Moskova’da Dağlık Karabağ konulu üçlü zirve yapıldı

Putin, Azerbaycanlı mevkidaşı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile birlikte görüşmede (EPA)
Putin, Azerbaycanlı mevkidaşı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile birlikte görüşmede (EPA)
TT

Moskova’da Dağlık Karabağ konulu üçlü zirve yapıldı

Putin, Azerbaycanlı mevkidaşı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile birlikte görüşmede (EPA)
Putin, Azerbaycanlı mevkidaşı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile birlikte görüşmede (EPA)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin,  Azerbaycanlı mevkidaşı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile dün Moskova’da ‘Dağlık Karabağ’ konulu uzun bir görüşme gerçekleştirdi.
Görüşme, üç liderin 9 Kasım’da ulaştığı ateşkes anlaşmasının güçlendirilmesi çerçevesinde bir sonraki hamle için önceliklerin belirlenmesine odaklandı.
Üçlü zirve, Aliyev ve Paşinyan’ın geçtiğimiz Şubat ayında Münih Güvenlik Konferansı’nın oturum aralarında bir araya gelmelerinin ardından ilk yüz yüze görüşme niteliği taşırken, aynı zamanda Güney Kafkasya bölgesindeki yeni etki haritalarının çizilmesiyle sonuçlanan ve güç dengesini altüst eden çatışmaların ardından üç liderin bu düzeydeki ilk buluşması oldu.
Putin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle uygulanan sosyal mesafe kurallarını görmezden gelerek iki liderle el sıkışıp, sarıldı.
Aliyev ve Paşinyan ise birbirleriyle el sıkışmaktan kaçınarak, sadece selamlaştı.
Görüşmenin başında bir konuşma yapan Putin, Dağlık Karabağ hakkındaki anlaşmanın uygulama mekanizmalarını tartışmaya ve bölgedeki sorunları çözmek için sonraki adımları belirlemeye hazır oldukları için Aliyev ve Paşinyan’a teşekkür etti.
Putin, görüşmenin 9 Kasım’da yayınlanan ortak bildiride yer alan çözümün ana hatlarına ilişkin bir sonraki adımların belirlenmesine odaklandığını söyleyerek, “Rusya barışı koruma görevlilerinin faaliyetleri, sınır çizgilerinin netleştirilmesi, insani sorunların çözümü ve kültürel miras alanlarının korunması ile ilgili konuları kastediyorum” dedi.
Rus lider, Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan başbakan yardımcılarının başkanlığında üçlü özel çalışma grubu kurulduğunu bildirerek, bu grubun Dağlık Karabağ'da ekonomi, ticari ve ulaştırma ilişkilerinin yeniden normalleşmesi ve sınırların açılması için düzenlemeler yapmak için çalışacağını vurguladı.
Rusya’nın arabuluculuk çabalarının, Dağlık Karabağ’da kalıcı ateşkes sağlamayı ve anlaşmanın şartlarını kademeli olarak uygulamaya devam etmeyi amaçladığını söyleyen Putin, “Rusya ülkelerimizi ve halklarımızı birbirine bağlayan ortaklığa ve iyi komşuluk ilişkilerine değer veriyor, bu yüzden silahlı çatışmanın patlak vermesini büyük bir endişeyle izledik” dedi.
Rusya’nın kan dökülmesini durdurmaya, durumu istikrara kavuşturmaya ve sürdürülebilir bir ateşkes sağlamaya yardımcı olmayı amaçlayan arabuluculuk çabaları olduğunu da sözlerine ekledi.
Dağlık Karabağ konusu, Rusya Milli Güvenlik Konseyi, Güvenlik Servisi Başkanı, Dışişleri Bakanı ve Savunma Bakanı’nın katılımıyla geçtiğimiz Pazar günü düzenlenen Rusya hükümet toplantısında da gündem maddesi oldu.



İsrail: Hamas savaşın durdurulmasında ısrar ederek anlaşmaya varılmasını engelliyor

Gazze sınırı yakınlarındaki İsrail askerleri (AFP)
Gazze sınırı yakınlarındaki İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail: Hamas savaşın durdurulmasında ısrar ederek anlaşmaya varılmasını engelliyor

Gazze sınırı yakınlarındaki İsrail askerleri (AFP)
Gazze sınırı yakınlarındaki İsrail askerleri (AFP)

İsrailli bir yetkili dün (Cumartesi) AFP'ye yaptığı açıklamada, Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme talebinde ısrar ederek ateşkes anlaşması olasılığını engellediğini söyledi.

