Erdoğan, AİHM’nin Selahattin Demirtaş ile ilgili verdiği karara tepki gösterdi

Selahattin Demirtaş (AFP)
Selahattin Demirtaş (AFP)
TT

Erdoğan, AİHM’nin Selahattin Demirtaş ile ilgili verdiği karara tepki gösterdi

Selahattin Demirtaş (AFP)
Selahattin Demirtaş (AFP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “AİHM, Türkiye nezdinde saygı görmek istiyorsa önce dönüp kendi çelişkilerini sorgulamalıdır. Buradaki tartışmanın konusunun AP’nin terör örgütü olarak kabul ettiği PKK ile içli dışlı olan, elinde onlarca masumun kanı bulunan siyasetçi maskeli bir kişi olduğunu hatırlatmak isterim. AİHM böyle bir teröristi savunmanın arkasında olduğunu bilmelidir” dedi.
TBMM AK Parti grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AİHM’nin Selahattin Demirtaş ile ilgili verdiği karara tepki gösterdi. Türkiye’nin geçmişte yaşadığı kavgaların ve ödediği bedellerin arka planında Türkiye’yi siyasi ve ekonomik olarak geri bırakma hesaplarının yattığını artık çok daha net ifade edebildiklerini belirten Erodoğan, “Ülkemizin jeostratejik avantajlarını kullanmasına engel olmak için başımıza musallat edilen gaileler kendiliğinden ortaya çıkmamış, hepsi de proje dahilinde üretilmiştir. Çok partili siyasi hayata geçişimizin ardından kabuğumuzu kırmak için yaptığımız her hamlenin darbe duvarına çarparak bize yeniden içimize kapatması bu projenin bir parçasıdır. Savunma sanayi projelerimizi engelleme gayretleriyle milletimizin birliğini ve beraberliğini hedef alan senaryolar hep aynı kaynaktan beslenmiştir. Bugün de PKK’dan FETÖ’ye envai çeşit terör örgütünü üzerimize salanlarla, içeride bunların borazanlığını yapanların ipi aynı ele çıkıyor. Bundan 7 yıl önce yaşadığımız 17-25 Aralık emniyet yargı darbe girişimi sonrasında aylarca Meclis’te grup kürsülerinden terör örgütünün montaj kasetlerini yayınlayanlara bu görevleri verenleri biliyoruz. 15 Temmuz gecesi milletimiz canı pahasına darbecilere karşı direnirken, tankların açtığı yoldan Bakırköy’e gidip televizyon karşısında kahvesini yudumlayarak demokrasinin yıkılışını bekleyenlere bu rahatlığı verenleri de biliyoruz. 17-25 darbe girişimini hukuk kılıfına sokmaya çalışanın da, 15 Temmuz darbe girişimine ‘tiyatro’ diyenin de gerisinde aynı zihniyet vardır. Biz bu zihniyeti gayet iyi tanıyoruz. Bu zihniyet, PKK’lı teröristleri ‘hendek kazan arkadaşlar’ olarak tanımlayandır. Bu zihniyet YPG’li teröristleri ‘vatanlarını savunan oluşumlar’ şeklinde taktim edenler, bu zihniyet FETÖ’cüleri ‘haklarını arayan mağdurlar’ gibi göstermeye çalışandır. Bu zihniyet şehirlerimizi yakıp yıkan gezicileri ‘aydınlanma hareketi’ olarak gösterendir. Bu zihniyet Suriye’de zalim rejimi överken, hayatları ve istiklalleri için mücadele eden mazlumları ‘terörist’ diye yaftalayanlardır. Bu zihniyet Doğu Akdeniz’de Yunan ve Rum tezlerine sahip çıkarak onların gazetelerine övgüyle manşet olandır. Bu zihniyet Karadeniz’deki doğal gaz sevincimize ortak olamayandır. Bu zihniyet Türkiye’nin Libya’daki, Karabağ’daki başarısından rahatsızlık duyandır. Bu zihniyet batılı yatırımcılara ve turistlere ‘Türkiye’ye gelmeyin’ mesajı verendir. Bu zihniyet ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanına ‘diktatör’ diye bühtan ederken, kendi partisinde faşizmin en sefil şeklini uygulayandır. Bu zihniyet seçilmiş milletvekillerini pazarda satışa çıkartırcasına zorla başka partilere gönderirken bile demokrasiden söz edebilendir. Bu zihniyet ekonominin sıkıntıya girmesinden, salgının artmasından, terörün artmasından, hatta yaşanan kazalardan bile siyasi çıkar elde etmeyi umacak kadar alçalabilendir. Bu zihniyetin temsilcisi olan zat dün çıktı ülkemize yurt dışından ve yurt içinden kaynak kazandırmak için zaman zaman başvurduğumuz varlık barışı uygulamasını uyuşturucu, fuhuş, organ ticaretiyle irtibatlandıracak kadar alçaldı ve düştü. Bunun adı, o zatın kendi meşrebinde dahi düşkünlüktür. İşte bu, kendi ülkesine ve halkına husumeti siyasetinin merkezine oturtan zihniyeti ona sufle verenlerle birlikte tarihe gömmek hep birlikte boynumuzun borcudur. Her şey gibi muhalefetin de yerli ve millisini ülkemize kazandırmak inşallah bize nasip olacaktır. Tarihimizin en önemli dönüm noktalarından birinden geçtiğimiz şu günlerde Cumhur İttifakı ile birlikte ülkemize önce 2023’e ulaştırmakta, ardından da daha güçlü şekilde yoluna devam ettirmekte kararlıyız” diye konuştu.
