ABD'nin uçak gemisi ‘USS Nimitz’ Körfez'e geri dönüyor

USS Nimitz uçak gemisi (AFP)
USS Nimitz uçak gemisi (AFP)
TT

ABD'nin uçak gemisi ‘USS Nimitz’ Körfez'e geri dönüyor

USS Nimitz uçak gemisi (AFP)
USS Nimitz uçak gemisi (AFP)

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ve ABD Donanması tarafından dün yapılan açıklamada uçak gemisi USS Nimitz’e, beraberindeki savaş gemileri ile birlikte Körfez bölgesine dönme emri verildiği ifade edildi. Bu karar ile ABD kuvvetlerinin Irak ve Afganistan'dan çekilmesi sırasında "savunma yeteneğinin" korunması hedefleniyor.
ABD gazetesi "USA Today’in" haberine göre Başkan Donald Trump'ın ABD güçlerini söz konusu iki ülkeden çekme kararı, Pentagon'un uçak gemisini (Washington merkezli) ve filosunu Körfez'e geri göndermeye itti.
Amerikan "CNN" televizyonunun dün aktardığına göre bu gelişme, İran'ın önde gelen nükleer bilimcisi Muhsin Fahrizade'nin, Tahran yakınlarında dün aracına düzenlenen saldırı sonucu öldürülmesinin ve Tahran'ın "uygun zamanda intikamın alınacağı” şeklindeki tehdidinden önce gerçekleşti.
CNN televizyonu ayrıca, uçak gemisinin, Joe Biden’ın yönetimi devralacağı Ocak ayına kadar bölgede kalabileceğini bildirdi.
ABD Donanması, geçen hafta Fahrizade'nin öldürülmesinden birkaç gün önce, uçak gemisi USS Nimitz'in Körfez'de konuşlandırılacağını, bu adımın herhangi bir özel tehditle bağlantısı olmadığını açıkladı.
Bahreyn'de üslü ABD Donanması 5. Filosu Sözcüsü Komutan Rebecca Rebarich, geçtiğimiz Çarşamba günü e-posta yoluyla yaptığı açıklamada şunları söyledi: “USS Nimitz’in geri dönmesine neden olan belirli bir tehdit yok. Yeniden konuşlandırma, Irak ve Afganistan'daki ABD kuvvetlerinin sayısındaki azalmayla ilgilidir. Bu adım, herhangi bir tehdide yanıt vermek için yeterli kapasiteye sahip olmamızı sağlar, herhangi bir düşmanı askerlerimizi azalttığımız sırada kuvvetlerimize karşı harekete geçmekten caydırır.”



İran, BM Güvenlik Konseyi'nde ABD'yi ‘uyduruk bahanelerle’ kendisine karşı savaş açmakla suçladı

İran'ın BM Daimî Temsilcisi Emir Said İrevani, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırısının ardından BM Güvenlik Konseyi toplantısında konuşuyor. (Reuters)
İran'ın BM Daimî Temsilcisi Emir Said İrevani, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırısının ardından BM Güvenlik Konseyi toplantısında konuşuyor. (Reuters)
TT

İran, BM Güvenlik Konseyi'nde ABD'yi ‘uyduruk bahanelerle’ kendisine karşı savaş açmakla suçladı

İran'ın BM Daimî Temsilcisi Emir Said İrevani, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırısının ardından BM Güvenlik Konseyi toplantısında konuşuyor. (Reuters)
İran'ın BM Daimî Temsilcisi Emir Said İrevani, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırısının ardından BM Güvenlik Konseyi toplantısında konuşuyor. (Reuters)

İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Emir Said İrevani dün yaptığı açıklamada, ülkesinin ABD ve İsrail'in kendisine yönelik ‘saldırganlığı’ karşısında meşru müdafaa hakkını saklı tuttuğunu belirtti.

ABD'nin İran'a yönelik saldırılarını görüşmek üzere düzenlenen BM Güvenlik Konseyi oturumunda ABD'yi sert bir dille eleştiren İrevani, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD'yi yeni bir savaşa sürüklediğini belirterek, ABD'yi ‘uyduruk bahanelerle’ ülkesine savaş açmakla suçladı.

İrevani, “Bu konseyin daimî üyesi olan ABD bir kez daha yasadışı güç kullanımına başvurdu ve ‘İran'ın nükleer silah edinmesini engellemek’ gibi uyduruk ve çürük bahanelerle ülkeme savaş açtı” dedi.

“ABD saldırısına vereceğimiz yanıt silahlı kuvvetlerimiz tarafından belirlenecek” diyen İrevani, ABD'nin on yıllardır bölgedeki ülkeleri istikrarsızlaştırdığına dikkat çekti.

ABD'nin İran'a saldırarak diplomasiyi yok etmeye karar verdiğini vurgulayan İrevani, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın manipüle edildiğini ve İsrail'in bu anlaşmaya katılmayı reddettiğini kaydetti.

“Çıkarlarımızı ve barışçıl nükleer programımızı korumak için tüm uygun önlemleri alacağız” diyen İranlı yetkili, BM Güvenlik Konseyi ve BM'nin gerçek bir sınavla karşı karşıya olduğunu ifade etti.

İran'ın BM Daimî Temsilcisi, nükleer silahların yayılmasını önleme rejiminin baltalanmasından ABD ve İsrail'in sorumlu olduğunu vurguladı.