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan yetkili, “İsrail'in bir esir takası anlaşması çerçevesinde savaşı sona erdirmeyi kabul ettiği ya da arabulucuların savaşın durmasını sağlamasına izin vereceği yönündeki bilgiler doğru değil. Şu ana kadar Hamas, savaşın sona erdirilmesi talebinden vazgeçmedi ve bunu yaparak Gazze Şeridi'nde savaşın başlamasından yaklaşık yedi ay sonra önerilen ateşkes konusunda bir anlaşmaya varılması olasılığını engelliyor” dedi.

Diğer yandan bir Hamas yetkilisi, dün Kahire'de arabulucularla (Mısır, Katar ve ABD) yapılan görüşmelerde ‘herhangi bir gelişmeye’ tanık olmadıklarını söyledi.

Medya organları dün sabah Washington'un Hamas'a bir ateşkes anlaşmasına varılması halinde İsrail'in ateşkesi kabul edeceğine dair güvence verdiğini bildirmişti.

Yaklaşık yedi aydır kanlı saldırılara ve çatışmalara sahne olan Gazze Şeridi'nde ateşkese varılması için arabulucular aylardır Hamas ve İsrail arasında dolaylı görüşmeler yürütüyor.

Ateşkesin çatışmaların durdurulmasını ve Hamas’ın 7 Ekim'de Gazze Şeridi'nden İsrail'in güneyine düzenlediği ve savaşı tetikleyen eşi benzeri görülmemiş saldırı sırasında alınan esirler karşılığında Filistinli mahkumların serbest bırakılmasını içermesi bekleniyor.

Hamas Cuma günü Kahire'ye ‘olumlu bir ruh hali içinde’ gideceğini bildirmişti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Hamas, ‘saldırının tamamen durdurulması, işgal güçlerinin bölgeden çekilmesi, yerlerinden edilenlerin yurtlarına geri dönmesi, halkın rahatlatılması, yeniden inşanın başlaması ve ciddi bir takas anlaşmasının tamamlanması’ koşullarını sağlamaya ‘kararlı’ olduğunu vurguladı.

Ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas'ın son kalesi olarak gördüğü Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah kentine büyük bir saldırı başlatma kararlılığını defalarca yineledi ve hareketi ortadan kaldırmadan savaşı sona erdirmeyi reddetti.

Hamas bu açıklamaların ‘her türlü anlaşma ihtimalini sabote etmeye’ yönelik olduğunu belirtti.

Bu arada, aralarında esir yakınlarının da bulunduğu binlerce kişi dün akşam Tel Aviv'de Netanyahu hükümetinden esirlerin geri dönmesini sağlayacak bir ateşkes anlaşması imzalamasını talep eden bir gösteri düzenledi. Netanyahu'nun resminin bulunduğu bir pankartta “Her türlü anlaşmayı baltalayan sizsiniz” ifadesi yer aldı.


Batı Şeria'da İsrail ordusuyla çıkan çatışmada 3 Kassam üyesi hayatını kaybetti

İzzeddin el-Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'nin orta kesiminde sınır yakınlarında düzenlenen bir askeri geçit törenine katıldı. (AFP)
İzzeddin el-Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'nin orta kesiminde sınır yakınlarında düzenlenen bir askeri geçit törenine katıldı. (AFP)
TT

Batı Şeria'da İsrail ordusuyla çıkan çatışmada 3 Kassam üyesi hayatını kaybetti

İzzeddin el-Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'nin orta kesiminde sınır yakınlarında düzenlenen bir askeri geçit törenine katıldı. (AFP)
İzzeddin el-Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'nin orta kesiminde sınır yakınlarında düzenlenen bir askeri geçit törenine katıldı. (AFP)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Batı Şeria'nın Deyr el-Ğasun beldesinde İsrail ordusuyla yaşanan çatışmalarda Tulkerim'deki komutanı da dahil olmak üzere üç üyesinin öldürüldüğünü duyurdu.

Telegram üzerinden yapılan açıklamada, savaşçılarının öldürülene kadar ‘aralıksız 15 saatten fazla’ İsrail güçleriyle çatıştığı ifade edildi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığı habere göre, bir İsrail kuvvetinin Tulkerim'in kuzeyindeki Deyr el-Ğasun beldesine saldırmasının ardından altı Filistinli öldürüldü.