Ülkeye ve millete hizmetin adını ancak kendileri gibi bunu 18 yıldır kesintisiz yaşayanların bildiğini söyleyen Erdoğan, “AK Parti olarak kurulduğumuz günden beri girdiğimiz 15 genel ve mahalli seçimi, halkoylamasının, cumhurbaşkanlığı seçiminin tamamından milletimizin gönlünü kazanmayı başararak hamdolsun birinci çıktık. Tarihleri faşizmle, darbecilikle, milletin değerlerine husumetle, bugünleri ise taciz, tecavüz, hırsızlık iddiaları ile dolu olanların bu hazdan habersiz şekilde siyasetten silinip gidecek olmaları ne acı. Bütçe görüşmelerinde Genel Başkan Yardımcım Efkan Bey, tüm rakamlarıyla bu süre içinde CHP’nin nereden nereye geldiğini ortaya koydu. Kendisinin televizyon programlarında nasıl sözler verdiğini, ‘eğer şu kadar oy alamazsam, çeker giderim’ dediği halde hala hangi yüzle o koltukta oturuyor anlamak mümkün değil. Yüzüne baka baka Efkan Bey bunları söyledi, ama yüz ola yüz, yüz yoksa ne ola. İktidarı milli iradeye ram olmak yerine terör örgütlerinin arkasında, krizlerin gölgesinde, dışarıdan kırpılan gözlerde aramaya devam ettikleri müddetçe bu akıbetten kurtulamayacaklardır. Rabbim kimseyi böyle nasipsizlerden eylemesin” şeklinde konuştu.
“Bugün Türkiye denilince akla ilk insanlık geliyor, adalet geliyor, haysiyetli bir dış politika geliyor” açıklamasında bulunan Erdoğan, “Eksen tartışmalarından ülkemizin adının terör örgütleri ile yan yana getirilme çabalarına kadar pek çok zorlama ithamın gerisinde bu rahatsızlık yatıyor. Oysa ne Türkiye’nin ekseninde bir kayma ne de ülkemizin terör örgütleri ile mücadelesinde bir zafiyet vardır. Gabar’da, Cudi’de, Besler’de, Kandil’de bu teröristleri ezeceğiz, inlerinde vuracağız dedik ve vuruyoruz. Ara vermek yok” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Libya’da, Suriye’de, Azerbaycan’da, Afganistan’da yaptıklarını anlatan ve Türkiye’nin kimsenin toprağında ve egemenliğinde gözü olmadığını söyleyen Erdoğan, Türkiye’nin Kıbrıs ve Azerbaycan Türkleri yanında tüm dost ve kardeşlerinin menfaatlerini korumaya çalıştığının altını çizdi. Erdoğan, “Türkiye’nin yaptırım ve şantaj diline boyun eğmeyecek bir ülke olduğunu başta ülkemizdeki müzmin muhalifler olmak üzere artık tarafından idrak edilmelidir. Dış politika vizyonları Kemalist Türkiye’den faşist İtalya’ya selam göndermekten ibaret olanların böyle bir ufku, böyle bir özgüveni anlamasını da beklemiyoruz. Boraltan faciasının müsebbiplerinin Karabağ’daki zaferin heyecanını hissetmelerinin güçlüğünün farkındayız. Bu zihniyetin tasallutu altındayken önüne açılan tüm fırsat pencerelerini kaçıran Türkiye, inşallah bir daha aynı duruma düşmeyecektir. Ülkemizin ne doğuya ne batıya sırtını dönme gibi bir lükse olabilir. Avrupa ve Amerika ile ilişkilerimizi geliştirirken, Türk dünyasını, Asya’yı, Latin Amerika’yı, Afrika’yı asla ihmal edemeyiz. Tüm çabalarımıza rağmen 2020 Avrupa ve Amerika ile ilişkilerimizin suni gündemlerle sınandığı bir yıl oldu. Türkiye hem Doğu Akdeniz meselesinde hem de S-400’ler konusunda hak etmediği çifte standartlarla karşılaştı. Yeni yılda Amerika ve Avrupa ile olan münasebetlerimizde yeni bir sayfa açmayı arzu ediyoruz. Çok yönlü siyasi, ekonomik ve askeri işbirliklerimizi Amerika ile köklü bağlarımızın alternatifi olarak görmüyoruz. AB’nin de Türkiye’yi kendinden uzaklaştıran stratejik körlükten bir an önce kurtulmasını ümit ediyoruz. Amerika’nın yeni Başkanı Sayın Bidon’un da Türk-Amerikan ilişkilerine gereken özeni göstereceğine inanıyorum. Kimseye karşı ön yargımız, husumetimiz, düşmanlığımız bulunmuyor” açıklamasında bulundu.

