Azerbaycan - Ermenistan esir takası başladı

Dağlık Karabağ ve Ermenistan arasındaki sınırın yakınlarındaki Ermeni askerleri (AP)
Dağlık Karabağ ve Ermenistan arasındaki sınırın yakınlarındaki Ermeni askerleri (AP)
TT

Azerbaycan - Ermenistan esir takası başladı

Dağlık Karabağ ve Ermenistan arasındaki sınırın yakınlarındaki Ermeni askerleri (AP)
Dağlık Karabağ ve Ermenistan arasındaki sınırın yakınlarındaki Ermeni askerleri (AP)

Azerbaycan, Dağlık Karabağ'ın kontrolü için iki ülke arasındaki altı hafta süren çatışmayı sonlandıran anlaşmanın ardından bir aydan fazla bir süre sonra, Ermenistan ile esir değişim sürecinin başladığını duyurdu.
Azerbaycan Savaş Esirleri ve Kayıp Kişiler Komisyonu yaptığı açıklamada, “Ermeni tarafıyla yapılan müzakerelerden sonra, uluslararası örgütlerin katılımı ve Rus barış güçlerinin önderliğinde esir ve rehinelerin değişimi konusunda anlaşmaya varıldı” dedi.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre “Azerbaycanlı esirlerin ve rehinelerin ülkelerine dönüşünün gün boyunca gerçekleştiğini” açıklayan aynı kaynağa göre süreç hafta başı itibarı ile başladı.
Ermeni yetkililer konuyla ilgili henüz yorum yapmadı.

Azerbaycan savaş suçlularını yargılıyor
Bakü yönetimi, dört Azerbaycan askerini, ikisini “çatışmalarda ölen Ermeni askerlerin cesetlerine kötü davranma”  diğer ikisini de çatışmaların meydana geldiği bölgede bulunan “Ermenilere ait mezar taşlarını tahrip etme” suçlamasıyla tutukladığını duyurdu.
Başsavcılık'tan yapılan açıklamaya göre her ikisi de çavuş olarak görev yapan  iki asker "Zengilan bölgesindeki çatışmalar sırasında öldürülen Ermeni askerlerin bedenlerine hakaret etmekle" suçlanıyor. Diğer iki asker,  "Hocavend ilçesine bağlı Madatlı köyündeki mezarlıkta Ermeni mezar taşlarını tahrip ederek aşağılayıcı eylemlerde bulunmakla" suçlanıyor. Dört askerin de eylemlerini videoya çekerek sosyal medyada yaydıkları belirtildi.
Dört asker eylemlerini kayda alıp sosyal medyada paylaşmıştı. Azerbaycan Başsavcılığı’nın yaptığı açıklamaya göre, askerler hakkında “barbarlık ve insanlık dışı muamele” ve “mezarlara ve ölülere saygısızlık” suçlamasıyla soruşturma açıldı. Aynı şekilde savcılık, “Azerbaycan halkının kimliğine aykırı olan bu kabul edilemez eylemleri”  de kınadı.
Savaş sırasında ve sonrasında esir askerlere uygulanan işkenceleri gösteren çok sayıda video yayınlandı.
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty), 10 Aralık tarihli raporuyla, 12'si Ermenistan, 10'u Azerbaycan güçleri tarafından işlenen suçları gösteren toplam 22 videoyu doğruladı.
Af Örgütü tarafından doğrulanan videolar arasında yargısız infazlar, savaş esirlerine  ve diğer tutsaklara kötü muamele ve düşman askerlerinin cesetlerini aşağılama yer alıyor.
Raporun doğrudan doğruladığı cinayet vakaları, iki esirin canlı iken Azerbaycan güçlerince başlarının kesmesi ve bir Ermeni askerinin bir Azerbaycan askerinin boğazına bıçakla saldırması.
Diğer videolar, ölenlerin ve esirlerin bedenlerine kötü muamele yapılmasıyla ilgili.
Raporda, "Birkaç videoda, Ermeni askerlerinin ölü bir Azerbaycan askerinin kulağını kestiği, ölü bir Azerbaycan askerini sürüklediği ve ölü bir Azerbaycan askerinin cesedinin üzerinde durduğu görülüyor. Diğer videolarda, Azerbaycan askerleri  gözleri bağlı Ermeni tutsakları tekmeliyor, dövüyor ve onları kendi hükümetlerine karşı açıklamalar yapmaya zorluyor" deniyor.
Rapora göre, Af Örgütü Kriz Kanıtı Laboratuvarı videoların gerçekliğini doğrulamak için dijital doğrulama teknikleri kullandı. Raporda, "Uluslararası Af Örgütü'nün soruşturması, görüntülerin gerçek olduğunu doğruladı ve videolar üzerinde yapılan teknik testler, dosyaların değiştirilmediğini gösteriyor" deniyor. Raporda "Yaralanmaların ayrıntıları ayrıca bir adli tıp patoloğu tarafından bağımsız olarak doğrulandı" deniyor.
Uluslararası Af Örgütü'nün raporu,"Savaş esirlerinin her zaman, özellikle şiddet veya sindirme eylemlerine ve hakarete  karşı korunması gerektiğini" belirten Üçüncü Cenevre Sözleşmesine atıfta bulunuyor.
Cesetlerin, savaş esirlerinin ve sivil esirlerin takas süreci başlamış oldu. Çatışmaya son veren 10 Kasım anlaşması, cesetlerin ve savaş esirlerinin değişimini şart koşuyor.