İsrail ordusu dün (Cumartesi) akşam erken saatlerde, İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak) ve polisle ortak bir operasyon gerçekleştirdiğini ve Tulkerim'deki bir Hamas hücresini ‘etkisiz hale getirdiğini’ bildirdi.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, hücrenin bir İsrail yedek askerinin öldürülmesinden, diğer sivillerin yaralanmasından ve İsrail kasabalarına yönelik yakın saldırılar planlamaktan sorumlu olduğu belirtildi.

Ordu, önleyici olarak nitelediği operasyon sırasında militanların Deyr el-Ğasun beldesinde tespit edildiğini; dördünün öldürüldüğünü, beşincisinin ise gözaltına alınarak sorgulanmak üzere güvenlik birimlerine teslim edildiğini bildirdi.


New York Times: Türkiye'nin ticari ilişkileri durdurduğu İsrail daha da yalnızlaşıyor

The Economist, konuyla ilgili haberinde "Dindar seçmenler, Cumhurbaşkanı'nın İsrail meselesiyle ilgili yeterince sert davranmadığını düşünüyor" ifadesini kullanmıştı (Reuters)
The Economist, konuyla ilgili haberinde "Dindar seçmenler, Cumhurbaşkanı'nın İsrail meselesiyle ilgili yeterince sert davranmadığını düşünüyor" ifadesini kullanmıştı (Reuters)
TT

New York Times: Türkiye'nin ticari ilişkileri durdurduğu İsrail daha da yalnızlaşıyor

The Economist, konuyla ilgili haberinde "Dindar seçmenler, Cumhurbaşkanı'nın İsrail meselesiyle ilgili yeterince sert davranmadığını düşünüyor" ifadesini kullanmıştı (Reuters)
The Economist, konuyla ilgili haberinde "Dindar seçmenler, Cumhurbaşkanı'nın İsrail meselesiyle ilgili yeterince sert davranmadığını düşünüyor" ifadesini kullanmıştı (Reuters)

Türkiye'nin Gazze savaşı nedeniyle İsrail'le ticareti tamamen durdurma kararı almasının yankıları sürüyor. 

Geçen ay 54 ürün grubunun bu ülkeye satışına kısıtlama getiren Ticaret Bakanlığı'ndan perşembe yapılan açıklamaya göre İsrail'le ticaret tamamen durduruldu. ABD'nin New York Times gazetesi de bugün konuyla alakalı olarak "Türkiye'nin ticari ilişkileri durdurduğu İsrail daha da yalnızlaşıyor" başlıklı bir haber yayımladı. 

Gazze savaşının uzamasıyla ABD, Birleşik Krallık ve Almanya gibi Tel Aviv yönetimine yakın ülkelerin dahi en azından söylemsel olarak araya mesafe koymaya çalıştığı vurgulandı.

Ankara'nın ticaretin sürdürülmesi için Gazze'de kalıcı ateşkes sağlanmasını ve bölgeye insani yardım ulaştırılmasını şart koştuğu hatırlatıldı. 

Diğer yandan İsrail'in uluslararası toplumun tüm uyarılarına rağmen Refah'a operasyon yapma sinyali verdiği de anımsatıldı. 

Ankara'nın geçen yıl İsrail'e 5,4 milyar dolarlık ihracat yaparken ithalat rakamının yalnızca 1,64 milyar dolar olmasına işaret edilerek Türkiye'nin bu ticarette kârlı olduğu belirtildi. 

İki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesi için 2022'de adımlar atıldığı ancak bu umudun savaşla birlikte söndüğü yorumu yapıldı. 

Amerika kıtasına da bakılan haberde, Bolivya ve Belize'nin ardından Kolombiya'nın da İsrail'le diplomatik ilişkilerin kesileceğini duyurduğu ifade edildi. Şili ve Honduras'ın İsrail'deki büyükelçilerini geri çağırdığı hatırlatılırken Ürdün ve Bahreyn gibi Arap ülkelerinin de benzer adımlar attığının altı çizildi.  

Avrupa'daysa İspanya ve İrlanda gibi ülkeler, Filistin devletinin tanınması için çabalıyor.

Hamas'ın 7 Ekim'de düzenlediği ve 1200 kişinin öldüğü açıklanan Aksa Tufanı operasyonunun ardından patlak veren Gazze savaşında İsrail'in öldürdüğü kişi sayısı 34 bini aştı. Ölenlerin çoğu kadın veya çocuk.

Diğer yandan ateşkes için de görüşmeler sürüyor. Mısır medyası, Gazze Şeridi'nde ateşkes görüşmeleri için yola çıkan Hamas heyetinin başkent Kahire'ye ulaştığını bugün duyurdu.

