UMH, düzensiz göçmenleri Libya'dan çıkarmayı planlıyor

Uluslararası Göç Örgütü, Trablus’taki göçmenleri Kovid-19 salgınının tehlikeleri hakkında bilinçlendirmek kampanya düzenledi. (Uluslararası Örgüt)
Uluslararası Göç Örgütü, Trablus’taki göçmenleri Kovid-19 salgınının tehlikeleri hakkında bilinçlendirmek kampanya düzenledi. (Uluslararası Örgüt)
TT

UMH, düzensiz göçmenleri Libya'dan çıkarmayı planlıyor

Uluslararası Göç Örgütü, Trablus’taki göçmenleri Kovid-19 salgınının tehlikeleri hakkında bilinçlendirmek kampanya düzenledi. (Uluslararası Örgüt)
Uluslararası Göç Örgütü, Trablus’taki göçmenleri Kovid-19 salgınının tehlikeleri hakkında bilinçlendirmek kampanya düzenledi. (Uluslararası Örgüt)

Libya’nın batısındaki bir sığınma merkezinde zor insani koşullar altında tutulan binlerce düzensiz göçmen, ülkeyi terk ederek kendilerinden öncekiler gibi diğer ülkelere yerleştirilmeyi bekliyor. Ancak başta yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve hava trafiğinin aksaması olmak üzere yaşanan zorluklar ve engeller birçok kişinin Birleşmiş Milletler Gönüllü Geri Dönüş programının aksamasına yol açtı.
Libya’nın batısında yasa dışı göçmenlik biriminde çalışan güvenlikten sorumlu bir yetkili, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şunları söyledi:
“Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) düzensiz bütün göçmenleri ülkeden çıkarıp sığınma merkezlerini kapatmakta bir sakınca görmüyor. Şu an uluslararası koşullar buna elvermese de bunu gözden geçiriyor.”
Yetkili ayrıca güvenlik hizmetlerinin, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) ülkeyi terk etmek isteyen göçmenlere yardım etme görevini kolaylaştırmak için her türlü desteği sağladığına dikkat çekti.
Güvenlikten sorumlu yetkili, UMH’ye bağlı İçişleri Bakanlığı’nın geçtiğimiz yıl gönüllü dönüş, yeni bir ülkeye yerleştirilme ya da insani gerekçelerden dolayı tahliye edilme gibi çeşitli sebeplerle, hava seferleri ile 5 bin 360 göçmenin ülkeden ayrılmasına yardımcı olduğunu aktardı.
UMH İçişleri Bakanlığı bu adımın “Yasadışı Göçle Mücadele Birimi’nin, Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ve UNHCR ile iş birliği içerisinde atıldığını” belirterek göçmenleri tahliye etmek için yapılan son uçuşların geçtiğimiz aralık ayının sonunda insani nedenlerden dolayı Ruanda’ya gerçekleştirildiği bilgisini verdi. Uçakta 130 göçmenin olduğunu kaydetti.
Yasadışı Göçle Mücadele Birimi’nin eski Başkanı el-Akid Muhammed Ali Beşer, ülkenin batısında kalan Trablus, Surman, Kale ve el-Humus kentleri dahilindeki sığınma merkezlerinin yeterli donanıma sahip olmamaları, plansız bir şekilde rastgele inşa edilmeleri ve insan hakları şartlarına uymamalarının yanı sıra uluslararası raporlara göre ihlaller gerçekleşmesi gibi çeşitli sebeplerden dolayı kapatıldığını aktardı.
Libya’da mültecilerin, sığınmacıların ve göçmenlerin keyfi olarak gözaltına alınmalarına son verilmesi için defalarca kez çağrıda bulunan Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü yayınladığı bir raporda “Gözaltına alınanların insanlık onuru hiçe sayılıyor. Zira kötü muameleye maruz kalıyorlar ve tıbbi bakımdan yoksunlar” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte güvenlikten sorumlu yetkili ise ülkesini savunarak şunları söyledi:
“Libya, kapasitesinin de üstünde durumda. Bu konuda tüm yerel birimlerin iş birliği yapmasına rağmen göç meseleleriyle ilgilendiğini iddia eden kuruluşlar tarafından büyük ölçüde eleştirildi. Libya imkanları dahilinde yasal göçmenlere harcamalarda bulundu. Mümkün olan en çok sayıda göçmenin ülkeden çıkarılmasına yardımcı olma ve bu olguyla mücadele olasılığı hakkındaki tartışmalar halihazırda devam ediyor. Dolayısıyla artık bu merkezlere ihtiyaç kalmadı.”
İnsan hakları raporları ve uluslararası kuruluşlar, göçmenlerin çoğunun başkentteki bazı sığınma merkezlerinde işkenceye maruz kalmaya devam ettiğinin gözlemlendiğini bildirdiler. Libya’nın karşı karşıya kaldığı güvenlik sorunlarının gerek resmi sığınaklarda gerekse insan kaçakçılığı yapan çetelerin göçmenleri yasa dışı yollardan Libya kıyılarına göndermeden önce topladıkları gizli yerlerde olsun, göçmenlerin çektiği acının, özellikle açık denizden kaçan onlarca insanın tekrar sığınağa dönmesiyle birlikte ikiye katladığına işaret ettiler.
Göçmenlerin çektiği sıkıntılar, sığınma merkezleri ile sınırlı değil. Zira ülkenin batısındaki şehirlerin sokaklarında yaşayan binlerce gööçmenin sıkıntıları sürüyor. Bu da aralarından birçoğunun zaman zaman Trablus’taki UNHCR ofisinin önünde protesto yapmasına sebep oluyor.
UMH İçişleri Bakanlığı geçtiğimiz ekim ayında, ülkenin kuzeyindeki şehirlerde kıyı şeridi boyunca dizili sığınma merkezlerini kapatmaya ve kıyı kentleri dışında başka merkezleri kullanmaya yönelik bir karar almıştı. Buna ek olarak göçmenlerin ana kaynaklarını kurutmak ve bu fenomenin yayılmasını engellemek için çöl devriyeleri düzenleyerek göç olgusuyla mücadele etmenin yollarını aramayı da ele almıştı.
Geçtiğimiz hafta sonu, Uluslararası İşbirliği ve Yardım Örgütü’nün gözetiminde Sabrata Üniversitesi’nde (Batı) bir diyalog oturumu düzenlenerek Libya’daki düzensiz göçmen konusu ele alındı. Libya Ulusal İnsan Hakları Komitesi söz konusu oturumda Libya’daki göç ve sığınma alanlarında yürürlükte olan yasaların gözden geçirildiğini ve eksikliklerinin ele alındığını bildirdi. Katılımcıların Libya devletinin güvenliği, egemenliği ve çıkarlarının korunması ve göçmenler ile mültecilerin haklarına saygı duyulmasının sağlanması başta olmak üzere yasaların yenilenmesi, gözden geçirilmesi ve değişiklik yapılması gerektiğine dair bir dizi tavsiyede bulunduklarını kaydetti.
Komite, UMH’ye bağlı Libya Sahil Güvenlik Birimi’nin 2020 yılı boyunca Akdeniz’i geçmeye çalışan yasa dışı göçmenler için 113 kurtarma ya da önleme operasyonu gerçekleştirdiğini belirtti. Ayrıca yıl sonu itibariyle Libya Sahil Güvenliği tarafından Akdeniz’de 11 bin 265 mülteci ve göçmenin kurtarıldığını, bunların 113 operasyon ile ülkeye geri getirildiğini ve 2019 yılına kıyasla 2020 yılında Libya limanlarına gelenlerin sayısının yüzde 25 oranında arttığını kaydetti.



Komutanı tarafından Gazze'ye girmeye zorlanan İsrail askeri intihar girişiminde bulundu

Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
TT

Komutanı tarafından Gazze'ye girmeye zorlanan İsrail askeri intihar girişiminde bulundu

Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)

İsrail medyası, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşın zorlukları nedeniyle sadece bir hafta içinde dört İsrail askerinin intihar ettiğini bildirdi. İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, komutanlarının sorumsuz davranışlarına karşı çıkan birlikteki arkadaşlarının uyanıklığı olmasaydı neredeyse listeye katılacak olan beşinci bir askerin hikayesini açıkladı.

Muhabir Carmela Menashe, askerlerden alıntı yaparak, arkadaşlarının ‘Gazze'ye girmeyi reddettiğini, ancak komutanının onu zorladığını, bunun üzerine askerin silahın namlusunu ağzına dayadığını ve kendini vurmakla tehdit ettiğini, bunun üzerine komutanın onu hafta sonu izninden men ederek cezalandırmaya karar verdiğini’ anlattı.

dfgthy
Meslektaşlarının cenaze töreni için mezarlığa giden yaralı İsrail askerleri, 8 Temmuz 2025 (AP)

İsrailli muhabire göre, ‘asker başlangıçta kabul etti ve Gazze'ye girdi. Ancak sonra geri döndü ve tekrar dışarı çıkmak istedi; komutana orada kalamayacağını açıklamaya çalıştı. Komutan onu hafife aldı ve onu başka cezalarla tehdit etti. Birlikteki arkadaşları son anda devreye girerek intihar etmesini engelledi ve onu psikolojik destek subayıyla görüşmeye zorladı.’

Psikolojik destek subayı, askerin durumunun Gazze Şeridi'ne girmesine izin vermediğine karar vererek onu birlik dışında tedavi görmesi için göndermiş; psikolojik durumunun ciddi olduğu teşhis edilmiş ve askerin ordudan tamamen terhis edilerek tedavi altına alınmasına karar verilmiş.

Muhabir, “Askerin durumu benzersiz değil; savaş binlerce askeri travmatize ediyor. Zamanında gerekli tedaviyi görmeyenler kendilerini ciddi bir depresyon içinde buluyor ve bu da aşırı durumlarda intihara yol açabiliyor” dedi.

4 asker intihar etti

Tel Aviv medyası sadece geçen hafta dört askerin intihar ettiğini ve savaşın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana intihar eden asker sayısının 44'e yükseldiğini duyurdu.

İntihar eden askerlerin çoğunluğunun aktif görevdeki yedek askerler olduğunu belirten Haaretz gazetesi, İsrailli askeri kaynaklara dayandırdığı haberinde intihar eden askerlerin büyük bir kısmının savaş sırasında psikolojik durumlarını önemli ölçüde etkileyen durumlara maruz kaldıklarını aktardı.

xcvfgbh
Temmuz 2025'te Gazze Şeridi'nde öldürülen meslektaşlarının cenaze töreninde ağlayan İsrailli askerler (AFP)

Gazete, orduda aktif görevde olan İsrailli askerlerin intihar oranlarının önceki yıllara göre artış gösterdiğini doğruladı.

Kaynaklar, intiharların bazen iç raporlarda ‘çatışma dışı ölüm’ veya ‘soruşturma altındaki durumlar’ gibi muğlak etiketler altında kategorize edilmesi nedeniyle gerçek sayının daha yüksek olabileceğini tahmin ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Haaretz'den aktardığına göre İsrail ordusu, 2024 yılının başından bu yana yaklaşık bin 600 askerin travma sonrası stres semptomlarından mustarip olduğunu kabul ediyor ve bu da yaklaşık 250 askeri ruh sağlığı nedenleriyle terhis etmesine neden oldu.

Veriler intihar eden askerlerin çoğunun geçtiğimiz mart ayında yeniden başlayan savaştan bu yana çatışmaların devam ettiği Gazze'deki çatışmalara katıldığını gösteriyor.

cdfgthy
Temmuz ayında Gazze'de öldürülen bir İsrail askerinin cenaze töreninden (EPA)

Cepheden dönen askerlerin psikolojik olarak yalnızlaştığı ve özellikle muharebe tugaylarına yeni katılanlar ile dışlanmış sosyal sınıflara mensup askerlere yeterli psikolojik bakım sağlanmadığı belirtiliyor.

Ordu, sahadan dönen askerlerle ilgili sessiz bir iç krizle karşı karşıya; bu askerler fiziksel yaralanmaların ötesinde derin psikolojik yaralar da taşıyor ve bu da bazılarının son bir kaçış olarak intiharı seçmesine neden oluyor.

Gözlemciler Gazze savaşının sadece Filistinlileri tüketmekle kalmadığını, aynı zamanda İsrail'in iç cephesinde de giderek artan bir çatlağa neden olduğunu, askerlerin karada savaşırken psikolojik kaderlerinin havada asılı kaldığını düşünüyor.