Karabağ sorunu nedir?
Azerbaycan güçleri, 27 Eylül’de başlayan çatışmalardan bu yana bir çok yerleşim birimini geri aldı.
Şubat 2017'de gerçekleştirilen referandum ile Dağlık Karabağ Cumhuriyeti olan ülke ismi Artsah Cumhuriyeti olarak değiştirdi. Çoğunlukla Ermenilerin yaşadığı bölgede, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra yükselen etnik gerilim, Ermenistan'ın desteklediği Ermeni militanlarla Azerbaycan ordusu arasında çatışmaların çıkmasına neden oldu. Ermeni güçlerinin bölgeye girişiyle birlikte Azerbaycanlılara yönelik başlattıkları katliamlar halkı göçe zorladı ve Karabağ bölgesi tamamen Ermenistan tarafından işgal edildi. 10 Aralık 1991'de Azerbaycanlıların boykot ettiği ve yalnız Ermenilerin katıldığı referandum sonucuna göre bağımsızlık kararı alındı ve 6 Ocak 1992'de de bağımsızlık resmen ilan edildi. Ermenistan dahil hiçbir ülke veya uluslararası kuruluş, devletin bağımsızlığını tanımadı.
1991’de SSCB’nin dağılmasının ardında Ermenistan’ın işgal ettiği Karabağ’ın Hocalı kentinde Şubat 1992’de en az 615 Azeri Türküne yönelik katliam yapılmıştır. 8 Mayıs 1992’de Şuşa’nın Ermeniler tarafından ele geçirilmesiyle Azerbaycan güçleri bölgeden geri çekilmiş 1994 yılına kadar süren savaşta yaklaşık 1 milyon Azerbaycan Türkü, Ermenistan ve işgal edilen bölgeden Dağlık Karabağ dışındaki Azerbaycan’a, 230 bin Ermeni ise Azerbaycan’dan Ermenistan’a ve Karabağ'a göç etmek zorunda kaldı.
2020 Dağlık Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan tarafından 2 bin 783 kişi öldü, bin 245 kişi yaralandı, en az yüz kişi kayboldu. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre 541 Suriyeli paralı asker öldü. Ermenistan tarafından ise 2 bin 425 asker öldü.
Rusya yönetimine göre ise savaşta en az 5 bin kişi öldü. Ölen sivillerin 65’i Azeri Türkü ve 36’sı Ermeni. 297 Azeri Türkü ve 115 Ermeni sivil yaralandı.
Uluslararası hukuka göre Dağlık Karabağ, işgal altındaki Azerbaycan toprağı olarak tanınmakta. Azerbaycan geçtiğimiz 27 Eylül’de uluslararası meşruiyete dayanarak “kendi topraklarını geri alma” taarruzu başlattı ve çatışmalar 10 Kasım’da Ermenistan’ın yenilgiyi kabul etmesiyle son buldu. Rusya himayesindeki Barış Anlaşması ana hatlarıyla Azerbaycan’a ait 5 bölgeden Ermenistan’ın çekilmesini buna karşılık Şuşa dışındaki Dağlık Karabağ’daki Ermeni yönetiminin korunmasını öngörüyor. Bölgeye Rus barış güçleri konuşlandırıldı. Anlaşma taraflarca günümüze kadar sorunsuz biçimde uygulanıyor.



Mücteba Hamaney, babasının izinden giden dini lider Ali Hamaney’in oğlu

Orta düzey bir din adamı olan Mücteba Hamaney, Kum'daki muhafazakâr din adamlarından eğitim aldı (Reuters)
Orta düzey bir din adamı olan Mücteba Hamaney, Kum'daki muhafazakâr din adamlarından eğitim aldı (Reuters)
TT

Mücteba Hamaney, babasının izinden giden dini lider Ali Hamaney’in oğlu

Orta düzey bir din adamı olan Mücteba Hamaney, Kum'daki muhafazakâr din adamlarından eğitim aldı (Reuters)
Orta düzey bir din adamı olan Mücteba Hamaney, Kum'daki muhafazakâr din adamlarından eğitim aldı (Reuters)

İran’ın Dini Lideri (Rehber)Ayetullah Ali Hamaney'in oğlu olan Mücteba Hamaney, babasının başkanlık ettiği dini kurumlarda en etkili şahsiyetlerden biri ve ülkenin liderliğini devralması muhtemel adaylar arasında gösteriliyor.