Kahire el-İhbariye televizyon kanalı, Mısır güvenlik heyetinin birçok anlaşmazlık noktasında uzlaşma formülüne ulaştığını bildirdi.

Hamas Hareketi dün akşam yaptığı açıklamada, kendilerinden bir heyetin İsrail'le dolaylı görüşmelerin tamamlanması amacıyla cumartesi Kahire'ye gideceğini duyurmuştu.

Yine el-İhbariye televizyon kanalı, geçen pazartesi Hamas heyetinin görüşmelerin ardından Kahire'den ayrıldığını, Mısır'ın sunmuş olduğu ateşkes teklifini görüştükten sonra yazılı olarak iletmek üzere yeniden döneceğini ifade etmişti.
 

Independent Türkçe


Washington ile Tahran arasındaki yeni gizli görüşmeler Gazze'yi de kapsıyor mu?

Washington İran'a petrol alanına yönelik daha fazla yaptırım uygulamayacağına dair sinyaller verdi (Reuters)
Washington İran'a petrol alanına yönelik daha fazla yaptırım uygulamayacağına dair sinyaller verdi (Reuters)
TT

Washington ile Tahran arasındaki yeni gizli görüşmeler Gazze'yi de kapsıyor mu?

Washington İran'a petrol alanına yönelik daha fazla yaptırım uygulamayacağına dair sinyaller verdi (Reuters)
Washington İran'a petrol alanına yönelik daha fazla yaptırım uygulamayacağına dair sinyaller verdi (Reuters)

Hüda Rauf

“Tahran Washington'u iki devletli çözümün yeniden canlandırılması için İsrail'e baskı yapmaya ikna edebilir mi?”

Bu dönemde, birçok haber İran ile ABD arasındaki doğrudan gizli görüşmelere ilişkin bilgiler paylaşıyor. Bu aralarındaki ikinci görüşme, ilki, Mayıs 2023'te Gazze Savaşı'ndan önce gerçekleşmişti. Şimdi ise İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşı sırasında ve İran ile İsrail arasındaki doğrudan askeri çatışma turunun ardından gerçekleşiyor.

Görüşmelerin Umman'daki birinci turunda, İran'ın uranyumu zenginleştirme faaliyetlerinde yüzde 60 oranını geçmemeyi, 5 İran-Amerikan vatandaşını serbest bırakmayı ve karşılığında dondurulan paralarının bir kısmını almayı kabul ettiği geçici anlaşmaya varılmıştı. Aynı şekilde Washington İran'a petrol alanına yönelik daha fazla yaptırım uygulamayacağına dair sinyaller vermişti.

Bu görüşmelerin aynı yılın Ekim ayında tamamlanması gerekiyordu, ancak Aksa Tufanı operasyonu ve İsrail'in bu operasyona bugüne kadar devam eden tepkisi sonrasında görüşmeler durdu.

Ocak 2024'te Kızıldeniz'de Husi saldırılarının başlaması ve Washington'un Tahran'dan saldırıların durdurulması talebinin ardından, iki taraf arasındaki iletişim yeniden başladı.

Şimdi Washington ile Tahran arasında doğrudan görüşmelere ilişkin paylaşılanlar ise daha büyük önem taşıyor, zira her zamanki gibi doğrudan ve gizli, ayrıca İsrail ile İran'ın birbirlerine yönelik karşılıklı saldırılarının ardından geldi ve aynı zamanda İran'ın nükleer dosyasını da ele alıyor.

Yani açıklanmamış görüşmelerle karşı karşıyayız ama bunlar İran'ın askeri gücünü gösterme, İran ile İsrail arasındaki angajman kurallarını değiştirme, yeni değişkenler gölgesinde her ikisinin caydırıcılık kapasitesini inşa etme, aralarındaki olası gerçek askeri operasyonları ve beklenen Amerikan ve Batı tepkisini simüle etmeye çalışma bağlamında geliyor.

Bu bağlam ışığında, görüşmelerin ve tartışılan dosyaların konularının Kızıldeniz'deki Husi saldırıları, İran'a bağlı milislerin rolü, Amerikan üslerinin hedef alınması veya İsrail'e saldırılarda bulunma, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun son raporuna göre İran'ın belirsizliğini koruyan nükleer kapasitesi gibi konuların yer alması beklenebilir. Dahası, bilhassa Kurum’un Direktörünün önümüzdeki günlerde Tahran'a yapacağı ziyaret, bir tür anlaşmanın gerçekleşeceği ve Direktörün de bunu açıklayacağı anlamına geliyor.

