Hubble Uzay Teleskobu’ndan evrenin zenginliğini gözler önüne seren görüntüler

Neredeyse küresel şekle gelmiş yıldız kümesi Caldwell 84 (Fotoğraflar: NASA)
Neredeyse küresel şekle gelmiş yıldız kümesi Caldwell 84 (Fotoğraflar: NASA)
TT

Hubble Uzay Teleskobu’ndan evrenin zenginliğini gözler önüne seren görüntüler

Neredeyse küresel şekle gelmiş yıldız kümesi Caldwell 84 (Fotoğraflar: NASA)
Neredeyse küresel şekle gelmiş yıldız kümesi Caldwell 84 (Fotoğraflar: NASA)

NASA, Hubble Uzay Teleskobu'nun 30. yıldönümü kapsamında evrenin enginliğini tüm ihtişamıyla yakalayan fotoğraflar yayımladı.
Görüntülerde yoğun yıldız kümeleri ve galaksiler yer alıyor.
Hubble, atmosfer üzerinde yörüngede bulunduğu için gaz ve hava durumlarından etkilenmeden net görüntüler elde edebiliyor.
NASA'nın 12 Aralık'ta paylaşılan görüntülerle ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
30 yaşındaki Hubble, bugün yörüngeye fırlatıldığı ilk zamana kıyasla çok daha iyi. Kozmosa ilişkin temel anlayışımızı değiştirip geliştirecek çığır açıcı keşifler yapmaya devam ediyor.
İşte NASA'nın açıklamalarıyla birlikte Hubble'ın yakaladığı müthiş görüntülerden bazıları: 

NGC 5005 olarak da bilinen Caldwell 29, merkezinde süper kütleli kara delik barındıran bir sarmal galaksi.

Hubble'ın 3 Numaralı Geniş Alan Kamerası'nın kızılötesi ışığıyla yakalanan bu fotoğrafta, NGC 6087 olarak da adlandırılan Caldwell 89'un bir parçası olan parlak yıldızlar görünüyor. Bu açık yıldız kümesinde yaklaşık 40 yıldız yer almakta.

Galaksiler farklı birçok yapı içerir ve bu yapılan özellikleri galaksinin evrimini şekillendirir.
NGC 3626 olarak adlandırılan Caldwell 40 gibi sarmal galaksilerin barındırdğı bir yapı da şişkinliktir. Bu yapı spiral galaksinin merkezini kapsayan yıldızların yoğun şekilde bir arada bulunduğu bölge gözlemlenir.
Çoğu şişkinlike, şişkinlikle kara deliğin kütlesi birbiriyle bağlantılı olacak şekilde (daha büyük şişkinlikler daha devasa kara delikler barındırır) super kütleli kara delikler bulunur.
Caldwell 99, arkasındaki cisimlerin yaydığı görülebilir ışık dalga boylarını tamamıyla kesen yoğunlukta bir yıldızlararası toz bulutu bulunduran karanlık nebuladır.   
 
Independent Türkçe, Mashable



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news