazanmasının ABD’nin “önceki hatalarını telafi etmesi” için bir fırsat olduğunu belirterek İran’ın kendisine uygulanan yaptırımların kaldırılması için hiçbir fırsatı kaçırmayacağını vurgulamıştı.
İran Dini Lideri Ali Hamaney daha önce yaptığı bir konuşmada, müzakere yapmanın faydası konusundaki şüphelerini dile getirmiş ve İran’ın karşılaşabileceği herhangi bir soruna çözüm bulmada yabancı ülkelere güvenmeme çağrısında bulunmuştu. Bununla birlikte Hamaney müzakerelere dönüş kapısını ise kapatmadı.
Hamaney’in ofisinden yapılan açıklamada, İran’da son sözü söyleme yetkisine sahip olan Dini Lider’in “Yaptırımların kaldırılmasını bir kez denedik ve birkaç yıl müzakere ettik ancak bir sonuca varamadık. Yaptırımların üstesinden gelme yolu ise başlangıçta zor olsa da sonucu iyi olur” sözleri aktarıldı.
Batı’ya ümit bağlayanları da eleştiren Hamaney, “Yabancılara güvenmek ve çözüm bulmada onlara ümit bağlamak mümkün değil” ifadesini kullandı.



Witkoff: Ukrayna ile yapılan görüşmelerde “önemli ilerleme” kaydedildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)
TT

Witkoff: Ukrayna ile yapılan görüşmelerde “önemli ilerleme” kaydedildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)

ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff dün, Rusya ile savaşa diplomatik bir çözüm bulmak amacıyla Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile Berlin'de yapılan görüşmelerde ‘önemli ilerleme’ kaydedildiğini açıkladı.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Trump’ın Özel Temsilcisi Witkoff ve damadı Jared Kushner arasındaki görüşme beş saatten fazla sürdü. Witkoff’un sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamaya göre görüşmede, 20 maddelik barış planı, ekonomik programlar ve diğer konular hakkında derinlemesine tartışmalar yapıldı. Witkoff, bu sabah başka bir toplantı daha yapılacağını da sözlerine ekledi.

ABD’nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için öne sürdüğü öneriyle yürütülen Ukrayna-Rusya müzakerelerini yöneten Witkoff'un Berlin’e gönderilme kararı, Washington'ın savaşı sona erdirme planının şartları konusunda Kiev ile kalan anlaşmazlıkları çözme konusundaki aciliyetinin arttığını gösteriyor. Ukrayna ve Rusya arasındaki saldırılar devam ederken ve kayıplar artarken, ABD Başkanı Trump, 2022 şubatında Rusya'nın Ukrayna'ya karşı açtığı ve yüz binlerce kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olan savaşı çözme planıyla ilgili görüşmelerde ilerleme sağlanamaması nedeniyle hayal kırıklığına uğradığını açıkça dile getirdi.

Zelenskiy daha önce Washington'ın, Ukrayna'nın doğusundaki Donetsk bölgesinin kontrol ettiği kısmından Ukrayna ordusunun çekilmesini talep ettiğini açıklamıştı. Bu bölgenin silahtan arındırılmış bir ‘serbest ekonomik bölge’ haline getirilmesi planlanıyor. Ancak Washington, Ukrayna topraklarını işgal eden Rusya ordusundan aynı talepte bulunmuyor.

Öte yandan Trump'ın planı, Rusya ordusunun Sumi, Harkiv ve Dnipropetrovsk bölgelerinde (kuzey ve kuzeydoğu) ele geçirdiği küçük alanlardan çekilmesini, ancak Herson ve Zaporijya'da (güney) kontrol ettiği daha geniş toprakları elinde tutmasını öngörüyor.


Güney Kore polisi Birleşme Kilisesi'nin ofislerine baskın düzenledi

Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
TT

Güney Kore polisi Birleşme Kilisesi'nin ofislerine baskın düzenledi

Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)

Güney Kore polisi bugün, başkent Seul ve çevresindeki Birleşme Kilisesi'nin ofislerine ve tesislerine baskın düzenlediğini açıkladı. Baskın düzenlenen yerler arasında başkentin kuzeydoğusunda bulunan ve uluslararası genel merkez olarak kullanılan lüks bir saray da yer aldı. Polis, aramanın kiliseye ait on farklı yerde yapıldığını duyurdu.

Yonhap Haber Ajansı, aramanın bazı mevcut ve eski hükümet yetkilileri ile milletvekillerinin kiliseden rüşvet aldıkları iddialarıyla ilgili olduğunu bildirdi. Olayda adı geçenler arasında kilise lideri Hak Ja Han da yer alıyor.

Denizcilik ve Balıkçılık Bakanı Chung Jae-soo, geçtiğimiz hafta yanlış olduğunu söylediği iddiaları çürütmeye odaklanmak ve davanın Cumhurbaşkanı Lee Jae Myung’un hükümetinin çalışmalarını etkilemesini önlemek istediğini belirterek istifa etmişti.

sdfrgt
Birleşme Kilisesi'nin lideri Hak Ja Han, Seul'deki özel savcıların talebi üzerine hakkında çıkarılan tutuklama emrinin yeniden değerlendirilmesi için mahkemeye geldi (Arşiv - Reuters)

Kilise tarafından geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada, tek bir eski kilise yetkilisinin karıştığı iddia edilen ve ‘aşırılıklar’ olarak nitelendirilen olaylarla Kilise’nin hiçbir ilgisi olmadığı belirtildi.