Ancak burada şunu da belirtmeden geçemeyiz; Tahran, Viyana görüşmelerinin Eylül 2021'de sona ermesinden bu yana nükleer belirsizlik politikası izleyerek, müfettiş sayısını azalttı ve uranyum zenginleştirme oranını yüzde 60’a yükseltti. Dahası, uluslararası toplumun İsrail'in Gazze'deki savaşı ile meşgul olduğu bir dönemde bu oranı daha da yükseltti. Dolayısıyla 2015’te imzalanan nükleer anlaşmasına göre İran'a yönelik kısıtlamaların 2025 yılında sona ermesinin planlandığı göz önüne alındığında, İran'ın nükleer kapasitesi konusunda eski anlaşmanın hiçbir işe yaramadığı, Tahran'ın statüsüne ilişkin yeni bir nükleer ve bölgesel gerçeklikle karşı karşıya bulunuyoruz.

Buradaki soru şu; Bilhassa Körfez ülkeleri ve Mısır gibi Arap ülkeleri; Gazze'deki durumun karmaşıklığından, Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarından ve deniz güvenliğinin bozulmasından asıl etkilenen ülkeler iken, İran ile ABD arasında geçici de olsa bir anlaşmaya varılmadan önce, Körfez ülkeleri gibi ilgili bölgesel taraflar varılan sonuçlara neden dahil edilmiyorlar?

Washington, gerilimleri yatıştırmak istiyorsa bölge ülkelerini dinledi mi? Washington ile Tahran arasındaki görüşmelerin gündeminde İsrail'e ateşkesi kabul etmesi ve uygulaması için baskı yapmak var mı? Tahran Washington'u iki devletli çözümün yeniden canlandırılması için İsrail'e baskı yapmaya ikna edebilir mi?

Yoksa aralarındaki görüşmeler ABD'nin, Tahran'ın yeni nükleer gücünü tanıması ve İran ile İsrail arasındaki ilişkinin kırmızı çizgilerinin belirlenmesi, İran'ın fonlarının bir kısmının serbest bırakılması, böylece Tahran’ın ABD seçim sezonunda sakin kalması ile mi sınırlı kalacak?

Bütün bu sorular, Joe Biden yönetiminin İran ile ilişkileri yönetme konusunda süregelen başarısızlığını ve İran’ın eylemlerine boyun eğdiğini, İran ile başa çıkmakta bölgesel güvenlik pahasına, İran ile tam bir ateşkesin aksine daha başarılı olan havuç ve sopa politikasını baltaladığını gösteriyor.

Bölge, Biden'ın vaat ettiği gibi daha kapsamlı ve daha geniş bir anlaşma vaatlerinin uygulanması yerine yalnızca İran, İsrail ve Washington arasındaki ilişkileri yönetmeye yönelik geçici, taktiksel anlaşmalarla karşı karşıya kaldı.

Bu nedenle bölge ülkeleri askeri ve güvenlik kapasitelerini geliştirmeye devam etmeli, çeşitli uluslararası güçlerle ittifaklarını çeşitlendirmeli ve yalnızca Amerikalı ortağa güvenmemeliler. Öte yandan Washington ile İran arasında doğrudan görüşmelerin yapılması, İran'ın Rusya ve Çin ile ilişkilerinin yetersiz olduğunu ve İran'a Washington ile iletişim kurmak konusunda isteksiz olmasını sağlayacak bir ekonomik getiri sağlamadığını açıkça ortaya koyuyor. Zira Washington ile iletişim kurmak, İran'ın arzuladığı bir hedef olarak kalacak ve Tahran, kendisi ile Washington arasındaki belirli ve hesaplanmış kurallara göre hareket etmeye devam edecek, bu kurallardan sapmayacaktır.


İsrailli yetkili: Esir değişimine karşılık Gazze savaşını bitirmeyeceğiz ve Refah'a gireceğiz

İsrail'in Refah'ı bombalaması sonrasında oluşan hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
İsrail'in Refah'ı bombalaması sonrasında oluşan hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
TT

İsrailli yetkili: Esir değişimine karşılık Gazze savaşını bitirmeyeceğiz ve Refah'a gireceğiz

İsrail'in Refah'ı bombalaması sonrasında oluşan hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
İsrail'in Refah'ı bombalaması sonrasında oluşan hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre rehinelerin serbest bırakılması konusunda devam eden görüşmelere yakın İsrailli bir yetkili, Arap medyasında yer alan “ABD'nin, üç aşamalı ateşkes anlaşmasının ardından İsrail'in Gazze'den tüm güçlerini çekmesini garanti ettiği” haberlerini yalanladı.