Orta düzey bir din adamı olan Mücteba, Kum'daki muhafazakâr din adamlarından eğitim aldı. Hamaney'in 1989 yılından beri liderliğini yaptığı, İran'ı korumakla görevli Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ile yakın ilişkileri olan muhafazakâr bir isim.

Huccetu’l-İslam unvanına sahip olan Mücteba (55), İran hükümetinde hiçbir resmi görevde bulunmadı. İranlı gözlemcilere göre babasının muhafızı olarak perde arkasında nüfuzunu kullandı.1979'da ABD destekli Şah'ı deviren bir ülkede, aile siyasetine herhangi bir atıfta bulunulmasını reddeden eleştirmenler ve Hamaney'in kendisinin aile veraseti fikrine karşı olduğunu ifade etmesi nedeniyle, rolü İran içinde tartışmalara neden oldu.

ABD yaptırımları

ABD Hazine Bakanlığı, 2019 yılında Mücteba Hameney’i yaptırımlar uygulanan kişiler listesine ekledi ve onun, babasının ofisinde çalıştığı dönem dışında hiçbir zaman seçilmediği veya atanmadığı halde resmi olarak en üst düzey isim olduğunu vurguladı.

Bakanlığın internet sitesinde, Hamaney'in bazı sorumluluklarını, DMO’nun yurtdışı kolu Kudüs Gücü ve Besic Güçleri komutanlarıyla yakın iş birliği içinde çalıştığı belirtilen Mücteba'ya devrettiği bildirildi.

Kaynaklar, 20 yıl boyunca Devrim Muhafızları ile yakın ilişkiler kurduğunu ve bu sayede siyasi ve güvenlik kurumlarında ilave nüfuz kazandığını belirtti. Mücteba, 2009 yılından bu yana, özellikle 2022 yılında ülkedeki katı kıyafet kurallarını ihlal ettiği iddiasıyla gözaltına alınan bir genç kızın polis nezaretindeyken ölmesi üzerine İran'ın dört bir yanında başlayan ayaklanmalar sırasında, protestocuların öfkesinin hedefi olmuştu.

Mücteba, rejimi destekleyen toplantılarda boy gösterdi, ancak kalabalığın önünde nadiren konuştu. 2024 yılında, Kum'da verdiği İslam hukuku derslerini askıya aldığını duyurduğu birçok kez paylaşılırken, bu açıklamanın nedenleri hakkında spekülasyonlar başladı.

Dini niteliklerin eksikliği

Babasına çok benzeyen Mücteba, siyah takke takıyor, bu da onun seyyidlerden olduğunu, yani ailesinin Hz. Muhammed'in soyundan geldiğini gösteriyor. Mücteba’yı eleştirenler, onun en yüksek liderlik pozisyonu için gerekli dini niteliklerden yoksun olduğunu söylüyorlar, çünkü Huccetu’l-İslam rütbesi, babasının ve İran İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu Ruhullah Humeyni'nin ulaştığı Ayetullah rütbesinden daha düşük bir rütbedir.

Liderliğe giden yol

2007 yılında yazılan ve WikiLeaks tarafından yayınlanan bir Amerikan diplomatik telgrafında, üç İranlı kaynağın Mücteba'yı Hamaney'e ulaşmanın yolu olarak tanımladığı ve Mücteba'nın Batı ile iş birliğini tercih eden ve eski cumhurbaşkanları Muhammed Hatemi ve Hasan Ruhani gibi isimlerin temsil ettiği İranlı reformistlere karşı çıktığı belirtildi. Mücteba Hamaney’in 2005 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhafazakâr aday Mahmud Ahmedinejad'ın ani yükselişinin arkasında olduğu düşünülüyordu. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre 2005 seçimlerinde aday olan reformist din adamı Mehdi Kerrubi, o dönemde Hamaney'e bir mektup yazarak Mücteba’nın Ahmedinejad'ı desteklediğini iddia etti, ancak Hamaney bu iddiayı reddetti.

frgtyhu7
İran Dini Lideri Ali Hamaney (Reuters)

Mücteba, 2009 yılında yeniden aday olan ve tartışmalı seçimlerde ikinci kez göreve gelen Ahmedinejad’ı bir kez daha destekledi. Seçim sonuçlarının duyurulmasıyla hükümet karşıtı protestolar başladı. Protesto gösterileri, Besic ve diğer güvenlik güçleri tarafından şiddetle bastırıldı.

Bir diğer detay olarak Mücteba’nın eşi, eski parlamento başkanı ve en önde gelen muhafazakârlardan biri olan Gulam Ali Haddad Adil'in kızıdır.

Mücteba Hameney, 1969 yılında Meşhed şehrinde doğdu ve Şah'a karşı muhalefet hareketini yöneten babasının yanında büyüdü. Gençliğinde de İran-Irak savaşına katıldı.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.