Birleşme Kilisesi lideri Hak Ja Han, avantajlı iş olanakları karşılığında eski First Lady Kim Keon-hee'ye rüşvet teklif ettiği iddiasıyla yargılanıyor. Ancak Kilise lideri bu iddiaları reddediyor.


Avustralya Başbakanı’dan, Sidney saldırısı sonrası ‘antisemitizmi’ ortadan kaldırma sözü

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
TT

Avustralya Başbakanı’dan, Sidney saldırısı sonrası ‘antisemitizmi’ ortadan kaldırma sözü

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese bugün yaptığı açıklamada, Bondi Plajı'na düzenlenen terör saldırısını kınadı, bunu “saf kötülük eylemi” olarak nitelendirdi. Öte yandan Avustralya polisi, dün meydana gelen silahlı saldırıda en az 16 kişinin öldüğünü teyit etti.

efrty
Avustralya Başbakanı Albanese düzenlediği basın toplantısında (EPA)

Başbakan Albanese düzenlediği basın toplantısında, ‘bugünün Bondi'de neşeli bir kutlama olması gerektiğini, ancak yaşananlarla bu kutlamanın sonsuza kadar lekelendiğini’ söyledi.

Albanese, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dün gördüğümüz şey, saf kötülük, antisemitizm ve Avustralya'nın simgesel bir yerinde, bizim kıyılarımızda işlenen bir terör eylemiydi.”

Avustralya'nın ‘antisemitizmi ortadan kaldırmak için ne gerekiyorsa yapacağını’ vurgulayan Başbakan Albanese, “Avustralya asla bölünmeye, şiddete veya nefrete boyun eğmeyecek ve bunu birlikte aşacağız. Onların bizi bir ulus olarak bölmelerine izin vermeyeceğiz. Buna yanıt vermek için gerekli her türlü kaynağı seferber edeceğiz. Dün, ülkemizin tarihinde gerçekten karanlık bir gündü. Ancak bir ulus olarak, bunu yapan korkaklardan daha güçlüyüz” ifadelerini kullandı.

dfgt
Sidney'deki silahlı saldırı olay yerinde polis (AP)

Öte yandan Avustralya polisi dün akşam Sidney'de Yahudi bayramı Hanuka kutlamaları sırasında 16 kişiyi öldüren iki silahlı saldırganın 50 yaşındaki bir adam ve 24 yaşındaki oğlu olduğunu açıkladı.

Yeni Güney Galler Polis Komiseri Mal Lanyon, gazetecilere yaptığı açıklamada baba saldırganın öldürüldüğünü, oğul saldırganın ise şu anda hastanede tedavi gördüğünü söyledi. Lanyon, “Başka saldırganlar aradığımızı söyleyemem” diye ekledi.

Saldırı, yaklaşık 2 bin Yahudi’nin Sidney'deki Bondi Plajı'nda Hanuka kutlamalarına katıldığı sırada gerçekleşti.

Görgü tanıkları, kimliği belirsiz bir kişinin kutlama alanının yakınlarındaki bir arabadan inip ateş açtığını bildirdi.

Raporlara göre ateş yakınlardaki bir köprüden açıldı.

Olay yerinden çekilen görüntülerde, uzun namlulu silahlara sahip saldırganlar kutlama yerine doğru ilerlerken panik içindeki kalabalığın her yöne kaçıştığı görüldü.

Videolarda, kaosun ortasında çimlere uzanmış insanlar görülüyor. Kutlamaya katılan bir Yahudi, olayı kendileri için bir ‘felaket’ olarak nitelendirdi.

Saldırıdan birkaç saat sonra konuşan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese'ye bir mektup göndererek Canberra'yı ‘antisemitizmi körüklemekle’ suçladığını söyledi.

Diğer bir deyişle Netanyahu, Albanese'nin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının ‘sokaklarınızda yıkıma yol açan Yahudilere karşı nefreti teşvik ettiğini’ söyledi. İsrail Başbakanı, “Antisemitizm, liderler sessiz kaldıkça yayılan bir kanserdir. Zayıflığı eylemle değiştirmelisiniz” diye ekledi.

Saldırının ‘korkunç’ olduğunu söyleyen Netanyahu, “Soğukkanlı bir cinayet. Ne yazık ki, kurbanların sayısı her dakika artıyor. En büyük kötülüğü gördük” dedi. Yoldan geçerken saldırganlardan birinin silahını elinden alan ve Yahudi olduğunu söylediği bir kişiye atıfla “Aynı zamanda en büyük Yahudi kahramanlığını da gördük” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Küresel anti-Semitizmle mücadele ediyoruz ve bununla savaşmanın tek yolu onu kınamak ve mücadele etmek, başka yolu yok. İsrail'de yaptığımız da bu. İsrail ordusu ve güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu yapmaya devam edecek.”

Avustralya hükümetini üstü kapalı eleştiren Netanyahu, “Olayı kınamayan, aksine teşvik edenleri kınamaya devam edeceğiz. Onlardan özgür ulusların liderlerinden bekleneni yapmalarını talep etmeye devam edeceğiz. Pes etmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.