Times of Israel'in internet sitesinde yer alan habere göre ismi açıklanmayan yetkili, "Bu haberlerin aksine, İsrail, rehinelerimizi serbest bırakma anlaşmasının bir parçası olarak hiçbir koşulda savaşı sona erdirmeyi kabul etmeyecektir" dedi.

İsrailli yetkili; "Siyasi düzeyde kararlaştırıldığı gibi, rehinelerimizin serbest bırakılmasına izin verilmesi için geçici bir süre verilmiş olsun ya da olmasın, ordu Refah'a girecek ve orada kalan Hamas tugaylarını yok edecek" ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, İsrail'in sivilleri korumaya yönelik bir plan sunmadığını söyleyerek, İsrail'in Refah şehrine büyük çaplı bir saldırı düzenlemesine karşı bir kez daha uyarıda bulundu.

Blinken, Arizona'daki McCain Enstitüsü'nün Sedona Forumu'nda “Böyle bir planın yokluğunda Refah'ta geniş bir askeri operasyonu destekleyemeyiz. Çünkü vereceği zarar kabul edilebilirliğin çok üzerindedir” şeklinde konuştu.


Moskova: NATO tatbikatları Rusya ile olası bir çatışmaya hazır olunduğunu gösteriyor

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova (Reuters)
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova (Reuters)
TT

Moskova: NATO tatbikatları Rusya ile olası bir çatışmaya hazır olunduğunu gösteriyor

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova (Reuters)
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova (Reuters)

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) Rusya sınırları yakınında dört aydır sürdürdüğü askeri tatbikatların, ittifakın Rusya ile olası bir çatışmaya hazırlandığının kanıtı olduğunu söyledi.

Zaharova, NATO'nun ‘Rusya'nın üye ülkelere yönelik siber saldırılara karıştığı’ yönündeki suçlamalarını reddederek, bunun dikkatleri NATO faaliyetlerinden başka yöne çekmeyi amaçlayan bir ‘dezenformasyon’ olduğunu belirtti.

Açıklamasında, Ukrayna'yı silah, istihbarat ve finansmanla destekleyerek Rusya'ya karşı çeşitli şekillerde savaş yürütenin NATO olduğunu belirten Zaharova, “Soğuk Savaş'tan bu yana en büyük NATO tatbikatı şu anda Rusya'nın sınırları yakınında gerçekleşiyor. NATO’nun Rusya'ya karşı eylemleri hibrid ve konvansiyonel silahlar da dahil olmak üzere tüm araçlar kullanılarak prova ediliyor. NATO'nun bizimle olası bir çatışmaya ciddi şekilde hazırlandığını kabul etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Rusya ile Batı arasındaki ilişkilerde düşmanlık, Rusya'nın 2022'de Ukrayna'ya saldırmasının ardından son yılların en yüksek seviyesine yükseldi.

Ocak ayında tatbikatların başladığını duyuran NATO, 90 bin askerin katılacağı tatbikatların, bir çatışma çıkması halinde ABD kuvvetlerinin Rusya sınırındaki ülkelerde ve ittifakın doğu kanadında Avrupalı müttefiklerini nasıl destekleyeceği konusunda eğiteceğini belirtti.

Rusya o dönemde tatbikatların NATO'nun Soğuk Savaş taktiklerine ‘geri dönüşü olmayan bir dönüşü’ temsil ettiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Soğuk Savaş'tan beri NATO'nun en büyük tatbikatı olan söz konusu tatbikatların Mayıs ayında sona ermesi bekleniyor.


Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı'nın oğlu Türkiye'de hayatını kaybetti

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdel Fettah el-Burhan (Sudan Egemenlik Konseyi Telegram hesabı)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdel Fettah el-Burhan (Sudan Egemenlik Konseyi Telegram hesabı)
TT

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı'nın oğlu Türkiye'de hayatını kaybetti

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdel Fettah el-Burhan (Sudan Egemenlik Konseyi Telegram hesabı)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdel Fettah el-Burhan (Sudan Egemenlik Konseyi Telegram hesabı)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı'nın oğlu Muhammed Abdülfettah el Burhan, Başkent Ankara'daki Bilkent hastanesinde yaklaşık iki ay yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetti.

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı'nın oğlu, 7 Mart akşamı başkent Ankara'da motosikletiyle seyir halindeyken meydana gelen trafik kazasında yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Al-Burhan'ın oğlunun cuma gecesi hayatını kaybettiği açıklandı.