Öğrencilere burs ve kredi müjdesi
Üniversite öğrencilerine Gençlik ve Spor Bakanlığı vasıtasıyla verilecek kredi ve burs miktarını belirlediklerini belirten Erdoğan, “Bilindiği gibi 2020 yılında lisans öğrencilerine 550 lira, yüksek lisansta bin 100 lira, doktorada bin 650 lira olarak uyguladığımız kredi ve burs ödemelerinin toplam miktarı 9 milyar 670 milyon lirayı buldu. Önümüzdeki yıl ise lisansta bu rakamı 550’den 650’lira çıkartmış bulunuyoruz. Bin 100 lira olan yüksek lisansı bin 300 liraya çıkartıyoruz. Doktorada ise bin 650 lira olan ödemeyi bin 950’liraya çıkartmış oluyoruz. Bu ödemeler milli sporcularımıza iki ve veya üç katı, üniversite sınavlarında ilk 100’e girenlere üç katı olarak yapılmaya devam edecek. Ocak ayında 452 bin öğrencimizin hesabına burs, 1 milyon 11 bin öğrencimizin hesabına kredi olarak bu tutarlar yatırılacaktır” dedi.

“AİHM böyle bir teröristi savunmanın arkasında olduğunu bilmelidir”
AİHM’nin Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karara ilişkin konuşan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“AİHM bizim mahkemelerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez. Sadece burada verilen kararlar mahkemelerimizce değerlendirilir. AİHM, bu kararı iç hukuk yolları tüketilmeden alarak istisnai bir uygulama yapmıştır. Kaldı ki, biz bireysel başvuru adımını attığımız zaman Türkiye’de Anayasa Mahkemesini bütün yolları tüketme unsuru olarak gördük, ondan sonra AİHM devreye girebilir. Şimdi görüyoruz ki, burada bütün yollar tüketilmeden AİHM bu tür kararları alma yoluna tevessül etmiştir. Tamamıyla bu adımlar siyasidir. Bununla gereğini, gerekçesini biliyoruz. İstisnasını bir kenara bıraksak bile Selahattin Demirtaş ile ilgili hüküm, aynı mahkemenin mesela İspanya’daki Batasuna Partisi kararındaki gerekçelerle açıkça çelişmektedir. Mahkeme Batasuna davası kararında bırakın şiddet eylemlerini teşvik etmeyi, şiddet eylemlerini açıkça kınamamanın dahi cezaya konu suç sayılabileceğine hükmetmiştir. Terör örgütünün şiddet eylemini kınamamayı teröre destek olarak kabul eden bir mahkemenin 06-08 Ekim 2014’te 39 vatandaşımızın hunharca katledilmesiyle sonuçlanan bir eylemin baş sorumlusunun tahliyesini istemiş olması resmen çifte standarttır, hatta ikiyüzlülüktür. AİHM, Türkiye nezdinde saygı görmek istiyorsa önce dönüp kendi çelişkilerini sorgulamalıdır. Buradaki tartışmanın konusunun AP’nin terör örgütü olarak kabul ettiği PKK ile içli dışlı olan elinde onlarca masumun kanı bulunan siyasetçi maskeli bir kişi olduğunu hatırlatmak isterim. AİHM böyle bir teröristi savunmanın arkasında olduğunu bilmelidir, bilmiyorsa biz devamlı bunu söyleyeceğiz. Bu şahıs, siyasi görevleri veya siyasi söylemleri sebebiyle değil, terörle arasına mesafe koyamadığı, bölücü terör örgütünün emri ile onlarca kişinin ölümüne yol aktığı için milletimizin gözünde de suçludur. Kobani’nin katili budur. Diyarbakır’da 53 yavrumuzun katili budur. Oradaki Kürt kardeşlerimi sokağa döken, bu kardeşlerimizin ölümüne neden olan budur. Ey AİHM sen anlamasan da biz anlatmaya devam edeceğiz. Aynı mahkemenin FETÖ davaları için takınacağı tavrın işaretleri şimdiden görünmeye başladı. PKK’ye terör örgütü muamelesi yapmayan, PKK ile irtibatlı kişileri terörist kabul etmeyen bu mahkemenin FETÖ ile ilgili aynı yaklaşımı sergilememesini temenni ediyoruz. Aksi taktirde bunca çifte standarda ve riyakarlığı daha fazla tahammül etmek mecburiyetinde olmadığımızın da bilinmesini isterim.”



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.