İlk kez Avrupalı üst düzey bir yetkili, , İran'ı doğrudan askeri nükleer silahlar elde etmeye çalışmakla suçlarken zamanın daraldığını ve İran'ın son haftalarda hızlanan faaliyetlerine ‘acilen’ bir yanıt verilmesi gerektiğini söyledi.
Bu suçlamaların ilginç olan tarafı, suçlamaların 2015 yılında Tahran ile imzalanan nükleer anlaşmanın en ateşli savunucusu olan Fransa’nın Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian tarafından yapılmasıydı.
Hatırlanacağı üzere ABD, 2018 baharında nükleer anlaşamadan tek taraflı olarak çekilmiş ardından Başkan Donald Trump'ın ‘azami baskı politikası’ olarak adlandırdığı İran'a yönelik ekonomik ve mali yaptırımlar uygulamıştı.
Le Drian, haftalık Le Journal du Dimanche gazetesine verdiği röportajda, İran'ın kademeli olarak ‘nükleer (silah) edinme imkânlarını geliştirdiğini’ açıkladı. Le Drian, “ABD, nükleer anlaşmayı terk ederek, İran’a ‘azami baskı’ olarak adlandırdığı politikayı uygulamayı seçti. Bu da söz konusu politikanın yalnızca riskleri ve tehdidi daha da artırmasıyla sonuçlandı. Yani bu mekanizmayı durdurmalıyız. İran’ın nükleer silah kapasitesine ulaşma sürecine girdiğini açık bir şekilde söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.
Le Drian, önümüzdeki Haziran ayında İran’da yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerine değindikten ve bu seçimlerin taşıyabileceği bir takım risklere ilişkin imada bulunduktan sonra "İranlılara acilen (nükleer anlaşmanın ihlali konusunda) artık yeter denilmesi ve İran ile ABD'nin Viyana Anlaşması'na (nükleer anlaşma) dönmesi için bir an evvel gerekli düzenlemelerin yapılması gerekiyor” dedi. Ancak, İran ve ABD’nin nükleer anlaşmaya dönmelerinin yeterli olmayacağı konusunda uyaran Fransız Bakan, aksine balistik silahların yayılması ve İran'ın bölgedeki komşularının güvenliğini istikrarsızlaşması hakkında zorlu görüşmelerin yapılmasını gerektirebileceğini söyledi.
Le Drian, pek çok şekilde yorumlanabilecek belirsiz bir cümle kurarak,”Bu tür dosyaların takvimine ilişkin gizlilik esasına bağlıdır, ancak bu acil bir konudur” ifadelerini kullandı. Söz konusu takvimle örneğin nükleer programın geleceği hakkında ABD ve İran arasında ön görüşmeler yapılması gibi gözden uzak bir takım faaliyetlerin olduğu kast ediliyor da olabilir, balistik program ve Paris'in sürekli olarak ‘istikrarsızlaştırıcı’ olarak tanımladığı Tahran'ın bölgesel politikası olan diğer iki dosyaya işaret ediliyor da olabilir.
Fransız diplomasisi bunu görmüş veya kolaylaştırılmasına yardımcı olmuş olabilir. Ancak henüz bunu açığa çıkarma zamanının gelmediği düşünülüyor olabilir.
Paris'teki güvenilir kaynaklara göre ele alınması gereken 4 önemli nokta var. Birincisi, Le Drian'ın uyarıları, nükleer anlaşmayı imzalayan üç Avrupa ülkesinin (Fransa, İngiltere ve Almanya) dışişleri bakanlıklarının ortak açıklamasından 24 saat sonra gelmesi. Avrupalı dışişleri bakanları, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) Tahran'dan, ‘Tahran’daki nükleer araştırma reaktörü için yakıt olması için uranyum minerali üretmek amacıyla araştırmalarda ilerleme kaydettiğini’ bildirdiği raporunun ardından yaptıkları ortak açıklamada, Tahran'ın ‘hem barışçıl hem de askeri kullanım için’ uranyum minerali üretmeye hazır olduğunu duyurmasıyla ilgili ‘derin endişelerini’ dile getirdiler.
Avrupalılar, İran’ın Tahran'daki nükleer reaktörün çalışması için bu minerale ihtiyaç duymasının, askeri kullanım için olmadığı sürece uranyum minerali üretme konusunda geçerli bir neden olduğuna ve bu konuda haksız olmadığına inanıyorlar. Burada, İran'ın bu son adımının, Tahran'ın 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmada izin verilen seviyeden 5 kat fazla olan yüzde 20 oranında uranyumu zenginleştirmeye başlamasından birkaç gün sonra geldiği hatırlatılmalı. Yine aynı kaynaklara göre Bahsi geçen kaynaklara göre İranlı nükleer uzmanları, bu seviyedeki zenginleştirme oranından nükleer silah üretmek için gereken yüzde 90 seviyesine ulaşabilecek yeteneğe sahipler.
Bu durum, İran'ın nükleer silah elde edebilecek seviyeye ulaşmak için ihtiyaç duyduğu sürenin bir yıldan birkaç aya indiği anlamına geliyor. Bu da Avrupa’nın derin endişesini ve Le Drian’ın yaptığı son uyarıları açıklıyor.