ABD, Katar'a baskıyı artırıyor: "Ateşkesi kabul etmezse Hamas'ı ülkeden çıkarın"

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 14 bin 944'ü çocuk, 9 bin 849'u kadın olmak üzere en az 34 bin 622 Filistinli öldürüldü (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 14 bin 944'ü çocuk, 9 bin 849'u kadın olmak üzere en az 34 bin 622 Filistinli öldürüldü (AFP)
TT

ABD, Katar'a baskıyı artırıyor: "Ateşkesi kabul etmezse Hamas'ı ülkeden çıkarın"

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 14 bin 944'ü çocuk, 9 bin 849'u kadın olmak üzere en az 34 bin 622 Filistinli öldürüldü (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 14 bin 944'ü çocuk, 9 bin 849'u kadın olmak üzere en az 34 bin 622 Filistinli öldürüldü (AFP)

ABD'nin, Katar'a yönelik baskıyı artırarak ateşkesi reddetmesi halinde Hamas liderlerini ülkeden atmasını istediği öne sürüldü.

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen Amerikalı yetkililer, ülkenin önde gelen gazetelerinden Washington Post'a (WP), ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın bu mesajı Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman bin Casim es-Sani'ye geçen ay ilettiğini söyledi.

Katar'daki ateşkes görüşmelerinde yer alan ve adlarının gizli tutulmasını isteyen üç diplomat, Katarlı yetkililerin, başkent Doha'da yaşayan Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye ve diğer Hamas liderlerine "ülkeyi terk etmeleri durumunda kalacak başka yer bulmaları için plan yapmalarını söylediğini" belirtti.

ABD'li yetkili, Katar'a baskı yapılmasının verimli bir strateji olmadığını savunarak, "Doha'da Hamas'a baskı uygulamak etkisiz kalıyor. Sorun, kararları verenlerin Gazze'de olması ve siyasi büroyu umursamamaları" dedi. 

1995-1998'de görev yapan ABD'nin eski Katar Büyükelçisi Patrick Theros da Hamas'ın Katar'dan atılmasının hata olacağını savunarak, böyle bir hamlenin "Beyaz Saray için kabus yaratabileceğini" söyledi.

Diğer yandan İsrailli haber sitesi Times of Israel, Doha yönetiminin Washington'ın talebini kabul edebileceğini savundu. 

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Hamas'ın masadaki son ateşkes teklifini reddetmesi durumunda ABD'nin, örgüt liderlerinin ülkeden çıkarılması için Katar'a resmi talepte bulunabileceğini belirtti. Kaynak, Katar'ın böyle bir talebe hazırlandığını ve buna olumlu yanıt verebileceğini öne sürdü.

Haniye, dünkü açıklamasında Hamas yetkililerinin hafta sonu Mısır'ın başkenti Kahire'ye gidip anlaşmayı inceleyeceklerini söylemişti. 

24 Kasım'da sağlanan ve bir hafta süren ateşkeste 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakılmıştı. İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) verilerine göre Hamas'ın elinde halen yaklaşık 130 rehine var. İsrail ordusu, bunlardan 34'ünün öldüğünü doğrulamıştı.

Independent Türkçe


İsrailli insan hakları kuruluşları hükümeti Gazze Şeridi'ne yardım konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçluyor

Gazze'de su birikintisinin kenarında çöplerin arasında yürüyen Filistinli (AFP)
Gazze'de su birikintisinin kenarında çöplerin arasında yürüyen Filistinli (AFP)
TT

İsrailli insan hakları kuruluşları hükümeti Gazze Şeridi'ne yardım konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçluyor

Gazze'de su birikintisinin kenarında çöplerin arasında yürüyen Filistinli (AFP)
Gazze'de su birikintisinin kenarında çöplerin arasında yürüyen Filistinli (AFP)

Gazze Şeridi'ne yönelik yardım kısıtlamaları nedeniyle hükümete dava açan beş İsrailli insan hakları kuruluşu dün (Cuma) yaptıkları açıklamada, hükümetin bu konudaki yükümlülüklerini yerine getirdiğine dair ısrarının ‘mantıksız’ olduğunu belirtti.

Gisha ve diğer dört İsrailli insan hakları kuruluşu, Yüksek Mahkeme'ye başvurarak hükümetin, Birleşmiş Milletler'in (BM) kıtlık uyarısında bulunduğu Gazze Şeridi'ne yardımların ulaştırılmasını arttırmak için ne gibi önlemler aldığını açıklamasını talep etti.

Geçen ay yapılan ilk duruşmanın ardından mahkeme, yarın (Pazar) yapılması planlanan yeni duruşma öncesinde hükümetten sorulara yanıt vermesini istedi.

Bu hafta mahkemeye sunulan yanıtlarda İsrail hükümeti, insani yardım erişimini kolaylaştırmak için şimdiye kadar alınan önlemlerin yükümlülüklerini aştığını vurguladı.

Gisha tarafından dün yayınlanan ortak bir bildiride şu ifadeler yer aldı: “Gazzelilerin ne kadar yardıma ihtiyacı olduğu konusunda hiçbir fikri olmadığını itiraf edenlerin, yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, hatta aştıklarını iddia etmeleri mantıksızdır.”

Bildirinin devamında, Gazze Şeridi'ndeki malzeme sıkıntısının ‘hükümetin, yükümlülüklerini ne gereken miktarda ne de gereken hızda yerine getirmediğini’ gösterdiği ifade edildi.

Uluslararası yardım kuruluşları uzun süredir Gazze Şeridi'ndeki ihtiyaç sahiplerine yardım ulaştırılmasının önündeki engellerden şikâyet ediyor.

Ancak İsrail hükümeti, Gazze Şeridi'ne yardım girişini engellemediğini savunuyor ve malzeme sıkıntısının yardım kuruluşlarının yetersiz dağıtımından kaynaklandığını söylüyor.

İsrail ordusuna bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Birimi (COGAT) dün yaptığı açıklamada, nisan ayında ‘Gazze Şeridi'ne giren insani yardım miktarında önemli bir artış’ olduğunu duyurdu.

X platformu üzerinden yapılan açıklamada, geçtiğimiz ay toplamda 6 bin tır dolusu gıda, su, tıbbi malzeme ve çadırın Gazze Şeridi'ne geçtiği belirtildi. Açıklamanın devamında “Gazze Şeridi'ne girebilecek yardım miktarının bir sınırı yok ve nisan ayı bunu kanıtladı” ifadesi yer aldı.

Süregelen engellerden şikâyet eden BM kuruluşları için ise durum böyle değil.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) bu hafta yaptığı açıklamada, İsrail makamlarının nisan ayında Gazze Şeridi'nin kuzeyine yönelik 94 yardım misyonundan sadece 52'sine kolaylık sağladığını, dörtte birinden fazlasının engellendiğini ve yüzde 10'unun reddedildiğini, diğerlerinin ise lojistik kısıtlamalar nedeniyle iptal edildiğini belirtti.


Rus birlikleri Nijer'deki ABD üssüne girdi

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin geçen hafta Pentagon'da düzenlediği basın toplantısında (AP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin geçen hafta Pentagon'da düzenlediği basın toplantısında (AP)
TT

Rus birlikleri Nijer'deki ABD üssüne girdi

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin geçen hafta Pentagon'da düzenlediği basın toplantısında (AP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin geçen hafta Pentagon'da düzenlediği basın toplantısında (AP)

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Nijer'in başkenti Niamey'de konuşlandıkları askeri üsse giren Rus askerlerinin ABD askerlerine yönelik bir tehdit oluşturmadığını bildirdi. Austin dün (cuma) düzenlediği basın toplantısında, “Ruslar ayrı bir yerleşkede bulunuyorlar. ABD birliklerine ya da ekipmanlarına erişimleri yok” ifadelerini kullandı.

Austin, Avustralyalı ve Japon mevkidaşları ile Honolulu, Hawaii'de gerçekleştirdiği üçlü toplantının ardından açıklamalarda bulundu. ABD'li yetkililere göre Nijer'den ‘profesyonel ve sorumlu’ bir şekilde çekilmeye hazırlanan Austin, “Ben her zaman birliklerimizin güvenliği ve korunmasına odaklanırım. Ancak şu anda burada birliklerimizin korunması açısından büyük bir sorun görmüyorum” şeklinde konuştu.

Rus ordusunun Niamey'deki askeri üsse girme hamlesi, Ukrayna'daki çatışma zemininde iki ülke arasındaki askeri ve diplomatik rekabetin arttığı bir dönemde Amerikan ve Rus askerlerini birbirlerine çok yaklaştırıyor.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Nijer'i yöneten subaylar, geçen yıl yaptıkları askeri darbenin ardından, ABD'den Sahel'deki militan gruplara karşı savaşa katılan yaklaşık bin askerini geri çekmesini istedi.