İkinci nokta, Tahran, yeni ABD yönetiminin ‘ya Trump’ın uyguladığı yaptırımları geri çekmek ya da İran’ın nükleer silahlara sahip olma ve nükleer anlaşmadaki yükümlülüklerini veya geriye kalan yükümlülüklerinden vazgeçmesini hızlandırma riskiyle karşı karşıya kalmak’ arasında seçim yapmaya zorlamak için üzerindeki baskıyı artırmak amacıyla Washington'daki yönetim değişikliği sürecinden yararlanması. Ayrıca ABD’nin olası bir askeri saldırısının ‘mümkün olsa bile artık mümkün olmadığından’ emin olmanın rahatlığını yaşıyor.
Üçüncü nokta, Washington'la veya P5+1 ülkeleri (BMGK’nın 5 daimi üyesi İngiltere, ABD, Çin, Fransa, Rusya ile Almanya) ile müzakere zamanı geldiğinde kullanılacak baskı kartlarının bir derlemesi olarak da değerlendirilebilir.
Dördüncü nokta ise, Avrupa ülkelerinin İran'ın geçtiğimiz yılın Mayıs ayından itibaren anlaşmadaki yükümlülüklerinden vazgeçmeye başlamasından bu yana devam eden uyarılarına açıkça kayıtsız kalma hakkının olması. İran bugün Avrupa'nın taleplerini dinlemeye kendisini sevk edecek hiç bir neden görmüyor. Özellikle öncelikle Washington’da olanlarla ilgileniyor olmaları, İran için Avrupa ülkelerinin taleplerinin dinlememesi konusunda bir neden olabilir.
Öte yandan İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif Fransız mevkidaşı Le Drian'ın açıklamalarına Twitter hesabından yazdığı bir tweet ile cevap verdi. Le Drian’a ‘İran hakkındaki anlamsız ve saçma konuşmayı bırakması’ çağrısında bulunan Zarif, Fransa’yı ‘bölgeyi istikrarsızlaştırmaya’ çalışmakla suçladı. Nükleer anlaşmanın devamlılığını sağlayanın Avrupa troykası olduğuna şiddetle karşı çıkan Zarif, bunu İran’ın sağladığını vurguladı. Zarif, Avrupa troykasının Trump’ın nükleer anlaşmadan çekilmesinden bu yana İran'a verdiği sözleri yerine getirmediği yönündeki suçlamalarını bir kez daha yineledi.
Bugün Avrupa başkentlerinde ve başka yerlerde, Biden’ın nükleer anlaşmaya dönme niyetinde olduğu bilindiğinden, yeni ABD yönetiminin İran dosyasıyla ilgilenirken benimseyeceği yaklaşımın şartları hakkında bir takım soru işaretleri var. Burada Viyana Anlaşması’nın, 10 yıllık zorlu müzakereler ve onlarca üst düzey görüşme sonucunda imzaladığı hatırlatmakta fayda var. Ayrıca Biden, Tahran’ın füze programı ve bölgesel politikası ile ‘nükleer anlaşma’ arasında da bir bağlantı olduğunu düşünüyor.
Tahran bugüne kadar, ‘ulusal güvenliğini içerdiği’ gerekçesiyle ilk müzakerelere kapıyı açmayı reddetti. Bu nedenle, birçok kişi müzakerelerin başlaması durumunda Le Drian’ın bunların ‘çetin müzakereler’ olacağı şeklindeki düşüncesinde haklı olduğuna inanıyor. Özellikle Tahran'ın istediği, ama kimsenin olmasına ihtimal vermediği; Washington'ın tüm yaptırımları kaldırması ve İran’ın ancak bunun ardından nükleer anlaşmadaki taahhütlerini tam olarak yerine getirmeye başlaması senaryosundan dolayı olası müzakerelerin çetin geçmesi bekleniyor. Ne var ki Zarif dahil tüm İranlı yetkililer, Washington veya başka bir tarafla ‘müzakerelere gerek olmadığı’ şeklindeki görüşlerini açıklayacak kadar ileri gittiler.
Bu dosyayı takip edenler, böyle bir senaryonun gerçekleşmesine ihmal dahi vermiyorlar. Bu nedenle, ABD’nin yaklaşımını, özellikle de Washington’ın müzakerelerin başlangıcı olarak yaptırım kartını terk edip etmeyeceğini, başarısının doruk noktası olarak yaptırımlara bağlı kalıp kalmayacağını ve her iki tarafın da diğer taraftan beklediği adımın atılarak ‘orta yol’ çözümü üzerinde bir anlaşmaya varıp varamayacaklarını öğrenmeyi çok istiyorlar. Paris'in Tahran'a karşı fazla hoşgörülü davranılmaması ve yaptırımların kaldırılmasıyla diğer iki tartışmalı dosyaya yönelik müzakereler arasında bağlantı kurulması gerektiğini düşündüğü oldukça açık.
Bu arada Fransız kaynaklar, anlaşmanın imzalandığı dönemde Fransa Dışişleri Bakanı olan Laurent Fabius'un, eski ABD Başkanı Barack Obama'nın talimatları uyarınca eksiklikleri daha sonra ortaya çıkan anlaşmayı imzalamak için ‘acele eden’ dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'ye karşı en sert tavırı koyan kişi olduğunu söylediler.
Fransa, İran'ı nükleer silah elde etmeye çalışmakla suçlarken İran’a ‘acil yanıt verilmesi’ çağrısında bulundu
Zarif, Paris'i bölgede istikrarı bozmaya çalışmakla suçlarken Le Drian'ın açıklamalarını ‘saçma’ olarak nitelendirdi
Fransa, İran'ı nükleer silah elde etmeye çalışmakla suçlarken İran’a ‘acil yanıt verilmesi’ çağrısında bulundu
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة